hesabın var mı? giriş yap

  • forbes dergisinin iddiasıdır. türkiye hükümeti abd'li bir teknoloji firmasından sosyal medyada fişleme, şifre kırma vs. için hizmet aldığı ortaya çıkmış. öyle ki söz konusu teknoloji firmasında çalışan bazı işçiler etik dışı bir işe alet olduklarını düşünerek istifa etmişler.

    haber şurada: http://www.forbes.com/…llance-erdogan/#51a33d5275ce

    bu haberin üzerine gidecek türkiyeli gazeteci bulunur mu, bilmiyorum. hükümet bir açıklama yapar mı ondan da emin değilim. ne yapacağımızı bilmiyorum.

  • sanırım çocukları gece 3'te çıkardıkları için toplama fırsatı bulamamışlar. ayıp oldu hacılara.

  • (bkz: söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil)
    ve hatta;
    (bkz: buyrun benim)

    bu basligi acildigi gunden beri takip ediyorum. neticede o onursuzlardan(!) biri oldugum icin.
    evlendigimde yaklasik 23 yasindaydim. ve evet benim de pembe hayallerim vardi. mutlu bir yuva, saglikli cocuklar, iyi ve sevgi dolu bir es. sicak bir yuva vs vs vs. uzar gider.
    ex esimle gorucu sayilabilecek bir sekilde evlendim. eli yuzu duzgun, iyi bir isi olan, insana benzeyen biriydi.
    nisanliyken bir iki davranisi tuhaf gelmisti ama, cok genc ve cok toydum. dunyayi ve insanlari tanimiyordum.
    dahasi bir isim, bir meslegim olabilecegi, hayatimi kazanabilecegim bir bilincle yetistirilmemistim.
    derken 3. gun yuzume yedigim bir tokatla sendeledim ama ayilmadim henuz.
    baslayan seylerin devam etme gibi bir hali vardi. tokatlar tekme yumruklarla yer degistirdi zamanla.
    ugradigim seyleri sindirmeye calisiyordum cunku her seyin cok guzel olabilecegine dair umudum hic degismiyordu.
    sozlu, fiziki siddet gun gectikce agirlasti. cocuklarim dogdu. buyudu ama ben yaratilan cehennemde yaniyor ama olmuyordum.
    defalarca yazdigim entrylerimde her turlu ayrinti var zaten. kafa sisirmeyeyim.

    bosanmaya karar vereli cok olmustu ama uygulamaya gectigimde 43 yasindaydim. isim, param, evim hicbir seyim yoktu.
    evimden elimde icinde 20 lira olan bir cuzdan, esofman ve bir kot ceketle ciktim.
    20 senelik evlilikten geriye kalanlar buydu.
    eski esimin ailesinden gelen ilk haber suydu;
    -evden zirnik alamazsin.
    istemedim zaten.
    dava su bu vs derken is guc sahibi adamin 3.000 lira geliri cikti.
    tabi nafaka o gelir uzerinden bicimlendigi icin, avukati ve o komik nafaka bedelleri teklif ettiler.
    ustumde kot ceketim ve esofmanimla 20 senemin bedeli etmeyecek bir nafaka ve cuzzi miktarda bir tazminat ile kurtuldum.
    nafakam ile sadece ev kirami verebiliyorum.
    evden sadece ustumu basimi ve cok sevdigim duduklu tenceremi aldim.
    simdi asgari ucretle bir arkadasimin yaninda calisiyorum. 5 gun sonra 45 yasima giricem.
    cok sukur, buna da sukur.
    yani ne yapsaydim. ne tavsiye ederdiniz ?
    onurlu olmak icin nafakayi reddedip, nerede kalsaydim ?
    20 senelik emeklerimi yok mu saysaydim ?
    yoksa onursuzca o adamla sirf rahat, konforlu bir hayat icin yasamaya devam mi etseydim ?

    baskalarinin ne dusundugu umurumda degil cennetinden;
    sevgiler, saygilar...

  • bir yangın söndürme uğraşında söndürme faaliyeti için yukarı çıkan insanlar aşağıya nasıl indirilir?

    cevap: koridor oluşturularak. çünkü yukarıda cansiperhane yangın söndürmeye çalışan kişiler dumandan etkilenmiş olabilir ve aşağı inerken sendeleyerek düşebilir, yuvarlanabilir.

    bu kıymetli bilgiyi şahan'ın yayınından öğrendim. günlerdir muhalif basının yangınla ilgili yayınlarını izliyorum da hepsi çöp. hele ki bugün fox haberde öyle bir şey izledim ki... yangın bölgesinden yayın yapan gazeteci bozuntusu sanki çatışma ortasında kalmış gibi çığlık çığlığa, nefes nefese arabaya koşuyordu. oysa ki yangın en az bir kilometre ötede, ebesinin a.ındaydı. gelin görün ki şahan dumanların, alevlerin içinden yayın yapıyor. öyle boş bir yayın da değil. yangına ilişkin bir sürü ayrıntı, bir dolu bilgi var. gece sadece gönüllüler tarafından söndürme çalışmaları yapıldığını, helikopter uçmadığını da onun sayesinde öğrendim mesela. ben teşekkür ediyorum kendisine.

  • aşk mı para mı diyo. lan ben küçükken düşen dişimi yastığın altına koyup sabah para olduğunu görünce 3 sağlam dişimi söküyodum zor tuttular amk

  • bolulu teyzenin mantarı için: - "çok güzel. fransa'da bunu şaraplı lüdon sosu ile yaparlar." teyze: - "o da güzel olur."

  • küresel ısınma sonucu kapladığı alan giderek büyüyen ve afrika'nın yeşil alanlarını tehdit etmeye başlayan sahra çölünü, geri dönülemeyecek noktaya gelmeden durdurmak üzere, 15 kilometre genişliğinde, kıtayı enlemesine boydan boya katetmesi planlan orman projesinin adı.

    dünya bankası, afrika birliği, afrika kalkınma bankası gibi uluslarası kuruluşların da fonladığı projenin ilk ayağı senegal'de 2007 yılında başlamış ve epey olumlu geri dönüş var. gönüllü yatırımcıların da katkıda bulunabildiği proje, bölge insanına hem gelir kapısı oluyor hem de bölge ekonomisini geliştiriyor. hayvancılar ve tarım köylüleri arasındaki otlak ve arazi kavgaları bitmiş.

    kıtanın doğu ucundaki somali ve cibuti'ye kadar uzanması planlanan ormandan duvar için milyarlarca ağacın yanında bir çok endemik ve zirai bitki de dikilecek. birçok yerde dikilen ağaçlar büyüyüp orman olmuşlar. hayvanların otlamasının ormanların yok olmasına neden olmadığının keşfedilmesi üzerine, hem evcil hem de yabani hayvanlar bitki örtüsünün geri getirilebilmesi için etkin olarak kullanılıyor. ayrıca, bitki örtüsü suyun korunması ve ziyan edilmeden değerlendirilebilmesi için de elzem. yoksa yağmur suları hiçbir derde deva olmadan akıp gidebiliyorlar. bitki örtüsü, yağmur sularının yeraltı sularını besliyor, yeraltı suları da bitki örtüsünü.

    projenin ilerleyen safhaları için potansiyel sorunlar var. ilk akla gelen sorun, bölgenin istikrarsız siyasi yapısı. senegal göreceli olarak stabil bir ülke olsa da, güzergah boyunca hem istikrarsız ülkeler hem de terör örgütlerinin kontrol ettiği alanlar var. çad'da boko haram, nijer ve nijerya'da istikrarsız yönetimler ve silahlı gruplar, etiyopya ve somali arasındaki problem ilk akla gelen olası sorun bölgeleri. ikinci problem yine insanlar. her ne kadar şu an için bu projede bölge insanı aktif rol alıyor olsa da, bütün hat üzerinde tam kontrol sağlanamayacaktır ve kimi insanlar ağaçları yakacak ve ekonomik olarak değerlendirilebilir malzeme olarak göreceklerdir. buradaki insanlar bu ormanın değerini bilseler ve yapılan işi takdir etseler bile, bazı yerlerde hayat şartları bunu zorlayabilir.

    şimdiye kadar 8 milyar dolarlık bütçe ayırılan proje, insanlık tarihinin en büyük toprak biçimlendirme projelerinden biri olmaya aday. etiyopya'nın kendi içinde de benzer bir proje var ve epey yol katettiler. senagal'de başlayan ormanlandırma çalışmaları, etiyopya'daki orman ağına bağlanacak. konuyla ilgili bbc haberi için bkz. ayrıca vikipedi sayfasından da detaylı bilgi alabilirsiniz.

    not: çin'in iç moğolistan (inner mongolia) bölgesinde de gobi çölü artık başkent pekin'i de tehdit etmeye başladığı için benzer bir proje başlattı ve inanılmaz sonuçlar alıyorlar. bu başlığa, o konuyla ilgili de tekrar yazacağım.

  • ülkenin büyük sinemacısı, sinema oyuncusu. kendisi sinema eleştimeni atilla dorsay'a şöyle diyor:

    "sen zaten benim adımı hala bilmiyorsan, baba sen zaten bırak sinema köşesi yazmayı..."

    bu adam 3 tane recep ivedik filmi çekti diye türk sineması'nın duayeni sanıyor kendini. atilla dorsay senin adını bilse ne olur, bilmese ne olur?

    abicim bu egonun kaynağı nedir, nedir bu özgüven? çektiğin filmler alt tarafı recep ivedik be... atilla dorsay emek sineması'nın yıkılmasını protesto ederken bu adam o'na laf sokmanın derdinde.

    bazen kendini bile aşıyorsun şahan.

  • bir tartışmada bilerek ya da bilmeyerek karşı tarafın görüşünün çarpık bir yorumlamasını yapıp, bu yorumlama üzerinden eleştiri üretmeye verilen isim.

    örnek olarak "sen evrime mi inanıyorsun? maymundan mı geldin?" cümlesini ele alabiliriz. bu cümlede iki tane straw man tarzı çarpıtma vardır. birincisi evrim teorisinin bir "inanç" olduğu varsayımıdır. ikincisi (ve belki de daha meşhur olanı) ise evrim teorisinin "insanın maymundan geldiğini" savunduğunu iddia etmektir.

  • turizmi ilgilendiren bütün bölümler. her şeye sazan gibi atlayan, enerjisi yüksek dışadönük bir yavşak olmanız yeterli.

    edit: yahu arkadaşlar; anladık, hepiniz öyle değilsiniz. ama hepinizi toplayınca o çıkıyor işte.* özellikle turizm sektöründe terfi basamaklarını hızla tırmananlara dikkat etmenizi rica ederim. turizm sektörü böyle insan seviyor demek ki, n'apalım?