ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
balkondan atılan böceklerin ölmemesi
-
olayı fizik ile açıklamak gerekirse, diyelim ki 3 kattan aşağı atıldı, 2,7 m kat yüksekliği. 2,7 x 3 = 8,1 m yüksekten düştü. v^2=2x9,81x8,1'den v = 12.6 m/sn hızla yere çarpar. kütlesi 1 g olsa, yere 12,6 gm/sn momentum uygular. beton zemin diyelim, sönümlenmeyi ihmal ederek aynı momentumu geri yesin; 12,6 gm/sn. fiske vursan daha çok etki yapar.
beş dakikayı daha güzel ziyan edemezdim.
edit: işbu entry, havanın kaldırma kuvveti ve sürtünmesi ihmal edilerek girilmiştir. 60 km/s hızda seyreden arabanın çarpması sonucu hayatta kalma ihtimali varken aynı hızda seyreden kamyonun çarpması sonucu gebermenin nedeni de budur. yine de öldürmeyen allah öldürmez tabi.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
küçükken anneyle kavga edip odanın kapısını hızlı bi şeklide çarptıktan sonra 'acaba dövmeye gelecek mi' bekleyişi vardı...
rte cumhurbaşkanı olamaz çünkü önlisans mezunu
-
ulan, adam istese sil baştan bugün bir üniversite açar, yarın tek mezunu olur, ertesi gün kapatır. öyle bir konumda. hala önlisans, falan filan.
(bkz: ahahaha deli)
a streetcar named desire
-
sıkıcı ve banal gündelik gerçekliğe "ben bir büyü yaratmak istiyorum" diyerek savaş açan bir karakterin bindiği "hızlı tramvay"ın adıdır. "yabancıların şefkatine" inanmıştır ("i have always depended on the kindness of strangers") ve kendini içinde bulduğu tramvay sağa sola çarparak son sürat giderken en nihayetinde kalın ve yekpare bir duvara toslamıştır. işte "gerçeklik", o duvarın adıdır.
dişçilerin sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması
-
dikkatinizi çekmek istediğim hadise.
bakın bu ülkede doktorlar dövülüyor, öğretmenler linç ediliyor, avukatlar ayrı tepki çekiyor, polislerden hiç bahsetmeyelim bile.
ama bu diş hekimleri sinsi gibi hiçbir şeye karışmıyor. ne çıkar bir açıklama yaparlar, ne bir şeyi protesto ederler, ne devlet en basitinden eczacılarla olduğu gibi bunlarla uğraşır. muayene 50 lira, dolgu 100 lira, implant mı? ver 2000 lira... kendi hallerinde takılıp gidiyorlar. türkiye'de kimsenin buna hakkı yok. gerekeni yapalım.
(bkz: diş hekimlerinin sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması)
(bkz: karakter sınırı)
z kuşağının sabah akşam noodle yemesi
-
z kuşağı devlet yurdunda kalan, porsiyonları yetmeyen, iki öğün bile doğru düzgün yiyemeyen, kahvaltısı akşam yemeği için uzun uzun kuyruklara girmesi gereken, cebinde doğru düzgün parası olmayan, odasında ocağı tenceresi olmayan aç bir kuşak.
gizli saklı odaya soktuğumuz kettle ile bu yurtta ancak noodle yiyebiliyoruz acıkınca. çok özür dileriz sevgili büyüklerimiz.
gelen mesajlara inanamazsınız, biri yazmış kettle sokabiliyorsanız tost makinası da sokabilirsiniz diye. sonra da yazmış gece bişi yemeyin zaten diye. ne kadar yaratıcı çözümler bunlar. yurtlara gideken annemizin al yavrum dediği kettle, 10 liraya satılan su ısıtıcılarla bir tutup tüm yurda tost makinası aldıracak. malum partinin “bir daha yemek istesinler” önerisi ile aynı zekada bir çözüm önerisi gerçekten.
ayrıca durduk yere de üç beş kişi “beyinsiz çünkü z kuşağı” yazmış. y kuşağı sanki bir halta yaramış bu ülkeye de z kuşağına bir şey bırakmış. beyninizi kullansaydınız da sizlerin kararlarının bedelini z kuşağı çekmeseydi. durduk yere sonraki kuşağa beyinsiz deme ihtiyacı duyan bir kuşağı da çok ciddiye almamak gerekir neyse. bütün bu meselenin, noodle yememiz ve maddi problemlerimizin olması z kuşağının beyinsizliği ile ne alaka ya ne alaka… parıl parıl zihinler gerçekten. biri de yazmış ben amerikada okudum ettim harika bi y kuşağı örneğiyim diye bravo sana bravo bebeğim.
ayrıca olaya sadece ucuzluk açısından bakmak da yanlış. ben pratik oluşundan da söz ettim.
bir erkekten duyulan en iyi iltifat
-
bu ulkede bir erkekten duyulan en iyi iltifat yine bir erkege yapilmistir ve o da "kiz olsaydim sana verirdim kanka"'dir. dagilabiliriz simdi.
istanbul'da taksi ücretini ödemeyen kadın
-
feminazi bazı yazarlar kadının tarafında. yemedim falan diyor. parayı vermediğinin görüntüsünü istiyor. ulan videodaki kadın bile parayı verdiğini iddia etmiyor sen burada kadını savunuyorsun.
10/10 rezalettir. kadının kendi çevresinde kesinlikle linç edilmesi gerekir. gecenin 11 inde ekmek parası için çalışan adamı sen nasıl kullanırsın ya?
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
dolma biberin doldurularak yenmesi gereken bi sebze olduğunu ilk kim düşündüyse higgs bozonunu bulmuş kadar büyük iş yapmış arkadaş! hayır onca zımbırtıyı bir araya getirip bi bitkinin içine tık ve lezzetli bi şey çıksın ortaya.
pos makinesi çalışmıyor furyası
-
pos makinası çalışmıyorsa, pos ile ödeme seçeneğini kapatabilirsiniz. nakit para taşımak zorunda değilim.
ızıcık ınsın ılın nıkıt ıdıyın.
esnafın karını ve zararını düşünmekle mükellef değilim!! eğer nakit çalışacaksa da bunu ifade etmeli.
ha nakitle çalışırken ne kadar vergi veriyor orası da ayrı muamma tabi.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
kadıkoy minibusundeim :
1.kız : ayyy pelin biliomusun omeri gordum cok yakısıklı olmus.
2. kız : hadı yaa!!hanı su eskı mahelledekı karga burunlu omer mi?
1. kız : eveeettt!oha fln oldum yanii !!! oha oha bin kere ohaaaaa!!!
ustunde tommy gomlek boleee, altında tommy panti, dızel ayakkabı offff! bana merhaba dedi biliomusun!!
2. kız : hadi yaa! oha yaa o cok cirkindi
1.kız : halen cirkin ama cok yakısıklı olmus!!!
(bkz: marka takinitisi olan insanlar)
ekşi fest 2015
-
önce şaka sandım, baktım baktım anlamadım.
sonra gittim derinlerden fularımı çıkardım ve taktım. inanamıyordum, fularlı halimle bile sadece selda bağcan ve frodo'yu tanıyabiliyordum. beynim almıyordu, o harf cümbüşünü ve selda bağcan & frodo birlikteliğini algılayamıyordu beynim.
bu kadar marjinalliği yakalayamıyordu aciz, yobaz, anadolu çomarı bedenim.
saniyelik salaklıklar
-
bir abim anlatır. birgün pazarda kıyafet satıyorken koşa koşa bir kız gelip, etek stantının arkasına girer. "abi, peşimdeler burda olduğumu anlarlarsa, nişanlısıyım yada erkek arkadaşıyım gibi bişey de" der, çömelir.
neyse bir iki dakika içerisinde iki delikanlı gelip burdaymış derler.
a: abi
o: onlar
o: burdaymış burayı gösterdiler.
a: hop hop n'oluyor.
o: *
a:dağalın lan rahat bırakın kızı
o: sen kimsin
a: ben onun erkek nişanlısıyım.