hesabın var mı? giriş yap

  • ne kadarı doğru ne kadarı yanlıştır bilmiyorum ama benim tanıdığım kadarıyla aslan kadını sevince gerçekten deli gibi sever. hani sevildiğine inanırsa bir de gurur dediğiniz şey falan çok arka plandadır. öyle çocuksu sever ki sürekli pohpohlar, karşısındakini şımartır ve mutlu etmek için etrafında pervane olabilir. aynı ilgiyi tabi ki karşısındaki insandan da bekler. ilişkide eşitlikten yana olduğu için veremeyeceği bir şeyi karşı taraftan da beklemek istemez. bu onun gururunu kırar. ya daha üstün ya eşit olmalıdır ilişkilerinde her zaman. sevdiği insana gerçekten iyi davranır. düzdür. düşündüğünü söyler bu nedenle anlaşılması o kadar zor değildir. düşündüğünü söylemiyorsa da düşüncelerinden tam emin olamadığı içindir o an. sevdiklerini ölümü pahasına korur. aptaldır bu konuda, gereksiz fedakarlıklar yapmaktan çekinmez. eli boldur. para onun için değerli olsa dahi sevdiği insan için bütün parasını gözünü kırpmadan harcayabilir.

    çoğu zaman kendini haklı görür çünkü her şey için haklı bir açıklaması vardır. kendi mantığına oturttuğu şey için mantıksız açıklamasını kabul etmez. başkalarının hayatlarına müdahaleci olabilir çünkü onları seviyordur ve onların iyiliğini istiyordur. onlar için en iyisini istiyordur. bu nedenle bazen kendisinden bezdirebilir insanları. bir tartışma içerisinde ise gerçekten çok tehlikeli olabilir, birden öfkelenebilir, ateşler saçarak şiddet içeren davranışlarda bulunabilir, hele ki sinirlendiren kişi karşısında gülüyor ve "sen sinirlensen nolur yea" davranışları içeriyor ise orayı kelime anlamıyla yıkar. kendi kafasında uzaktan kumandalı bomba planları yapmaya başlayıp karşıdaki kişinin soyunu yok etmeye karar verebilir. ama öfkesi geçtiğinde bunun uzun zahmetli bir iş olduğuna ve dahası öyle bir şey yapma durumda kendi hayatını sevmediği bir insan için zora sokma düşüncesinin saçma olması nedeniyle bu düşüncesinden vazgeçer. yani tembeldir, evet. bazen tembel olması cidden iyidir.

    kinci bir yapıları olduğu söylense de aslan kadınının öfkesi başladığı gibi çabuk biter. genel anlamda her zaman küçük meydan okumalardan hem hoşlanır hem sinir olur, her şeyi kazanmak ister, bir aslan kadına bak şuraya kadar kim daha hızlı koşacak deseniz ilgilenmiyor görünse de kazanacağına inanıyorsa topuklu ayakkabılarıyla koşmaya başlar, kaybedeceğine inanıyorsa neden kaybedeceğine dair detayları size sunar ve şartlar eşit olsa kazanacağını açıklar.

    kendisine yapılan kötü şeylerin çoğunda kendisine kötü davranılmasını nedensiz buldukları için yanlış anlaşılmaya kurban gittiklerine inanır. çünkü sevdikleri kimseye bilerek ve isteyerek üzmezler. sevmedikleri biri için bir duygu beslemediklerinden ve onlarla muhatap olmayı dahi zaman kaybı olarak gördüklerinden o insanlar için de kötü davranışlarda bulunmazlar. bu nedenle başlarına gelen kötü şeyler için öncelikle o insanı suçlamamayı yeğlerler. ama ki kasıtlı olarak kötü davranıldığını kabul ederlerse (ki nedenleri vardır böyle kabul etmek için) o zaman iyi niyetlerinin kötüye kullanıldığını düşünür gerçek birer düşmana dönüşürler. ancak kötü davranan kişiyi küçümser ve değersiz bulurlarsa tırnaklarını çıkarmaya gerek duymadan aslan uykularına devam ederler. bir yerde fare-aslan hikayesi gibidir. aslanların en kötü huylarından biri küçümsemektir evet.

    bunun dışında bir şeyi çok istiyorsa ama kaybetme olasılığı varsa, bir şeyi kaybetmiş olarak yaşayamacakları için hiç denememeyi yeğlerler. isteklerini kaybetmiş gibi görünseler de asıl olan, kendilerine güvenlerinin zedelenme olasılığı olduğu gerçeğidir. bu nedenle reddedileceğini düşündüğü birine açılması neredeyse imkansızdır.

    ellerinde olsa bütün dünyayı kurtarmak isterler.
    gene ellerinde olsa kendileri için köle çalıştırır bütün gün hizmet beklerler.

    gördüğünüz gibi bir yerde çelişkiler insanıdır. hep bir huzursuzluk, mutsuzluk vardır içlerinde. bu sanırım hayatı istedikleri gibi yaşıyor olmadığı içindir. mesela evereste tırmanmak istiyorsa, tırmanana kadar tırmanmadığı gerçeği onu rahatsız eder. bu anlamda takıntılıdır biraz.

    burada yazdıklarım ne kadar doğrudur ne kadar değildir bilmiyorum tabi. sonuçta burçlara inanma burçsuz da kalma insanıyım ben.

  • seviyorum bu insanları, gördükçe keyifleniyorum. modern, yobaz olmayan bir şehirde yaşadığımı görüyor, erzurum, yozgat vb. gibi şehirlerin de kendilerini aşmasını can-ı yürekten diliyorum.

    sonuçta her koyun kendi bacağından asılır. içki içenlere afiyet olsun, oruç tutanların da allah kabul etsin.

  • üniversite giriş sınavına başvururken lisede hocaların el kadar webcam'e bakarak çektirdikleri fotoğraftır. o kimlik kartı istenmeyen ellere geçtikçe o hocaların da az kulağı çınlamadı zaten. hayır bir de üniversitedesin, ikili ilişkilerin en yoğun yaşandığı yer. birinden hoşlanıyorsun sonra bir şekilde adam senin kimlik kartını görüyor ve lal oluyor. nice ilişki bu şekilde başlamadan bitti.

    bu sen misin gerçekten gibi soruların yanında, bak doğru söyle estetik operasyon mu geçirdin yoksa yüz nakli mi oldun gibi acımasız sorulara da zemin hazırlıyor.

    hani nüfus cüzdanı aracılığı ile maymun olmak denilmiş ya, en azından dünya üzerinde bulunan bir canlıya benzetilmiş. bazen bu kartlarda öyle fotoğraflar oluyor ki; yaşayan herhangi bir canlıya benzetilemeyen.

    tabii bir de bu fotoğrafla ilgili korkutucu hikayeler dolaşır ara sıra koridorlarda. bir keresinde diplomada fotoğraf olacağı ve o fotoğrafın da bu olacağı gibi ürkünç bir dedikodu duyuldu da bölümde; on dört arkadaş kalp krizi geçirdi, dokuzu felç oldu, beşi okulu bıraktı.

  • çomaristan deyince de kızıyorlar. başka nasıl ifade edeceksin bu olayı. hasta nakil aracıyla adam kovala, yetmedi birde in aşağı silah çek.

    ek 2: çomarların araçları (bkz: hbs özel diyaliz) kurumuna aitmiş. çaylak bir arkadaş bildirdi.

    ek 1: araç plakası 16 sh 411 miş bu arada. gören olursa bildirsin.

  • erdoğan'ın 5 yıldır mal bildiriminde değindiği 500 bin tl alacağını hatırlayın. esad bu paranın üstüne yatan kişidir zannımca, erdoğan alacağını almak için nüfuzunu kullanıyor. esad parayı faiziyle ödese de bu tatsızlık bitse artık.

  • uzun seneler boyunca sigarayı bırakmam konusundaki ısrarlarının* ardından nihayet bunu başardığımda geçen şu diyalog:

    + anne nihayet bıraktım ben..
    - neyi, o adını bile anmak istemediğim pis şeyi mi
    +evet
    - allahımmmmmm (çeşitli dualar ve sevinç gösterileri takip eder) dile benden ne dilersen kızım
    +heheh saol anneciğim ama biraz sinir yaptı bende
    - olsun kızım. beni döv. gel beni döv yavrum.