hesabın var mı? giriş yap

  • süper demeç. içim soğuyor böyle şeyler gördükçe.

    memurlara da aşk olsun. tayinimiz çıkar, sürülürüz diye korkuyorlar. abi zaten çankırı’dasın lan. sürül belki ufkun açılır amk.

  • sabahtan beri sözlükte cirit atan hepsiburada’nın paralı trollerini sahneye davet ettiğimiz rezalet.

  • özellikle yaşlıları vuran tuzak. zamanında beni de vumuşluğu var mutlaka detay fatruranıza bakın.

    babam 85 yaşında. telefonunda çıkan mesajlar olduğunda tuşlara rastgele basıyor. bimcell üzerinde bu şekilde bir sürü abonelik ittirmişler. sim menü üzerinden abonelik iptali yok, hangi aboneliklere üye olunduğunun bilgisi yok. tüm abonelikleri iptal seçeneği yok.

    müşteri hizmetleri desen abonenin kendisi arasın yakınının araması ile iptal edemeyiz diyorlar.

    gelen eski mesajların içeriğine bakıp iptal için gerekli doğru sms mesajını bulup doğru telefon numarasına göndermek gerekiyor.

    sim menü uygulaması kaldırılamıyor. durdurulamıyor.

    sadece yaşlılar için risk değil. genelde telefon görüşmesi bittikten sonra ekranda görünüyor, ekran kilidi henüz kapanmadığı için yanak temasıyla bile onay butonuna basılabiliyor ve haberiniz olmuyor.

    kötü niyetli bir uygulama. hukuki yolunu yordamını bilen varsa bir el atsın şu işi gündeme getirelim.

  • demokrasinin doğru düzgün işlemesi için zaruri olan bir sistem bence. bu kadarla bırakmıyorum tabi ki:

    * tesettür butikler: 0.5 oy
    * standart insan: 1 oy
    * üniversite mezunu insan: 2 oy
    * yüksek lisans mezunu: 2.5 oy (ingilizce bilmeden parasını bastırıp ingiltere'ye mba yapmaya gidenleri saymıyoruz)
    * profesör filan, yaşlı bilgililer: 4 oy
    * sevdiğim arkadaşlarım: 4 oy
    * tkp'liler: 20 oy (bakalım millet vekili sokabilecekler mi, meraktan yani)
    * uygur kardeşler, sertaç ortaç filan: -500 oy (oy verdikleri parti haricindeki tüm partilere eşit bölüştürüp dağıtacağız)
    * mortifera'nın oyu: 500000 oy

  • kendisi ile duygusal ilişkiye girerseniz, en sonunda"eeeeeeeehhh eytere lannn, sen beni sev, sen benle ilgilen, sen benden özür dile, sen sırtımı sev, sen beni anla, sen bana yaltaklan, sen benden talep et, sen benden rica et, sen beni uyut, sen benim için yaz çiz, sen kendi hatalarının farkına var, sen pişman ol, sen bana güzel laflar et" diye yırtınarak cinnet geçirirsiniz. ama hayır, cinnet geçirme hakkı da sadece ondadır.

    kendine o kadar hayrandır ve gururu için yaşar ki, sizi hayran olunacak insan kıvamından çıkartır, gurursuz kılar.

    özetleyeyim; ailesi/çevresi/geçmişi/eğitimi tarafından törpülenmemiş ise, siz de onu törpüleyebilecek ayakoyunlarına fersahlarca mesafedeyseniz egonuzu ezer, üstünüze basar geçer.

    bir tanesiyle evliyim ben bunların " benim gözlerim güzel mi? diye sormuştum geçmişte gaflete düşüp, "benimkiler daha güzel" demişti. gözlerinizin güzel olduğunu unutursunuz. aman ha.

  • "şort giymeseydi, o saatte orada ne işi vardı, kuyruk sallamış" savunmacılarının hakkında ne diyeceğini merak ettiğim, başörtülü bir hanımefendiyi hedef alan tacizcidir.

    dini, ideolojik etkenlerle tacizi, tecavüzü meşrulaştırmaya çalışanların ders alması gerekir.

  • alzheimer'dan sonra en yaygın ikinci demans türüdür. normal hücre iletişimini önleyen ve nöral rejenerasyonu bozan beyindeki anormal bir protein birikiminin sonucudur. adını da burdan alır. lewy cisimcikli demans (lewy vücut demansı, lbd), alzheimer ve parkinson hastalığı semptomlarının çoğunu paylaşır, bu nedenle kesin bir tanı koymak zordur. alzheimer'ın davranışsal ve bilişsel semptomları ve parkinson'un kas sertliği, hareket yavaşlığı ve titremesi vardır. bununla birlikte, lbd'li insanlar da çok canlı halüsinasyonlara sahip olma eğilimindedir.

    lewy vücut demansı belirtileri:

    lewy vücut demansı, beyni aşamalı olarak etkiler. başlangıçta, olağan semptomlar parkinson hastalığına benzer, ancak ilerledikçe diğer semptomlar ortaya çıkar. birkaç çalışma, en yaygın lbd semptomlarının:

    -canlı görsel halüsinasyonlar: genel olarak bu halüsinasyonlar tekrarlanır. hayvanlar veya orada olmayan insanlar da dahil olmak üzere herhangi bir şekle bürünebilir. hastaların diğer duyu organlarına hitap eden halüsinasyonlar gördüğü de bilinmektedir.

    -motor değişiklikleri:
    hareket yavaşlığı, kas sertliği, titreme ve düzgün yürüyememe gibi parkinson hastalığındaki motor değişikliklere çok benzer.

    -davranışsal ve bilişsel bozukluklar:
    karışıklık, zaman ve mekan algılama problemleri, mantık yürütme ve karar verme güçlüğü gibi. tüm bu semptomlar alzheimer hastalığına çok benzer, ancak genellikle daha az şiddetlidir.

    -davranışsal ve bilişsel bozukluk dalgalanmaları:
    demanstan ve lbd'den muzdarip insanlar ardışık günlerde bile bir iyi bir kötü olabilir. örneğin, hasta bir gün herhangi bir şey konuşup hatırlayabilir ve ertesi gün hiç konuşamayabilir.

    -vücut fonksiyon düzenlemesinde bozukluklar:
    genel olarak lbd; otonom sinir sisteminin özellikle kan basıncını, terlemeyi ve sindirimi düzenlemekle görevli bir bölümünü etkiler. böylece hasta baş dönmesi hissedebilir veya sindirim sistemi sorunları yaşayabilir.

    yukarıda belirttiğimiz gibi, lewy vücut demansı zamanla ilerler, bu nedenle semptomlar hastanın yaşamının son yıllarında kötüleşir. hasta depresyona girebilir, agresif olabilir ve daha fazla motor değişikliğinden(kısıtlılık) muzdarip olabilir.

    lewy vücut demans teşhisi:

    lewy vücut demansının teşhis edilmesi zordur, çünkü esas olarak alzheimer ve parkinson hastalığı gibi diğer demans türlerine benzemektedir. ayrıca, teşhis etmek için özel bir test yoktur. aslında, hasta diğer olası hastalıkları ekarte etmek için çeşitli testlere tabi tutulur.

    semptomların ne kadar hızlı gelişmeye başladığı, lbd'nin en güvenilir göstergelerinden biridir. bir yıl içinde zihinsel belirtiler ortaya çıkarsa, hasta büyük olasılıkla lbd'den muzdariptir. daha sonra; ayırıcı tanıyı takiben, kan testleri semptomların bir b12 vitamin eksikliğinin, tiroid sorunlarının veya sifiliz ve aids gibi hastalıkların sonucu olup olmadığına bakılabilir.

    beyin mr'ı veya tomografisi ile araştırılarak; felç, hidrosefali veya tümör gibi diğer durumlar devre dışı bırakılabilir. bu görüntüler lbd tanısı koymak için de yararlı olabilir, çünkü hastaların beyinleri özellikle substantia nigra'da serebral atrofi ve orta beyin nöronları ölümü gibi çok belirgin değişikliklere maruz kalır.

    ayrıca, lbd hastalarının beyninde, nöronal işlevselliği etkileyen lewy nöritleri adı verilen lezyonlar olabilir. en çok etkilenen nöronlar, hipokampusun nöronlarıdır.

    nedenleri ve risk faktörleri:

    lewy vücut demansının, kesin olarak nedeni henüz bilinememektedir. ayrıca çalışmalar, lbd'ye yakalanma riskini artıran bazı faktörler ortaya koymuştur. örneğin, 60 yaşın üzerindeki erkeklerde daha yaygındır. bunun yanında bir akrabanın alzheimer, lbd veya parkinson hastalığından muzdarip olması durumunda kişinin de riski artar.

  • önce şunu belirteyim, ben daha çok yazar gibi görünsem de aslında okurum. böyle rezaletleri falan da okuyorum tabii ama bu sefer elim ayağım birbirinde okumuyor, yazıyorum. hatam olursa mazur görülsün, affedilsin lütfen.

    facebook'da bir arkadaşımın paylaştığını aynen buraya koyuyorum:

    facebook görüntüsü

    yarın bu çocukların diploma töreni olduğunu öğrendim.
    aile perişan...evlatlarının başında bekliyorlar.
    minicik çocuklar hastanede arkadaşlarının başında beklemek istiyorlar.
    veliler bugün ayaklanıyorlar. kaçı becerebilir bilmiyorum, rica ettiler yazdım.

    söyleyecek sözüm yok sadece "o çocuk sizin çocuğunuz olsaydı" ne olurdu diye sormak istiyorum?

    edit: kaynak falan yok demiş bazı çaylaklar, olay bilfen esenşehir`:hatalı lokasyon yazmışım, özürlerimi kabul edin lütfen` 'de oluyor. evladımızın adı efe.
    şu anda kadıköy şifa hastanesinde. ispattan daha çok duaya ihtiyacı var şu anda ama içinizi soğutacaksa buyrun yazdık.
    efe 13 yaşında ve 7. sınıf öğrencisi.

    edit2: en az sizin kadar somut bir şeyler istiyor ve konuyu bana ileten arkadaşımdan sürekli bilgi istiyorum. "marsha aile çocuğun canının derdinde, o kadar taze ki daha ne kafamızı toplayamadık" dedi. efe'nin sağlık durumu ailelerin elini kolunu bağlıyor maalesef ama asla susmayacaklar biliyorum.

    edit3: derdin atv mi falan diyenler oluyor. cevap vereyim:
    ben kimin evladı olursa olsun, başka birinin evladının canına kast edilmesine yönelik yazıyorum.
    okulun bu konudaki tavrına yazıyorum. önlem alsınlar biz alınlarından öpelim.

    edit4: facebook postu ile bilip bilmeden paylaşıyorsun diyenler bana bildiklerini anlatsınlar, hemen editleyelim.

    edit son: okuldan gelen açıklama. eğitim kurumusunuz, inanmak istiyoruz.
    http://bgs.bilfen.com/kamuoyunaduyuru

    edit: efe'nin sağlık durumuyla ilgili bilgi alır almaz burayı güncelleyeceğim. mesajlar için, efe'ye sahip çıktınız için, efe'yi hiç tanımayan bir ablası olarak, ellerinizden öperim.

    edit: cumartesi günü uyandırmayı planlıyoruz demiş doktorları, durum stabil. hayırlı haberlerini vereceğiz inşallah.

    edit: 21:24 itibariyle haber aldım. efemiz gözünü açmış, yarın normal odaya alınıyor!!!!

    edit: yetkililer twitter hesabından açıklama yapmış, buyrun:

    https://twitter.com/…lfen/status/870659863470370817

    https://twitter.com/…lfen/status/870659915223838720

    edit son: buyrun ailenin açıklaması https://www.facebook.com/…k/posts/10155419870052884

  • nobel ekonomi ödülü sahibi maurice allais'in adıyla anılan paradoks. beklenen fayda kuramıyla insanların gerçek davranışları arasındaki tezatlığı ortaya koyar. burada beklenen fayda kuramı 1738 yılında daniel bernoulli tarafından ortaya atılan ve 1944 yılında kon von neumann ve oscar morgenstein tarafından geliştirilen bir teoridir. kişilerin rasyonel hareket ettiği varsayımı altında beklenen fayda, belirsizlik altında verilen bir kararın sonucu olan olası faydanın, olayın gerçekleşme olasılığı ile çarpılmasıyla elde edilen sonuçtur. işte allais paradoksu da buradaki tezatlığı ortaya koyar.

    allais istatistikçi leonard jimmy savage'i sıkıştırıp, tuzağa düşürmek için kendisine birtakım sorular sorar:

    hangisini tercih edersin?

    1- garanti 1 milyon
    2-100 parçalı bir çarkıfeleği çevirdiniz. bir milyon tl kazanma olasılığınız % 89, 2.5 milyon tl kazanma olasılığınız % 10 ve hiçbir şey kazanmama olasılığınız % 1.

    işte allais burada çoğu insanın garanti 1 milyon seçeneğini seçeceğini söyler. savage de bunu onaylar.

    o zaman bir soru daha sorar:

    1- 1 milyon tl kazanma olasılığım yüzde 11
    2- 2.5 milyon tl kazanma olasılığım yüzde 10

    allais burada da ikinci şıkkın seçileceğini söyler. ve savage de kendisine katılır. ve allais üçüncü bir soru sorar:

    önümüzde mühürlü bir kutu var. hangisini tercih edersiniz.

    1- kutunun içinde ne kadar para varsa yüzde 89 ihtimalle onu kazanacaksınız ya da yüzde 11 ihtimalle 1 milyon tl kazanacaksınız.

    2- kutunun içinde ne kadar para varsa yüzde 89 ihtimalle onu kazanacaksınız ya da yüzde 10 ihtimalle 2.5 milyon tl kazanacaksınız. ve yüzde 1 ihtimalle de hiçbir şey kazanmayacaksınız.

    savage üçüncü soruda bocalar. bu noktada insanlar karar alırken seçeneklerdeki ortak unsurları görmezden gelip farklı unsurlara göre tercihlerini yaparlar diye düşünür. kutunun içinde ne olduğunun bir önemi yoktur. çünkü hangisini seçerseniz seçin kazanma olasılığınız yüzde 89'dur.

    ancak allais bunun kusurlu bir düşünce olduğunu öne sürer.
    ve 3. sorunun cevabının ikinci soruyla aynı olması gerektiğini söyler. kutuyu açtığınızda eğer bir milyon tl çıkarsa, bu durumda üçüncü soruyla birinci soru da aynı olmuş olur. sonuçta mantıklı olabilmek için bütün sorularda aynı şıkkı seçmemiz gerekir. işte allias paradoksu budur. allias insanların tercihlerinin duruma göre değiştiğini ve insanların belirsiz sonuçlarla ilgili nasıl hissedeceğini açıklayabilecek tek bir rakamın olamayacağını söyler. daha sonra aynı testi friedman'a yapan allais, freidman'dan oldukça tutarlı cevaplar alır.

    harvard'lı richard zeckhauser de konuyu anlaşılır kılmak için daha değişik bir versiyon öne sürer. ve aşağı yukarı şöyle der:

    rus ruleti tarzı bir yarışma programında yarışmacı olduğunuzu düşünün. mesela 6 parçaya bölünmüş bir çark çevriliyor. çarkı çeviriyorsunuz ve çarkta gelen rakam silaha kaç kurşun konulacağını söylüyor.

    çarkta çıkan sayı kadar kurşunu silaha yerleştirdiniz. ve silahı şakağınıza dayadınız. işte size bu noktada bir anlaşma öneriliyor. kurşunlardan birisini satın alabilirsiniz. eğer fiyatta anlaşırsanız kurşunlardan birini çıkartma hakkınız var.

    çarktan bir sayısının geldiğini kabul edelim. işte bu noktada bu tek kurşuna en çok parayı ödemekte tereddüt etmezsiniz. çünkü kurşunu çıkardıktan sonra hayatta kalma olasılığınız yüzde yüz olur.

    ancak silahta 4 kurşun olursa bunu 3'e indirmek için ödemek isteyeceğiniz para daha az olur. hatta bu tek kurşunu satın almadan şansınızı 4 kurşunla bile denemek isteyebilirsiniz.

    bir de silahta 6 kurşun olduğunu düşünün. ölme olasılığınız yüzde 100. bu durumda tek bir kurşun sizin için paha biçilmez bir hale gelebilir. bütün servetinizi yatırabilirsiniz.

    yani bütün bu olasılıklardan çıkan sonuç yüzde 100 olasılığa sahip bir durumla yüzde 99 olasılığa sahip bir durum arasında çok büyük bir öznel fark var. bu fark yapılan tercihleri ve ödemek isteyeceğiniz fiyatları belirliyor. ancak yüzde 10 ile yüzde 11 olasılıkları arasında bu fark ortadan kalkıyor.

    paradoksun kısaca özeti bu.

    kaynak: priceless- the myth of fair value(and how to take advantage of it), william poundstone, 2010