ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
27 şubat 2016 can dündar köşe yazısı
-
bir yandaş yazı denemesi erdoğan'a açık teşekkür başlıklı yazıdır. dikkat, ayar üstüne ayar içerir.
köşe yazısı linki
edit: içimin yağları erimiştir.
edit2: bakın çok enteresan.
yataklı toma
-
polise yeni alınan kurşun geçirmez 65 toma'nın içerisinde polisin dinlenmesi için yatak bulunacakmış, yersen... ıslatıp s.kecekler ben size söyleyeyim.
lassie ile sivas kangal arasındaki farklar
-
lassie ye gel oğlum diyince gelir, kangala gel oğlum diyince sen gel lan der.
1958 yılındaki türk öğrencinin de bulunduğu forum
-
önder'in özgüveni, terbiyesi ve nezaketi beni çok etkiledi.. lafı gediğine oturtması, derdini ifade ediş tarzı ve vatanseverliği falan ilk saydığım hasletlerin ardından gelen, kadayıfın üzerine kaymak diyebileceğimiz mevzular..
ayrıca yukarılardaki bir entride robert kolej ya da başka bir "amerikan" lisesinde okuduğu konusundaki tahmin yanlış.. önder güler bu forumda türkiye'yi temsil etmesi için gönderildiğinde eskişehir lisesi son sınıf öğrencisiymiş.. dönemin amerika birleşik devletleri başkanı ayzınavır'a* hediye etmek üzere lületaşından kendi elleriyle yonttuğu bir satranç takımı getirmiş yanında.. ve bu hediyenin sebebini izah ederken de: "çünkü sizin başkanınız da barışa, özgürlüğe ve tanrıya inanıyor, tıpkı türk halkı gibi" demiş..
adam on sekiz yaşında kırk yıllık diplomat gibi hareket ediyor.. hayran kaldım..
sergen yalçın
-
"atiba'yı çok büyülüyorsunuz. bana yoldan 10 tane 12 yaşında çocuk getirin, 18 yaşında 10 tane atiba olarak size geri vereyim" demiş trt yorumcusu.
valla sergen'cim senin eline 18 yaşından küçük çocuk versek en fazla almanya liginden uzak durur gibi geliyo bana.sürpriz çok.
aydın yılmaz
-
kırılan ayağı, biten bir kariyerin habercisi olabilir. severdim kendisini, yeteneklerini kullanmayı bilmiyor olsa da. fakat değinmek istediğim konu bu değil.
kendisi sakatlanmadı, resmen kurban gitti. o zeminlerde top oynanırsa daha çok ayak kırılır bence. tekrar izleyen olursa dikkat etsin, aydın'ın o müdahalesinde yerde kayması lazım, fakat yerden sekiyor. yer beton gibi, çim dediğin yumuşak olur, kayar, öyle sektirmez insanı.
kimse sakın çıkıp bana "iç anadolu, hava şartları" bıdıbıdısı yapmasın. ingiltere'nin en soğuk yerinde nasıl öyle zeminler görüyoruz? rusya'da bile nasıl sahalar var...
bir futbolcu eksik alacaksın arkadaş. süper lig takımısın hele, bir tanesine milyon eurolar vermeyecek, o parayı zemine saklayacaksın. en iyi bakımı yapacaksın. bu işin şakası yok, insan sağlığından bahsediyoruz.
özetle böyle lige de, sahaya da, zemine de sokayım. elazığlılar derneği seri şekilde kötülesin isterse. mersinliyim, mersin idman yurdu sahası olsa yine yazardım bunları. elazığspor yönetimine, yetkililerine lafım. alınmayın üzerinize, atmayın ters mesajlar diye söylüyorum.
unutmadan, türkiye kupasına da sokayım, sana bir şey olmasın aydın. acil şifalar, umarım düşündüğümüz kadar kötü değildir.
vedat milor
-
bolulu teyzenin mantarı için: - "çok güzel. fransa'da bunu şaraplı lüdon sosu ile yaparlar." teyze: - "o da güzel olur."
canlı yayında komşu tarafından tehdit edilmek
-
nezaketinden ödün vermeyen ancak cesaretini de belli eden, oldukça ölçülü ve düzgün bir şekilde konuşan kel ve sakallı bir abi içeren video. karşısında ise çeşitli sesler çıkaran bir primat var.
annelerin son köfte fedakarlığı
-
sayisiz anne fedakarliklarindan bir sofra ritueli.
ortaya konan o tabakta her zaman bir son kofte kalir. oylece bekler, kimse almaz o kofteyi.
ve o son kofte annenin seri bir catal veya ma$a hamlesi ile onunuze konuverir. tabak mutfaga goturulmeden hemen once...
anneler bunu omurlerinin sonuna kadar cocuklarinin ya$indan bagimsiz olarak yaparlar. kofte ne kadar az veya cok olursa olsun, son kofte daima evlatlarindir.
o kofte akil ermeye ba$layinca insanin bogazina dugumlenir, gozya$lari ile beraber...
anneler degerlidir.
akit ve yeni şafak'ın 10 kasım manşeti
-
bu gazetelerde (paçavra) çalışanların hepsi not edilmeli, ilerde kıvıramasınlar.
ilkokulun ilk gününden akılda kalanlar
-
beril diye görür görmez hoşlandığım bir kız ve bir eleman 3'ümüz, hangimizin babasının fotoğraf makinesi daha iyi muhabbetine girmiştik. beril'i etkileyeceğiz diye öyle sallıyorduk ki ben en son "çekme tuşuna basınca otomatik olarak bir palyaço çıkıyor ve sizi güldürüyor. böylelikle her fotoğrafta gülerek çıkıyorsunuz" demiştim.
1) beril ile hiç kopmadık, şu anda evli ve 2-3 ay önce bir çocuğu oldu
2) elemanı hala hatırlamıyorum
3) hala böyle spastik bir fotoğraf makinesi piyasaya çıkmadı
6 nisan 2015 facebook twitter youtube kesintisi
-
dns değiştirmek yerine 7 haziran'da hükümeti değiştirebilirsek sanırım artık bu çileleri çekmek zorunda kalmayacağız.
amen.