hesabın var mı? giriş yap

  • kendimden biliyorum... yoruldum arkadaş yoruldum, çok yoruldum. insanlara doğruları anlatmaktan, gerçekleri açıklamaktan, kanıtlar göstermekten yoruldum. yaşım 31, 15 yıldır başımızdaki haramzadelerin apaçık ülkeyi parsel parsel sattıklarını görüp buna hala inanmayan bir toplumun olduğunu görmek benim umutlarımı bitirdi. yetmezmiş gibi bu kör olan toplum çoğalarak devam ediyor. bu süreçte cehaletin gerçekten mutluluk olduğunu öğrendim. bu son seçimler de benim geleceğe dair umutlarımın yıkıldığı bir gün oldu. o tarihten itibaren artık ne olursa olsun modundayım zerre umrumda değil. benim tuzumun kuru olmasına rağmen başka insanları düşünüp her yerde onların sesi olmaya çalışırken savunduğum insanların gidip celladını seçmiş olmaları beni bitiren nokta oldu. ne haliniz varsa görün...

  • şeker hastası olan babaannenizde, dedenizde, annenizde veya yakın bir arkadaşınızda gördüğünüz bu alet insanoğlunun yaratıcı zekasının güzel bir yansıması olup ve cepte taşınabilir bir laboratuvardır aslında.

    karbonhidratlar yani şekerler bağırsaktan emildikten sonra kanda serbest bir şekilde dolaşıma katılırlar insülin ve glukagon gibi hormonlar ise kandaki bu serbest şekeri kontrol altına alarak normal bir düzeyde kalmasını sağlar.

    insülin hormonunun bozukluğundan dolayı insanlar şeker hastası olur ve yukarıda görseli gördüğünüz aleti kullanarak kan şekerlerinin durumuna bakarlar ve aletteki değere göre doktorun verdiği ilaçları kullanırlar.

    şimdi de bu küçücük aletin bir damla kan ile dolaşımdaki şeker miktarını nasıl ölçtüğüne bir bakalım.
    asıl işi yapan küçük test şerididir. diğer sayı değeri gösteren alet bir çeşit akım ölçerdir. test şeridi bir kaç tabakadan oluşur. şeridin üzerine damlatılan kan içindeki glikoz şeritteki glikoz oksidaz ile karşılaşır ve katalize olur ve glukonik asit ve hidrojen peroksite dönüşür daha sonra hidrojen peroksit bir elektrokimyasal probun anodunda elektrokimyasal olarak oksitlenir bu olay bir molekülden elektron kazanımı veya kaybını içerir ve numunedeki glikoz konsantrasyonuyla orantılı bir amperometrik sinyal yani akım üretir.görsel

    sonuç oluşan akım ölçülür ve kan şekerimizi ekranda görmüş oluruz.
    kaynak:123

  • ''rüyamda 23 odalı 18 banyolu evim vardı ve ben o kadar nevresim o kadar yorganı nereden bulacağım diye ağlıyordum. pskolojik fakirim.''

  • katılımcılarının çoğunun özgürlükle hakla falan derdi yoktur.

    polis 8 mart'ta kadınlara, 1 mayıs'ta işçilere şiddet uygularken vur vur diye tempo tutan tipler iğneden korkuyorlar diye kendilerini özgürlük savaşçısı sanıyor. lan lideriniz abdurrahman dilipak, neyin özgürlüğü?

    vücut bütünlüğüne tecavüze karşıysanız yarın toplanmışken el kadar çocukların sünnet edilmesini de protesto edin.

    devlet dayatmasına karşıysanız, hazır bir aradayken zorunlu askerliği de kınayın.

    bunun için ilkeli omurgalı olmak gerekir. 3 cümlede 5 yalan söyleyen adamlarda ne ilkesi ne omurgası ...

  • bu iki adam en son görüştüğünde akp iktidar, erdoğan başbakan olmuştu. bu sefer erdoğan peygamberliğini ilan edecek diye çok korkuyorum.

  • evinde uygulanmasını istediği 12 kural varmış.

    1- açtıysan kapat.
    2- açma düğmesine bastıysan, kapatma düğmesine bas.
    3- kilidi açtıysan kilitle.
    4- bozduysan tamir et.
    5- tamir edemiyorsan edebilen birini çağır.
    6- ödünç aldıysan geri ver.
    7- kullandıysan ilgilen.
    8- dağıtırsan temizle.
    9- yerini değiştirdiysen geri koy.
    10- başkasına aitse kullanmak için izin iste.
    11- çalıştırmayı bilmiyorsan kurcalama.
    12- seni ilgilendirmiyorsa karışma.

    kurallar çok basit görünüyor. hatta o kadar basit ki evinin odalarına tabela olarak asılmış olmasını garipsemek mümkün. ama diğer açıdan garip değil. üzerinde durulmadığı zaman uygulanmayacak/uygulanmıyor olmalarının sebebi ''zaten'' çok basit olmaları. çünkü basitlik beraberinde vurdumduymazlığı getiriyor. ''bir dolabın kapağını ya da bir odanın kapısını açık bıraksam ne olur?'' sorusunun cevabı evrensel olarak -müstesna durumlar haricinde- ''hiçbir şey'' olduğu için basit kuralların uygulanması zorlaşıyor. fakat kubrick'in, filmlerini 2-3 yılda tamamlayabildiğini düşününce kuralcılığın onun için ne denli önemli olduğunu da anlayabiliyoruz. bu yüzden de bu kuralların uygulanması hususunda hassasiyet gösteriyormuş.

    bana kalırsa bu kurallar evrensel olarak bugün uygulanmaya başlasa yarın dünya genelindeki stres seviyesinde %57 azalma olur. sadece son kuralı uygulayabilirsek o bile yeter. tek başına %45'i söker alır.