ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
celal şengör
-
fatih altaylı, deprem'in ilk günü deprem esnasında mavi ışıkların ne anlama geldiğini kendisine sordu. 'bilmiyorum' diye cevapladı ! yer altında bazı elektrik olaylarının olduğunu söyledi ama gökyüzü ile alakalı hiç bir okuma yapmadığını ve dolayısıyla bilmediğini söyledi.
adamın bilgi birikimi ve saygınlığı olağanüstü seviyede olmasına rağmen bil-mi-yo-rum diyor ey dünyalılar. huzur ve güven içinde yaşayabilmemizin tek anahtarı bu ve bunun gibi bilim insanlarını örnek almaktır.
21 aralık 2018 sinemalarda reklam süresi kanunu
amerikan filmlerinde özenilen şeyler
-
orta halli bir kasabada yasayip charlie’s de ogle yemegi yemek. her zamankinden charlie demek tabi. bi de yemek yerken sherrifle geçen hafta kasabaya gelen gizemli kisi ve son zamanlarda olan olaylar hakkinda konusmak.
kombiden sıcak su gelene kadar israf olan su
-
kovaya doldurup, duş - banyo sonrası banyoyu temizlemekte kullandığım sudur. böylece israf da olmamış oluyor. içim rahat bu yüzden.
sinema tarihinin en iyi yemek sahnesi
-
pulp fictionda jules'in o hamburgeri yiyişidir. abicim ben ne zaman o sahneyi hatırlasam kendimi bir hamburgercide buluyorum ve hiç hazzetmem hamburgerden.
gonca vuslateri
-
cocuk, cocuk gibiler. hiçbir seyden haberleri olmayan tipler.
"saglik sistemimiz super" demis, "hemen mudahale ettiler" bla bla. guzel ablacigim, sen ilk müdahale icin amerikan hastanesi ya da acibadem'e gidersen tovbe bismillah allah kadar iyi mudahale ederler. valide hanim amerikan hastanesinde kolon ameliyati oldu, polip neredeyse izzeti ikramdan utandigi icin vücudu terk edecekti.
sen bir de siradan bir devlet hastanesini bir denesene, sonra konuşalım şu sistemi he, ne dersin?
kızların sevgili olmak istediği erkekte aradıkları
-
sevim koş yeni liste açiklanmiş
messi'nin arda turan'ı düğününe çağırmaması
-
düğünümde bile oynatmam anlamı da çıkar.
gecekondu
-
oturduğum evin arazisi vaktiyle gecekonduymuş. işte devlet tapu vermiş, sonra müteahhitler girmiş, binalar dikilmiş vs. araziyi veren gecekondu sahibi şu an birkaç daire sahibi.
düşünüyorum, adam babamla aşağı yukarı aynı yaştadır. babam ömrünü bir memur maaşıyla kirada geçirdi. kimsenin arazisine konmadı, hele kamu malına çökmedi. zor günler geçirdiği de oldu, kirayı ödeyemediği de. eninde sonunda bir şekilde denkleştirdi ödedi. sonunda elinde hiçbir şey yok.
fakat öteki adam vaktiyle dikti çadırını, yaptı kerpiç evini. tapu sahibi oldu, sonra birkaç ev sahibi oldu. ben o araziye dikilen evlerden birini almak için ömrümün beş yılını ipotek ettim. her ay taksidini ödüyorum; virüsmüş, salgınmış, işler kötü gidiyormuş bakmadan.
babam ve onun soyu cezalandırıldı, bu adam ve onun soyu ödüllendirildi. gecekondu budur.
pokemon go
-
evin içinde zubat yakaladım az önce.
(bkz: eve yarasa girmesi)
edit: bizim evin karşısında cami var ve orası bana üç tane poke topu verdi. sen büyüksün allah'ım.