hesabın var mı? giriş yap

  • hiç sevmem.

    (böylece küçük bir yüzdeyi riske ederek, büyük bir yüzdenin sempatisini kazanmış oluyorum)

  • halen evrimi aynı canlının doğumu ve ölümü arasında gerçekleşen bir süreç sanan sığırların ataları nasıl hayatta kalabilmiş?

  • ev kadını camiasında gizli bir parola.

    17 yaşımdan gün almamla başlayan ve aralıksız devam eden çalışma hayatıma 2 ay önce bir ara verdim. hem mutfakta oynamayı, hem beslemeyi seven biri olarak, zamansızlıktan şimdiye dek amatör lig sayılabilecek, en şaşaalı eseri karnıyarık olan mutfak repertuarımda bir üst lige çıkmaya niyetlendim ben de ve pasta-kurabiye-börek kulvarında takımdan ayrı düz koşuya başladım. çabam kısa zamanda meyvelerini verdi tabii. öyle ki, evime gelen 60 yaşında aile dostu misafirlere bile yemek sepeti açıp "size pizza mı söyleyeyim, hamburger mi, kebap mı?" diyerek menü sunan ben, "size avokadolu boşnak soslu arjantin böreği yaptım" diyerek kapıları açar oldum. bu süreçte de doğal olarak zamanını evde geçiren ve hamur işlerindeki başarı ve başarısızlığa çok ehemmiyet veren kadınlarla daha fazla zaman geçirmeye başladım. ve mirim gördüm ki bir yufka sadece bir yufka değilmiş, ince ekmek parçası, börek ara ürünü falan değilmiş, başlı başına bir illuminati şifresiymiş bu camiada...

    - size kıymalı börek yaptım:)
    - yufka böreği mi?

    misal bu, şifreli olarak "300'ler komitesinden misin demek". buna "yok el açması" diyorsan evet demiş oluyorsun, ki bunlar piramidin en üstü, bizim buralarda yok bu kademeden... "evet yufka böreği" diyorsan, "değilim, sadece teklif ederseniz cemiyetinize girmek istiyorum" demiş oluyorsun. iyice konudan habersiz olup saf saf "yufka böreği ne yahu, börek tabii ki de yufkadan olmaz mı eheheh" diyerek bön bön bakıyorsan "bu bizim aramıza giremez, börekleri yiyip derhal kalkalım" anlamında alttan alttan bakışıyorlar.

    tarikata girmenin kuralı yufkaya bok atmak. muhabbet nereden, nasıl getirilirse getirilsin, bir noktasında "eline sağlık çok güzel olmuş" diyerek susup, kaş altından manalı manalı sana bakarak vereceğin cevabı bekliyorlar. sınav anı bu işte. bu noktada muhakkak yufkaya bok atacaksın. söylemen gereken parola "ya yufkası güzel değildi, yoksa daha güzel oluyodu" olmalı.

    börek çiğ de kalmış olsa, kağıt gibi kupkuru, vıcık vıcık yağlı da olsa, ıspanağı az, tuzu fazla da kaçmış olsa, hatta komple simsiyah yanmış bile olsa, "yufkası güzel değildi bu sefer, yoksa daha güzel oluyodu benim böreğim" demelisin. bu camianın kabul ön şartı bu. parola bu. "first rule of fight club"ı bu. şaşırıp başka bir şeye bok atmayın sakın. ben ilk denemelerde öyle yaptım ama sessizce böreklerini bitirip gittiler hemen. peynire, maydanoza, ıspanağa, fırına, kesilen elektriğe suç attığım sayısız davetten sonra nihayet kalan son etken olan yufkaya bok atmayı denediğimde ise her zaman "hmm..." diyerek gözlerini halıya diken, ve rujlu dudaklarına değdirmeden minik minik yedikleri böreği bitirir bitirmez de okuldan gelecek çocuklarını bahane ederek kalkıp giden bu kadınların ossaniye gözlerinde parlayıp sönen şimşeği gördüm. bir anda ortamın elektriği değişti resmen, resmiyeti bırakıp candan bir tonlamayla beni 3 gün sonra yapacakları çok gizli bir toplantıya davet ettiler derhal ve artık aralarına katılabileceğimi söylediler. tabii bunlar olalı çok oldu, artık ben de bu cemiyetin bir üyesiyim, ben de yeni adayların çay davetlerine gidip, "ya bu sefer yağını fazla kaçırmışım, yoksa daha güzel oluyodu benim böreğim"i duyanda, sessizce gözlerini halıya indirip tek kelime etmeden böreğini bitirdikten sonra kalkanlardan oldum.

    diyeceğim o ki, sizin hiçbir şeyden haberiniz yok. dünyayı hamur işi ustası 13 kadın yönetiyor. yılda bir kez bir araya gelen bu "una bulanmışlar" tarikatının üyeleri, dünyanın hakimi olmak için planlar yapıyorlar. hedefleri bütün sınırları kaldırıp sadece hamur işi içeren tek dünya mutfağı kurmak. kimlerin bu cemiyette olduğunu bilseniz şaşar kalırsınız. seyrettiğiniz dizilerde, filmlerde yığınla subliminalle beyninizi yıkıyor, görmeyi bilenler için her yerde "biz buradayız, varız" mesajını bırakıyorlar. misal yufka açan kadınların her zaman üçgen olan oturma düzenine hiç dikkat ettiniz mi? veya bernini'nin 'yufka açan kadın' heykelini* kaçınız biliyor, ya da demirtaş burada aslında ne demek istedi hiç düşündünüz mü?

    komplo teorisi bunlar amaan dediğinizi biliyorum, ama belki bir daha yufka alırken ambalaja daha dikkatli bakarsınız artık, kim bilir...

  • önüne hiçbir eğitim-sen'linin yatmayacağı, hiçbir sol görüşlü insanın "aslında sağcı" gibi akıl almaz iftiralarla suçu başkasına itelemeyeceği taciz vakası.

    hala anlamak istemiyorsunuz; ensar vakfı olayını skandala çeviren şey sizin utanmaz tutumunuz, sizin örtbas etme çabanız.

    edit; imla.

  • fazıl say'ın instagram hesabından yaptığı paylaşımda “repçinin vatan-millet-sakarya diyen marşı” ve “gülünç influencerların seçimi” diyerek norm-ender'in parla isimli marşını kötülemesidir. linkyahu birader herkes kendince bir katkı sunmaya çalışırken neden adamın yaptığı işi kötülersin? ha bana sorarsan sen kendi yaptığın marşı istediğin kadar öv, norm-ender'in bestelediği marş daha kolay söyleniyor ve daha akılda kalıcı. mesela 10. yıl marşına bak, bestesi ve sözleriyle söylemesi çok kolaydır. seninkinde bir anda üç kere şimşek diye bağırmamız sonra farklı tonlara geçmemiz gerekiyor. tamam sanatsal açıdan çok değerlidir kabül ama dillere pelesenk olacak bir marş değil. madem derdin 100. yıl ve atatürk, kendin besten tutmadı diye adamınkini boklamak neden ?

  • sene 92 daha çok küçüğüm. babam yurt dışında ama avrupa değil o zamanın garibanlarının gittiği bi afrika ülkesinde.
    işsizlikten, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için başka çare bulamayıp gidiyor bu afrika ülkesine.
    bi cumartesi günü annemin dişi çok ağrıyor. yerinde duramıyor ağrıdan sızıdan ağlıyor kadın. özel doktora verecek parayı bırak, devlet hastanesine gitmek için verecek araba parası yok.
    öğrendik zaten doktor da yokmuş diş hastanesinde.
    dayanamadım annemin ağlamasına.
    telefonların yanında o dönem kesin altın rehber bulunurdu. kaygan sarı sayfaları olan işyerlerinin kurumlarının telefonlarının bulunduğu bi kitap.
    kaptım o kitabı açtım diş hekimleri bölümünü a harfinden başladım sırayla telefon açmaya.
    amca teyze herneysen "annem çok kötü, bizim paramız yok annemi tedavi eder misin?"
    üç ya da dördüncü aramamda bi doktor tabi ki yavrum hemen çıkın gelin dedi. koşarak annemi aldım gittim doktora.
    bir anısını anlatmıştı gittiğimiz doktor. onun da babası yurt dışındaymış çocukken. montunu kaybetmiş bir kış okula montsuz gitmiş.
    annemin dişini yaptı sağolsun annemle sürekli konuşuruz bu olayı. ve annem her seferinde der ki " o doktorun yaptığı dişe hiçbir şey olmadı yıllardır" belki marifet belki minnet bilinmez...
    her zaman bu hekimi, ahmet lengerli'yi anarım, takdir ederim. a harfinden başladım gittim belki b harfinde de bir doktor çıkardı yardım edecek ama kaderimizin benzeşmesi daha yakınlaştırdı.

  • world atlas & quiz mxgeo pro:
    çok şükela bir atlas uygulaması, ülkelere yönelik bilgi almak, haritada yerlerini soran sınavlar, tarihe göre dünya haritasını inceleme vb. birçok özelliği var.
    mağaza sayfası, ücretsizi için mağaza bağlantısı

    modernflyouts (preview) :
    ses kısma, num lock ya da caps lock'a bastığında özelleştirilebilir bir bildirim kutucuğu açıyor. özellikle caps lock'a bastığımda hiçbir bildirim çıkmayan benim gibileri için müthiş yararlı.
    mağaza sayfası

    fluent search:
    eski bir microsoft çalışanı tarafından yazılmış. ana fikri windows'un temel aramasına alternatif sunması. bununla kalmamış, arama kısmında hesaplama yapabilmesi, vikipedi'de bir şeylerin ön izlemesini sunabilmesi vs. derken bayağı incik cincik ayarı, özelliği var. eser miktarda hafıza yediğini de not edeyim.
    mağaza sayfası