ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zehra çilingiroğlu
-
su gencecik yasimda yaslandigimi hissettiren kiz. ulan dogdugun gunu biliyorum ne zaman paparazzilik oldun
zeynep kılıçdaroğlu'nun rezidanstan daire alması
-
başlığı açan aktroll "ak partililer de zengin takiliyor ama adamlar sosyalistiz, esitlikciyiz, sosyal adaletciyiz diye ortalarda gezinmiyor." demiş. yani diyor ki ak partililer de hırsız ama hırsız olduklarını inkar etmiyorlar. adında adalet olan bir partinin sosyal adaletçiyiz demediğini de iddia ediyor bu troll. çok dürüstçek gerçekten.
atatv44
-
(bkz: 6 şubat 2023 enkaz altındakilerle dalga geçilmesi)
atatv44 bunu yapan discord grubudur. bu ergenlerin yaşlarına bakılmaksızın hepsinin paket edilmesi gerekiyor başka yolu yok.
insanın en hastalıklı duygusu
-
"ümit etmek kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."
friedrich nietzsche
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
gecenin bir vakti başka bir evden ders notları * almak için giden ev arkadaşını beklerken kapının çalması, arkadaş döndü sanılarak kapının açılması, kan ter içinde iki travesti ile burun buruna gelinmesi, haydutun biri kovalıyor, bi beş dakka durabilir miyiz demeleri, şaşkınlıkla içeri davet edilmeleri, ev arkadaşının yarım saat sonra döndüğünde evde biri patates soyan, diğeri tavada kızartan iki travesti ve salonda uyuklayan arkadaşı ile karşılaşması.
emil michel cioran
-
"altmışıma kadar bildiğim şeyler zaten yirmimde öğrendiklerimdi." diyen cioran'ın kendi ağzından varoluşa rızasızlığı:
"yirmi yaşımdayken, gecenin üçünde evden çıkan ve şehirde öylece dolanan bir oğlu olduğu için annem elbette ki ümitsiz bir durumdaydı. hiçbir şey yapmayan ve okuyan bir oğlu olduğu için. ama bunun hiçbir anlamı yoktu: kısacası tam bir başarısızlık örneğiydim. çok şey vaat etmiş ve hiçbir vaadini yerine getirmemiş bir tiptim. dolayısıyla, yirmi yaşındaydım ve evde annemle benden başka kimse yoktu. saat öğleden sonra ikiydi; hep saati belirtiyorum, çünkü hayatın olağanüstü anlarında saat önemlidir, hatırlıyorum, kendimi kanepenin üzerine attım ve 'artık dayanamıyorum!' dedim. ve bir ortodoks papazının eşi olan annem, bana şöyle dedi: "böyle olacağını bilseydim kürtaj yaptırırdım!" söylemem gerekir ki bu sözler, beni bunalıma sokmak yerine, bir kurtuluş gibi oldu. bana iyi gelmişti. çünkü hakikaten sadece bir kaza olduğumu anladım. hayatımı ciddiye almak gerekmiyordu. kurtarıcı bir sözdü bu."
iz bırakan kitap cümleleri
-
senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.
uçurtma avcısı - khaled hosseini
recep tayyip erdoğan'ın cuma namazı konvoyu
-
(bkz: cuma namazı) erdoğan'a gelseymiş daha kolay olurmuş.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"adamlar aile arasında nişan yapar gibi başbakan seçti amk"
doritos paketindeki haç işareti
-
görmemle birlikte beni şoka sokmuş olan haç işaretidir. tevekkeli değil ben de diyorum dayım niye katolik oldu?!
mars
-
curiosity'nin gönderdiği son verilere göre atmosferi %96 karbondioksit, %2 argon, %2 nitrojen ve %0.14 oksijen. yani cuma akşam 5'teki balmumcu tüneli'yle aynı. bu da mars'ta yaşam bulma ümitlerimizi tamamen suya düşürdü.
izafiyet teorisi
-
youtube'da bu teoriyi müthiş bir animasyonla anlatan bir video vardı; ben bu videoya türkçe altyazı hazırlayıp youtube'a yükledim. video izlendiği zaman izafiyet teorisinin büyük bir kısmının anlaşılabileceğini düşünüyorum:
http://www.youtube.com/watch?v=yg8tjqr0oqw
başbakan uçurumdan atlarsa biz de atlarız
-
(bkz: nerde o günler)
the elder scrolls v skyrim
-
gece gece bu oyun yüzünden gözlerim dolu dolu yazıyorum şu entryi. bu gece zaten gereksiz bi duygu yüklenmesi vardı üzerimde. gireyim acık görev filan yaparım da kafam dağılır diye oynamaya başladım.
bir görevde elemanı zindanlardan kurtarıyordum. neyse adamı kurtardıktan sonra baktım diğer mahkumlarda var aynı zindanda. kurtardığım yerde ebesinin dağında bi kalenin içinde olduğu için onları da kurtarayım dedim. şimdi kalede herkesi öldürdüm bunlara yemek su veren olmaz diye düşündüm. neyse tek tek açtım kilitleri çıktılar hepsi dağıldılar. arkamı döndüm 1 tane üstü başı pasaklı ama efendi birine benzeyen nord gördüm. çantama aldığım gereksiz kıyafetleri yere atmıştım. arkamda adam birden önüme atladı 'kardeşim özür dilerim bunları attın lazım değilse alabilir miyim? üstüm başım perişan' tarzında birşeyler söyledi ekranda seçeneklerde 'dokunma lan onlar benim' ve 'tabi alabilirsin kardeşim. ne demek' tarzı 2 seçenek vardı. alabileceğini söyledikten sonra sanki böyle gözlerinin içi parladı. hemen eğildi bütün attığım ezik kıyafetleri topladı giydi üstüne mutlu oldu. ben direk saveleyip çıktım oyundan. bu fakirliğin gözü kör olsun lan.
çok yalnızım ve duygusalım gece gece.