ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hakan ünsal
-
bu adamın kol saatinin bir büyüğünü izmir belediyesi konak'a, iki büyüğünü de ingilizler londra'ya koymuş..
hakan ünsal ekrana cıkınca sağ alt köşede duran saati kaldırıyorlar. nasılsa cemil cümle saati hakan ünsal'ın kolundan okuyabiliyor.. olmamış diyoruz ve 10 üzerinden 3 veriyoruz
kariyer.net'teki fantastik yazılımcı ilanı
-
bu ilanda fantastiklik görmeyen arkadaşlar uygunsa benim kriptonit madenimde çalışmaya gelebilir ücret dolgundur. servis olarak da t-rex kullanıyoruz, kapınıza kadar bırakır.
12 aralık 2023 arsa karşılığı vatandaşlık kararı
-
30 yıl bu ülkeye hizmet vermiş emekli bir öğretmen olarak bu ülkenin geldiği yeri üzülerek seyrediyorum.
suçlu sadece ikiyüzlü, sahtekar siyasetçi değildir.
hayatın en güzel yıllarını vasat geçirmek
-
daha da kötüsü aslında bunun farkında olmak; ama içine doğduğun hayatın uyuşturucu durgunluğuna kapılıp savrulmaktır.
önce iyi bir eğitim almadığını bilirsin içten içe; ama tutulduğun yarışın anlamsızlığının farkında olmama rağmen düzene boyun eğip vasat bir insan olursun.
insanlar bir yerlerde hayatını yaşarken, boş insanların boş muhabbetlerini dinlemek zorunda kalırsın; dinlemezsen yalnız kalırsın ve asosyallikle suçlanırsın; dinlersen de bombok kafalı biri olursun.
bu düzen üzerine bir pislik gibi yapışır. silmeye çalıştıkça daha çok bulaşır; öyle kalakalırsın. ilişkiler yüzeysel ve vasattır. öyle dandik bir çevren vardır ki, iyi bir şeyler yapmaya çalışmak demek, delirme noktasına gelinceye kadar ödün vermek demektir. sorgulayan bireyler, hem aşağılanır, hem yalnız bırakılır, hem de ümitsizlik içinde boğulmasına göz yumulur.
garip, kasvetli ve kötümser bir yorum gibi görünebilir ama değildir; çünkü bu toplumsal zehrin kendini nasıl da felç ettiğini bazen çok geç anlarsın; bazen de hiç anlayamazsın. umutsuzluk bir yandadır; ortağım doblo'yu x'e sattım; beylikdüzünden y saatte geldim; bilmemneyi gördün mü survivor'da elendi iyi oldu diğer taraftadır.
ilginç bir boktur bu anlatmak zor.
konuya değil imlaya takılan sülükler
-
noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırak, it.
bir ankaralıya denizi anlatmak
-
çok kolaydır. asıl zor olan ankaralı olmayan birine keçiören şelalesi'ni anlatmak.
30 kasım 2020 marmaray'da aktarmanın kaldırılması
-
ibb başkanı olarak kendilerinden olmayan birini seçen istanbulluları cezalandırmak için alınmış bir karar.
yazık günah be yeter artık! inin vatandaşın tepesinden!!!
fakir fukaraya vermek bereket getirir
-
üniversite mezunlarını asgari ücrete mahkum et, bir de utanmadan karşılarına geçip "fakir, fukara" de. yatacak yeriniz yok be sizin, hiçbirinizin!
somon
-
sonbaharda yavaş yavaş sona yaklaşırken balık mevsimi de başlamıştır. evet sevgili sözlük yazarları bildiniz: bugünkü tarif köşemde size harika bir balık tarifi vereceğim. hafta sonu markette somon haftası idi. normalde levrek düşünüyordum ama hadi dedim somon alayım.
somon faydaları saymakla bitmeyen omega 3 zengini bir balık türü olup, 100 gramında bulunan omega-3 yağ asidi miktarı 1,7 gramdır. bunun yanında kalp damar sağlığını korumakta, kan basıncını düzenlemekte, cilt sağlığımızı güçlendirmekte, göz sağlığını korumakta ve kemiklerimizi güçlendirmektedir. bilhassa hamilelerin daha fazla tüketmesini öneriyorum.
şimdi malzemelerle başlayalım:
4 parça fileto somon
4 adet patates
defne yaprakları
2 diş sarımsak
yarım çay bardağı zeytinyağı
tuz
yapılışı:
öncelikle sarımsakları dövelim. zeytinyağı ve tuz ilave edip karıştırın. balıkları güzelce marine edip dolapta 1 saat dinlendirelim.
dinlenmeye bırakılacak somon
daha sonra yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine, balıkların arasına patatesi (10 dakika kadar 200 derecede fırınlayalım zira balığa göre biraz geç pişmektedir. onun için bir miktar pişirmekte fayda görüyorum) dizelim. üzerine de 5-6 adet defne yaprağı serpiştirelim. bunun nedeni defnenin balığın çiğ kokusunu ortadan kaldırmasıdır.
balığın kalınlığına göre önceden ısıtılmış 200 derece fırında 15-20 dakika pişirmek yeterli olacaktır.
fırın tepsisine dizilmiş somon
arkadaşlar beni takip edenler bilir. balığın yanına bir kaç güzel salata tarifim var. bu tariflerim ile harika bir uyum yakalayabilirsiniz.
roka salatası tarifim
kırmızı pancar salatası tarifim
yapacak herkese afiyet şifa olsun.
29 kasım 2016 debe listesindeki muhteşem olay
-
adamın biri ohal'in ingilizcesi diye başlık açmış. başka bir adam da başlığa state of emergency yazmış ve 13. sıradan debe'ye girmiş.
harbiden muhteşem bir olay değil mi?
az sonra elma'nın ingilizcesi diye başlık açacam. ilk apple yazan yarın debe'de. haberi olsun.
debe editi: olm işiniz gücünüz yok mu sizin ya! bütün ağır işsizler buraya mı toplandı amk!
stay hungry stay foolish
-
sanırım kariyerimde yaptığım en iyi tercih henüz başlarında (17-20 yaş) az maaşla sadece tecrübe için bir sürü farklı firmada çalışmak oldu. "yeni başlayanlara az maaş verilsin" diye demiyorum: minnet etmeyeceğin para, başka firmaya sıçrama kararını kolaylaştırıyor.
o sayede bir sürü farklı çalışma ortamı, şirket kültürü gördüm. ne yapmak istediğim, nasıl bir firmada çalışmak istediğim, emeğimin karşılığının ne olduğu gibi konularda zamanla daha iyi fikir edindim. iyi firmayı kötü firmadan ayırabilmeyi öğrendim. ilerde kendi şirketim olursa nasıl olmasını istediğime dair fikirler edindim.
o firmalardan biri bana ev kirası, araba taksidi, yeme içme masraflarını karşılayacak bir para kazandırmış olsaydı bugün hala eskişehir'de aynı firmada çalışıyor olabilirdim. eminim hayatımdan memnun da olurdum. ancak sağolsunlar, verdikleri asgari ücret beni yeni maceralara itti.
kariyerimin ilerleyen kısımlarında en uzun süre çalıştığım firmalar bana kendimi geçindirip üstüne biraz kendimi şımartabilecek para ile çok imkan veren ve en rahat çalışma ortamını sağlayan firmalar oldu. en sonuncusu da microsoft. eğer önüme kendi işimi yapma fırsatı çıkmamış olsaydı bugün muhtemelen hala microsoft'taydım ve muhtemelen yine hayatımdan memnundum.
peki kariyerimin ilk yıllarında o kadar az parayla nasıl yaşadım? eskişehir'de anne/baba evi, ankara'da ofisteki bir yer şiltesi ile makarna günleri, istanbul'da ise ofis mutfağının kalebodur zeminine karton serip üstünde yatma ve boş kola şişelerinin depozitosuyla kokoreç alma* şeklinde. o günlerin hepsi microsoft'a alınmam sürecinde abd'ye giderken sunduğum iş tecrübesi belgelerinin parçası oldular.
steve jobs'ın "stay hungry, stay foolish" ile vurguladığı da buydu sanırım. kendini hemen bir yere bağlama, gerekirse biraz aç kal, biraz budala kal, biraz keşfet.
öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh
-
şimdi gördüğüm video.
yemin ediyorum çok az şeyi böyle zevkle izledim..
o korumaların acizliğini gördüm ya dünya gözüyle bu bile bana yeter..
şşş noldu la korumalar.!! bi tarafınız yemedi değil mi, protestoculara dokunmaya, bırak göz altına almayı, bırak ağzını kapatmayı, bırak iktirip kaktırmayı, elinle dokunamıyorsun bile..
elinden gelen sadece öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh diye bağırmak..
noldu yemedi di mi?
şu acizliğinizi görmek bile yetti bana. ahahahahhaha..