ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
unutulmaz sanayi esnafı lakapları
-
ayarcı nuri ( lpg ayarı yapar konya'da)
metreci yaşar( bu da arabaların kilometresini düşürür)
yapbozcu sedet ( bunu tanımayan yok, sözlük yapar, bozar)
obur kanzuk (hakkında avukat derler ama daha çok yöresel lezzetler durağı yapımcısı)
bir kıza seni rüyamda gördüm demek
-
- seni rüyamda gördüm cansu.
- sahi mi? nasıl gördün?
- nasıl desem? böyle bazı şeylerden arınmış, saf, yalın bir şekilde diyeyim.
- ay gerçekten mi? hadi, inşallah.
- aynı şeyi ben de sabah kalkınca dedim biliyor musun?
- ne dedin?
- hadi, inşallah dedim. akşam bize geliyorsun değil mi? film izleyecektik?
cenk & erdem
-
- yanlış duymadınız, sadece 215 kalori.
+ 217 mi dediniz?
- yanlış duymuşsunuz, 215.
+ hani yanlış duymamıştım?
- özür dilerim, yanılmışım.
muhteşem ikili.
erdoğan'a oy vermeyenler ahireti kaybettiler
-
(bkz: ahireti bir oyla kaybetmek)
karşıdakinin yalan söylediğini anlamak ama susmak
-
otostopçu görünce dayanamamak gibi salak bir huyum var maalesef. "çok yardımseverim, kahretsin" diye değil, istanbul'da bu işi yapmak pek güvenli olmadığı için salak bir huy bu.
genelde öğrenci vs alıyorum tabi, özellikle eski ofisimin olduğu sanayi bölgesinde hiç minibüs geçmeyen, saatte bir otobüs geçen bir yoldaki okula, o çocukların başka türlü gitme şansı da pek yok zaten. kapıya kadar bırakmama da izin vermiyor elemanlar "abi müdür kızıyo" diye. müdür de yolda sürünsünler diye değil, 15-16 yaşında çocuklar tanımadığı adamların arabalarına, kamyonlarına binmesinler diye kızıyor muhtemelen.
bazen öğrenci olmayan adamlar da denk geliyor. daha bu otostop işini keyfine yapana denk gelmedim, o bir kaç liralık yol parasını veremeyecek durumda insanlar oluyor genelde bunlar.
3 sene önce altunizade'den köprüye katılırken bir eleman aldım 30'larında. hayvan gibi trafik var, yağmur yağıyor. adam teşekkür etti, sonra 10 dakika hiç konuşmadı. sonra radyoda sıkıntıdan zap yaparken şafak türküsü denk gelince "kalabilir mi?" diye rica etti. ben zaten çok severim ahmet kaya'yı, adamı mı kırcam? şarkı bitene kadar da hiç konuşmadı. bitince yine teşekkür etti. ceza evinde bu türküyü çok dinlediğini söyleyince aha dedim, denk geldik sonunda.
sonra başladı anlatmaya. aslen kozan'lı olduğunu, ktü mezunu makine mühendisi olduğunu anlattı. okul bitince memlekete döndüğünü kan davasından babasını öldürdüklerini, onun da karşı taraftakileri vurduğunu anlattı. tam mühendis olup işe başlayacakken hapse girdiğini, davasının yıllardır devam ettiğini, tam o sıralar hizbullah'tan elemanları falan da saldıkları yasa değişikliği sayesinde tam da benim arabaya bindiği gün serbest kaldığını, bacakları açılsın diye ümraniye ceza evinden altunizade'ye kadar yürüdüğünü anlattı. ceza evindeki tek arkadaşının da bir kaç ay önce serbest kaldıktan sonra öldürüldüğünü anlattı. onun mezarını ziyaret edip memlekete döneceğini anlattı. ben kitlenmiş bir şekilde dinliyorum tabi.
neyse avrupa yakasına geçtik, ben ıkına sıkıla ihtiyacı olup olmadığını sordum, memlekete dönecek yol parası olmadığını, gönlümden ne koparsa alabileceğini söyledi. nerdeyse 1 saat vakit geçirmişiz, hayvan gibi etkilenmişim adamın hayat hikayesinden, ben de kopan x lira'yı verdim. bu andan sonra ekran cızırdar gibi oldu biraz. adana'ya otobüs biletinin daha pahalı olduğunu varsa biraz daha vermemi, başkasına el açtırmamı rica edince sinir oldum, yok dedim. ısrar etmeye başlayınca da bunaldım, benim buralarda işim var deyip indirdim.
3 senedir de hep aklımdadır bu hikaye. kimi alsam arabaya bu eleman gelir aklıma. 2-3 ay önce aynı noktada aynı boktan havada birinin beklediğini görünce de yine dayanamadım aldım. selamınaleyküm de ses tonu tanıdık geldi. lan yine mi o herif? ama tipe bakıyorum alakası yok. diğeri uzun paltolu kurtlar vadisi figuranı, bu eleman takım elbiseli, iyi parfümlü. radyoda bu sefer beşiktaş maç muhabbeti vs. hangi takımı tuttuğumu sordu. fener dedim. eleman başladı anlatmaya. aslen kozan'lı olduğunu, ktü mezunu makine mühendisi olduğunu anlattı. istanbul'da 2006'da maç yüzünden 2 fb'liyle kavga edip meşru müdaafa'dan öldürdüğünü, bugün cezaevinden çıktığını anlattı. bacakları açılsın diye ümraniye'den buraya kadar yürüdüğünü, cezaevindeki arkadaşının babaannesini ziyaret ettikten sonra memlekete döneceğini söyledi.
adam otostopta yalan söyleme rituelini başka bir boyuta taşıyarak resmen otostopçuların keyser söze'sine dönüşmüş rıza baba? herif o an elindeki tüm keyword'lerden acıklı hikaye uydurarak arabasına bindiği insanlardan para toplayan bir sosyopat çıktı.
bir yandan adamı yalanlarıyla yüzleştirmek için içim içimi yese de, hiç çekinmeden başkasının arabasına binip böyle bir hikaye uydurabilme potansiyeli olan herifin buna ne tepki vereceğini bilemediğimden ben de inadına yeni hikayeyle ilgili saçma sapan detaylar sormaya başladım bu sefer. fenerin oynadığı tüm derbilere hakim olmanın verdiği rahatlıkla, hangi maçtı, golleri kim atmıştı, hangi tribünde oturuyordun? çarşı'dan kimi tanıyorsun, olay nerede oldu vs vs diye adamı sorularımla ambale ederek yıldırdım. köprüden geçer geçmez de metro turizmin ofisinin önünde durdum, aha otobüsler buradan kalkıyor bin git dedim. bir an dönüp para istemeye yeltenir gibi olunca da bastım gaza gittim.
insan parasız kalınca her yola girebiliyor ok ama bu ney lan? nasıl bir coğrafya olm burası?
edit: mesaj yoluyla soranlar oluyor. böyle dallamalar çıksa da arada evet hala otostopçu almaya devam ediyorum mümkünse. kendinize güveniyorsanız siz de alın, paylaşmak güzeldir. yol kenarında 2 kişi durup da soteye saklanan arkadaşlarıyla arabama 8 kişi binen gebze hatice bayraktar meslek lisesi ergenlerine de selam olsun buradan :)
türk trafik kuralları
-
arabayı yolda yürürken görülen arkadaşın üzerine sürmek.
birlikteyken telefonlarıyla ilgilenen insanlar
-
sık sık karşılaştığım insanlar. madem telefonun sana yetiyor neden benimle beraber dışarı çıkıyorsun değil mi? ya da madem muhabbetim açmıyor neden kendine başka bir arkadaş bulmuyorsun? çok büyük saygısızlık bu.
berkin meğerse yunanlı yorgo'ların kardeşiymiş
-
yeni akit tiksinçliklerinden.
işlerine gelince "ölünün arkasından konuşulmaz" diye günlerce ağlarlar. yunanlı yorgo siksin sizi.
link akit'ten değil tıklayabilirsiniz.
yurt dışında yaşayıp akp'ye oy veren seçmen
-
seviyorsan gel burada yaşa denilmesi gereken insandır. yurtdışında bütün özgürlüklerden yararlanmasını bil ama burada özgürlüklerin kısıtlanmasını karşıdan izle, yok öyle şey.
kadın yazılımcı
-
bakın açık söylüyorum.
doktoram bitti.
ikinci master bitmek üzere.
işime de tapıyorum.
ama hiçbiri beni "kod yazan kadın" olmak kadar havalı yapmıyor.
yeni başladım, keyifle devam ediyorum.
resmen "girl talk"tan sıyrılıp "man talk" olayına giriyorsunuz.
masaya onlarla birlikte oturuyorsunuz.
"man the maker"a kafa tutuyorsunuz.
"solu birleştirecek kodu buldum:
<div style="text-align:left;">"
gibi salak geyikler bile yapabiliyorsunuz.
buradan tüm hemcinslerime sesleniyorum:
yo kızlar bunu hak etmiyoruz!
yo kızlar bunu kabul etmeyelim.
yıllarca "teknolojiyi getiren erkek" miti ile uyutulduk. persil yeşil adam ve mr. muscle bile bu fikri ekti beyinlerimize.
inanın kolay!
inanın salak diziler izlemek, popüler edebiyat okumak yerine buna zaman ayırsanız dünyayı değiştiririz.
avm tipi aile kadını olmayın nolur!
tüketen değil, üreten biz olmalıyız.
hepimize güveniyorum.
edit: hepiniz çok tatlısınız! ayrı ayrı mesaj atacağım akşama.
(bkz: minik ilayda'ya yardım kampanyası)
cnbc-e
-
köyde sobanın alevinde cnbc e den spartacus izlerdim geceleri.şimdi para vererek o zevki alamıyorum
whatsapp'ta last seen'i kapatan insan
-
nasıl ki bir insana telefon numaranızı vermek ona size günün her saatinde ulaşma hakkını tanımıyorsa onun günlük hayattaki rutinlerini takip etme olanağını da tanımaz.
meral okay'ın öldükten sonra yakılmak istemesi
-
bugum duydugum istektir...
bu ulkede ancak canliyken yakilir insanlar oysa,
olunce sen ne dersen de gomecekler illa...