hesabın var mı? giriş yap

  • ilgili haberin altındaki bir yorumu beğendim:

    "8000 liralık fatura nasıl olmuş ki? 2 göz odada ayda 100 lira desen yılda 1200 yapar hiç ödemesen 2.ayda elektrik olmaz faturanda olmaz. 100 liranın faiz neyse onla kalırsın. 8000 için bayağı bir çaba harcamak lazım. haberi yaparken sormak aklınıza gelmedi mi?allah bilir elektrik şirketine de nasıl oldu bu iş dememişinizdir . öyle ya, kızı var 14'lük satılacak.hikayesini pazarlarken bahane bulmak lazım_ o kızı her şekilde satacak fatura bahane. kızı kurtarın kurtarabiliyorsanız. yatılı okul meslek okulu herneydiyse yol açılsın. bunların da ebeveynlik hakları iptal edilsin. emsal olur. fakirlik olur kaç zengin var zaten ama çocuk satmak fikri mide bulandırıcı sempatinin zerresi yok içimde."

    adam haklı, dağılın.

  • "uyumak güzel de, kitle halinde uyuyunca sıkıntı oluyor. "
    sözünü hiç unutmayacağım güzel insan.

    üzdün abi. allah rahmet eylesin.

  • hoşgörüsü bol köydür.

    2 sene önce ramazan ayında köydeki matematiksel iktisat kampına katılmıştım.
    oruç tutanlara kimse ters bir bakış dahi atmıyordu.
    hatta muhabbetin uzadığı gecelerde, sahura kalkan arkadaşlarla güzel de bir ortamımız oluyordu.

    yani, anlamıyorsanız, bok atmayın ya.
    ali nesin ağzıyla söyledi zaten;
    "çapsız ülkelerde çaplı insanları sevmezler. herkes çapsız olsun ki, çapsızlıkları fark edilmesin"

    abuk subuk yorumlarla çapsızlığınızı ortaya çıkarmayın.
    şu güzel ortamı bozmayın.

  • asgari ücretin 1594 euro olduğu almanya'da ortalama bir asgari ücrete evin neredeyse tüm beyaz eşyası rahat bir şekilde alınabilirken, asgari ücretin 2324 tl olduğu güzel ülkemde bir kalem beyaz eşyanın anca alınabildiğini görmek artık şaşırtmıyor. bu arada yerli ve milli taş gibi arçelik, beko, vestel gibi baba firmalarımız varken bu durumdayız. hadi bunu da geçtim almanya'da yerli malı beko buzdolabı 299 euro iken, aynı marka buzdolabının aynı modeli bizde 3490 tl. elin almanı kendi maaşıyla türk malı buzdolabından 5 tane alabilirken biz 2 ayda 1 tane alabiliyoruz. bu milletin alım gücünün bu kadar düştüğü başka bir zaman olmamıştır.

    kaynak:
    almanya fiyatı
    türkiye fiyatı

    edit 1: yazım yanlışı düzeltildi.
    edit 2: hala yok kargo ücreti, yok indirimde yazan beyinsiz sürüsüne verecek cevap bulamıyorum. nişanlı ve ev dizme arifesinde biriyim. ota boka verilen paraları, her şeyin nasıl ederinin 3-4 kat pahalı satıldığını görseniz ağlarsınız. ben cebindeki paranın nasıl 5 kuruş değeri olmadığını vurguluyorum hepsi bu! hadi indirime girsin 2500 lira olsun ne fark ediyor? adam senin malını kendi ülkesinde şaka gibi fiyatlara alıyor maaşına kıyasla. kilosu 99 cent olan muzun kilosu bizde 14-15 liralarda. hiç mi ağrınıza gitmiyor ben anlamıyorum.

  • bir arkadaşım var kendisi 42 yaşında. çok güzel bir kadın.bilgili, kültürlü kendisini çok güzel yetiştirmiş. kariyer sahibi. evi, arabası var ahlaken çok düzgün.marifetli, merhametli vs.. ona satırlarca methiyeler düzebilirim birçok taliplisi olmasına rağmen bekar neden mi çünkü annesi hasta ve yatalak. abisi bakmıyor, yengesi hiçbir şekilde kabul etmiyor. bütün sorumluluk bu arkadaşın omzunda. şimdi bu arkadaşım nasıl evlensin kim bakacak annesine. arkadaş çevresi bile bilmez annesinin durumunu, ailevi mevzularını. siz sadece gördüğünüzle yargılıyorsunuz, yaşantılar çeşit çeşit her hikaye çok farklı.

  • pahalı ürünleri savunan insanları ortaya çıkararak şaşırtan fastfood zinciridir.

    babacım ben "pizza yemek için sms bekleyen adam"dan bahsetmiyorum. sen zaten herşeyin promosyonunu yakalıyorsundur, hayatta küçük heyecanlar yaratıp bununla gurur duyuyorsundur. o başka bir yetenek. ben normal bir insandan bahsediyorum; hani canı pizza istedi, karnı aç, giriyor yemek sepetine, canının istediği pizzayı sipariş verecek, haftasonunu beklemeyecek, birazdan yiyecek.. hani o pizzanın yanında 30 tl yazıyor. mevzu sen değilsin yani, heyecan yapma.

  • uefa'nın marka değerini korumak istemesi sonucu ortaya çıkan kavramdır. uefa şampiyonlar ligi, uefa avrupa ligi, avrupa şampiyonaları gibi organizasyonları düzenliyor. bu iş herkesin bildiği gibi çok büyük bir ekonomi. dolayısıyla bunun toplamı bir marka değerine tekabül ediyor. uefa da haklı olarak bu organizasyonlara katılmak için kulüplerin ürettiği kadarını tüketmesini istiyor. eğer böyle olmazsa borç batağında yüzen kulüpler kendi liglerinde başarılı olup şampiyonlar ligine gitse bile şampiyonlar ligi organizasyonunun beklediği düzeyin çok altında kalarak insanları bu organizasyonlardan soğutabilir.

  • based on a true story..
    kahramanımız otoyolda makas atarken* bariyerlere çarpar. olay mahallinden geçmekte olan ekip otosundan bir polis iner, yaklaşır:
    - sen mi yaptın bu kazayı?
    - evet abi.
    - ulan bu nasıl kaza? böyle kaza mı yapılır? sana ceza kesmek yetmez, kursa da gönderecem seni.
    - abi yapma etme babam sıçar ağzıma, zaten öğrenciyim vaktim yok...
    - kes lan!
    - abi hiç olmazsa biri olsun, hem kurs, hem ceza.. insaf ama..
    - seç birini o zaman..
    - seçemem ben abi, sen seç.
    - peki, kura çekelim o zaman..
    polis iki parça kağıt koparır, birine "kurs", diğerine "ceza" yazar.
    - çek şunlardan birini..
    kahramanımız olayın yavşamakta olduğunu farkeder..
    - abi, bir tane de benim hakkım olsun, bir kağıda da "af" yazıp koysan..
    - hadi lan!
    - abi yapma etme..
    - peki lan
    polis bir kağıda da "af" yazar.
    - çek bakalım.
    şanslı kahramanımız "af" yazılı kağıdı çeker..
    - bak abi allah da istemiyormuş.
    - allahın adını karıştırma, sittir ol git şimdi..