hesabın var mı? giriş yap

  • "tercihen çocuk yapmasa da her kadın içgüdüsel olarak çocuk ister. ilerleyen yaşlarda bu his daha da baskın hale gelir. bence yaşı itibariyle bunun pişmanlığını yaşıyor. gerginliğinin sebebi de o."

    gerginliğinin sebebi çocuk yapmamış olması ve geç kalması filan değil. kadın orada istiyor ki projeyle ilgili soru sorulsun fakat 56 yaşında kadına "sizden de bebek gelecek mi?" diye densizce bir soru soruluyor. kadın soruyu "o konuya girmeyelim" diye savuşturunca muhabirler "çocuklardan bahsetmeyeceksek o zaman seninle konuşacak bir şeyimiz de yok" der gibi can bonomo ve eşine dönerek bu sefer onlarla çocuk geyiği yapmaya başlıyor ve laklakın bir türlü sonu gelmeyince de erener haklı olarak sinirleniyor.

    kadın tam benim vereceğim türden bir tepki vermiş. bazen benim de eş dost ortamımda çocuk muhabbeti açılıyor ve "ay gece uyutmuyor, aman derdi bitmiyor" diye yarım saat aynı terane devam ediyor. ben hâlâ çocuk yapabilecek yaştayım ama yapmıyorum. şimdi benim de gerginliğim çocuk yapmamış olmamdan ötürü mü? değil kardeşim. istemiyoruz sizin sevimsiz çocuklarınızın bıkkınlık veren hikayelerini dinlemeyi. ilgimizi çekmiyor. bazı insanlardaki herkes çocuk sahibi olmak istiyormuş da yapamıyormuş algısından gına geldi artık cidden.

  • galatasaray'ın maçlarını kaçırmaksızın izliyorum, bununla birlikte maç özetleri ve yorumların olduğu programlar ile yazılı ve görsel medyada galatasaray'ı sürekli takip etmemle kız arkadaşımın kendisinden daha çok takımıma vakit ayırdığımı iddia ederek bana yönelttiği soru.

    durdu ve ciddi ciddi 'ben mi galatasaray mı?' dedi.

    -ilk yarı sen ikinci yarı galatasaray

    dedim. güzelim ilişki yarıda kaldı. daha sonra da kendi evine giderek aşkımızı tatil etti, alt bitti.

  • doğru karardır. öncelikle yapacağın yoruma sokayım. bir kere işçi bu hareketiyle işverenin tüm güvenini ortadan kaldırmıştır, işveren böyle bir çalışanla çalışmamak istemekte haklıdır.

    verdiğin taksici örneğine ayrıca sokayım. bu kafa yapısıyla her türlü haksızlığı-hukuksuzluğu savunursun zaten. nasıl olsa "doğru" olmayan 8bin tane örnek bulabilirsin.

    son olarak da cehaletine sokayım. türkiye'de yıllardır çalışan insanlar bilir ki iş mahkemeleri büyük oranda işçi lehine sonuçlanır türkiyede ( evet enteresan ama istatistikler bu şekilde, neoliberal bilmemne hikayelerine girme). şirketler bundan dolayı iş genelde mahkemeye gitsin istemiyorlar.

    benim gibi emekçi yanlısı bir adama sinirle bu yorumu yazdırdığın için ayrıca sokayım senin tıynetine.

  • mö 6. yüzyılda yaşamış efsanevi saka türkü kraliçesi. ismi öz türkçedir ve günümüz türkçesinde ''demir'' anlamına gelmektedir. ilginç.

    ''yunanlılar ona leydi origana diyor. türkleri birleştirip turan birliğini kuran ve turan kağanı olan alp er tunga’nın torunudur. tarihçiler tarafından dünyanın ilk kadın hükümdarı olarak kabul edilmiştir. eski çağda, savaş stratejileri konusunda uzman olan pers imparatorluğu’na karşı muhteşem bir zafer kazanmıştır.

    tomris hatun, barışçıl ama savunmaya önem veren bir yapıya önem gösterirdi. bunu bir zayıflık olarak gören pers imparatoru büyük kiros ise hiç durmadan saka topraklarına akınlar düzenlerdi. persler saka topraklarına girdiği vakit yakılmış tarlalardan başka bir şey bulamazlardı. çünkü sakalar geri çekiliyor ve savaş için uygun bir mevzi ve an bekliyorlar, bu olmadığı takdirde de savaşa girişmiyorlardı. ilerlemek için gıdaya ihtiyaç duyan persler iran’a geri dönmek zorunda kalıyorlardı.

    sakaların peşinde koşmaktan yorulan kiros, bir süre sonra tomris hatun‘un kendisine tabî olması ve kendisiyle evlenmesi karşılığında sakalar ile uğraşmayacağını vaad eder. tomris hatun bunun bir oyun olduğunu anlar ve teklifi reddeder. pers hükümdarı, aldığı ret cevabından sonra çok kızar ve tomris hatun’a savaş açar. saka topraklarına kalabalık bir ordu savaş için eğitilmiş yüzlerce köpekle girer. tomris hatun uygun bir alan seçip, büyük kiros’un ordusunu beklemeye başlar. iki ordu, aralarında birkaç kilometre kalacak biçimde birbirine yaklaşır ve güneş battığı için savaşa tutuşmayıp mevzilenir.

    ancak mertçe savaşmak yerine alçaklığı tercih eden pers imparatoru büyük kiros bir hile düşünür ve iki ordunun arasında bir çadır kurdurur. içinde güzel kızlar ve yiyecekler ve şarap bulunan çadıra ansızın saldırı düzenleyen tomris hatun’un oğlu ve beraberindeki kuvvetler, içerideki persleri öldürüp eğlenceye dalarlar. ancak birkaç saat sonra bir baskın düzenleyen pers kuvvetleri çadırı basıp tomris hatun’un oğlu da olmak üzere içerideki sakaları öldürürler. tomris çok sevdiği oğlunun ölümüne üzülür. yemin ederek şöyle söyler: ” kana susamış kirus! sen oğlumu mertlikle değil o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. ama güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım! ”

    ertesi gün yapılan ve bizzat tomris hatun’un yönettiği savaşı sakalar kazanır. ok atmakta usta olan ve savaş arabalarını büyük ustalıkla kullanan sakalar, savaş köpeklerine rağmen persleri bozguna uğratır. ölenler arasında pers kralı büyük kiros da vardır. pers kralı’nın bedeni getirilince tomris hatun kılıcı ile kafasını kopararak kan dolu bir tulumun içine atar ve tarihe geçen şu sözleri söyler “hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni kanla doyuruyorum!“*

    kaynak:
    emrullah özdemir / türklerin ilk kadın hükümdarı tomris
    adolf erman / archiv fur wissenschaftliche kunde von russland, cilt 1, reimer, 1968, s.386

  • evi arayıp, evdeki yaşlı insana, "polis olduğunu, ilçede kuyumcu soyulduğunu, kuyumcuyu soyan çarşaflı kadının kimlik düşürdüğünü, kimliğin aradığı kişiye ait olduğunu, eve polis geleceğini ve evdeki altınları arayıp, el koyacağını" söylemiş olan dolandırıcının telefonu.

    bu iti, emniyet binasına gidip polise şikayet ettim, ancak sizin de başınıza gelebilir diye buraya yazıyorum. bu dolandırıcı itin telefon numarası internet'te kayıtlı olsun. geri arandığında ulaşılamıyor diyor. emniyetteki polis de zaten, "bu tiplere siz değil, onlar size ulaşabilir" dedi.

    bu it, polisim diyerek yaşlı insanları dolandırmaya çalışıyor. nasılsa artık, aradığı kişinin kimlik ve adres bilgilerine de sahip. senin, benim gibi adamlar yemez, ancak siz evde yokken annenizi, anneannenizi, halanızı, teyzenizi, dedenizi, vb. dolandırabilirler.

    ilçe emniyeti bir şey yapamam diyor. buradan türkiye cumhuriyeti savcılarına ve bu telefona servis hizmeti veren şirkete sesleniyorum; bu telefonun sahibinin peşine düşün, insanları dolandırmadan yakalayın. telefonun sinyal verdiği yeri tespit etmek, şahsa ulaşmak zor olmamalı.

  • sözlükçülerin ne kadar pis boğaz olduklarını gördük sayelerinde. kimseler mükemmel güldal yağ çözücüden bahsetmemiş. mr. muscle halt etmiş onun yanında.

  • 1)baba
    2)abi
    3)erkek kardeş
    4)dayı
    5)amca
    6)annenin babası
    7)babanın babası
    8)kocanın babası
    9)kız kardeşin oğlu
    10)erkek kardeşin oğlu
    nikah düşmüyor. asla evlenilmez.

  • bir malatyalı olarak gurur duyduğum beyanat.

    hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. bana einstein'ın şu vecizesini hatırlattı;

    "üçüncü dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum, ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacak, ve malatya'da olacak. malatya çok önemli olacak, kayısı ha keza öyle. sevgiler"

    rahmetli özal keşke bugünleri görebileydi. rahat uyu atam. olmaz öyküler!

  • üniversitedeyim. ramazan ayı, bir yandan sınavlara girip çıkıyorum bir yandan oruç tutuyorum. zorlanıyorum ama kış zaten, günler kısa öyle geçip gidiyor. bir gün herkesin dersi var ben evde tek başıma oruç açıcam. eve giderken bir ekmek aldım, zaten o kadar param var.

    evde ne var ne yok bilmiyorum çünkü sınavlar var yoğunuz. eve girdim buzdolabında bir tabak zeytin buldum. bir tepsi aldım ekmeği koydum yanına da bir tabak zeytin, ezanı bekliyorum. bir yandan da kendimi avutuyorum, en azından zeytin var diye.

    oturduğumuz apartman öğrenci olduğumuz için bizden pek de hoşlanmayan insanlarla dolu bir yer. hatta ev sahibimiz bile arada gelir odaları kontrol ederdi çaktırmadan. neyse tam oturuyorum, kapı çaldı. bir teyze geldi, daha önce hiç görmedim girip çıkarken tanımıyorum o yüzden. elinde bir tepsi "öğrencisiniz evladım yemeğiniz denk gelmemiştir belki" dedi, çekti gitti. elimde tepsi kalakaldım. ne açlık kaldı ne oruç. oturdum, bir yandan yedim bir yandan ağladım.

    iyi insanlar var, hala varlar. inandıkları, ırkları, hayatları ne olursa, nasıl olursa olsun, varlar. inşallah biz de seneler sonra bir gün tebessümle hatırlayacak insanlar bırakmışızdır arkamızda.

  • fountain head fold fold
    darling darling darling darling aman,
    when summer comes my crane bird sings
    leylim leylim leylim amman
    ı found you in the meadow
    ı dont give you to strangers
    let me take you to myself
    let me cuddle you in my bosom

    oooooooo
    boy is ours girl is ours
    hey hey hey
    boy is ours girl is ours