hesabın var mı? giriş yap

  • lazer epilasyona giden bir zahmet birazcık araştırsın yahu. o çok dalga geçtiğimiz kadınlar kulübü'ne girip bir baksa bile insan, sert kıllar dışında hiçbir halta yaramadığını şap diye anlar. bas bas bağırıyor insanlar. nedir iş yarayan bu bölgeler? genital, koltuk altı, belki bacaklar (çok kalın olması lazım tüylerin). bunun dışında kol, yüz ve diğer yerler için iğneli epilasyona gidin direkt. hem paranız cebinizde kalır, hem seanslarca sürmez, hem de bir daha o bölgeden tüy çıkma ihtimalini ortadan kaldırmış olursunuz. evet biraz acılı bir şey ama binlerce lira döküp sonuç alamamaktan iyidir.

    önemli not: hiçbir bok bilmeyen ve kıçındaki kıla bakmadan sizin minik tüylerinize laf eden erkeklerin "lazer epilasyona gitsene yaa", "lazere git lazere" , "lazere gitsen ne güzel olur", "2013 yılındayız hala lazere gitmeyen kadınlar var" türü laflarına aldırmayıp, her bölgeye en uygun epilasyonu seçmenizde fayda var.

    sanıyorlar ki lazer, içi sıvı dolu bir küvet. kadınlar giriyor çıkıyor, hooop bütün tüyler gitmiş.

    hey gidinin efesi!

  • az önce canlı yayında bir kadının "yalnızlık benim için evin kolonlarına sarılmaktır, o duvarlardan bile elektrik almaktır." diyerek durumunun zorluğunu açıkladığı program, jamiryu!

  • 2005 ağustosun son haftası.

    2 ay önce eşimle ailelerimizin redlerine rağmen hepsini karşımıza alıp 2 arkadaşımızı şahit yapıp evlenmişiz. yeni mezunuz ve işe başlayalı sadece 10 ay olmuş. yani eşim ve benim maaş toplamımız kuş, evlendikten sonra karşımıza çıkan kira, fatura, mutfak, beyaz eşya taksiti, koltuk taksiti vs. gibi giderler ise dev kadar. iş yeri küçükyalı'da kiralık evimiz çengelköy'de. şirketten erken maaş istemişim ancak muhasebe departmanından yeni mezun çömeze cevap yazmaya bile tenezzül edilmemiş. cebimde kalan para sadece iş yerinden gebze harem minibüsüyle hareme gidecek kadar. ayağımda tabanı artık yırtılmış ancak üstten bu yırtığı görünmeyen, yürüdükçe yoldaki tozları içine dolduran bir ayakkabı.

    harem'de indim. çengelköy'e yürüyorum. 15 dakikada bir eşim arıyor. her defasında sözler veriyoruz birbirimize hiç kimseye muhtaç olmadan ayakta kalacağız diye. yaklaşık 1,5 saat sonra ayakkabımın içi toz toprak dolu varıyorum evime. sarılıyoruz eşimle. yine sözler veriyoruz birbirimize.

    maaşa daha 1 hafta var. bir hafta boyunca evde tek yemek makarna. 1 haftalık süre içinde kozyatağı'nda çalışan üst komşumuzdan rica minnet beni de en azından kozyatağı'na bırakmasını istiyorum çünkü işe gidecek param yok. her gün sabah akşam aynı ayakkabılarla kozyatağı'ndan küçükyalı'ya yürümeye devam.

    çaresizlik...

    şu an 32 yaşındayım. ev, araba gibi istanbul'un temel ihtiyaçlarının hepsine sahip olduk. borcumuz harcımız da kalmadı. 2 tane dünya tatlısı çocuğumuz var. artık tüm yatırımımız onların üstüne. daha özgür bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. onları dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz.

    sözlerimizi tuttuk, mutluyuz. o ayakkabıları hala saklarım...

  • özellikle yurt dışına çıkıldığında yaşanan şey.

    mesela bazı ülkelerin bize oldukça uzak ve anlam veremediğimiz birtakım kuralları var.

    bunlardan bazılarını sıralamam gerekirse(bana en ilginç gelenleri):

    - singapur'da ilginç bir sakız yasağı var: zamanında tipitip dediğimiz sakızları üreten şirketin ürünlerine olan karşıtlık zamanla ileri bir boyut kazanmış. 1994'ten beri de bu ülkede sadece doktor tavsiyesiyle sakız edinilebiliyor.

    - italya'da güvercin beslemek yasak: italya'ya gittiğinizde ise bir güvercin besleme yasağıyla karşılaşacaksınız. güvercinler oldukça dışkılayan canlılar olduğu için, dışkıları italya'da bolca bulunan tarihi eserlere fazlaca zarar veriyor. cezası da 400-500 euro arası değişiyor.

    - fransa okullarında ketçap kullanılmıyor: fransa'nın okul kantinlerinde ketçap kullanımı yasak. yani herhangi bir okulun kantini veya yemekhanesinde ketçap bulmanız imkansız. amaçları ülkelerinin mutfak kültürünü muhafaza etmek.

    - yunanistan'da bir oyun yasağı mevcut: yunanistan'da halka açık yerlerde playstation, xbox vb. konsol oyunları oynamak yasak. çıkarılan kumar yasası kapsamında internet kafeler bile basılarak bilgisayarlar toplatılmış. artık yasağın etkisi yavaş yavaş kırılıyor olsa da yunanistan'da internet kafe bulamamaya hazır olun.

    - washington'da lolipop bulmanız oldukça zor: washington'a gidip bir lolipop yemek isterseniz bu pek mümkün olmayacak. abd eyaletinin lolipop yasağının nedeni, lolipopun çocuklar için tehlikeli olması ve gırtlak borusunu tıkadığı için çok sayıda ölüme neden olması.

    - singapur'da "asansörlere işememe" kuralı oldukça katı: yine singapur'a gidiyoruz. göreceğiniz en ilginç şeylerden biri de singapur'daki asansörlerde "işemek yasaktır" tabelasıyla karşılaşmak olacak. buradaki asansörler, böyle bir durum karşısında hemen kapısını kilitleyip alarmlarını öttürmeye hazır şekilde programlanıyor.

    - japonya'da bahşiş vermek hiç hoş bir davranış değil: japonya'da bahşiş vermek hiç ama hiç iyi karşılanmıyor. çoğu ülkede bir iyi niyet göstergesi olarak kabul edilen bahşiş, garsona biraz hakaret gibi algılanıyor. durumdan haberdar olmayıp bahşiş bırakırsanız da durumu size uygun bir dille açıklıyorlar.

    - çekya'da bira banyosu yapabilirsiniz: eski adıyla çek cumhuriyeti, yeni adıyla da çekya'da bira banyosu yapılıyor. çekler bunun sinir sistemine oldukça iyi geldiğini ve rahatlatıcı etki yaptığını söylüyorlar.

    bu gibi daha nicesi vardır. fırsat buldukça ve yeni bir şeyler öğrendikçe editler gelicek.