hesabın var mı? giriş yap

  • şükela kampanya. ver eksini geç. bırak kendileri çalıp kendileri oynasınlar.ayar versen ne olacak.

  • ayrılık deyince en acısı aşkta olur zanneder insanlar. aşk nedir ki? ya atlarsın, ya düşersin, baktın olmaz vaz geçersin...

    daha önce kuzey kore'de kalmış bir insanın oradaki anılarının her kelimesini pür dikkat dinleyen bir güney koreli ile karşılaştıysan,

    güney kıbrıs'ta büyümüş bir yunan kız, sana saatlerce kuzey kıbrıs'ı anlattırdıysa,

    yunan bir arkadaşın istanbul'a seni görmeye gelirken, istanbul doğumlu dedesi gelmesini istemediyse ve bunun tek nedeni istanbul'u görürse selanik'e dönmek istemeyeceğinden korkması ise,

    beyrut'ta yolda yürürken biri kahramanmaraşlı, diğeri vanlı iki ermeniyle karşılaştıysan ve ikisi de nenelerinden öğrendikleri kırık ve eski bir türkçeyle seninle konuşmaya çalıştıysa,

    bosna doğumlu bir sırp, sana anneannesinin evini, çocukluğunu, şimdi her biri başka devlet vatandaşı iki sıra arkadaşını anlattıysa,

    bir muhacirin kızı olan annen "tuna anlattıkları kadar güzel mi" diye sorarken sesinin titremesini engelleyemiyorsa,

    bir kadın ve bir erkeğin birbirlerinden ayrılmalarının, bahse değmeyecek, en beleş acı olduğunu anlar, susarsın.

  • belgesellerin introlarına ilham kaynağı olan duraktır.
    göç etmek için doğdular ya göç edecekler ya da ölecekler.. korkunç tehlikelere rağmen ilerliyorlar.. yaşlılar bunu defalarca yaşadı, gençler duraktan ayrılmama gereğini biliyorlar. büyük tehlikelere rağmen ilerliyolar yollarına devam etmeliler. metrobüs onlara fısıldadı; harekete geç, harekete geç ve yaşa...

  • ege (5) ve ilay'ın (3) tuvalette biri klozete, diğeri oturağa tünemiş haldeyken gerçekleştirdikleri öldüren diyalog.

    ege: ilay bak ipe.
    ilay: ipi bana versene ege.
    ege: olmaz!
    ilay: lütfen!
    ege: bak ilay benim ipim var.
    ilay: senin pipin var ege evet.
    ege: hayır pipim var demedim, ipim var dedim.
    ilay: sen kız mısın ki pipin yok?
    ege: ya ben kız değilim, benim pipim var.
    ilay: hayır senin pipin yok, senin ipin var.
    ege: anneeeee, ilay bana pipin yok diyor.
    ilay: annneeeee ama ben ona ipin var dedim.
    romica: birbirinizi şikayet etmeyin!
    ilay: aptal ege!
    ege: ben aptal değilim.
    ilay: aptal ege, aptal ege!
    ege: terbiyesiz ilay!
    ilay: sen de aptalsın!
    ege: sen de terbiyesizsin!
    ilay: ben terbiyesizim, sen aptalsın tamam mı?
    ege: tamam, ne haber terbiyesiz ilay?
    ilay: iyiyim aptal ege.
    ege: ne yapıyorsun terbiyesiz ilay?
    ilay: bana terbiyesiz deme, ben terbiyesiz değilim.
    ege: o zaman ben terbiyesiz olayım sen aptal ol?
    ilay: haıy ben aptal değilim, terbiyesiz değilim.
    ege: anneeeee, ilay aptal olmayı da terbiyesiz olmayı da kabul etmiyor!
    romica: ?!?
    ege: ilay, o zaman ben hem aptal hem de terbiyesiz olayım?
    ilay: tamam, aptal terbiyesiz ege.
    ege: ama sen ne olacaksın?
    ilay: ipi bana ver, afferin.
    ege: eee, ne oldu şimdi?
    ilay: sen hem aptal hem de terbiyesizsin, benim de ipim var!
    ege: annneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!!!!!!!

  • olum bu adam bitti denilen john travolta'yı yeniden yıldız yapmadı mı?

    pam grier bu adam sayesinde eski günlerine dönüş yapıp tekrar ünlü olmadı mı?

    öldü denilen david carradine'ı yeniden hayata döndürmedi mi?

    e o zaman ne bekliyoruz, eski turnuvalara katılan ve şaşalı galibiyetlere imza atan o milli takımı geri getirecek tek adam quentin'dir.

    hem adam ayakçı olum, o da ayrı bir avantaj.

    değerlendirelim derim ben.

  • ben bunu bi kere yaptım bin yıl önce dağ başında bir şantiyede çalışırken birlikte kaldığım kız iş arkadaşlarımızla bi çıkalım dedik. anadolu'nun küçük sayılabilecek bir ilçesi. mekan sahibi de tanıdık. gittik dört kız söyledik rakılarımızı hazırlattık masamızı bir güzel içiyorduk ki bizim büyük şeflerden biri geldi. tesadüf diye düşündük adamın gelmesini meğer öyle değilmiş. mekan sahibi aramış sizin kızlar burada içiyor diye. şef bize biraz kızdı. burası istanbul değil, canınız içmek istiyorsa söyleyin bize diye. eee o zaman kız kıza rakısı olmaz dedik. o da olmaz dedi. konu kapandı. dört mühendis genç kadın anadolu'nun bir ilçesinde yalnız içemezmiş. bu da böyle bi anımdır.

  • benim oğlum henüz 8 aylıkken o çok yakın denen bir şahıstan rsv virüsü aldı. ağzı burnu aka aka geldi bebeğimi mıncıkladı sevdi. şımarıklık olmasın diye ses etmedim. nihayetinde ciğerlerine inen rsv ile günlerce hastanede kaldık. küçük yaşta rsv benzeri hastalıklar geçiren çocukların çoğunda kronik bronşiolit oluyor. şuan oğlum 4 yaşında. bizim ikisi evde ve biri arabada olmak üzere 3 tane nebulizatörümüz var. yazın tatile giderken bile yanımızda taşıyoruz. ciğerleri hırıl hırıl. ventolin taşikardi yapıyor birde ama ne yapalım mecbur kalıyoruz. çok uzun zamandır koruyucu amaçlı kortizonlu fısfıslar kullanıyoruz.

    siz her boku çok iyi biliyorsunuz. biz bilmiyoruz. onlar bizim ciğerimizin en kıymetli köşesi dokunmayın diyorsak dokunmayın. her boka muhalif olmayın ve size söyleneni yapın!