hesabın var mı? giriş yap

  • işinize hız katabilecek bazı uygulamalar;

    1. proud: uygulama; pomodoro tenkiği adlı spesifik bir metottan yola çıkarak hayata dair stresli, baskıcı zamanları azaltmanıza, işinize yönelmenize yardımcı olabilen bir uygulama. özellikle yapılacakları bölme/ayırma konusunda tam uzman.
    platform: ios/android - ücretsiz

    2. ewa: ingilizcenizi geliştirmenizi esas alan bir uygulama. kolay ve akıcı bir arayüzü var. zihninizi farklı şeylerle meşgul etmek/dinlendirmek istiyorsanız yerinde bir uygulama
    platform: ios/android - ücretsiz

    3.slack: dinamik ve pratik bir iş planı uygulaması. aynı zamanda bir "to do list" alanı. işlerinizi, teslim zamanları ya da hedeflediğiniz tamamlama sürelerini belirterek, bir tahtaya yazar gibi yazıyor daha sonra tamamladıkça üzerini çiziyorsunuz.
    platform: ios/android - ücretsiz

    4. todoist: etkinlikler ve yapılacak onca şey. tüm bu yapılacakları sistematikleştiren productivity, aynı zamanda neyi ne kadar yapmak istediğinize dair bir planlama alanı da sunuyor. kişisel zaman, hedefler ve alışkanlıklarla ilgili takip olanaklarını zenginleştiriyor.
    platform: ios/android - ücretsiz

    5. join.me - kolay toplantılar: apple'ın da desteklediği uygulamalardan. ekiplerin sesli veya görüntülü toplantılar yapabilmesine ve mobil beyaz tahtalar üzerinde gerçek zamanlı çalışabilmesine olanak sağlıyor.
    platform: ios/android - ücretsiz

    6. sesli not yaz: gerekli durumlarda açıp ses kaydı yapın, ne hakkında olduğuyla ilgili bir isim verin ve kütüphanenizde bulunsun. özellikle üst seviye direktifleri zaman kaybedilmeden kayıt altına alınması, bu sayede unutulmaması adına iyi bir fikir.
    platform: ios/android - ücretsiz

    7. lumosity: boş vakitlerde uygulamayı açıp, ilginç oyunlarla tanışabilirsiniz. lumosity, hafızayı, dikkati, esnekliği, işlem hızını ve problem çözmeyi geliştirdiğini iddia eden oyunlardan oluşan bir uygulama.
    platform: ios/android - ücretsiz

    8.quickbooks: intuit tarafından geliştirilen bir muhasebe yazılımı paketi olan uygulama, esas olarak küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik. şirket içi muhasebe uygulamaları ile işletme ödemelerini kabul eden, faturaları yöneten, ödeme yapan, bordro işlevlerini yerine getiren bir uygulama.
    platform: ios/android - ücretsiz

    9. box: projelerinizin ansızın uçup gitmesi, bilgisayarın çökmesi sonucu geri döndürülemez şekilde kaybolabilecek donelerinizi güvenli bir şekilde bulutta saklayabilirsiniz.
    platform: ios/android - ücretsiz

    10. docu scan: akıllı cihazınızda bulunan, e-mailinize gelen, fotoğrafını çektiğiniz, özetle ofiste çıktığını almak istediğiniz belgeleri kolayca yazdırabilmenizi sağlıyor.
    platform: ios/android - ücretsiz

    11. switch: spotify, yahoo ve facebook gibi teknoloji devlerinin de kullandığı popüler bir platform. bilhassa new york'taki teknoloji ve medya faaliyetleriyle ilgili iş ilanlarını barındıran bu uygulamada, ekranı sağa veya sola kaydırarak, başvurusunu değerlendirmek ve elemek istediklerinizi kolayca gruplandırabilirsiniz. personel bulma aşamasını mümkün olduğunca en kısa sürede tamamlamanıza yardımcı oluyor.
    platform: ios - ücretsiz

  • başlığı açan arkadaş, gelişmişlik kriteri olarak sadece "imalat" sanayini dikkate almaktadır. yani evinde ingiliz malı bir ürün olamadığı için, ingiltere'nin, britanya'nın geride kalmış olduğunu iddia etmektedir.

    oysa bilmediği şey, ingiltere, belki de dünyanın en gelişmiş servis sektörüne sahip ülkesidir.

    1) öncelikle city of london, dünyanın tartışmasız finans merkezidir.

    2) ingilizler dünya genelindeki tüm meslek ve meslek gruplarının sahibidir. evet sahibidir, o kadar etkili meslek "odaları" vardır ki, bu odaların sertifikasyonları, eğitimleri, workshopları dünya çapında tanırır.

    iş güvenliği üzerine mi çalışıyorsunuz? iosh sizin mekkeniz olacaktır. insan kaynaklarında mı çalışıyorsunuz? cipd sizin kilavuzunuz olmali. inşaat sektöründe misiniz? ciob veya rics sizin pusulanız olacaktır.

    yani bu ingilizler, meslekleri ve standartlarını belirleyen insanlardır

    3) hukuktan sigortaya, mimarlıktan danışmanlığa abd toprakları hariç tüm dünyada ingiliz etkisi çok güçlüdür. katar'da bir inşaat projesinde, güney koreli inşaat firmasıyla, italyan işveren mahkemelik olursa, aradaki anlaşmazlık 99% londra'da çözülecektir. aylar / yıllar alan bu süreçlerde tarafların tutacağı ingiliz uzmanlar yüzbinlerce pound cebe indirir.

    4) ingilizler harika mühendis ve bilim insanı yetiştirir. siz sadece "alman arabası ve beyaz eşyası" üretmedikleri için habersizsiniz. 2018 rakamlarına göre ingiltere, abd-çin ve almanyadan sonra en çok bilimsel araştırma yapan ülkedir.

    kaynak

    bunun yanısıra dünyanın çoğu büyük ve teknik açıdan zorlu projesi (havaalanları, rafineriler, köprüler, gökdelenler, raylı sistemler, vs...) ingiltere'de dizayn edilir. hatta yapacak firma abd firması bile olsa, dizayn gene ingiltere ofislerinden yapılır. çünkü ingilizler işin imalatını ve inşaatını (ameleliğini) türklere ve çinlilere bırakırken, dizaynı kendileri yapmayı yeğlerler.

    5) eğitimin, finansın, sosyal hayatın ve adaletin aşırı sağlam olduğu bu ülke aynı zamanda bir cazibe merkezidir. başlığı açan yazar muhtemelen "imalat" yaptığı için çin ve belki türkiyeyi üstün görüyor ama unuttuğu şey, çin ve türkiye'nin milyarderleri onlarca milyon sterlin bayılarak londradan ev alma yarışında.

  • anadil ile dini eğitimi bir tutan cahil beyanı.

    biraz insan tanıyın gezin görün. kabuğunuz içine tıkılıp türkiye'nin %99u müslüman safsatalarına inanmaktan oluyor tüm bunlar. insanları ötekileştirmekte olduğunuzun farkına varın.

    bir birey eğer sağlıklıysa herhangi bir dili konuşmak zorundadır ve konuşur. dolayısıyla bunun eğitimini de almalıdır. ama bir birey herhangi bir dine mensup olmak zorunda değildir. çocuğunu istediğin kursa gönderip istediğin eğitimi verirsin veya aldırırsın ancak bütün oğlanlar kızlar da aynısını alsınlar ı savunamazsın.

    evladıma ortaçağ öğretilerini içeren bir eğitim vermek istemediğimden rahatsızım. doğal olan da bu zaten. sen evladına sadece bu ortaçağ eğitimini vereceksen devlet okuluna gönderme o zaman. kuran kursu var hırtı var zırtı var.

  • pahalı ürünleri savunan insanları ortaya çıkararak şaşırtan fastfood zinciridir.

    babacım ben "pizza yemek için sms bekleyen adam"dan bahsetmiyorum. sen zaten herşeyin promosyonunu yakalıyorsundur, hayatta küçük heyecanlar yaratıp bununla gurur duyuyorsundur. o başka bir yetenek. ben normal bir insandan bahsediyorum; hani canı pizza istedi, karnı aç, giriyor yemek sepetine, canının istediği pizzayı sipariş verecek, haftasonunu beklemeyecek, birazdan yiyecek.. hani o pizzanın yanında 30 tl yazıyor. mevzu sen değilsin yani, heyecan yapma.

  • normalde kürtçülerin başlığına yazmıyorum.

    ama biraz önce bu kişinin #29938239 numaralı entarisini görünce kendimi tutamadım.

    yazarımız bilindiği üzere türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde bir kürdistan kurulmasını fikirleriyle savunuyor. hatta (bkz: şemdinli'nin düşman işgalinden kurtuluşu) diye başlık açıp, türkiye cumhuriyeti'ni işgalci, düşman öge olarak ilan etmiş bile. böyle onlarca entarisi var ama şimdi yazmaya üşendim.

    şimdi bu arkadaş #29938239 nolu yazısında, 5 pkk'lının imhasından sonra şöyle bir cümle kurmuş: "maalesef bizim ülkemizde kanunlar zaman-zemine-şahsa göre esneyebiliyor."

    yani aniden işgalci tc gitmiş, bizim ülkemiz olmuş buralar.

    bir iddiamı yeniden dile getirmek istiyorum; kürdistan kurulsa bile bu ve bunun gibi şahıslar türkiye'den ayrılmaz, kapıdan kovsan, bacadan girer. türkiye'de yaşamanın tadını almış, biraz okuyup yazmış bir kürdü, öldürsen kürdistan'da yaşamaya ikna edemezsin.

  • günlerden bir gün arkadaşlarınızla diablo 2 oynamak için bilgisayar başına geçince şöyle bir bakayım diye ekşi sözlüğe girersiniz ve sol frame' de bir başlık görürsünüz. ilginizi çeker bu başlık ve açar okumaya başlarsınız. girilen genelde komik, kinayeli, serzenişli yazıların arasında bir yazı dikkatinizi çeker "vay benden başka böyle düşünen adamlar da varmış." dersiniz. nickine şöyle bir bakar aratır yazılarını okumaya başlarsınız. sizin gibi yeni bir yazardır, o da yazdığı ilk yazılardan biridir şans eseri tam o anda ekşi sözlüğe girip fark etmişsinizdir onu. sonra aklınızda kalır ismi, hergün onlarca yazarın yüzlerce yazısını beğenmenize rağmen bu yazarın adı aklınızda kalır. öyle badi butonunu falan kullanmayı bilmediğinizden her seferinde arama butonuna basıp yazdığı yazılara bakarsınız, sessizce takip edersiniz yazılarını. "ben buradayım seni takip ediyorum" temalı bir yazı yazrsınız arkadaşınıza. bir gün bir yazısı sizi çok şaşırtır aylarca seninle aynı kafadan olduğunu düşündüğün adam aslında bayandır. bu şekilde yıllar* geçer yazılarını okudukça kafa yapınızın ne kadar uyumlu olduğunu anlarsın. bir gün artık dayanamaz selam edersin, haliyle pek sıcak karşılamaz senin selamını ama bir şekilde sürer diyaloğunuz. sonra bir gün birden bir şekilde o da seni fark eder. görüşmek istersiniz ama kader buna izin vermez çünkü daha zamanı değildir. iş için bir çok defa onun bulunduğu şehre gitmene rağmen kah onun sınavı olur**, kah sen arabayla şarampole uçar ölümden dönersin* defalarca denersiniz ama bir türlü görüşemezsiniz çünkü daha zamanı değildir taşlar yerine oturmamıştır. konuşmaya devam dersiniz sürekli her gün zevleriniz ne kadar kesiştiğini ne kadar uymlu olduğunuzu fark edersiniz. kimseyle konuşamadığınız muhatab bulamadığınız şeyleri konuşur gece saat 10-11 gibi "5 dk konuşup yatayım sabah işe erken gidicem" derken ne olduğunu anlamadan saati sabahın 4 ü edersiniz. bir gün ne olduğunu o an anlayamadığınız bir sebepten kavga eder ve konuşmama kararı alırsınız. için için üzülseniz de belli edemezsiniz gurur herşeyden önemlidir çünkü. şuydu buydu derken tekrar konuşmaya başlarsınız ve size bir süre sonra konferans için oturduğun şehre geleceğini haber verir. korkuyla beklersiniz o günü bu kadar zamandır uğraşamanıza rağmen türlü felaketler ve kaderin oyunları sonucu görüşememişsinizdir. o gün sonunda gelip çatar ilk defa o gün telefondan sesini duyarsınız heyecanlanırsınız. ve onu, 4 sene boyunca yazılarını takip ettiğiniz hayal ettiğiniz, hayallerinizde göklere çıkardığınız kişiyi köprünün üzerinde size doğru yürürken görünce yanınıza gelip konuşmasını duyunca hiçte hayal ettiğiniz gibi olmadığını hayallerinizdekinden çok daha mükemmel olduğunu görürsünüz. şimdi onu o köprünün üzerinde hafif tebessüm ederek size bakarken görüşünüzden tam 4 ay sonra onunla evliliğe doğru adım adım ilerlerken bazen 4 sene önce sözlüğe girip sol frame de onun yazısını görüşünüzü hatırlar ve "işte hayatı değiştirecek mükemmel tesadüf böyle bir şey olsa gerek" dersiniz.
    (bkz: bu da böyle bir anımdır)