hesabın var mı? giriş yap

  • yanlışlıkla seçimi kazanırız diye korkan chp'nin muhalefette kalabilmek için yayınladığı göçmen politikası.

  • thy bir islam teşkilatı mı aq? barselona'ya falan da sponsor oluyor. hani haç falan var amblemlerinde... buna ne diyorsun?

    her geçen gün mallıkta seviye atlıyorsunuz.

  • kaderine küsmüş, umudunu yitirmiş, olmayacağına inanmış ve yalnızlığı kanıksamış insandır. denedik de ne faydasını gördük, der. yalnızdır. mutsuzdur. üzgündür ama çabalayacak ümidi kalmamıştır.

  • kahramanmaraş depremi sonrası edit: 2002 sonrası yapıların çok sağlam olduğunu, yapı denetim ve beton kalitesinin arttığından bahsetmiştim ancak bilgileri güncellemek gerekiyor. 2 yaşında binaların yıkılmasını açıklayamıyorum. deprem sonrası hasar tespiti için giden ekipten raporları alacağım ben de gidebilirim o rapora göre görüşümü netleştireceğim.

    deprem gerçeği ile ilgili bir kaç kelam etmek isterim.

    sizleri çok fazla tedirgin edeceğini bilsem de maalesef bildiklerimi aktarma konusunda sorumluluklarım var ne kadar çok insana ulaşabilirsem o kadar iyi.

    1) 2001 ve öncesi inşaatların durumu nedir?

    buradaki süreci 10yıllar için almak daha doğru.

    1970 - 1980 arası dönem: bu dönemde daha çok denizkumu(midye kabuklu) kullanıldı ve beton hazırlanırken granulometri'ye çok da bakılmadan hazırlanmış betonlar. granulometri eğrisi ve su çimento oranıgöz kararı yapılmış harç ile hazırlanmış betonlar. proje ve detayı bulunmayan, ayakta dursun yeter diye düşünülmüş yapılar.

    bir çok laboratuarda maksimum dayanımları 15-19 mpa çıkıyor alınan karot numunelerinin. olması gereken min 25-30 arasıdır istanbul'da.
    bu yapıların ayakta kalma şansı yok. büyük bir deprem sonrasında maalesef çok büyük bir yıkımı yaşayacaklar.

    bu binaların bir çoğu bakırköy, yeşilköy, göztepe üsküdarın bir kısmı, kadıköy bağdatcaddesi vb yerlerde bulunan yapılar. bu yapıların bir çoğunda ruhsat ve avan proje mevcuttur ancak binalarda dayanım gücü kalmamıştır.

    1980-1990 arası dönem: köyden kente göçün olduğu ve varoş bölgelerde gecekondulaşmanın başladığı dönem.

    bu dönemi o dönemin şartlarıyla bir örnek vererek açıklamak istiyorum.
    - başlangıçta köyden gelen ailemiz başını sokabileceği bir yer yapmak istedi ve hazine arazisi, ya da şahıs arazilerine altı dükkan üstü daire bir yapı yaptı. bu yapının üstü genelde kapatılmazdı filizler açıkta bırakılırdı çünkü çocuklar büyüyecek ve üste kat atılması gerekebilirdi. alt dükkan genelde mahalle kültürüne uygun işler için kullanılırdı mesela kağıthane'de çoğu ya marangozdur ya da cila atölyesidir.

    birikimler yapılıp bir 5 sene sonra üstüne bir kat atılır ve çocuk büyüyene kadar kiraya verilirdi. sonrasında yine üstü kapatılmaz belki üstüne kat atılır diye beklenirdi. genelde de yerel seçim öncesinde vatandaş 1 kat çıkar ve 4 -5 sene beklerdi.

    çünkü vatandaş seçim öncesi belediyenin karşı çıkmayacağını, oy uğruna ses etmeyeceğini bilirdi. bu örneğe ait binaların tamamına yakını varoş diyeceğimiz bölgelerde mevcut. bağcılar, gaziosmanpaşa, güngören, şirinevler, esenler, zeytinburnu, kağıthane, üsküdarın bir kısım bölgeleri, ümraniye'nin bir kısım bölgeleri vb. buradaki inşaatların çoğunda ruhsat yoktur. göz kararı bir beton üretimi (el ile karılan japon arabaları ile) ve göz kararı demir kullanılmıştır. çoğu bitişik nizamdır ve bu dairelerden de numune aldığımızda 5 -15 mpa (megapascal) dayanım çıkıyor. en kötüleri de bu binalar bana göre. 1970-1980 arası döneme göre çok daha çarpık yapılaşma yaşanmıştır bu gecekondu vari bölgelerde.

    1990 - 2000 arası dönem: bu dönem 1980- 1990 arası dönem ile benzerlik taşır. genel anlamda eski evlerin üzerine katlar çıkılarak 2-3 katlı gecekondular üzerine kat çıkılarak 6 -7 katlı apartmanlara dönüşmüştür. bu dönemde ancak nervürlü demir kullanımı yaygınlaşmıştır. bu dönemin en temel sıkıntılarından biri bana göre altta bulunan katlarda beton ve demir çok zayıf iken dönem şartlarının düzelmesi ve demir kalitesi ile beton kalitesinin nispeten artması ile zayıf katlar üzerine daha ağır katların yapılması olmuştur.
    bu tür binalarda genelde karot ölçümü için numune zemin bodrum ve 1. katlardan alındığı için 1980 -1990 arası dönem ile aynı sonuçları veriyor numune sonuçları 5- 15mpa arası.

    ancak üst katlardan numune alırsanız 15-20 mpa arası değerler görebilme şansınız oldukça yüksek ancak istanbul için sınır yukarıda da belirttim 25-30 arası olduğu düşünülürse bu binalarda çok zayıf kalıyor.

    2000-2010 arası dönem: bu dönemde yapılan binalar hazır beton ile yapılan, demiri nervürlü binlardır. bu dönemde bana göre müteahhit çalmış olsa dahi çok fazla yıkıma uğrayacağını düşünmüyorum binaların zira genelde statik hesapta güvenli tarafta kalınır. bir dönem sonra yapı denetim de işin içine girdiği için (sanırım 2007 yönetmeliği sonrasında oluyor) statik açıdan bir çoğu sağlamdır diye düşünüyorum.

    2010-günümüz arası dönem: en sağlam yapıların yapıldığı dönem. kaçak binalar haricinde ruhsatlı binaların tamamı ve kentsel dönüşümle dönüştürülen yapıların tamamı güvenlidir.

    şimdi de bir başka hususa değinmek istiyorum o da deprem sonrası

    a) çürük binaların katkat üstü üste binerek yıkılmaları: bunların 1970-1980 arası binalarda olacağını düşünüyorum çünkü çoğu kendi bahçesi olan yapılar ve bu yapılardaki insanları kurtarmak daha kolay olacak. nispeten bu bahçeli evlerin olduğu mühitlerde binalar birbirine daha uzak konumlanmış durumda.
    b) iskambil kağıdı gibi yanyana dayanarak çökmeler: bu binalar genelde 1980 sonrası yapılan yapılarda bitişik nizam yapılarda görebileceğimiz türden yapılar. en korktuklarım da bunlar çünkü ulaşabileceğiniz insan sayısı kısıtlı. binalar çok sık birbirine yapışık. mesela fatih ilçesinde bir yangın olsa itfaiye 2 saatte sokağa giremiyor.

    sokaklar çok dar ve iş makinalarının girmesi şu anda bile mümkün değil. deprem olduğunda yıkıntıların üzerinden geçerek geçmesi gerekecek iş makinalarının. bu da mümkün değil.

    c)zemin sıvılaşması ile binanın devrilmesi; bu tür binalarda yaşanan problemlerde can kaybı çok yaşanmaz belki bodurm ve 1.katlarda olabilir. binanız bir bataklıktaymış gibi zeminin içine gömülür. bu binalar herhangi bir bina olabilir. zemin etüdü raporlarına güvenmek gerekir ancak bu başka bir entry'nin konusu.

    şimdi size senaryoyu yazmak isterim. 45-60 sn arasında 7 üstü büyüklükte bir deprem olduğunda kaçacak yeriniz yok. inanın yok.

    size resmi örnekler vereyim hemen mesela kağıthane
    çeliktepe mahallesi nüfusu 32584 toplanma alanı

    http://www.kagithane.istanbul/…tepe-mah-/635/7212/0

    evet yanlış görmediniz kardelen parkı 850 metre kare alan.

    bu deprem anında ilk toplanma alanı peki parkı görmek ister misiniz?

    işte o park.

    kardelen parkı

    diğer park metin taşkın parkı 1100 metrekare alan.

    o da

    metin taşkın parkı

    son toplanma alanı da tuna boyu parkı 346 metrekare.

    o da
    tunaboyu parkı

    bakın burlara 32584 kişi toplanacak. resmi kurumların verdiği veri bu.
    bunu kağıthane meclisinde söylediğimde belediye başkanının bana verdiği yanıt hamidiye mahallesinde onlarca park var onu neden örnek göstermiyorsunuz oldu.

    onu da örneklendirelim hemen.

    hamidiye mahallesi nüfusu 37698.

    pazar yeri parkı 2500 metre kare
    furkan tüzüner parkı 3432 metre kare
    akşemseddin parkı 34695 metrekare
    osman söyler parkı 2845 metrekare
    safa parkı 6927 metrekare
    onur sokak parkı 4433metrekare
    sevgi sokak üstü parkı 3500 metrekare
    aziziye parkı 5270 metrekare
    akasya parkı 2100 metrekare
    fethi okyar parkı 12110 metrekare
    hobi bahçesi 12150 metrekare
    toplamda 89962 metrekare alan.

    kişi başına 2,5 metrekare alan düşüyor.

    bu bile yetersiz iken en iyi mahallenin durumu bu. bu kağıthane özelinde böyle denemez bir çok ilçede bu problemler sıkıntılar mevcut. buradan son olarak şunu söylemek isterim ki. toplanma yerlerini iyi öğrenin evinize en yakın açık alanları tespit edin. aracınızda erzak bulundurun (aracınızda yatmak zorunda kalabilirsiniz ailecek)
    ilk yardım eğitimlerinizi alın. sağlıklı yaşayın.

    sevgiler.
    fatih çelik
    inş.yük.müh.
    kağıthane belediye meclis üyesi

    edit: anlam karmaşası düzeltilmeye çalışıldı.

  • - bu kezbanı nikahına almak suretiyle kendini feda edip bizleri kurtaran kardeşimizin aziz hatırası adına hepinizi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. her zaman saygıyla anılacaksın kociş.

  • eğitim sistemi dipleri gördüğü için anne-babalar gerekirse boğazından kesip çocuklarını iyi okullara göndermeye çalışıyorlar.

    kafanı nereye çevirirsen özel okul görmenin sebebi milletin zenginliği değil, senin gibi kafaya sahiplerin ülkenin eğitim sistemini getirdiği noktadır.

  • gözlemlerime göre mutlu insanlardan pek haz etmiyorlar. hele durduk yere neşelendiysen yanlarında noluyo bilader donumuz görünüyor da ona mı gülüyorsun diye agresifleşiyorlar. tebessüm nezaket falan hep art niyetli algılanıyor cahil kesim tarafından.

  • ite köpeğe maskara olmak?

    din dil ırk ayırt etmeden su insanlar gibi insanları en azından saymayı ogrenemedikce sizden bi bok olmaz.

  • bu tarz diyaloglar yüzünden iş aramayı bırakıp girişimci olmaya karar verdim. tamam şirketlerin bazılarında mankafa tipler vardır da her görüşmede de bir tane bana mı denk gelir? bir de kurumsal firmalar, altını çiziyorum.

    3. görüşme, lojistik firması (alakasızım ama 2 aylık işsizlik beni bu yola düşürüyor)

    - zminrna hanım daha önceki görüşmelerimizden yola çıkarak bu pozisyon için uygun olduğunuzu düşündük. fakat birkaç noktaya daha değinmek istiyoruz.
    + tabii.
    - öncelikle biz çok yoğun çalışıyoruz. buna ayak uydurabilecek misiniz?
    + yoğunluktan kastınız?
    - cumaları gece 23.oo'e kadar. cumartesileri ve bayramlarda dönüşümlü. bazen haftaiçi birkaç gün 23.oo'e kadar...
    + hmm anlıyorum çalışmadığınız gün yok gibi.
    - ehehe evet biraz öyle. peki maaş konusundaki düşünceniz nedir?
    + bla bla aldım en son çalıştığım yerden.
    - aaa bu ücret bizim için fazla. 5-6 yıldır çalışanlar bu ücreti alıyor.
    + hmm anlıyorum fakat ben bu ücretin altına inmeyi düşünmüyorum. malum istanbul'da yaşamak zor bu sunduğum ücret de ortalamanın altında bile.
    - yani burda çalışanlar genelde evli. eve 2 maaş girince geçiniliyor. sizin yok mu evlilik planınız? evlenirseniz siz de rahat yaşarsınız, kötü bir maaş değil aslında.
    + anlamadım?? evlenirsem rahatça burda çalışır geçinirim doğru mu??
    - ehehe tabii burdaki herkes öyle yapıyor.
    + @@!!??

    çok bilinen, kurumsal bir firmanın bakış açısı. lanet olsun lan size. evlencekmişim geçinmek için...

  • benim anaokulu eşofmanımın dizinde yıkansa da çıkmayan bir çamur lekesi vardı, dolayısıyla öğretmen her hafta başı beni azarlardı giysilerim kirli diye. yine böyle bir sabah bu sefer "dün gece perihan ablayı izlediniz mi?" diye sordu, ben de büyük bir heves ve neşeyle izlediğimi söyledim. bu kez de o saatte uyumayıp televizyon izlediğim için azarladı beni. biraz manyak bir öğretmene denk gelmişim sanırım.