hesabın var mı? giriş yap

  • kendimden biliyorum... yoruldum arkadaş yoruldum, çok yoruldum. insanlara doğruları anlatmaktan, gerçekleri açıklamaktan, kanıtlar göstermekten yoruldum. yaşım 31, 15 yıldır başımızdaki haramzadelerin apaçık ülkeyi parsel parsel sattıklarını görüp buna hala inanmayan bir toplumun olduğunu görmek benim umutlarımı bitirdi. yetmezmiş gibi bu kör olan toplum çoğalarak devam ediyor. bu süreçte cehaletin gerçekten mutluluk olduğunu öğrendim. bu son seçimler de benim geleceğe dair umutlarımın yıkıldığı bir gün oldu. o tarihten itibaren artık ne olursa olsun modundayım zerre umrumda değil. benim tuzumun kuru olmasına rağmen başka insanları düşünüp her yerde onların sesi olmaya çalışırken savunduğum insanların gidip celladını seçmiş olmaları beni bitiren nokta oldu. ne haliniz varsa görün...

  • bir de anne yatağı yaptıktan sonra, yatağa yatıp üzerine yorganın serileceği anı beklemek vardır. benzer kalibredeki güzelliklerdendir ikisi de. o anki duyguyu anti-depresanlara katacak bir teknoloji olsa keşke.

  • dolarizasyonun azalması durumudur. yerel para biriminin dövize kaptırdığı asli görevlerini tekrar yerine getirmeye başlaması, yerel para birimi kullanımının döviz kullanımı aleyhine artmasıdır. döviz cinsi yatırımların toplam yatırımlar içindeki payının azalması bu sonucu doğuran bir etkendir. örnek olarak önceleri evini çok güvendiği bir para birimi olan nikaragua kordobası bazında kiraya veren ev sahibinin, kira bedeli için yeniden liraya dönmesi öncesinde içinde bulunduğu psikolojik durum verilebilir.

  • yanlış oldugunu ben de kabul ediyorum.

    padisah kovulmamış, aksine ardına bakmadan kaçmıştır.

  • 2012 temmuz ayındaki elektrik faturasında 0,42 tl iken ağustos ayındaki faturada 0,85 tl'ye çıkan bedel. sayaç okumak mı zorlaştı noldu anlamadım.

  • kılıçdaroğlu hakkında fikirlerimi değiştiren yazı.

    şimdiye kadar başbakan gitse yerine kim gelecek diye düşünmüşlüğüm çoktur, sizlerin de düşündüğünüz gibi. ne de olsa birçoğumuzun hayatını kararttı, kimimizin geleceğini bitiriyor, kimilerinin de akli dengesini yitirmesine sebep oluyor. ve bunları yaparken hiç de suçluluk, pişmanlık, vicdan azabı duyuyor gibi değil. bu yüzden gitmeli, ülkesini bölen, ayrımcılık, sömürgecilik, yalancılık, hırsızlık, katillik yapan bir insana ne diyeceğiz helal olsun aldığın canlar, helal olsun çaldığın paralar mı diyeceğiz? kendisini allah sanan biri o, insanların ölüm fermanını yazıyor, kaderlerini değiştiriyor. bu insanı yargılamak bize düşmez, onun işi bizimle değil yukarıda, ama ego ve güç gözünü öyle bir kör etmiş ki acaba öleceğinin farkında mı bir gün?

    her neyse, ben bu yazıda, kendine oy isteyen biri görmedim. seçim arifesinde, halkı için endişelenen, halkını tek çatı altında toplamak isteyen bir başbakan gördüm. bu yazıyla güvenim, samimiyetine inancım oluştu. o da bizler için korkuyor, o aptal sandıkta binbir dolabın döndüğü o sandıkta seçilmediği takdirde olacaktan korkuyor. bizleri uyarıyor. şimdi bütün kendini müslüman sananlar, muhalefete, muhalefet yanlılarına düşman. size soruyorum hangi müslüman aynı soydan geldiği, aynı dini paylaştığı insanlara düşman olur ki? bazı insanlar sizi bize düşman etti de.

  • okuyunca birden gülümseten başlık. benim anneannem ya lan bu.

    ocakda yemek vardır...
    -allahuekber
    -naapıyım altını mı kapatıyım?
    ses bir ton yükselir
    -alahuekber!!!
    - ..... :/ kısıyım mı?!?
    l ye baskı yapılır kızgın kızgın...
    -alllllahuekberrr
    -0.o açıyım mı altını?
    -gerizekalı namazı bozdurdun bana anneni ara gelirken ekmek alsın!

  • lisede okurken, cuma günleri okul çıkışında servisi çiftlikten* geçirirdik. isteyen kokoreç, isteyen mısır falan alırdı. bir gün yine bazılarımız kokoreç alırken ben yarım ekmek dönerimi yemiş halde tok aslan gibi kokoreççiyi izliyordum; tık tıkı tık tıkı sesleriyle sanatını icra ediyordu ustam. "acı olsun mu?" diye sordu arkadaşlara. onlar da erkekliklerinin bütün gururuyla ilerleyen yıllarda basur olmayı göze alarak "bol acılı" dediler. bir zaman sonra kokoreçleri ellerindeydi. birden ustayla göz göze geldik. "sen almadın mı?" dedi, "hayır" dedim. birden bir çeyrek ekmek arasına kokoreç doldurmaya başladı. ben durumu anlayamadan onu izlerken "al" dedi. "saol amca ben yemem" dedim. "al" dedi tekrar "insanlık ölmedi ya".

  • kardeşlerim yurtdışına çıktığınızda hard rock cafe'ye gitmeyin.. floransa'da otantik bir osteriaya, viyana'da şık bir viyana kafesine, londra'da 300 yıllık orijinal bir mahalle pub'una gidin ki o şehrin gerçek ruhunu hissedin, geziniz anlam kazansın.

  • --- spoiler ---
    ağacın coğrafyasını kestirmek güç değildi de insanın kendi bedeninden koparıp attığı bir parçasını ancak kendisinin bulup geri getirmek istemesi gerektiğini artık öğrenecek kadar "büyümüş"tüm
    --- spoiler ---

    keşke arasın yaptığı son delilik tunanın da ona eşlik etmesiyle ardından adanın tunayla dalga geçmesiyle bitseydi...

    ayrıca
    kumral o kadar güzel anlatılmış ki kumralları kıskanmaya sebebiyet vermiştir..

  • kim nereden almış, nerede stokta yokmuş gibi sikko bilgiler almak isteyenlerin sözlükte takip edebileceği telefon modeli.

  • gittiği yerden geri dönmesidir. kalkıp gelsin, kızsın, bağırsın, dövsün bile beni ama yeter ki yanıma gelsin. annesini kaybedince insan 100 yaş birden büyüyor sanki. anne acısının ne demek olduğunu bilseydiniz erken de kalkardınız, yemek de yapardınız.. boş boş şeyler için söylenmezdiniz annenize. o ne diyorsa doğrudur, bilin. sizin iyiliğiniz içindir. kimse sizi anneniz gibi sevmez. kırmayın onları. hep derlerdi bana da. anlamazdım. of bile demeyin. çiçektir onlar.