hesabın var mı? giriş yap

  • izmir seferihisarda yaptım askerliğimi. asteğmen olarak yapıyorum, öğretmen kökenli olduğum için nöbet tutmayan askere ceza vermek yerine, tutana ödül vereyim dedim. boyoz alıyorum sabaha karşı 4-6 nöbetinin ilk saatinde nöbet kulübelerine uğruyor bırakıyorum. bir süre sonra iki kişilik nöbet yerinde beni bekleyen 6-7 asker olmaya başladı. hoşuma gitti tabi bu böyle devam etti, çaylar demleniyor falan. bir gün askerin biri boyozdan bir lokma ısırdı çaydan bir yudum aldı, döndü bana dedi ki, komutanım top oynarken anamın verdiği domates peynir ekmekle, sabahın köründe senin verdiğin boyoz yarışır, ikisini de ömür billah unutmam dedi. o zaman fark ettim, anlatacaklar bunu yıllarca. boyozu askere dağıtıyorum diye ucuz veren fırıncı sen de sağol.

  • gecenin bombasını patlatmıştır. bir pozisyonun ilgisizliğini, ortamla uyuşmazlığını şu örnekle açıklamıştır.
    "beyler düşünün.. biz dördümüz bir dağ evindeyiz.. köyde.. etrafta köylüler var filan... kapı çalınıyor.. açıyoruz bi bakıyoruz sharon stone!.. aradan vakit geçiyor...bi daha kapı... zekeriya beyaz!.. ne alaka di mi. işte bu pozisyonda öyle"

    ersin kardeşimiz de boş durmamış bu lafın üzerine:
    "zekeriya hoca gelip sharon stone burda mı diye soruyor mesela?!".. demiştir.

    ama ahmet hoca durmak bilmez..

    .."hatta kazım abi sharon senden buz kıracağı ister.sen olayı idrak edemeyip -o yok,keser vereyim mi dersin."

  • 24 yaşında, dünyanın en muhafazakar tabirle ilk 5 voleybol kulübünden biri olan vakıfbank'ta senelerdir as oynayıp birçok kupa alan, milli takımında mevkisinde alternatifi bulunmayan, pozisyonunda dünyanın en iyi iki üç isminden biri olan ve fakat ekşici voleybol otoriteleri tarafından "hantal ve bir üst seviyeye çıkması zor" bulunan yıldız voleybolcumuz. ahahhaha

  • cevabı ilber hocada. türkler yalnız kalmayı öğrenememiş bir millettir ne yazık ki. insan en dolu anları yalnızken yaşar. asosyallik değil bu, istediğimiz zaman gidebileceğimiz arkadaşlarımız var. ama güzel olan yalnız başına yaşamayı öğrenebilmektir. konser,tiyatro,sinema,alışveriş,yemek. arkadaşla yapılmaz demiyorum ama yalnızda yapılabilir.

  • var böyle kız. enfes birşey. tanıdım, yaşadım onunla biliyorum. bu sadece bir restaurant ya da barda hesaba ortak olmasıyla ilgili bişey değil.

    bakın şöyle birşeydir;

    erkek: eve geçerken şurdan iki pizza alsak mı ki?
    kız: almayalım
    e: aç değil misin?
    k: açım ama gerek yok. iki pizza için ne kadar para vereceksin?
    e: 20-25 falan heralde.
    k: ver o parayı bana o zaman...

    (kız bir markete geçer çocuk kapıda sigara içiyordur. kız elinde poşetlerle çıkar)

    k: makarna ve yoğurt aldım, sana güzel bir makarna yaparım 15 dakikada. fazladan bir paket aldım evde bulunsun. kola da aldım. bu arada peynir zeytin falan bir kaç şey daha aldım. tavuk alacaktım da para yetmedi. kahve de bitmişti sizin evde biraz kahve aldım.yemekten sonra içeriz. onu da sen yaparsın artık...
    e: bir ömür kahve yaparım sana ben...

    edit: evlendim onunla.

  • özel şut çekmek için; top havadayken şut tuşuna basılırdı.

    en güçlü takım, oyunun yaratıcıları japon takımıydı, her futbolcunun kendine has özel şut gücü vardı. en havalı en cool karakteri uzun saçlı bir futbolcuydu ve onla takım arkadaşın kafasına çıkabiliyorduk.

    özel şuta değen futbolcu göğe yükselirdi.

    gol yiyen takımın oyuncuları salya sümük ağlayıp, tırnaklarını yerken gol atan takımın oyuncuları çocuk gibi sevinirdi.

    penaltı atışlarında kaleciler çıkışabilirdi.

  • geleceğin şarkı sözü yazarlarına yol gösterecek olan formüller listesi.

    şarkı sözü yazmak için önce bir serdar ortaç tema'sı seçilir:

    1)ayrılık sonrası cool görünme
    2)kanayan yaralarla mutlu olma
    3)teknolojik aşk
    4)yaz mevsimi
    5)ağzıma s.çsa da seviyorum ulen

    sonra leitmotiv olarak kullanılacak saçma sapan bir söz veya söz öbeği seçilir. je t'aime dö madam, binlerce şantöz var, hadi it hadi it beni mayınlı tuzaklara vb.

    sonra alakasız iki mısra uyaklanır. örneğin

    sevdim seni sevdim çok
    yemiyom anne karnım tok

    gibi.

    ve işte artık biz de serdar ortaç gibi şarkı yazıp bu şarkıları 10 binlerce tl'ye satıp zengin olabiliriz. işte benim yazdığım şarkı

    tutunup birer birer acılarıma
    selam yolladım bütün gacılarıma
    senin gibi güzelle kaçılır ama
    sende o yürek yoook, yok

    sende o yürek yok
    bende bi kürek yok
    bunlara gerek yok
    yaşar bizim sevdaaamız, mız

    bulurum senden çok var
    bulurum senden güzel yar
    güzelim senin görüşün dar
    yaşar bizim sevdaaamız, mız

    bu arada şarkınızı satarken nazlanmayı, başkasına söz verdim, bu şarkıyı ben okuycam triplerine girmeyi unutmayın.

  • fiyati 8000 tl / 420 euro olan viskidir. iskocya'da gittigi viski turundan buyuk ihtimal daha da ucuza almistir.

    haberlere cikacak bir rakam degil aslinda, oda tv isimli yeni bulvar gazetesinin tik alma cirpinislarindan biri sadece. istanbul'da duzgun bir gece kulubune gidip loca actirsan ayni fiyati dandik viskili masaya verirsin zaten.

    adam kendi ev studyosunda, makara grubunu toplamis kaliteli sekilde kafa yapiyor.

    para dedigin boyle harcanir.

  • cem yilmaz'in insanoglundan her gecen gun biraz daha nefret etmesinin disa vurumu olan film.

    adam nasil nefret ettiyse cevresindeki cahilinden de, okumusundan da, sosyetesinden de, koylusunden de...

    yardirmis.

    inanilmaz bir hikaye anlatimi var bayiliyorum ya.

    --- spoiler ---

    kendini merkeze koy, kendini merkeze koy...kimim ben ? belki gotun tekiyim, niye merkeze koyuyorum?
    --- spoiler ---

    ahahah tek cumlede butun yasam koclari ve sosyal medya psikologlarinin icinden gecmis abimiz.

  • hastalarda genellikle ateş, üşüme ve kuru veya balgamlı öksürük görülür. bazı hastalarda kas ağrısı, başağrısı, yorgunluk, iştah kaybı ve bazen de ishal görülür. laboratuvar testleri bu hastalarda böbreklerin gerektiği gibi çalışmadığını göstermektedir ki daha da ötesi radyolojik kontrollerde zatürree olarak görülür.

    legionella dediğimiz bakteri familyası doğanın normal florasında bulunur..suyun normal klorlama düzeylerine dirençli oldukları için doğadaki sulardan şehir şebeke suyuna düşük konsantrasyonlarda geçebilirler ki genelde binaların su sistemlerine yerleşiverirler.. özellikle sediment ve biyofilm tabakasında suyun durduğu anlarda birden üreyerek çoğalmaya başlarlar..

    suyun çok küçük partiküller halinde (bkz: aerosol) havaya saçılmasına neden olan bütün etkiler (soğutma kulesi fanları, sprey nemlendirme sistemleri v.b.) bakterinin bu partiküller aracılığıyla solunum havasına girmesine neden olur.

    lejyoner hastalığının en önemli özelliği epidemik karakteridir. yani; bir vaka saptandığında, bu vakanın bakteriyi aldığı kaynağın, başkaları için de hastalık odağı olduğu ve olacağıdır. bu nedenle lejyoner hastalığı bildirimi zorunlu bir hastalıktır. özellikle seyahat ilişkili lejyoner hastalığının hem ulusal hem de uluslararası bildirimi zorunludur. vaka ihbarı yapıldığında hızla epidemiyolojik araştırmaların başlatılması gerekir.