hesabın var mı? giriş yap

  • bana mı böyle geliyor? koca medyaya bir ramazan dayağı yansıdı onda da oruç tutmayan tutanı dövdü*

    dindar-muhafazakar sayılabilecek bir semtteyim ve etraf sigara içenden, yemek yiyenden, su içenden vs. geçilmiyor. 19 yıldır bu semtteyim ve hiç böyle bir oruçsuzluğa rastlamadım.

    gelecek yıl da 2022'deki oruçsuzluk rekorunun kırılacağını düşünüyorum.

  • akp kütahya milletvekili hüsnü ordu’nun kızı.

    --- spoiler ---

    milyonlarca genç iş ararken, akp kütahya eski milletvekili hüsnü ordu'nun kızı sümeyra, sınavsız ve açıktan atamayla kütahya belediyesi özel kalemi'nde işe girdi. ancak ankara'da yaşayan ve internet üzerinden kedi satışı yapan sümeyra'nın işe gitmediği ortaya çıktı. aydan aya hesabına yatan maaşını ise düzenli olarak aldığı iddia edildi.

    --- spoiler ---

    https://www.sozcu.com.tr/…ada-kedi-satiyor-2687215/

    eğer gazete haberi doğruysa, büyük rezalet.
    ama akp türkiyesi'nde şaşırtıcı mı? hayır tabi ki.

    ben şahsen akp'li olsam, akp'ye oy veren bir vatandaş olsam, her gün vicdan azabı duyar uyuyamazdım.

  • giydiği bütün kaleci kazaklarının tasarımını kendi yaptığı söyleniyordu o tarihlerde. şimdi ise tüm takım kalecilerinde sıradan, bayağı, tekdüze formalar var. kalecilik deliliktir, kalecilik değişikliktir ve kendini belli etmektir. bence bunu belli etmenin temelinde de yetenekten sonra forma gelir. yeşil, mavi, kırmızı, mor dümdüz formalar yerine en azından kendini belli eden kazaklar kaleciliğin şanıdır. bu arada entry sahibi arkadaşa bir teşekkür etmem gerekli, kaç zamandır kaleci kazakları ve campos ile ilgili entry arayışındaydım.

  • çok değil 10 sene sonra; bunların bir tanesi bile referandumda evet oyu verdiğini kabul etmeyecek ona yanıyorum.

    gidin sorun büyüklerinize. %91.37 evet oyuyla kabul edilen kenan evren anayasasına evet dediğini kabul eden bir kişiyi bile bulamayacaksınız.

  • earl rögnvaldr kali'nin lausavísur adlı eserinde ve diğer birçok iskandinav kaynağında tafl adlı kadim bir masa oyunundan söz edilmektedir. işte söz edilen bu oyun çoğu kaynakta talf olarak geçse de günümüzde hnefatafl olarak isimlendirilmiştir ya da talf oyunlarının bir çeşidi olarak bilinmektedir. isveçli botanikçi carl von linné 1732'de isveç'in kvikkjokk kentinde bu oyunun oynandığını keşfetmiş ve ilk kez kayıt altına alınmıştır. hatta ilk kuralları da bazı eklemeler yaparak kendisi kaleme almıştır. oyunun kelime anlamına baktığımızda; hnefi yumruk anlamına gelen ve tafl ise tahta anlamı taşımakta olan kelimelerinin bir bileşiminden oluşmaktadır.

    muhtemelen çok önceleri oyuna harp alanı, kavga alanı ya da kapan gibi anlamlar yüklendiğini düşünmekteyim. fakat kesin olmamakla birilikte başka kaynaklarda kralların oyunu, kralın masası veya kral sofrası olarak da isimlendirilmektedir.

    tabii o vakitlerde bu tarz oyunlar pek fazla eğlence için oynanmıyordu, daha çok bir savaş komutanının ya da bir kralın kendini savaş alanında kendini tanıması ve kendi stratejisini kurması yönündeydi. bu şekilde kişi hem savaş taktik becerilerini geliştirmekteydi hem de düşmanlarını daha iyi kavrama konusunda bir ders mahiyeti taşımaktaydı.

    --- spoiler ---

    hatta uppsala üniversitesi’nden viking uzmanı dr. charlotte hedenstierna-jonson bir konferansta “insanlar oyunların eğlence amaçlı olduğunu sanıyor ama öyle değil. stratejik ve taktik savaşı uygulamanın bir yoluydu . dövüş yaşamı ile oyun arasında çok önemli bir bağlantı var.” demiştir.
    --- spoiler ---

    arkeolojik kanıtlara göre bir çok viking mezarında oyunun izleri görülmüştür. bu da bize oyunun daha çok askeri alanda kullanıldığı tezini desteklemektedir.

    tekrardan oyuna döndüğümüzde, oyunun satrançtan daha önceleri popüler olduğunu görmekteyiz. çoğunlukla kral masası 13*13 karelik bir tahtada oynanırken 9*9 ve 11*11 olmak üzere iki tahta üzerinde de oynandığını görmekteyiz.

    oyunun amacı; savunma yapan tarafın yani tahtanın merkezinde bulunan birliğin göbeğindeki şahın, tahtanın köşelerinde bulunan burçlara gitmesi ya da kenar karelere ulaşması gerekmektedir. bundan dolayı saldıran taraf önce bu bölgeler bloklama yapmayı amaçlar.

    oyunun prensibine göre tüm tafl taşları satrançta ki kale gibi sadece bir sıra (sol-sağ) veya bir sütun (yukarı-aşağı) boyunca istdiği kare boyunca hareket eder. fakat bu karelerin boş olması gerekmektedir. çapraz yönde hareket etmek veya başka bir taşın üzerinden atlamak yasaktır yani her hareket boş bir karede bitmelidir. ilk hamle her zaman saldırıda bulunan taraf yapılır. saldırı yapan taraf oyunu kazanmak için karşı tarafı zugzwang'a sürüklemek zorundadır. yani her turda taraflar bir hamle yapmak zorundadır.

    belkide dünya satranç şampiyonu olan magnus carlsen'in sırrı bu oyundur. ha bu arada şu an oyun hala oynanmaktadır ve bir federasyonu bulunmaktadır.

    kaynak ve ileri okumalar için :1234

  • nükleer bombadan sonra yeryüzünde; hamamböcekleri, emlakçılar, taksiciler ve müteahhitler hayatta kalacaktır. merak etmeyiniz, bir şey olmaz onlara.

  • sokak kedilerinden insana salgın hastalık geçeceğini sanan cahillerin üşüştüğü başlık.

    kedilerden insana geçen en yaygın olarak iki hastalık vardır: birincisi kuduz, ikincisi kedi tırmığı hastalığı. fakat kediler kuduz taşıyıcısı olamazlar, ancak kuduz bir orman hayvanı tarafından ısırılıp, hayatta kalırlarsa kuduzu bulaştırabilecekleri birkaç günlük kısa bir aralık vardır. son yıllarda veteriner müdürlüklerinin köpekleri aşılaması ve ormanların da şehirlerden uzaklaşması sayesinde kuduz hastalığı kırsal bölgeler hariç ortadan kalkmış gibi. ikinci hastalık olan kedi tırmığı hastalığı ise basit bir bakteri hastalığıdır, çoğu kimse farkında bile olmadan atlatır, nadiren antibiyotik gerekebilir ama bağışıklığı normal biri için gripten daha tehlikesizdir. ve en önemlisi, bu hastalıklar havadan uçarak geçmez insana, ancak derinizin çizilmesi durumunda geçer.

    kısacası, yanınızda oturan insandan hastalık kapma ihtimaliniz kediden kapma ihtimalinizle kıyaslanamayacak kadar yüksektir. "ama parazit" dediğinizi duyar gibiyim (ayrıntılı liste aşağıda), kediye elinizi sürdükten sonra o elle yemek yiyorsanız bu sizin hatanız. kaldı ki o paraziti kötü yıkanmış sebze-meyveden veya piknikte topraktan esen rüzgardan bile kapabilirsiniz. ama tabii yine de inanmak istediğinize inanacaksınız.

    marketlerde kedinin yiyecek üzerinde gezmesi ise, evet, kabul edilemez.

    öte yandan, tüm bakımsızlığına rağmen istanbul'da sokaklarda, metrolarda, otoparklarda, çimenliklerde ve marketlerde geceleri fare sürüleri akmıyorsa bunu sokaktaki kedi nüfusuna borçluyuz. zira cahilce inanışın aksine siz kediyi tıka basa yaş mama ile de besleseniz, hayatında açlık görmemiş bile olsa, kedi hala yarı vahşi bir avcıdır ve bu içgüdüsünü karşılamak için avlanır. bu konuda bbc'nin bir belgeseli var, hani inanmak değil de bilmek istiyorsanız izleyebilirsiniz.

    gelen liste üzerine ayrıntılı edit:

    - lyme kediden insana geçmez (google it), keneden geçer.
    - salmonella'nın en yaygın kaynağı tavuk ve yumurta olmakla birlikte kedinin kakasından bulaşabilir. yine dediğim gibi kediye dokunduktan sonra elini yıkamayan suçludur.
    - kedilerdeki giardiasis suşu insanlardan farklıdır, geçiş ihtimali sağlıklı insanda çok düşüktür.
    - leptospirosis yine havadan geçmez, kedi çişi ile temasta geçer. yalnız kedi çişinin suya bulaşması risklidir, tüm diğer çişler gibi. neyse ki kedi çişini farelerin aksine toprağa yapmayı tercih eder, zira leptospirosis fare çişinden de bulaşır.
    - uyuz parazit, saçkıran mantar hastalığıdır, elinizi yıkayınız. spor salonunda başkasının havlusunu kullanmayınız.
    - toxo havadan bile geçer, piknikte de kaparsınız, salatadan da, iyi pişmemiş etten de. toxo'yu kedi parazitine indirgemek belki de toplumsal farkındalığı düşürüyor. kediyle temas etmeyen kendini korunmuş sanıyor.

    sonuç olarak, doğanın içinde yaşıyoruz ve steril bir ortamda yaşamak sandığınız kadar sağlıklı değil. kediyi denklemden çıkarısanız fare çişi ile sorununuz daha fazla olacaktır. ama açık yiyecek de hiçbir hayvanla temas etmemelidir.

  • protesto eden kişinin “ufak tefek sabıkası olanları da işe almıyorlar.” beyanıyla ekrem imamoğlu’nun ne kadar doğru bir iş yaptığını tescil ettiği eylem.

  • aptallarin en buyuk ozelligi aptalliklari sayesinde dikkatleri uzerine cekip kendi kendilerini ele vermeleridir. bu gereksizin balonunun bu kadar cabuk sonmesi sevindirdi. bakalim altindan neler cikacak daha.