ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
katharina blum'un çiğnenen onuru
-
bir solukta okuduğum kısacık heinrich böll kitabı.
hem türkiye'de yaşamak hem de post-truth döneminde yaşamaktan ötürü kitap bizi pek şaşırtmıyor, ancak yarattığı dejavu yine de etkiliyor.
kitap, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü kavramlarına başka bir pencereden baktırıyor ve en sorgulanmaz hak ve özgürlüklerin kötü emellere -özellikle de yozlaşmış kurumların da desteğiyle- nasıl alet edilebildiğini gösteriyor.
insanın hakkında yeterince yüksek sesle ve sıklıkta tekrarlanan şeylerin, o kişinin gerçeğine dönüştüğüne şahit oluyorsunuz. sonunda kirli basının yarattığı kehanet kendini gerçekleştiriyor, kendi halinde, sıradan zaafları olan bir kadın kanunen gerçekten bir suçluya dönüşüyor. ama okurun gözünde, o kadın kendi adaletini kendisi tesis ediyor ve vicdanlarda hak yerini buluyor. zaten katharina'nın hapisteyken hayallerinin yaşamaya devam etmesi de temiz bir vicdanın tecellisinden başka bir şey değil.
hollanda türkiye maçında hollanda'yı tutan türk
-
federasyon başkanı tüpçü, teknik direktörü terim, kaptanı emre, hamisi erdoğan olan bir takım düşünüldüğünde yadırganmaması gereken kişidir.
charlie chaplin
boğaziçi üniversitesi
-
kendisi hakkında başlık içinde ara kısmına "okulum" yazınca tam 3 sayfa sonuç çıkıyor. gösterilen "çaba" şahane.
edit: 4 olmuş bak...
aşk-ı memnu
-
liseyi bitirir bitirmez emmoğluyla evlenmek için düğün hazırlıkları yapan aristokrat kızı nihal, sözüm sana;
güzellik yarışmasına katılan kızlar bile ayıp olmasın diye soranlara üniversiteye hazırlanıyorum falan diyo.
sen bi kere sınava girdin, onda da topuklu ayakkabı giydin zaten, beğenmedin yarısında çıktın. bitti mi olay?
hareme cariye olmak için miydi o piyano, fransızca dersleri?
koluna kitapları sıkıştır yeşil adidas eşofman altını giy, dirsekten bükmeli çantanı tak saçlarına fön çektir dershaneye git, olmadı bi iki test çöz göstermelik.
hayır bi de iki işsiz yalı falan bakıyolar kendilerine. yanınıza alıcağınız süleyman efendiler bile sizden daha donanımlı lan.
evlilik, düğün ve behlül dışında bi bok konuştuğun da yok o pelin iyi dayanıyo sana, ben olsam senle bakkala gitmem.
çocukken yapılan abukluklar
-
benim gibi çocuklar yaptığında abukluk değil gerizekalılık oluyor sanırım.
peluş bir eşeğim vardı. babaannem getirmişti alamanya'dan. çok severdim. ama oyuncağın gözleri yapıştırmaydı ve bir süre sonra mıncırmaya dayanamadığı için teker teker düştü gözleri. gözsüz kaldı hayvan.
her gece diğer tüm oyuncak bebekleri yatağımda yan yana yatırırdım ve o eşeğe hep en güzel yeri verirdim. sonra da başlardım diğer tüm oyuncaklarımı dövmeye. "o kör! neden kötü davranıyorsunuz ona. özürlü o özürlü " diye. "engelli" deseymişim keşke.
aşk-ı memnu
-
anlık hayallere daldıran dizi bu. behlül le nihal yatta kahvaltıya nereye gidelim diye düşünürken, mutfakta yemek yiyen arkadaşın 'olum burayı böcek basmış lan' lafı ile bi an gözlerim dolmadı dersem yalan olur.
et buldum da tarihi geçmiş mi diyen teyze
-
uzulmesine uzuluyorsun da 7 cocuk nedir be teyze?
bizi merhamet, sizi de cahilliginiz oldurecek.
edit : asagida (#122747946) no'lu girdide arkadas laf atmis ve aynen su cumleyi kurmus;
--- spoiler ---
ben 3 çocuk da yaparım, 13 çocuk da yaparım. devletin sosyalliğini kaybetmediği hiçbir ülkede bu sorun olmaz. sosyal devlet dediğin, zor durumdaki ailenin nüfusuna bakmadan yardım yapmak zorundadır.
--- spoiler ---
devlet dedigin cebinde parayla gezen bir organizma degil. harcamalarimizdan vergi keserek ya da urettigini satarak butce olusturan bir sistem. sen keyfine gore bakamayacagin cocugu yapacaksin, sosyal devlet bu vergileri sana dagitacak, yapmasi gereken hizmetten geri kalacak oyle mi?
ayak bile yorgana gore uzatiliyor. duygusallik baska gercekcilik baska. bakamayacagin cocugu dogurmayacaksin arkadasim.
bunun ak parti ile alakasi ise bu iktidar doneminde yasamak cok daha zorlasti ve insanlar daha cok acliga maruz birakildi. ama bu gercek bile senin bakamayacagin cocugu dogurabilecegin anlamina gelmiyor.
nur yerlitaş'ın nothing else matters klibi
-
(bkz: açmayın korkunçlu karı)
bu ne lan hayatinda ilk kez webcamle tanismis ergen gibi.. o hareketler falan, tipe deginmiyorum zaten. ben ettim siz etmeyin, acmayin videoyu...
karantina otobüsünden polis eşliğinde alınan yolcu
-
kim bilir hangi nüfuzlu insanın çocuğu sordurtmuştur.
"bütün hayvanlar eşittir, bazı hayvanlar daha eşittir"
-hayvan çiftliği, george orwell
kaynak
avukat maaşları derhal yarı yarıya düşürülsün
-
büro açan avukata adalet bakanlığı önce maaş bağlasın, sonra yarıya düşürsün.
erzurum şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
erzurum'u toptan kapatsalar yine yüzde 72 oy çıkar , o sebeple çok önemi olmayan olaydır .
yiğit özgür
-
sanık ve hakim...
- köşede bekledim, çıkınca da tepsiyle kafasına vurdum..
- iyi de, yanında silahın bıçağın da varmış.. neden tepsi?
- bi yerde okumuştum.. öyle yapınca tepsi müdafaadan az ceza alınıyormuş..
- nefsi müdafaa olmasın o?
- hepsi müdafaa değilmi sonuçta..
- yaz kızım sanığın yirmi yıl hapsine...
- ama yirmi yıl çok fazla.. bilseydim yanımda hafifletici sepetler getirirdim..
4 arap ülkesinin israil ambargosuna ret vermesi
-
arap ülkeleri bile türkiye'den çok daha zekice idare ediliyor. bizimkilerin şirazesi iyice kaydı. araptan çok arapçı olduk. en az 1 milyon filistinli göçmenin geleceği söyleniyor türkiye'ye.
çakma polat alemdar kılıklı fake abdullah çatlı da, ikinci ahmet davutoğlu olmaya aday şekilde açıklamalar yapıyor temel reisin yanında. bir arap kazığı daha yemek için çok hevesli yani, başımızdaki arap aşıkları.