hesabın var mı? giriş yap

  • bir gecede şu kadar para ezdik diye şekil yapan görgüsüz barzoların ve gösteriş meraklısı instagram zombisi kezbanların sayısının çok olduğu bir ülkede normal olan çılgınlık. işin tuhafı, kendisini bu gruptan ayırıp elit gören beyaz yakalı tiplerin bu mekanlara karşı gizliden yaşadığı stockholm sendromu.

  • ilginctir ki, the godfather uclemesinde, portakal cok onemli bir yer tutar. tahminimce sicilyanin portakali meshur oldugu icin olsa gerek, bu film serisi bir portakalin bakis acisiyla da izlenebilir. bakiniz the godfather serisindeki portakal olgusu:
    -ilerde michael corleone'e ihanet edecek olan sal karakterini ilk defa gordugumuzde bir portakal soymaktadir, sal ilerde olecektir.
    -woltz karakteri bir sahnede bir sepet portakalla birlikte gorulur, daha sonra adamin atinin kafasi kesilir.
    -don corleone* vurulmadan hemen once manavdan iki tane portakal alir.
    -bes ailenin katildigi toplantida tattaglia ve barzininin onune birer kase portakal konur, bu kisiler olur.
    -ve en onemlisi, vito corleone olmeden once bahcede torunuyla oynamaktadir, soyle ki, portakal kabugundan takma dis yapmistir kendine, sonra o da olur.

    bu olay serinin diger iki filminde de var ve de tesaduf olamayacak kadar fazlalar, hatta ikinci filmden simdi hatirladigim bir sahne, vitoyu isinden eden mahallenin kabadayisi fanucci olmeden once portakal kasasindan bir portakal aliyordu. bu konu kesinlikle arastirilmalidir.

  • muhendisim. silikon vadisinde calisiyorum. gunde 7-8 saat temiz uyuyorum. butun is cevrem de benden farkli degil. gunde 9 saatten fazla calisan insan sayisi sirketin yuzde onunun altindadir. herkes mutlu ve bu duzen yillardir boyle isliyor.

    bu zavalli hayatinda bir sik yapamayip sadece seminer veren ve boktan hayat anlayisini gencecik cocuklara enjekte etmeye calisan am beyinli insanlara inanmayin. calismak demek gunde 20 saat aptal aptal is yerinde pineklemek demek degildir. saglikli ve dengeli yasamayan muhendis kaliteli urun uretemez. davar ile muhendis arasinda cok kalin bir cizgi vardir ve davarlar az uyurlar.

  • maslow'a göre, bir insanın sahip olması gereken nihai hedeftir.

    insan, kendisini icat edebilmesi için önce parçalarını keşfetmeli; iyi, kötü, zayıf, güçlü yanlarını, türlü türlü durumlara karşı takındığı tavırları, inişlerini, çıkışlarını, korkularını, keyfiyetlerini, kısacası her durumdaki her halini iyi bilmesi gerekir. bunları iyice bildikten sonra ihtiyaçları belirlemek icap eder; insanın ihtiyaçlarını belirlerken kendisini sürekli kaybedip bulması, bundan bile zevk alması, hatalarından çıkarımlar yapması, defalarca düşüp kalkması, düşünüp bulması, kendisini tanıyabildiği kadar tanıyıp, yoğurup, zorlayıp onu yaşaması, zaman zaman kendisinden uzaklaşması ama asla kaçmaması, sı, sı ve sı gerekir.

    bu felsefi yaklaşım, elbette süreç işidir; sadece kendini değil, birçok tedrisattan geçip birçok kaynaktan beslenmeyi, bilgiyi kullanmayı öğrenmeyi, anlayabilmeyi bilmeyi de lüzum eder.

    bundan sonrası nispeten kolaydır. kendisini ve tecrübelerini; yani parçalarını bilen, bu parçaların nelere ihtiyaç duyduğunu anlayabilen insan, artık onu bütünleştirebilir ve ihtiyacı olan son şeyi; kendisini icat edebilir.

    not: hepimiz, kendimize göre bir serüven, kaos, tekdüzelik, yolculuk, adı her neyse bir şey içindeyiz. bu seyahatte farkında olduğumuzdan çok daha fazla eksiğe sahibiz. ve ne olursa olsun, ne kadar gidersek gidelim, hep biraz eksik kalacağız. bu gerçeğin farkında olup algılarımızı olabildiğince açmak; önce kendimizi, sonra etrafımızı öğrenmek ve anlamak için çırpınmalıyız. bu uğurda defalarca parçalara ayrılmalı fakat yılmamalı, kendimizi sürekli ve yeniden toparlayıp icat etmeliyiz.

  • güzel bir muhitte güzel bir plazada çalışıyoruz. günlük yemek ücretimiz 45 tl. etrafta yemek yiyebileceğin en uygun fiyat 75 tl. bütün şirket çalışanı hep bir ağızdan üst yönetime mail attık "biz bu lüks muhitte plazada çalışmak istemiyoruz verdiğiniz paranın yetebileceği bir muhite geçiş yapalım ya da yemek ücretini ortam koşullarına göre düzeltin lütfen" diye.

    yönetim dudullu'ya taşınmaya karar verdi.

    muhit: batı ataşehir

    10.06.2022 editi: 65 tl oldu.
    11.04.2023 editi: 130 tl oldu.
    03.10.2023 editi: 167 tl oldu.
    21.01.2024 editi: 240 tl oldu.

  • açılın, fotoğraflı videolu kanıtlarımla geldim. ama bu sefalet, bu çılgınlık, bu emek ancak şu dramatik fon müziği eşliğinde bir anlam kazanabilir: beethoven senfoni no 5

    henüz orta okul ve lisedeyken edebiyata tutkundum. deli gibi kitap okurdum. ama okuduğum kitaplar ve yazarları hakkında bilgi edinebileceğim kaynak kitaplarım yoktu. çünkü cidden de fakirdik. lise başlarken evimde sadece iki-üç yılın birikimiyle cildini 50 kuruştan aldığım 10 ciltlik cumhuriyet ansiklopedisi, 6 ciltlik hayat ansiklopedisi, 4 ciltten oluşan genel kültür ansiklopedileri ve birkaç ufak tefek kitap vardı. oysa ben kaynak kitap olması açısından edebiyat tarihi ve ansiklopedileri istiyordum. çünkü genel ansiklopedilerde yazarlar hakkında tek tek maddelere bakmak oldukça yorucuydu. sonra aklıma bir fikir geldi. lan dedim şunları bir kitapta toplasam ne olur? ansiklopedilerdeki edebiyat ile ilgili tüm maddeleri makasla kesip kalın defterlere uhu ile yapıştırmaya karar verdim. tabi bu uzun bir hazırlık süreci gerektirecekti. çünkü tüm bu ansiklopedileri sayfa sayfa tarayıp edebiyat ile ilgili maddeleri ayıklamak demekti. yani hesaplarıma göre yaklaşık 11 bin sayfayı taramak, tek tek göz ucuyla da olsa okumak gerektiği sonucu çıkıyordu. ama aynı zamanda ansiklopedilerimin paramparça olacağı anlamına da geliyordu. işte bu nedenle son defa kitaplarımın bütün hallerine bakınca garip bir ses duydum kitaplığımdan

    çok çetin bir hazırlık sürecinden sonra nihayet tüm maddeleri kesip şeffaf dosyalarda biriktirmiştim. tabi bunca kesme biçme neticesinde tüm bu ansiklopediler de piç olmuştu. önce yazarları ülkelerine göre ayırdım. sonra tek tek tüm ülkelerdeki yazarları harf sıralamasına soktum. bu da bayağı uzun bir vakit aldı. nihayet her şey hazırdı. kes yapıştır usulüyle 5 ciltlik bir dünya edebiyatı tarihi yaptım. sadece bu bile yaklaşık 1500 sayfa tuttu:

    http://i.imgur.com/u3fqp0e.jpg
    http://i.imgur.com/uqanx4r.jpg?1
    http://i.imgur.com/srzbxd5.jpg?1
    http://i.imgur.com/kyhvaih.jpg?1

    türkleri ayrı bir kitapta toplayarak 3 ciltlik türk edebiyatı tarihi oluşturdum. bu da 1000 sayfa falan tuttu:

    http://i.imgur.com/ohgdxzm.jpg
    http://i.imgur.com/m0gkgp2.jpg?1
    http://i.imgur.com/ftpy4vu.jpg

    böylece kaynak olarak kullanabileceğim bir türk ve dünya edebiyatı tarihim vardı artık. ama hızımı alamamıştım bir kere. piç olmuş ansiklopedilerdeki sanatçı, mimar, ressam, kaşif, bilim adamı, devlet adamı, komutan gibi biyografik ne varsa baştan bir tarama yaparak tarihe yön verenler adını koyduğum bir ansiklopedi daha yaptım. ama şimdi yıllar sonra bu son kitaba bir kez daha bakınca anlıyorum ki burada biraz çocuksu masumiyetim devreye girmiş. bu tarihe yön verenler ansiklopedisinde her meslek erbabına 10 kişilik kontenjan ayırmıştım. on sanatçı, on devlet adamı, on bilim adamı gibi...işte o yıllarda ninja kaplumbağalar en sevdiğim çizgi filmlerdendi. bilindiği üzere bu ninjalar adlarını rönesans dönemi italyan sanatçıları olan leonardo da vinci, rafaelo, michaelangelo ve donatello'dan alır. ben de bu dörtlüyü ayırmaya kıyamadım ve ilk ona girmeyi pek hak etmediği halde donatello'yu da listeye almıştım. aslında usta splinterı da koyacaktım ama ne iş yaptığını bilmiyordum. * bu da yaklaşık 400 sayfa tuttu:

    http://i.imgur.com/gloqm84.jpg
    http://i.imgur.com/g3jxxgy.jpg
    http://i.imgur.com/hk63wvb.jpg
    http://i.imgur.com/6xc5int.jpg
    http://i.imgur.com/npniquh.jpg?1

    artık ansiklopedilerimin kabası bitmişti. geriye sadece ince işçilik kalmıştı. önce gazetelerdeki büyük ve kalın puntoları keserek, oluşturmuş olduğum ansiklopedilere kapak yaptım. içindekiler kısmı ve sayfa numarasına kadar hepsini düzenledim. ve nihayet, en az üç yıllık bir sürecin sonunda benim de artık kaynak kitaplarım vardı. üstelik bunlar tarihin ilk kolaj ansiklopedisi, ilk postmodern edebiyat tarihleri bile sayılabilir. * artık raflarımın ansiklopedi bölümünde böyle bir görüntü var:

    http://i.imgur.com/2yzdbpb.jpg

    tüm lise yıllarımı bu çalışmalarıma adamam neticesinde haliyle ilk sene üniversiteyi kazanamadık. ikinci sene anadolu üniversitesi edebiyata yerleştim. maalesef. sonra yaz dönemlerimde fethiye ve çeşmede çalışarak bu kitapsız günlerimin acısını fazlasıyla çıkardım. burslardan ve yazdan kalan paraların büyük çoğunluğunu kitaba yatırdım. şimdilerde sadece kendi paramla aldığım 1500den fazla kitabım var. şu bir buçuk senelik işsizliğim bitse ve düzgün bir işe girersem bunun 15 000e kadar yolu var. hatta kazara milli piyango falan çıkarsa bunun kitap versiyonunu çekeceğim. *

    edit: imla uyarısı için ben eksici degilim nickli yazara teşekkür ediyorum.
    edit 2: imgur linklerini açamayanlar ekşi şeyler'den okuyabilirler: https://seyler.eksisozluk.com/…sturan-sozluk-yazari