hesabın var mı? giriş yap

  • hazırlıkta okuyoruz. liseden öyle bir ortama geçmişiz ki adapte olmak çok zor. hazırlığın camında bir baktım. isimim yazıyor. matematik bölümünden prof. dr. bilmemkimi görünüz. beni bir ter bastı. ulen koca prof. beni niye çağırsın. lisede müdür yardımcısı çağırdı mı başın belada demektir. dersi mersi unuttum defter kitap falan sınıfta kaldı. koşarak matematiğe gittim. buldum odasını hocanın. öleceğim heyecandan. neden çağırır beni koskoca profesör. hem de matematik profesörü. kapısına geldim kapı açıktı. elinde çay fincanıyla vatandaş kapıya yöneldi "buyrun" dedi. kendimi tanıttım büyük bir heyecanla sesim titreyerek. "hocam ben hazırlıktayım. beni çağırmışsınız." dedim. "estafurullah. çağırmak ne kelime. burası üniversite. kimse kimseyi çağıramaz. ben sizinle görüşmek istedim. hazırlığın sekreterini aradım onlar da ilan asmışlar. konu şu: sizin alacağınız matematik dersi ......" konuştu konuştu ben gerisini dinlemedim.

    şimdi bu hocalar bu öğrencilere böyle eğitim veriyorlar. bunu odtüde okumayan bir adam başbakan da olsa anlayamaz bilemez. nerden bilsin.

  • dersimiz: hayat bilgisi
    konu: insanları takdir etmek.

    (annesi 5 yaşındaki ege'ye işini iyi yapan insanları takdir etmek gerektiğini anlatmıştır. ege uygulamada...)

    evde, servis saatinde gelen apartman görevlisine:

    ege: engin abi tebrik ederim, kimse senin gibi çöp toplayamaz, senin sayende evimizi böcek basmıyor, sen olmasan çöp ev olurduk.

    ilaç getiren eczacı kalfasına:

    ege: sen olmasan hepimiz ölmüştük, doktor gibisin.

    lokantadaki garsona:

    ege: hepimiz senin sayende doyuyoruz, sofrayı da çok güzel topladın, aferin.

    lokantadaki müşteriye:

    ege: aferin, bütün yemeklerini bitirmişsin, göbeğin kocaman olmuş.

    lokantanın otoparkçısına:

    ege: vay canına, bütün gün arabamızın başında beklemişsin, çok iyi bir polissin sen, kıyafetin de çok havalı.

    bütün takdir edilenlerin ortak cevabı: puhahaha teşekkürler.

  • açılışinda yaşanan izdiham nedeni ile türk halkının görmemiş, aç, cahil, karaktersiz gibi hakaretlere uğramasına neden olmuş tükkan...

    çok değil 3 gün önce berlin alexanderplatz'da açılan mediamarktta, dün yaşanan izdihamın kat be kat fazlası yaşanmış, mağaza resmen yerle bir olmuştur. amerikada iphone denen osuruktan alet için haftalar önceden kapı önlerinde yatmaya başlayan denyolar vardır. bu dünyanın her yerinde böyledir. promosyon varsa insanoğlu gider...

    nedir bu aşağılık kompleksi, nedir bu her fırsatta kendi milletine bok atma hevesi anlamak mümkün değil.

    sanki herkes kraliyet soyu, o açılışa giden vatandaş tü-kaka anasını satiim.

    her fırsatta "türk olmaktan utandım" demek için abidik gubidik nedenler uydurmayın güzel kardeşim.. ne utangaç insanlarmışsınız lan...!

  • ingilizce akademik bir metin yazarken yararlanabileceğiniz az bilinen ama etkili 5 araç.

    1) prowritingaid

    grammar hatalarını düzeltme özelliğine ek olarak, sıklıkla tekrarladığımız kelimeleri gösteren ve 'thesaurus' özelliği sayesinde alternatif kelimeler öneren harika bir site.

    2) ginger

    herhangi bir dergi için makale hazırladığımızda lehçe kullanımı (uk/us) konusunda net bir tutum sergilemek önemli bir ayrıntı; genelde ingiliz ya da amerikan ingilizcesinden birini seçip bu tutumu makale boyunca devam ettirmemiz bekleniyor.

    ginger uzantısını chrome'a ekleyerek bu konuda yardım alabiliriz. ek olarak, grammar ve spelling hatalarını da gösteren bu site, paraphrase etme konusunda da seçenekler sunuyor (önceliğimiz ingilizcemizi geliştirmek olmalı tabii ki).

    3) cliché finder

    metninizi siteye yapıştırdıktan sonra 'find clichés' butonuna tıkladığınızda, adının hakkını veren bu site gerçek anlamda 'klişe' ifadeleri bulacaktır. ayrıca, ginger uzantısı ile uyumlu bir şekilde çalışıyor.

    4) word counter

    kelime çeşitliliği, akademik yazmanın önemli unsurlarından biri ancak bazen aynı kelimeyi çok defa kullanırız ve bunu fark etmeyiz. tam da bu noktada yararlanabileceğimiz güzel bir site.

    spelling ve grammar hataları için grammarly pro versiyonuna yönlendirecektir. grammarly free versiyonunun ayrıca kullanılmasını tavsiye ederim.

    5) slickwrite

    sitede yer alan 'start write' seçeneğine tıkladıktan sonra metni incelemek için kopyala-yapıştır yapabilir ya da dosya formatında yükleyebiliriz.

    hatalarımızı ve kompleks yapıları inceleyebilir, kelime kullanımını kontrol edebiliriz. ek olarak, kullanmak istediğimiz bir kelimenin çağrıştırdığı kelimelere (word associations) bakabiliriz.

    6) toggl

    bazen yazarken, çalışırken veya dil öğrenirken bir süre belirlemek ve o süreye sadık kalmak bizi motive edebilir.

    debe editi: vaktim oldukça bu tarz girdiler paylaşıyorum daha önce de paylaştım daha çok kişiye ulaştırıp herkes faydalansın diye aşağıya bırakıyorum.

    yazılımcılar için faydalı siteler için
    (bkz: #130341007)

    okulda işinize yarayacak web siteleri için (bkz: #129964536)

    hayatınızı renklendirmeye aday siteler için (bkz: #129053684)

    ücretsiz e kitap siteleri için (bkz: #128577827)

    ücretsiz yabancı dil öğrenebileceğiniz web siteleri için (bkz: #128416083)

    ücretsiz bir şekilde dil öğrenebileceğiniz siteler için (bkz: #125347920)

    tamamen ücretsiz bir şekilde kitap/makale indirebileceğiniz bazı siteler için (bkz: #125799708)

    keşfetmeniz gereken 33 web sitesi için (bkz: #123002804)

    tüm dünyada bedava erişime açılan dijital platformların listesi için (bkz: #103777256)

    yale üniversitesinin gelmiş geçmiş en popüler dersi iyi yaşam bilimi için (bkz: #104306233)

    ücretsiz etkinlikler için (bkz: #104431332)

    dünyanın en iyi üniversitelerinde alabileceğiniz bedava dersler için (bkz: #104607931)

    100 tane faydalı internet sitesi için (bkz: #105206123)

    sanal müzeler için (bkz: #105653818)

    netflix 10 adet belgeseli 14 ayrı dilde (bkz: #105655832)

    ücretsiz tiyatro oyunları için (bkz: #105890633)

    ücretsiz yeşilçam filmleri için (bkz: #106802290)

    herkesin işine yarayacak bazı siteler için (bkz: #107410884)

    herkesin işine yarayacak bazı diğer siteler için (bkz: #107804605)

    gündelik hayatta işinize yarayacak bazı internet siteleri için (bkz: #117766867)

    evden ziyaret edebileceğiniz sanal müzeler için (bkz: #119369736)

  • az önce cüzdanımda bir şeye bakarken, rahmetli babamın yoğun bakımdayken konuşamadığı için söyleyeceklerini yazdığı kağıtları gördüm yine (bkz: yazarların cüzdanlarında taşıdığı garip nesneler/#65366827). ilk satırında "kaç gündür hastanedeyim?" yazıyor. ikinci satırında ise "paray" yazıyor sadece. "parayı nasıl hallettiniz?" gibi bir şey soracaktı büyük ihtimalle, solunum makinasına bağlı halde konuşamazken. ama elini tutup kağıdı gülerek almıştım, sen onu boş ver diye. o kağıtta öylece, silik bir "paray" duruyor hala, hançer gibi bir yokluğun yazıtı gibi.

  • iyi bir üniversitede iyi bir bölüm kazanamayacak oğluna özel üniversite açan/açtıran babadan daha baba daha büyük bir adamdır. ceketimi satar gene seni okuturum diyen babadan daha gerçektir. böyle hayırlı bir babanın umarım hayırlı evlatları olur.

  • persona filmi hakkında (yukarıda bir kısmı alıntılanmış) şöyle bir itirafta bulunmuştur:

    "persona, yaratıcısını kurtaran bir yaratıdır. iki kez zatürree ve antibiyotik zehirlenmesinden mustarip bir hastaydım. kelimenin tam anlamıyla üç ay boyunca dengemi kaybettim... hastanedeki yatağımda oturup tam önümdeki kara bir lekeye baktığımı hatırlıyorum çünkü kafamı kıpırdatsam bütün oda dönmeye başlıyordu. artık hiçbir şey yaratamayacağımı düşündüm. bomboştum, neredeyse ölüydüm... bir gün birden, iki kadının yan yana oturup ellerini karşılaştırdıklarını düşünmeye başladım. bu tek sahneyi muazzam bir güç sarfederek not edebildim. sonra, birinin konuştuğu ötekinin sustuğu iki kadın hakkında çok küçük bir film yapabilsem -belki 16 mm- benim için o kadar zor olmayacağını düşündüm. her gün biraz biraz yazdım. öyle hastaydım ki uzun metrajlı bir film yapmak henüz aklımdan geçmiyordu. ama kendimi buna alıştırdım. her sabah onda, yataktan kalkıp masaya geçtim, oturdum, bazen yazdım, bazen yazamadım. hastaneden çıktıktan sonra, deniz kıyısına gittim. hâlâ hasta olduğum halde senaryoyu bitirebildim ve planı gerçekleştirmeye karar verdik. yapımcı çok anlayışlıydı. sürdürmemi, pahalı bir proje olmadığı için kötü olsa bile her an bırakabileceğimizi söyleyip durdu. temmuzun ortasında filmi çekmeye başladım. hâlâ hastaydım, ayağa kalktığımda başım dönüyordu (…) bir gerçeklik krizi beni düşüncemi açıklamaya yöneltti. gerçek nedir ve kişi ne zaman gerçeği söylemelidir? cevabı o denli güç geldi ki sonunda gerçekliğin tek biçiminin sessizlik olduğunu düşündüm. sonunda, bir adım daha ileri giderek, bunun da bir rol, bir cins maske olduğunu keşfettim. ihtiyaç duyulan şey bir adım ötesini bulmaktır."

    edit: güncelleme

  • kurtuluş savaşını değil de adnan menderes'in evli kadınlara sarkma maceralarını okumak isteyen cuckold sevdalısı ak-troll yazarın beyanıdır.

    katılanlar da en az onun kadar cuckold dur.

  • "sınavda heyecanlanıyorum, yapamıyorum!" diyenlere izletilmesi gereken arkadaş grubu. adam en az 5 metreden düşüp yerde sekiyor, herkes sakin. sen paragraf sorusu görünce kendinden geçiyorsun.