hesabın var mı? giriş yap

  • ne ilginçtir ki belli bir eğitim görmüş, orta sınıf yarı-burjuva ailelerde olan saplantıdır. ve bunu sürekli tekrarlayıp çocuğu daha fazla çalıştırarak 40 kere söylesem gerçek olur rüyası yaşarlar.
    mesela geçen yıllarda tatil yaptığım bir yazlık sitede çocuğu dahi olmayan tip yoktu. o kadar çok kafamı diktiler ki neredeyse ikna olacaktım, ama çözemiyorum deha nerede. neyse sonra oradaki ege köylüsü garsonla sohbet ettim. oğlu o bölgenin satranç birincisi olmuş, oyunu da kendi kendine öğrenmiş. inanmadım internet'te gösterdi falan. sonra da dedi ki "keşke kafası faydalı şeylere çalışsa".

  • üç-dört yıldır yükselmekte olan free jazz'in kapısından modal açıyla bakan bir coltrane gördüğümüz impulse! records'tan 9 aralık 1965 tarihinde çıkmış leziz john coltrane albümü. farklı yorumları, farklı listeleri bir kenara koyarsak dört şarkılık bir devinim, bir başka caz devrimidir a love supreme.

    kanımca en iyi özetlerden biri olarak, joshua redman'ın yorumunu belirtmek gerekiyor:

    "coltrane, in a certain way, is a paradox, because he is one of the most elusive and one of the most uncompromising artists - one of the purist artists in the history of jazz. you can't get purer than coltrane. everything that he did was all about music and all about the artistry and spiritual quest. no concessions were made to commercial issues or even performance issues - issues of audience satisfaction. yet, at the same time, he is one of the most compelling, and in some ways one of the most accessible artists in the history of jazz. there are people who own coltrane albums, and those are the only jazz albums they own or they are the only jazz albums that they like. i think he was accessible and compelling precisely because he was so uncompromising . the integrity and purity that he had was so apparent to people. you could hear it in the music, you could see it in photographs. all you have to do is look at the cover to a love supreme. it's beautiful and accessible in its intensity, and the sense of resolve and devotion is so visible on his face."*

    albert ayler'ın coltrane'i peygamber ilan ettiği albüm a love supreme. giant steps'in yıkıcılığı ve my favorite things'in sürrealizmi buluşmuş; diyecek hiçbir şey yok!

    belki de, redman'ın anlattıklarından çıkacak özet yine o satırlarda:

    "you can't get purer than coltrane."

    edit: pharoah sanders'ın o karakteristik tonunu ve numaralarını kimden esinlenerek ortaya çıkardığını merak ediyorsanız, a love supreme'i dinleyiniz. fark etmemenize imkan yok!

  • 2012 temmuz ayındaki elektrik faturasında 0,42 tl iken ağustos ayındaki faturada 0,85 tl'ye çıkan bedel. sayaç okumak mı zorlaştı noldu anlamadım.

  • bu filmde en çok dikkatimi çeken şey "murat'ın çiğnenmesi".
    her izleyişimde çok takılıyorum bu deyişe lan.

    -murat'ı araba çiğnemiş!
    -nee? araba mı çiğnemiş!!!

    -onu gördüm baba.
    -kimi kızım?
    -kardeşimizi çiğneyen adamı gördüm.

    -o geldi.
    -kim?
    -kim olacak, murat'ı çiğneyen!
    -nee? murat'ı çiğneyen mi?! çağır gelsin.

    bir sakız gibi çiğnedi murat'ı pezevenk.

  • uzun yıllardır var olmayan sistemdir. eskiden normal yazı ile yazar, ayrıyeten güzel yazı yazma dersi diye bir derste el yazısı yazmayı öğrenirdik. birkaç senedir direkt o güzel yazı denen garip yazıyla yazmayı öğretiyorlar ve öğrenciler de bok gibi yazıyor doğal olarak.

  • göndermeyin lan o turisti. içimizdeki irlandalı o. memleketi hizaya sokacak bir kurtarıcı adeta.