hesabın var mı? giriş yap

  • böyle ürkütücü konulu videolar yükleyip altlarına ürkütücü müzikler koymasına gerek yok, adının ruhi çenet olması zaten yeterince ürkütücü... ruhi çenet isminde biri şirinler videosu yüklese yine korkarım... mesai arkadaşım olsa birim değiştiririm, aynı odada duramam...

  • saldırıyı yapan baş örtülü bir bayandır. ne acıdır ki 15 yıl önce bu baş örtülü bayanın hakları için mücadele eden insanlara da kelepçe takılıyordu. tartaklanıyordu.
    üniversite yıllarımda derme çatma barınaklarda başörtüsü çıkartılır veya peruk takılırdı. yağmurda çamurda içim sızlardı. okul girişlerinde isterlerse arabamda başörtülerini değiştirebileceklerini teklif ederdim. birçoğu reddetmezdi.
    benim gibi muhafazakar kesimden gelen ve sol kesimden birçok arkadaşım başörtüsü mücalesine destek oldular. fakat görüyorum ki üzerinden çok fazla yıl geçmeden mazlum, zalime dönüşmüş. kendisi gibi olmayanı yumruklayabiliyor. birazcık vicdan yahu....

  • yer: budapeşte
    mekan: iş sonrası gidilen bar
    sene: 1990
    dramatis personae: cs, irlandalı adam, ingiliz adam

    ingiliz: ne işiniz var kıbrıs'ta?
    cs: sizin irlanda'da ne işiniz varsa bizim de o işimiz var (bkz: hedef saptirma)
    irlandalı: hop hop, bazılarımız istiyor ingilizleri
    ingiliz: bak, gördün mü? sizi isteyen var mı kıbrıs'ta?
    cs: nüfusun yaklaşık %30'u türk orada
    irlandalı: ya aslında bu ingilizler irlanda'da olmasa daha iyi
    ingiliz: niye? ne zararımız var size?

    cs birasına geri döner... görev tamamlanmıştır...

  • osmanlı imparatorluğu'nun gerileme döneminde yeniçeriler arasında yaygın olan bir inanış. özellikle 17. yüzyıldan sonra padişah veya sadrazam 15 dakikadan fazla gecikirse seferin düşeceği inancı yeniçeriler arasında bir hayli yaygınlaşmış ve osmanlı imparatorluğu için çöküş kaçınılmaz olmuştur.

    emin olmak için murat bardakçı'ya da soracağım. inşallah gözlerini belerterek cevap vermez, çok korkuyorum öyle yapınca.

  • tarihe düsülmesi gereken nottur. chp'si de, hdp'si de kendisini parcalamaktadir. chp vekilleri dogrudan bugün tv'ye gitmis ve direkt yayina cikmislardir. gezi direnisini kötülemekten baska bir sey yapmayan "her kelimesiyle magdur" kesim olan cemaatin yaptigini yapmamislardir.

    ne icin? türkiye icin. herkesin özgürlügü icin.

  • otel sahibini de ofsayta düşüren gelişme.

    adam(!!!!) ne demişti daha önce;

    --- spoiler ---
    otel sahibi erdoğan gözseçen, olaylar sırasında korktuğundan ve müşterilerinin rahatsız olmaması nedeniyle otelin ışıklarını söndürdüğünü, bu nedenle de kameraların 15-25 dakika kadar görüntü kaydetmediğini söyledi.
    --- spoiler ---

    ve

    --- spoiler ---
    bu olay burada vuku bulmuş değil. ve burası karıştıktan sonra müşterilerim de burada oldukları için benim kayıtta olan videolarım, kameralarım ana elektriği kestikten sonra ister istemez kesildi. 15-20 dakika arası ben tamamen elektriği kestim.” diye konuştu.
    --- spoiler ---

    2013 haberi

    ben ali ismail'in ailesi olsam; otel sahibi hakkında da yalan beyanatdan mahkemeye veririm.

  • sene 1997
    istanbul'a yeni gitmişim.
    çocukluk arkadaşım, can dostumla kadıköy postanesinin önünde saat 1'de buluşacağız.

    ben avrupa yakasından iett ile geliyorum. fırtına, kar, buz. rüzgar, insanın bir kulaklarından girip diğerinden iki misli çıkıyordu. deve katarı ağır aksak ilerliyordu. hava kül ve katran kokuyordu. manzara tam benlikti. neyse dağıtmayalım konuyu.

    kar, buz, trafik derken benim saat 1'de kadıköy'de olamayacağım belli oldu. başladım stresten kaşınmaya, "ya arkadaşım bekleyemez çekip giderse" diye. muhtemelen benim kar, fırtına, trafiği görüp geri döneceğimi de düşünmüş olabilirdi. ama ne olursa olsun gidecektim, geri dönmedim. saat oldu 2, daha yeni boğaz köprüsündeyiz, gıdım gıdım ilerliyor otobüs. saat oldu 2,5, sonra 3. hala varamadık amısına koduğum kadıköyü'ne. "arkadaşım şimdi çoktan gitmiştir, nasıl döneceğim bir daha aynı yolu" endişesi sardı, bitirdi beni. saat 3,5'a doğru kadıköy'de oldum, düşe kalka koşarak postaneyi buldum. "yok yok kesin gitmiştir, beklemez bu kadar saat" diyorum bir yandan. postanenin ön tarafından göremedim onu. dizlerimin bağı çözüldü. hafif diğer tarafa doğru baktığımda, karın, soğuğun ortasında tir tir beni bekleyen arkadaşımı gördüm. vazgeçip gitmemiş, it gibi titrese de beni beklemişti. koşarak sarıldım ona. garibim, 2,5-3 saate yakın beni beklemiş o soğukta.

    -işte böyle buluşuluyordu.

    şimdiki gibi kimse dakka başı osuruk gibi "qanka 10 dakikaya ordayım" diye birbirine mesaj atamıyordu ama insanlar bıçak gibi sertti, mertti.

  • bir mühendis bir rahip ve bir doktor bowling oynamaya giderler. gelin görün ki bowling salonu doludur. bir iki saat bekleyip de sıranın kendilerine gelmediğini görünce salon sahibinin yanına giderler ve durumu anlatırlar. adam bunları dinler ve açıklamasını yapar:
    - bakın arkadaşlar sizleri anlıyorum, lakin durum sizin bildiğiniz gibi değil, içeride bowling oynayanlar aslında itfaiyeciler. bundan yıllar önce burada bir yangın çıkmıştı ve bu arkadaşlar canları pahasına yangını söndürdüler. ama ne yazık ki kör oldular. ben de onlara olan borcumu ödemek için istedikleri kadar bowling oynama hakkı tanıdım onlara.
    demiş.

    bunun üzerine rahip:
    - çok acıklı bir hikaye, bütün rahip arkadaşlarıma haber verip onlar için dua edeceğim. tanrıya gözlerinin açılması için yalvaracağım, demiş

    ve doktor da:
    - evet tam bir drama ne yazık ki. ben de doktor arkadaşlarla düşünüp ve tıbbın bütün imkanlarını zorlayıp bu insanlara gün ışığını bir kere daha göstermek için çalışacağım.

    bunları dinleyen mühendis biraz düşünür ve konuşmaya başlar:
    - bu arkadaşlar neden gece oynamıyor...