ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul'da yaşamak
-
bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.
6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.
evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.
butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.
iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
ihtimaller hastaligi.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.
kalem çilek elma muz
-
-hangisi farklıdır? kalem-çilek-elma-muz?
+tabiki çilek!
-kızım bak 3 tanesi meyve bir tanesi alakasız bir nesne..
+çilek!
-gerizekalı..
metroda ayaktayken kitap okuyan lümpen tip
-
hastalıktan ziyade boş boş dikilmeyi sevmeyen adamın durumudur. onun yerine açar kitabımı okurum en azından o metrodaki 65 yıldır duş almayan insanlardan bir nebze olsa uzaklaşırım diye düşünmektedir. daha müsait zamanı yoktur büyük ihtimalle. işten gelir 7-8 gibi ve dinlen, yemek ye, işinle ilgili bakman gereken şeyleri kontrol et derken zaten saat akşam 11 falan olur. o saatten sonra anca 1 saat yatağına uzanıp kitap okur ama yetmez. akşam yatarken yarım bıraktığı dünyaya o boktan metroda devam eder
bence kitap okuyan yerine okumayıp ağzındaki soğanla kavrulmuş kıyma ve koltuk altından leş gibi ter kokan ayıyı tartışmalıyız.
senle ilgisi yok sadece bu ara çok yoğunum
-
günümüz dünyasında kimse telefona 1 kere bile bakmadan gün bitirmiyor. yani nöbet tutan aşırı yoğun doktor olursun ne bileyim astronot olursun uzay gemisinin abs bozulmasın diye telefonu kapatırsın anlarım ama ayda 1 olur 2 olur.
sakın kendinizi böyle insanlar için yormayın. direkt silin. yoksa iki türlü de kaybedeceksiniz.
reza zerrab'ın tutuklanmasına sevinen soğan cücüğü
-
başlığı açan tuvalet terliğine benim de bir söyleyeceğim var.
-- hürriyet gazetesi washington temsilcisi tolga tanış'ın haberine göre bölge yargıcı richard berman’ın baktığı davada, savcılık zarrab ve diğer iki şahıs için abd’yi dolandırmaktan beş yıl, abd’nin iran yaptırımlarını ihlal etmekten 20 yıl, bankacılık sahtekârlığından 30 yıl ve kara para aklamaktan 20 yıl olmak üzere toplam 75’er yıl hapis istedi. --
reza zarrab tutuklandı
linkte verdim o beynine gitmiştir umarım..
çaresizliği anlatan en iyi cümle
3 eylül 2023 küba'nın avrupa voleybol şampiyonluğu
-
başlığı açan net veledi zinadır.
kişinin kendisini en özgür hissettiği an
-
kendinden başka hiçkimseye karşı sorumluluğu kalmadığı, hesapsız kitapsız bir şekilde sadece kendisi için yaşamaya başladığı an. yalnız olmanın tek olumlu yanı bu özgürlük hissi olsa gerek.
şaka maka ülkenin kalkınması
-
saka maka derken, saka gibi harbiden. kalkinma nedir, bence once bunu netlestirmek lazim.
sonra da 4.5g (ozunde 4g'dir) ornegini gorunce nedense direkt somali'de var miymis diye baktim. 2014'ten beri varmis.
eyorlamam bu kadar.
suriyelilere 31 milyar euro harcadık
-
her birimizden adam başı 400 euro alıp suriyelilere vermişler yani.
o paraya tüm ülkece rus'a gidip rahatlardık lan.
hazineyi neden banko maçlara yatırmıyoruz
-
ülke zenginleştirmek isteyen iyi niyetli vatandaş sorusu