hesabın var mı? giriş yap

  • zebani bile memleketimize gelince ekonomik zorluklardan ek iş yapmak zorunda kalmış.düşünün ekonomi ne halde.güzel makara yapmış gençler.

  • -osmanlı’da fal ve falcılar *

    -islamiyet’in etkisiyle türkler’in şamanist inançları ve gelenekleri islami sınırlar içerisinde ya terk edilmiş ya da biraz yumuşatılarak kabul edilebilir hale getirilmiştir. binlerce yıllık anadolu kültürü içerisine türkler kendi kültürüyle gelmiş ve burada ki kültürle kaynaşmıştır.

    -böylesi kültürel zenginlik içerisinde, dini inançların yanında gelenek ve anane olarak fal da bulunuyordu. fal, halk arasında olduğu kadar sarayda da yaygınlaşmıştı. bir işe başlarken, ava veya sefere gitmeden önce fala bakmak bir adet haline gelmişti. çok bilinen fal çeşitleri şunlardır:

    -kemik falı: genelde iki çeşittir. kürek kemiği falı, kemiklerin üzerindeki çizgilere bakılarak gelecekten haber alınırdı. aşık kemiği falı, kemikler yere yuvarlanır veya havaya atılır. kemiğin yönüne göre yorum yapılırdı.
    -yıldız falı: gezegenlerin ve yıldızların hareketlerinden anlam çıkarma. bu fal astronomi çalışmalarının da ilerlemesini sağlamıştır. osmanlı sarayında bu iş için müneccim denilen görevliler vardı.
    -remil: kum üzerine çizilen nokta ve çizgilere bakarak yorum yapmaktır.
    -kur’an falı: kur’ân açılarak bakılan faldır. abdest alınıp, dualar okunur. kapalı gözlerle kur’an açılır. gelen sayfadan 7 sayfa öncesi açılır ve burada ilk göze çarpan ayet okunur. daha başka yöntemler de bulunmaktadır ve bunun için özel hazırlanmış fal cetvelleri bulunmaktadır.

    -kitap falı: bazı kitaplar rasgele açılır ve çıkan metin yorumlanır. genelde mevlâna’nın mesnevisi, sâdi’nin gülistan’ı bu fal için çok kullanılmıştır.

    -osmanlı falları içinde, ayrı bir uzmanlık gerektirmeyen tek fal, kitap fallarıdır. niyet tutularak açılan bir kitabın sayfasındaki belli harf ya da sözcüklerin yorumlanmasıyla yapılır.

    -kur’an falına örnek olarak fatih sultan mehmet’in hikayesini anlatabiliriz. varna savaşı dönüşü fatih’in hocası molla hüsrev, fatih için kur’an falı bakmıştır. tahttan indirildiği için üzgün olan fatih’in şansı ve geleceği açtığı falı hayra yormuş ve yakında yine padişah olacağını söylemiştir. hatta bu olay üzerine yazılmış bir dörtlük vardır.

    -mart 1578'de osmanlı askeri iran sınırında yenilir. asker devam edememiş, bağdat'a çekilmiş, çokça da kayıp verilmiştir. istanbul’dan lala mustafa paşa seferle ilgilenmesi için gönderilir. paşa iran’a yaptığı yolculukta yol üzerinde konya'da mevlana türbesini ziyaret eder. o sırada mesnevi'den fal açtırır. çıkan falda kaf harfi kaf dağı'na, kafkaslara yorulur ve seferin başarılı geçeceğine yorumlanır.

    -kitap falının belki de kolay olması sebebiyle ilgi gördüğünü söylemiştim. bu arada falın da bir bilim olduğu düşünülüyordu. “ilm-i fal” olarak tabir edilen fal için nasıl ve neye bakılacağı, yorum işaretleri ve semboller, kullanılması gereken formüller vardı. bu bilgilerin toplandığı “falname” adında kitaplar hazırlanmıştır.

    -en bilinen falname, kalender paşa tarafından hazırlanan minyatürlerle süslenmiş olandır (1614-16). hz.adem ile havva’dan, yunus peygambere, hz.isa ve meryem'e, cennet ve cehennem tasvirlerinden, vakvak ağacı ve hipokrat’a kadar farklı sayfalar vardır. falname açılmadan önce abdest alınır, 3 ihlas ve 1 fatiha suresi okunur. bir dilek ya da niyet edilen iş düşünülerek falname rasgele açılır. gelen sayfaya göre yorum yapılır.

    -fal konusu gezginlerin günlüklerine de girmiştir. gezgin lubenau (1587-1589) tahtakale’de çok sayıda falcı olduğunu söylemiştir. çark şeklinde fal düzenekleri olduğu, üzerindeki kağıt parçalarından birinin seçilerek kişinin falına bakılırmış.

    -evliya çelebi’de istanbul esnafını sayarken “falcı” esnafı diye bir gruptan bahseder. özellikle hoca mehmet çelebi’nin dükkanında baktığı fal hakkında bilgi verir. kişi önce dilek tutar ve resimli bir fal kitabından rasgele bir sayfa açar. sonrasında hoca mehmet çelebi açılan sayfaya göre kişiye şiir söyleyerek falını açıklarmış.

    -bunların dışında “bakıcı” denilen kadınlar sokaklarda dolaşarak boncuk, deniz kabukları, baklalarla fal bakarmış. çoğunluğu rum bir kısmı ise kıpti kadınlar bugünki kahve falı gibi gördüğü şekillere göre yorum yaparak para kazanırdı.

    entry videosu
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • hanifi vural, fal bakma geleneği ve bir fâl-ı kur’ân.
    • ayşe duvarcı, halk kültürü uygulamalarından biri olan fal geleneğinin değerlendirilmesi
    • joseph hammer, büyük osmanlı tarihi cilt 7.
    • mehmet zeki pakalın, osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü ı.
    • sennur sezer, osmanlı'da fal ve falnameler
    • abdülaziz bey, osmanlı adet merasim ve tabirleri
    http://rivayetederlerki.blogspot.com/…urlu-fal.html

  • algımızın sınırlarını tam olarak bilmemiz mümkün olmayabilir lakin onun bildiğimiz sınırlarından sözedebiliriz sanıyorum.

    temel sınırlar şunlar:
    - zaman sınırı.
    evren 14 milyar yaşında lakin bizler sadece 100 yıl kadar yaşayabiliyoruz. demek ki toplam zamanın sadece %0.00000007'sinden haberdarız.

    - mekan sınırı.
    kainat bugünki hesaplara göre kabaca 25 milyar ışık yılı genişliğinde, oysa bizler dünya üzerinde kabaca 13 bin metre çapında bir küre üzerinde yaşıyoruz. dandik bir modellemeyle evren'i de küre kabul etsek mekan sınırımız yüzde işaretinden sonra elli altı 0 ve bir tane de 1.

    - duyu sınırı.
    görme duyumuz tüm elektromanyetik spektrumun, atıyorum, on milyonda birini algılayabiliyor herhalde. kulağımız sadece 20-20000 hertz arasını duyuyor ki bu da hava moleküllerinin boyurları ile sınırlı ses dalgaları içerisinde, bunu da atacağım, on binde bir falandır. koku ile ilgili yorum yapamayacağım, her kokuyu algıladığımızı farzedelim. dokunmak da çok karışık onu da geçtik. o halde duyularımızla algıladıklarımız toplam uyaranların yüz milyarda biri, %0.0000000001 oldu.

    demek ki tüm evren'in 10^58'de birini, tüm zamanların 10^9'da biri bir süre boyunca tüm uyaranların 10^11'de biri ile algılayabiliyoruz. her şeyin 10^78'de birini yani.

    tüm samanyolunda bir proton.

    tabi tabi, şüphesiz ki askın dili evrenseldir.

  • isterseniz 1 euro yapın. bütün elektronik ve gıda dışı envai çeşit alışverişimi amazon'dan yapıyorum. yapacağım. daha pahalı bile olsa!

    paramın yolsuzlara, hırsızlara, araplara, ekonomi coh eyicilere, geçmediğim köprülere, adımımı atamadığım saraylara, çocuk tecavüzcülerine gitmesi kadar rahatsız etmiyor inanın. bir de diğer yönden bakalım. satıcılar yönünden: dürüst, ahlaklı, beni önemseyen adamlar dururken şark kurnazı, malının arkasında durmayan adamları neden paramla semirteyim?

    dipnot: abd, gümrük vergisi sınırını geçtiğimiz yıl 200 dolardan 800 dolara yükseltmiştir. tabii orada tayyip gibi "halk adamı" bir yönetici olmadığı için normal.

    edit: çok mesaj aldım. amazon'dan alınca da yine vergi alıyor devlet deniyor. evet yine vergi ödüyorsun ancak doğrudan türkiye'deki bir satıcıdan aldığınızda devletin kasasına daha çok para giriyor. ürünü satın aldığın firma ülkeye ithal ederken gümrük vergisi ödüyor, sana satarken fiyata ötv, kdv, yerine göre trt bandrol payı vs. ekliyor. tüm bunlar devlete giden kalemler oluyor. bitiyor mu? bitmiyor. türkiye'deki firma; sana yaptığı satıştan elde ettiği karın %30 civarını yine gelir vergisi olarak devlete ödüyor.

    buna ek olarak hb ve n11'den yapılan her alışverişle bu kokmuş düzeni destekliyorsunuz. çünkü bu firmaların büyük çoğunluğu hükümet yandaşı. yani paralarınız size yol, su, elektrik olarak değil; daha çok hakaret, daha çok baskı, daha büyük kazık olarak geri dönüyor.

    şayet amazon'dan yaptığım alışveriş; bir kuruş bile olsa bu hükümete daha az para aktaracaksa yurt dışından alışveriş yapmaya devam edeceğim. nasıl ki devlet yemiyor içmiyor ufak hesaplarla milleti daha nasıl soyarım diye düşünüyorsa ben de bu konuda ufak hesap yapıyorum. unutmayın eğer biz doğrudan yurt dışından aldığımızda bunların cebine daha fazla para giriyor olsaydı bırakın limiti düşürmeyi limiti tamamen kaldırırlardı. hatta yurt dışından alışveriş yapmamız için bizi teşvik bile ederlerdi. cari açık filan umurlarında değil.

  • öncelikle hahahahahahahahaahahahahaha!!!!

    islamic kekoları avlama amaçlı hayal ürünü. tutmuş ya la...

    az önce facebook caprice gold sayfasından yazılan yorumları okuyordum da... yağlarım eridi yaaa...

    eğer yapılan yorumlar fake değilse ki hiç benzediği söylenemez bir çok hesap halen ve normal şekilde paylaşımını sürdürmekte, çok komik ve bir o kadar da hoşuma gitti.

    herifler fadıl akgündüz'ü 28 şubat gerçek mağduru ve müslüman zannetmişler, geziciler ve paralelcilere para kazandırmak istememişler ve bammmmm...

    ahahahah..

    ya bu kafadaki insanlara var ya müstehak yemin ediyorum ya. heriflerin birey olarak düşünme şansı yok sanırım ya ne aptal insanlar anasını satayım hahahaha...

    neyim var neyim yok bu projeye verdim demiş bide... zerre üzüldüysem şerefsiz evladıyım ya, aksine sevindim anasını satayım.

    sizler gibi yobaz köpeklerin neyi var neyi yok almak lazım.

    fadıl akgündüz'ü (nam-ı diğer jet fadıl) yürekten kutluyorum ya. gerçekten, içten söylüyorum bu tip projelerine devam eder umarım...

    ahaha geziciymiş.. al gezici diye gördün mü ananın amını yobaz müslüm.

  • - metallica son 20 yılda ne yaptı lan ha ne yaptı !!!!
    + çıkardığı 6 albüm de listelere 1. sıradan giriş yaptı, dünyada bu rekora sahip tek grup
    - cliff öldüğünden beri dinlemiyorum ben !!1
    + abi sen o zaman doğmamıştın bile, 92 doğumlusun
    - olsun !!!!!!!1111