hesabın var mı? giriş yap

  • hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek adlarından söz ettirmeyi bilmişlerdir hem de "ama siz haklıydınız ve biz de patateslerimizi değiştirdik" diyerek samimiyet puanı toplamak istemişlerdir. reklamcılık başarısıdır.

  • 10 senelik bir süre içerisinde imf'ye olan 20-25 milyar dolarlık borcunu bitirirken, toplam dış borcunu 120-130 milyar dolardan, 380-390 milyar dolara taşıyan bir ülkede yaşanmış son derece güzide bir hadise.

  • half life sampiyonu oldugu iddia edilen turk bir dayinin bu haritayi oynayisini eger gecmiste hl oynadiysaniz izlemekte fayda var:

    [[2021 link edit: ]] https://www.youtube.com/watch?v=m3zuvldmvlg

    bosa oynamisiz onca yil. adam insan kulagininin duyamayacagi seslerden kimin haritanin neresinde spawn oldugunu falan tahlil ediyor, kafaya sictim. ornegin twitch videosunda

    * 4:40'ta kendisinin "ucan pompali hareketi" adini verdigi bir vurus yapiyor dillere destan.
    * 11:25'te "uzaya cikip vurmak" hareketi var. (14:15'te daha iyisi)

    yilin en basarili twitch videosu. hic ölmeden 57 kill falan aliyor arkadaslariyla oynarken, boyle bi adam olsaniz arkadaslariniz internet cafe çıkışında pıçaklar valla sizi.

  • hesabını kitabını exceller ile değil manuel ve gerçek harcamalarla tutan, giderlerini kredi kartı dökümlerinden öğrenmeyen tutumlu nesildir. asker titizliğiyle o fişlerden deterjanları filan silerdik, o gri zarfın arkasına fiş kodu, firma adı, tarih ve tutar bilgilerini girerdik. hoop, herşey gözünün önünde.. ne harcadın, hangi ay en çok ne ödedin, elinde ne kadar paran kalmış hiç excel e gerek yok harita gibi ortada. para harcama kültürümüz değişti, çoğunlukla kimse cüzdanının nabzını ölçemiyor. ne eli sıkı ne de müsrif olmadan, kararında bir harcama politikası benimseyebilen pek az insan gözüme ilişiyor. kendim de zaman zaman dahil oluyorum buna.. yaşamayı, yürüyen bir kredi kartına dönüşmek olarak algılayan bir halimiz var. hayırlısı.

    şimdi insanların süpermarket kasasında aceleyle cüzdanına sokuşturduğu kağıt parçasından ibaret o fişler.. bir zamanlar ekonomi pusulası gibiydiler vesselam.

  • öğrenciliği özletendir. ne güzel günlerdi o günler. uyanırdım hava biraz griye çalıyorsa gidesim gelmezdi gömülür uyurdum öğlene kadar. sonra uzunca bir kahvaltı. derken finaller gelir 3 hafta uyumaz geçerdik dersleri.
    ya şimdi? her gün final sabahı mübarek. deadline diye diye ömrümüzü tüketiyorlar.
    çok özlüyorum çok... her sabah uyanınca aklıma geliyor. mazide kaldı her şey...
    öğrenciliğim benim!

  • biz zaten devletin yanında milletin yanında olduğumuz için ters düşüyoruz hükümet ile.
    ikisini bir tutma cahil

  • insanın içini yakan haber. bebeğin öldüğüne mi yanayım, kadının 9 gün tek başına bıraktığı bebeği gelip sağ bulacağını düşünüyor olmasına ve beslemeye kalkmasına mı yanayım, bu bariz şekilde akli dengeden yoksun insanın güzel yurdumda öğretmen (!) olarak çocuklarla çalışıyor olmasına mı yanayım, neye yanayım?

    akli dengesinin bozuk olduğu gün gibi aşikar bence bu kızın, kendisine edilecek laf yok bence. yazık ne çevresindekiler anlamış ne ailesi. kalabalıklar içinde yalnız olmak böyle bir şey demek ki... zavallı günahsız bebek...

  • önyargıyla yoğrulmuş tiplerin beğenmediği durum.

    evlendiğimizde ikimiz de 26 yaşımızı az geçmiştik. yani ne evde kaldık, ne de birbirimizin ilk tanıdığı kişilerdik. iki mezun birlikte atıldık hayata, birlikte çıktık, birlikte battık, ev aldık, ev sattık, evlat kaybettik, iki evlat sahibi olduk.. 14 yıldır birlikteyiz, ilk günkü aşkla seviyoruz birbirimizi..

    demem o ki, işin içinde sevgi varsa gerisi boş.. yeter ki temeliniz sağlam olsun. temel sağlamsa "deneme süresi"ne gerek kalmaz. işyerine adam mı alıyorsunuz da sgk'yı 3 aydan evvel başlatmam diyeceksiniz..

    seviyorsanız evlenin, temeldeki sevgiyi iyi ektiyseniz evlenin; emin olmayı beklerseniz ömrünüzü heba edersiniz..

    bu dediklerim tanışarak, severek ve zorlanmayan kişiler için geçerlidir..