• konuşamayacak kadar mutsuz olmak.
  • depresyon bir hastalıktır ve tedavi gerektirir, intihar riski taşır, gayet ciddidir, bir nevi içsel ölümdür. öyle her depresyona girdim diyen depresyonda değildir. onun adı bir çok başka şey olabilir ama bu değildir.
  • zaman zaman herkesin gırtlağında hissettiği o karanlık eline sahibine bakmak, o uzvun ucunda hayatınızda sizi kendinizden nefret etmeye sevk eden her şeyin iğrenç bir karışımından oluşan zebaniyi görmek, ve içinizde kaldığını düşündüğünüz son hayata bağlılık kırıntısını o iğrenç yaratığa sunarak kendinizi yokluğa zincirlemek halidir.

    depresyondaki zavallı ruh için yarın sadece takvimdeki diğer bir rakamdır, anlam sadece anlamsızlığı tanımlamak için vardır, kişilik sadece biraz daha örselenmek için taşınan bir yükten başka bir şey değildir. ethonun her gün parçalamasına rağmen yeniden ortaya çıkan prometheusun karaciğeri gibi, her sızıdan sonra insanın kişiliği biraz daha az insan olarak tekrar ortaya çıkar. omuzlardaki o korkunç yük insanın içine aylar ve yıllar boyu işler, en sonunda kurbanın kendi içine baktığı zaman gördüğü tek şey, miniminnacık, karanlık bir noktadır.

    o andan itibaren hissetmeye çalışmak bile insana acı verir, hastanın zihnindeki sayısız karanlık lensten süzülmeyi başarabilen düşünce kırıntılarını ortaya koyabilmek, normal bir insanın asla anlayamacağı imkansızın bir parmak altındaki beyhude bir çabadır.
  • bebeklik dönemi de dahil her yaşta başlayabilen, dünyada 100 milyon hastası bulunan illet.
  • eğer zengin bir aileniz yoksa ve piyangodan ciddi bir para kazanmadıysanız, yaşayabileceğiniz en iyi deneyimdir. kurucu ve yaratıcı bir süreçtir ve insanı büyütür, hayatı anlamınızı sağlar.
  • modern cag oyunlarindan biri gibi geliyor bana. bana oyle geliyor da o bana nasil geliyor asil onemlisi o. bir de her oyuncu kurali kendisi belirliyor saniyorum. (saniyorum da ne oluyor yani?)
    "normalde (normal sartlar altinda) neseli bir insanimdir, baktim olmuyor boyle, sikildim acikcasi. bir degisiklik yapip somurtkan, umursamaz olmak istiyorum.umrumda degil hicbir sey. ne guzelmis boyle. suratsiz suratsiz umursamadan dolasma hakkim oldu"
    "normalde (nsa) uyusuk, yataktan cikmayan pasaklinin tekiyimdir. sikildim, az silkelenip derli toplu olayim dedim ama sanirim abartmisim yakindir obsesif olacagim. gerci hic fena degilmis derli toplu olmak"
    vs..vs....
    poison calmaya basliyor sonra. you're poison, running through my veins...(herkesin metaforu kendine kardesim)
  • gerçekten de romanlarda, filmlerde anlatıldığı gibi dalga dalga gelen bi'şeymiş. önce ayakları ıslatan, çok fazla rahatsızlık vermeyen, hafifçe ürperten minik minik dalgalar olarak geliyormuş. geriye bir iki adım atıldığında kaçılabiliyormuş. sonra dalgalar gitttikçe büyüyor ve en sonunda ne kadar çırpınırsanız çırpının kurtulamadığınız, boğucu dev dalgalara haline geliyormuş, çırpındıkça batılıyormuş.
  • geçmişe dair pişmanlık...
    şimdiye dair değersizlik...
    geleceğe dair ümitsizlik...

    şeklinde olan triad.
  • hep koşmak ama asla ilerliyememek
  • koşan insanları düşünürken yorulmak
hesabın var mı? giriş yap