ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
leyla ile mecnun
-
--- spoiler ---
ismail abi iş bulamıyorum her yere öğretmenleri almışlar diyerek; öğretmenler başka işlere yönelmeli diyen milli eğitim bakanı'na(!) pek güzel göz kırpmıştır.
--- spoiler ---
gurban olduğumun dizisi.
enkaza çin bayrağı dikilmesi
-
burada çin ekibi çalışıyor, buraya gelmenize gerek yok demek istemişler.
adamlar enkaz altından insanları çıkarmak için yardıma gelmişler bu adamları bile eleştirecek, karalayacak bir şeyler buluyoruz. şaka gibi.
ricardo quaresma
-
trabzon maçında sarı kart görmeden önce üzerine doğru yumuşak gelen bir topu göğsüne alıp sürmek yerine omuzuyla ara pası atmaya kalktı, sinirden ayağa fırladım, kendini hala katar liginde zannediyor, çünkü porto’da böyle işlere kalkışmıyordu,
ardından yusuf’un topu çizgiden mükemmel çevirmesine mukabil çift daldı, ya senin ne hakkın var adama çift dalmaya? sonra yusuf’u bir eliyle yerden kaldırır gibi görünürken aşağıdan ayağıyla tepikliyor, ikinci sarıyı o anda hak etti.
ardından hakem düdüğü gözüne soktuktan sonra hakemi beklemeden 3. sarıyı hak ederek alıyor.
porto’da 42 maçta 1 sarı kart gördü. orda 42 maçta 1 sarı kart görüyorken burada 60 dakikada nasıl 3 sarı kartı hakkedersin!?
demek ki ortada bir ciddiye almama durumu söz konusu, cezası bitince şenol hoca direk sahaya çıkarmaz bir süre yanında oturtur,
ki oturtması da gerekir..
uğur meleke 24.08.2015 lig radyo.
şu dünyada seninle aynı düşüncede birilerinin olduğunu görmek mutluluk verici.
edit: imla
hiç tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse
-
başımdan geçen bir rezilliği hatırlatan reklam sloganı.
motosiklet kaskı ve uzun saç yüzünden bir beyaz şahin tarafından yarım saat kovalanıp gişelerde kıstırlmak sureti ile tarafıma bir öbek sümbül verilmişti. kaskımı çıkartıp teşekkür edince de bir yarım saat daha kaçmak zorunda kaldım.
6 kasım 2014 servislerin kaldırılması kararı
-
büyük kaosa yol açacak bir uygulamadır. trafiği azalmak şöyle dursun tam tersine artıracaktır.
örneğin 40 kişilik bir işbankası ataşehir servisi kalktığında, o 40 kişiden en az 20'si arabasıyla gelmeyi tercih edecek. 1 araçtan tasarruf sağlayayım derken, 19 ilave araç sokacaksın trafiğe..
nasıl bir düşüncedir, anlamak mümkün değil. her aktarmada ayrı ücret basılan toplu taşımadan kazandıkları paralar az geldi anlaşılan..
5 kiloluk ipek şampuanla dünya turuna çıkmak
-
tur sonunda 1-1.5 kilo ipek şampuanla geri dönmek demektir. bitmiyor.
barış manço şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
bir gün bir yoksul öldü, üzüldü mahalleli
ama bir kefen parasi, bulamadi mahalleli
kul ahmet dedi yalan dünya
çikardi ceketini
örttü garibin üstüne
kaldirdi cenazeyi
sonunda herkes anladi
ya nasip ya kismeti
insanlık tarihinin en kötü iki senesi 536 ve 537
-
bir cogumuz icin karanlik caglar denildiginde aklimiza ilk gelen dönem 800 ile 1400 lerin ortasi yani ortacag gelir. veba, fakirlik, hic bitmeyen savaslar...
ama aslinda oyle degil.
ınsanlik tarihinin en kotu donemi 536 senesinin ilk aylari ile 537 senesinin son aylari yani yaklasik 20 aylik bir dönem. tam anlamiyla karanlik cag da diyebilecegimiz bir tuhaf zaman dilimi.
20 ay boyunca gunesin olmadigini dusunun. 20 ay boyunca yari karanlik bir dunya da yasiyorsunuz. gunes olmadigi icin tarim bitiyor, aclik had safhada.
kuresel isi dusuyor. o zamanlarin istanbuluna yaz ortasinda kar yagiyor. hem de oyle bir iki dakikaligina serpistirmiyor 3 gun boyunca kar firtinasi ile bogusuyor bizans.
cin ile misir da ayni durumda, avrupa ise daha da bitik.
bugun ırlanda, almanya, fransa olan bolgeler bu doneme "times of the bad breads" diyor.
ve tum bunlar krakatoa ve ilopango yanardaglarinin 5 ay arayla patlamasi ile olusuyor.
tum dunya yaklasik iki sene surecek kalin bir toz tabakasinin altinda yasamak zorunda kaliyor.
aclik yuzunden kanibalism basliyor. kucuk kasabalar biraz daha buyuk kasabalar tarafindan sadece biraz daha bugday bulabilmek icin yagma ediliyor.
kuzey de feodal krallar fakir halktan hergun rastgele birini secip karinlarini doyuruyor arta kalan kemikleri ise yine fakirlere atiyorlar. o fakirler arasinda muhtemelen biraz once yenilen kisinin esi ya da cocuklari da var...ama aclik insanlari bu duruma getiriyor.
dramatize ettigimi dusunuyorsunuz ama sahiden de tum bunlar yasaniyor.
bizans'li tarihci procopius gunlugune " bugun 18. aya girdik, gunes hala dunya yi ay isigi kadar aydinlatmakta" diye not dusuyor.
bizans imparatoru 1. justinian bir yasa ile 537 de imparator olur olmaz kanibalizmi yasakliyor.
ama alinan hicbir onlem aclik ceken insanlari durdurmaya yetmiyor.
roma imparatorlugunda binek hayvani kalmiyor. 537 senesinin ilk aylarinda imparatorluk ahirlari ac roma halki tarafindan yagma ediliyor. ne imparator ne de askerler hic birsey yapamiyor.
bu donemde 18 ay boyunca gunes isigindan hic yararlanamayan insanlik "d" vitamini eksikliginden de muzdarip olmaya basliyor. normal bir sekilde attan inen bir erkek bacagini kirabiliyor. sakat kalan insanlarin ise hic sansi olmuyor. sakat kalanlar saglamlar tarafindan gida olarak gorulup ölduruluyorlar.
yine d vitamini eksikliginden kel insan sayisi artiyor. dogan her 10 bebekten sekizi rasitizm hastaligi ile dogmaya basliyor.
ekonomik olarak tuhaf gelismeleri de pesinden getiriyor bu donem. ınsanoglu uzun zamandir ilk defa paranin yenemeyecegini anliyor. kimse altin ya da zumrutun yuzune bakmiyor. ucretler bugday, yumurta, kurutulmus et gibi gida urunleriyle odenmeye baslaniyor.
dunya nufusu 535 senesinde yaklasik 190 milyon. 537 senesine geldigimiz de bu sayi yaklasik 100 milyona dusuyor.
ve bugun yasanan ya da gecmiste yasadigimiz bir cok felaket 536 ile 537 senelerinin karanligi yaninda gulluk gulistanlik kaliyor.
ılgilenenlere link
https://www.researchgate.net/…t_century_perspective
https://history.fas.harvard.edu/…e_mag_re_ad536.pdf
https://www.science.org/….1126/science.362.6416.733
yaran diyaloglar
-
otobüsten inmek için düğmeye geç basanlara, otobüs şoföründen geliyor;
- iki günde 3g'yi öğrendiniz, bir otomatik kapıyı yıllardır öğrenemediniz!
pour over
-
filtre kahve demleme yöntemidir.
filtre kahve makinesinin aksine demleme elle gerçekleştirilir.
kaliteli filtre kahve makineleri demleme işlemini bir çok noktaya su damlatarak yaptığından lezzetli sonuçlar elde eder, kalitesiz filtre kahve makineleri ise tek noktaya damlatma yaparak vasat bir demleme oluştururlar.
pour over – dripper, kaliteli filtre kahve makinelerine yüksek bütçe ayırmak istemeyip, yüksek standartta filtre kahve içmek isteyenlerin tercih ettiği bir yöntemdir.
bu metot aynı zamanda daha az miktarda demleme yapmaya olanak tanıdığı için de oldukça avantajlıdır. normalde filtre kahve demlendikten 40 dakika sonra bayatlamaya başlar ve tadı acılaşır, pour over- dripper metodunda ise bir veya iki fincanlık demlemeler yapılabildiği için bu problem ortadan kalkmaktadır.
pour over kahve demleme metodunda sıklıkla tercih edilen araç hario v60'tır.
hario v60 haznesi özel bir tasarıma sahiptir. huni şeklindeki bu haznenin yapısı, demleme esnasında suyun bir döngü oluşturmasını sağlar. demleme yapılırken, demlenen kahve, almak istenilen hazne üzerine yerleştirilir ve içerisine bir filtre kağıdı konulur. yerleştirilen filtre kağıdı bir miktar ıslatıldıktan sonra içerisine kalın öğütülmüş kahve eklenir. kahvenin üzerine sürahi benzeri bir araçla yavaş yavaş, gezdirerek su dökülür. su dökme işlemi iki aşamada gerçekleştirilir. önce bir miktar su eklenerek kahvenin kabarması sağlanır. bu aşamada kahvedeki asitler ve yağlar açığa çıkar. 30 saniye kadar beklendikten sonra yavaş yavaş su eklemeye devam edilerek demleme işlemi tamamlanır. hario v60 dışında pour over demleme için chemex isimli ürünler de tercih edilebilmektedir.
gelecekte insanlar 200 yıl yaşayacak
-
emeklilik yaşı da 195'e çıkarılacağından pratik bir yararı olmayacak beklentidir.
minareden ali babanın çiftliği okuyan hoca
-
kahramanmaraş abdülhamidhan camii'nin eski imamı ömer faruk hoca, depremzede çocukların yaşadığı travma biraz olsun hafifleyebilsin diye böyle bir şey düşünmüş. özlediğimiz, pek rastlamadığımız hareketler. kendisini tebrik ederim
link