hesabın var mı? giriş yap

  • kalbimizde bir kez daha taht kurmasına sebep olan olay.
    sırtını ankara'ya vererek anıtkabir'e yüzü dönük fotoğraf çekilmesi de nezaketin alternatif bir tanımı olabilecek nitelikte eylem.

    instagram

    edit: ikinci fotoğrafı da paylaştı kendisi.
    instagram

    kısaca atatürk'ün attan düşerek 3 kaburgasını kırmasını ve ciğerine isabet eden şarapnele rağmen mücadelesi için savaşmaya devam ettiğini kastetmiş sanırım.

    elon bu hangi seviye atatürk düşmanları rokete atleti tıkarlar, bütün uzay programı yalan olur.

  • genelde 1980 öncesi videolarda insanların kibarlığı, konuşmalarının ve davranışlarının düzgün olması ilgi çekiyor. oradaki naif insanlar, günümüzdeki kaba sabalarla kıyaslanarak nostaljik duygular beyan ediliyor.

    çok da özenmeyin o devirlere bence. evet günümüzün insanları onlara göre oldukça kaba sabalar ama bunun bir gerileme olmadığından emin olabilirsiniz. türkiye kabaca 1980'lere kadar tipik bir tarım toplumu olarak kabul edilebilir. tarım toplumlarında geniş kitleler kırsal kesimde yaşarlar. kentlerde ise nüfusun az bir kısmı bulunur. bunlar tarım toplumunun yönetici kesimi ve seçkinleridir veya onların en büyüğünden küçüğüne kadar hizmet eden kesimleridir.

    yeri gelmişken türk soluna da sataşmadan geçmeyeyim. bizdeki sol, kemalizmin bir burjuva devrimi olduğu kanaatindedir. adamlar bakar kör resmen. sloganlara ve hayallere kaptırmışlar kendilerini ve gerçekleri görmekten aciz kalmışlar. mesela fransız ihtilali bir burjuva devrimidir; çünkü 1500'lerden sonra atlantik kıyılarına kayan dünya ticareti, zaman içinde bu bölgelerde geniş bir burjuva sınıfının oluşmasına sebebiyet vermiştir. fransa'da toplumsal yapı dönüşmüş ve gelirin büyük kısmını sağlayan burjuvazi eski feodal örgütlenmeyi yıkmayı hedeflemiştir. zira artık eski giysi dar gelmektedir. burjuva düşünürleri işe koyulmuş ve cilt cilt eserler vermişlerdir. bunlar din karşıtıdır çünkü kilise asilzadelerin müttefiğidir. düzenin yıkılması için kilisenin de altına dinamit döşemek gerekmektedir. yine siyasi fikirler de feodal rejimi elimine etmek üzerine kuruludur. fransız ihtilali kısaca budur.

    şimdi bize gelelim: bizde doğru düzgün bir burjuvazi yoktur ki, iktidarı ele alma raddesine gelsin de ihtilale sebebiyet versin. bizde her zamanki gibi klasik bir tarım toplumu ve onun saray içi darbeleri vardır. darbecilerin aparma sloganlarına, sağdan soldan çarpılmış yüzeysel fikirlerine aldanmayalım. bir burjuva devriminin olması için öncelikle palazlanmış bir burjuva sınıfının mevcudiyeti gerekir. türkiye'de burjuvazi ancak turgut özal'dan sonra serpilmeye başlamıştır. işte türk solunun hali budur. türkiye'nin tek gerçeğine bile temas etmekten aciz güruhtur bunlar. slogan atmaktan başka bir şey bilmezler. gerçi sol dediysek, o da lafın gelişi; bir tarım toplumundaki sol, ancak çakma soldur.

    bu kadar izahtan sonra asıl konumuza dönersek, tarım toplumunun kentlerinde gördüğümüz nezaket, incelik, kibarlık vs. tarım elitinin yani asilzadelerin hayat tarzının çevresel etkileridir. malumunuz, asiller pek de kibardırlar.

    ancak sanayileşme başladığında işin rengi değişecektir ister istemez. köylerden kentlere hücum eden kesimler beraberlerinde cehaleti, kabalığı da getireceklerdir. kentler, eski köylü yeni kentli olan lümpen sınıfın istilasına girecek* ve kültürel bir gerileme, yozlaşma görünümü verecektir. evet eskiye kıyas edince ilk bakışta böyle bir intiba edinmemiz normaldir. ancak görünüşe aldanmalım. modern bir sanayi toplumunun olmazsa olmaz aşamalarından biridir bu ve öyle veya böyle atlatılması gerekir. ilerde bu lümpen kesim, modern kent insanını oluşturacak ve zevkleri incelecektir.

  • emekli veya asgari ücretli gidip güzel bir mekanda bir kahve içemez değil mi? bununla dalga geçmek ne kadar aşağılık bir durum.

  • ülkemizde ciddi şekilde bir kutuplaşma var ama en soldan en sağa kadar bütün ideolojilerin birleştiği bir nokta var ''sosyal adalet'' son zamanlarda ekonomiyi düzeltme adına atılan adımlarda bu durum hep göz ardı edildi.

    yakın zamanda beyaz eşya, mobilya, otomobile vergi desteği geldi;-doğru ve yanlış yanları bu girdinin konusu değil.- bugünlerde konut sektörüne ciddi bir destek daha açıklanacak söylentisi var, konutta zaten yıllardan beri devam eden çok ciddi destekler var ama dikkatten kaçan bir şey var; bu adımların doğru-yanlış yanlarını savunuruz ya da karşı çıkarız ama net bir şey bu adımların hiçbiri dar gelirliye bir fayda sağlamıyor; tamamen zengini ve orta sınıfı destekliyor, hepsinde devlet katkısını da düşününce resim şudur ''fakirden çıkan para zenginin cebine giriyor.'' o zaman da gelecek ay açıklanacak asgari ücrette alt gelir grubunun da desteklenmesi gerekliliği ortaya çıkar.

    aslında şunu da ifade etmekte fayda var, toplumumuzda sosyal adalet konusunda çok kuvvetli bir talep de yok; hükumetin son vergi indirimleri, konuttaki söylentiye ak ya da kara diyemem mantıklı yanları da var, eleştiriye hak eden de... bence hatalı kısmı ağırlıkta ama bu dönemde bu adım anlaşılabilir diyebiliriz fakat daha tuhaf bir durum var; senelerdir ülkemizde emlakta kdv %1 en ucuz ev 150-200 bin ! yani 150-200 bin lira ödeme yapabilen insanlardan devletimiz %1 vergi kesiyor, bu ciddi şekilde ilginç bir durum.

    ekonomide ''sosyal adalet'' ideolojierin, inançların ötesinde temel bir gerekliliktir, devletler toplumda gelir adaleti sağlamayı amaçlamalıdır aksi durumda ekonominin potansiyeli ciddi şekilde zayıflar, sistemi geriye çevirmekte ciddi masraf, meşakkat ve zaman gerektirir.

    kabaca mantık şudur bir köyde 10 kişiye ait 10 adet iş yeri var; dükkanların en karlı olduğu senaryo budur. herhangi bir sebepten dolayı dükkanlar el değiştirse ve bazı kişiler daha fazla iş yeri elde ederlerse iş yerlerinin geliri düşer, iş yerleri ne kadar az kişiye ait ise o kadar az gelir elde ederler çünkü bu işlem sürecinde sermaye belli ellere toplanıyor iken bazılarının gelirleri düşüyor olacak.

    bir insanın geliri 10 kat artsa bile tüketiminin artışı aynı şekilde olamaz, yarın 10 kat para kazanmaya başlarsak 10 kat daha fazla et tüketemeyiz ve toplumda denge kurulmuyor ise(vergiler, sosyal destekler vs.) 10 kişiye gitmesi gereken para bize geliyor demektir , bu durum et satan kasabın 10 müşterisinin et alamaması veya daha az alması yani kasabın da fakirleşmesi demektir; bu örneği ülke büyüklüğünde düşününce toplumda zenginlerin kayıran adımlar belli bir süre sonra onların daha az kazanmasına sebep olacaktır; aynı şekilde sadece fakirlerin desteklendiği adımlar belli bir süre sonra fakirliğin daha da artmasına sebep olacaktır o yüzden toplumun bütün kesimleri arasında adalet sağlamayı amaçlamak önemlidir, toplumda servet dağılımı ne kadar adaletli ise ekonominin potansiyeli o kadar yüksek kullanılır ki bu da topyekün refahın artmasıdır.

    toplumdaki gelie dağılımı adaleti ''gini katsayısı'' ile ölçülür; türkiye'de birkaç sene önceye kadar yavaş da olsa olumlu bir trend vardı, son yıllarda gerileme var, kriz yıllarında gelir adaleti iyice sarsılır ama umarım üst sınıfa sağlanan destekler gelecek ay alt sınıfı da sağlanır (asgari ücret) böyle bir adım atılırsa zamanlama sebebiyle olumsuz etki ise kaçınılmaz. link

  • üzmez'in arlanmadan yaptığı açıklama ise evlere şenlik:

    "... benim düşmanım yok, benim düşmanım amerikancılar, bunu bana yapmış olan dinsizler, din düşmanları ve kapitalistlerdir. (...) en çok kendi nefsime ve şeytana kırgınım. kime kırgın olayım?" dedi. dava sonunda beraat edeceğini ileri süren üzmez, adalete güvendiğini söyledi.
    --- /---
    böyle bir ülke var mı bildiğin? sapıklık yapıyorsun, mağdurun ruh sağlığını bozmadan tecavüz ediyorsun, hapse giriyorsun ve sonra suçu dinsizlere, din düşmanlarına, kapitalistlere, amerikancılara atıyorsun bu arada da şeytana kırılıyorsun. derken araya sevenlerin giriyor, hükümet senin için pervane oluyor; sokaklarda özgürce dolaşıyorsun.

    böyle bir ülke var mı bildiğin?

    bir de bu adamı savunuyorlar. allah belanızı versin. amin.

  • şimdi anladınız mı başkanlık sisteminin faydasını diye sormuş. yoo enginciğim anlamadık, zorlama boşuna.

    ayrıca dolar fırladı, ekonomi batıyor, mutlu musunuz diyorsun ama adama demezler mi bu akp 13 yıldır ekonomiyi sağlama alamamış mı ki bir değişimde darmaduman oluyoruz? adama derler gerçi bunu sana değil, pardon.