hesabın var mı? giriş yap

  • ulan karda yürüyeyim diye çıktım 17 tane araba ittim. öldü içimdeki romantik adam :)

  • karaciğer yağlanması sadece fazla alkol alanlarda görülen bir durum değildir. hayatınızda hiç alkol kullanmamış olsanız bile karaciğerinizde yağlanma meydana gelebilir. bu durumun adı ise non alkolik steato hepatit (nash)'tir, yani alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasıdır.

    bu durumun ortaya çıkma sıklığı günümüzde iyice arttı. sebebi ise henüz fazla farkında olunmayan ama gittikçe başımıza bela olacak yeni bir zehir türü. ülkemiz yakın geçmişe kadar tarımda ve şeker üretiminde kendine yeten bir ülke iken, doğal yollarla üretilen şekeri kullanabiliyorduk. endüstriyel olarak daha gelişmiş ülkelerde ise (başta abd) şeker üretmek pahalı ve uzun bir süreç olduğu için yerine fruktoz ve mısır şurupları kullanılmaya başlandı. tabii bizde de halk sağlığına öncelik vermek yerine, geçmişte de örneklerini gördüğümüz politikalar sonucunda kendi ürünümüzü üretmeyi azalttık ve dışarıdan ucuza bu fruktoz şuruplarını almaya başladık. henüz ülkemizde durum çok vahim olmasa da, abd gibi ekonomilerde aşırı derecede şişmanlar (morbid obezler) var. bu fruktoz şurubu da aynı eroin gibi insanda bağımlılık yapıyor. nedenlerini ise aşağıda göreceksiniz. ileride bence ülkemizin başına en büyük belayı açacak tehlikelerden biri bu.

    peki nedir bu mısır (fruktoz) şurubu? ingilizce high fructose corn syrup (hfcs) olarak geçen, glukozu fruktoza çevirmek için mısır nişastasının glukoz izomeraz ve çeşitli asitler de dahil olmak üzere farklı kimyasallarla işlenmesi ortaya çıkan bir tatlandırıcı şurup. üretimi normal bildiğimiz beyaz şekere göre daha kolay ve ucuz. üretici açısından en büyük faydası ise, normal şeker olan sukroza göre 1.5 kat daha tatlı olması. yani daha az kullanılarak şekerle neredeyse aynı tatlılık oranını sağlayabiliyor olması, bu da üretim maliyetlerini düşürüyor.

    peki bunun bize faydası veya zararı ne? faydası olmadığı kesin de, zararı şu: bugün yediğimiz içtiğimiz her türlü işlenmiş gıdanın etiketine bakın, bu maddeyi göreceksiniz. normal şekerle (sofra şekeri-sukroz) fruktoz şurubunun kimyasal yapısına baktığımızda, normal şekerde %50 fruktoz, %50 glukoz olduğunu, mısır şurubunda ise %55 fruktoz, %42 glukoz olduğunu görüyoruz.

    fark az gibi ama etkisi büyük. vücudumuza normalde şeker aldığımızda (ki yaşamak için almak zorundayız) bu şeker mide ve incebağırsakta emilir ve kana karışır, kan şekeri yükseldiği zaman pankreastan insülin salgılanır ve şekerin fazlası karaciğerde glikojen ve sonrasında yağ olarak depolanır. normal sağlıklı insanlarda yemek yedikten sonra insülin salgılanır ve şeker seviyesi dengede tutulur. bunun tersi çalışan hormon ise glukagon olup, yine pankreastan salınır ve karaciğerde biriken glikojeni alıp parçalayarak glukoz olarak kana salınmasını ve şeker seviyesini yükseltmeyi sağlar.

    ancak diyabetli olan kişilerde bu insülin ya hiç yoktur ya da yeterli miktarda salgılanamaz ve dışarıdan insülin iğnesi olmaları gerekir. peki diyabeti olmayan kişiler bu mısır şurubunu fazla alırsa ne olur (diyabetlilere zaten yasak)? biraz önce yukarıda yazdığım kimyasal yapıdaki farklılık nedeniyle, mısır şurubu hücreler tarafından normal şekere göre çok daha hızlı ve yüksek miktarda emilir. %55'lik fruktoz yapısına bağlı olarak şekerin emilim oranları değişir, bunun sonucunda kana bir anda çok daha fazla insülin salgılanması gerekir. ama çok fazla insülin salgılanınca da bu sefer şeker miktarı bir anda çok düşer. bu sefer şekeri yükseltmek için glukagon çok salınır ve denge sağlanıncaya dek ipin ucu kaçar.

    olay sadece dengeyi bozmakla kalmaz. kanda şekerin bir anda yükselmesi ve sonrasında hızla düşmesi sonucu vücudumuz tekrar şeker istemeye başlar ve beynimize glukoooz bana glukoz veeer diye sinyal yollamaya başlar, siz de fellik fellik canım tatlı istiyor diyerek gofret aramaya başlarsınız. bunun sonucunda o gofreti yediğinizde bu sefer bir halsizlik, ağırlık çökmesi, uyku hali, terleme başgösterir. daha ileri safhalarda artık vücut hücreleri kandaki insülini yeterli bulmaz ve daha çok insülin istemeye başlar, var olan insüline de tepki vermemeye başlarlar, yani insülin artık işe yaramamaktadır. sonuç: insülin direnci ve artık siz de bir diyabet hastalığı adayısınız.

    peki tüm bunların sonucunda ne olur? vücutta devamlı indirilemeyen miktarda aşırı şeker olması sonucu, bu şeker karaciğerde önce glikojen ve sonrasında yağ halinde depolanmaya başlar. bingo: alkole bağımlı olmayan karaciğer yağlanması artık sizde de var.

    başka sebepler var mı? olmaz mı? çeşitli ilaçlar, fazla karbohidratlı beslenme, bazı virüsler, alkol ve metabolizmanın kendisi de yağlanmaya yol açar. literatürde nash'i tedavi edebilenlerle edemeyenler tartışma halinde. bilindiği kadarıyla ilaçlı kesin bir tedavisi yok. ancak bazı ayı safrasından elde edilen ilaçlarla tedavi olabildiği söyleniyor. en azından literatürde fayda sağlandığını gösteren yayınlar var. bir kısmı da kolesterol düşürücü ilaçların faydalı olduğunu söylüyor. ama bu işler ciddi işler ve uzman bir doktorun detaylı taramalarından sonra tedaviye karar verilebilir. siz siz olun sağdan soldan alınan bilgilerle veya arkadaşımda işe yaramış ekolünden bilgilerle internet doktorculuğu oynamayın. hastanelerde karaciğer nakli bekleyen insan sayısı çok, siz de sıraya girmeyin.

    peki ne yapılabilir? en güzeli içinde fruktoz (mısır) şurubu olan gıdalardan (ucuza satılan gofretler, çikolatalar, gazlı içecekler, kurabiyeler vs) uzak durmak, sebze ve abartmadan meyve ağırlıklı beslenemk (normal meyvenin de içinde şeker var, fazlası zarar), karbohidratı yani unu, makarnayı, pizzayı kısıtlamak (bunlar da şekere dönüyor), tedavi oluyorsanız veya şikayetiniz süresince alkolden uzak durmak, ve en en en önemlisi de egzersiz yapmak. özellikle insülin süpürgesi denen büyük kas gruplarını, ki en büyüğü bacaklar, çalıştırmak kısa sürede büyük fayda sağlar.

    çoğu insan karaciğer yağlanmasını vücutlarının sağ tarafında kesif bir ağrı olarak farkeder ama bu ağrının olması sadece karaciğer yağlanmasını değil bir çok başka rahatsızlığı da gösterebilir. genelde birçok insanda hafif de olsa (grade 1) yağlanma vardır. önemli olan daha ileri safhalara gitmeden önlemi almak ve düzgün bir yaşam sürmektir. bu tip rahatsızlıklar dikkatli bir yaşamla geri döndürülebilir çünkü karaciğer vücutta kendini en hızlı yenileyebilen organlardan biridir.

    böyle bir rahatsızlığınızın olduğu düşünüyorsanız, konusunda uzman bir dahiliye hekimine gidip gerekli test ve tetkikleri yaptırmadan kendi kendinize ilaç kullanmanız çok ağır sonuçlara yol açabilir.

  • board marker* taktiği.

    türü: kitlesel
    zorluk derecesi: kolay
    risk faktörü: düşük
    kullanım alanı: formül ya da kısa tanım, ezber gerektiren tüm dersler.

    en güvenli kitlesel kopya çekme yöntemidir. kopyayı sınıfın duvarını süsleyen türk bayrağı, atatürk'ün gençliğe hitabesi, istiklal marşı, atatürk resmi gibi tabelaların cam yüzeylerine oturduğunuz yerden rahatça okuyabileceğiniz büyüklükte yazın. bu tip ispirtolu kalemlerin ışığı yansıtmama gibi hoş bir özelliği vardır. uygun açıdan bakıldığında sınıfın en arkasından bile rahatça okunabilir. kürsüden kalkmayan öğretmen tipine karşı idealdir.

  • abi ankara'nın göbeğinde 100 küsür kardeşimiz öldürüldü. bir gün sonra senin medeniyetler beşiğin, eski başkentin konya'da torku arena isimli stadında binlerce insan ışid tarafından katledilen vatandaşların için düzenlenen saygı duruşunu ıslıkladı.

    fransa'da olağanüstü hal ilan edildi, fransa başkanı hemen ekranlara çıkıp halkının acısını paylaştı ve g20 zirvesine katılma planını iptal etti.

    senin cumhurbaşkanın sarayına birkaç kilometre mesafedeki katliam yerine anmaya kaç gün sonra gitti?

    kendi katledilen vatandaşına sahip çıkmaktan acizsin, gelmiş youtube'e çemkiriyorsun. hiç utanmıyorsun.

  • şu arkadaşın başına gelmiş. arkadaşın söylediğine göre bir bebeğe istismar olayı var. sözlük de arkadaşın açtığı başlığı banlıyor. bu rezilliği, sapıklığı insanlar görmeli. şimdi ban yeme sırası bende ama yine de paylaşacağım. paylaşan kişi ihbarda bulunmuş mu bilmiyorum ama elimden gelen bu.

    arkadaşlar çocuğun sesi olmak zorundayız!

    yeni bir muhtemel çocuk kaçırma editi: haberde servis arızalandı beni gönderdiler arabaya binin diyen bir şahıs görüyorsunuz. daha kendisi inerken bagajı açma ürkütücülüğü gösteren bu kişi anladığım kadarıyla çocukların çekinmesi ve yukarıdan birisinin seslenmesiyle arabaya binip uzaklaşıyor. bu ülkenin çocukları güvende değil.

    edit: bir yazar arkadaş bxugztjhpdevkv nickli çaylak olduğu söyleniyor diye mesaj attı. aynı arkadaş kendisine boen eliah adlı bir çaylağın yine istismar fotoğraflarını attığını söyledi. bu şekilde birkaç mesaj daha geldi. anladığım kadarıyla sözlükte bir çaylak veya çaylaklar grubu çocuk istismarı görüntülerini insanlara mesaj olarak gönderiyor. sonrasında leyla olunca da mesaj falan kalmıyor. böyle bir şey gelirse kesinlikle ekran görüntüsü alın! düz şikayet etmeyin. elinizde kanıt olsun.

    edit 2: ttecapityw isimli çaylak içinde benzer bir şeyden bahsetti bir arkadaş. belli ki sapığın birisi seri çaylak hesabı açıp bu şekilde görseller atıyor. tekrar söylüyorum böyle bir mesaj gelirse mesajın ekran görüntüsünü alın! polise eliniz dolu gidersiniz.

    edit 3: (bkz: #158934369)

    edit 4: (bkz: #159272599)

    koca sitede herkesin bildiği ama birbirinden habersiz olduğu için kimsenin bilmediği ne iğrençlikler dönüyormuş daha şimdi anlıyorum. ekşisözlük yönetimi siz bu sırada n'apıyordunuz?

    edit5: arkadaşlar olay haberleşti. haberi yapan arkadaş dexignercode arkadaşımız. konuyla ilgili somut bir şeyler biliyorsanız kendisine de bilgi verebilirsiniz. bu pislik duyulmalı ve çözülmeli.

    edit 6: (bkz: #159273873) arkadaşlar size bu şekilde fotoğraf atılırsa kesinlikle bir yerde paylaşmayın. paylaşılırsa da kesinlikle linkleri sansürleyin okunamayacak seviyede olsun. polis hariç birisine bu linkleri paylaşmayın.

    edit 7: ilk bu pisligi yapmaya basladigi hesap raydin cillian hocam. diye bir mesaj daha geldi arkadaşlar.

    sözlük edit: arkadaşlar sözlük açıklama yaptı.

    edit 8: arkadaşlar çok önemli. twitterda bir kullanıcı o kişi benim diye bir şey paylaştı. gerçek mi bilmiyorum ama uygunsuz bir görsel var. bilginiz olsun uygunsuz kötü bir görsel var.

    edit 9: (bkz: #159105192)

    edit 10: avukatım aracılığıyla kimliği belli olmayan bu kişi hakkında ben de şikayette bulundum.

    edit 11: (bkz: #159197366)

    edit 12: (bkz: #159107824) bir arkadaşımız 5 gün öncesinden başlık açmış aslında ama maalesef göremedik.

    edit 13: arkadaşlar kanzuk şöyle bir flood paylaştı. ayrıca kendisi eksiup sitesinin kendisine ait olmadığı, ekşi sözlük ile bir bağı veya ortaklığı olmadığı konusunu da belirtti. amacımız bağcıyı dövmek değil. tek öncelik çocuğun hayatı ve o kişinin yakalanması.

    edit 14: aile ve sosyal hizmetler bakanlığı olaya müdahil. bu kişi er geç bulunmalı. bulunacaktır da.

    yazılanları okuyorum da bazı arkadaşlar yurt dışında olsa bile yakalanır demişler. umarım bu doğrudur yoksa bu kişi oradan insanları taciz etmeye hatta belki de birilerine tecavüz edip katletmeye devam edecek. çok tuhaf. suçlu yakalanınca kaçar ya da sessizleşir. bu tip hala internette ceset fotoğrafları paylaşıyor ve olur olmadık yerlere ben yaptım yine yapacağım falan yazıyor. hayatımda böyle bir şey görmedim.

    saat 04:19 bu kişinin yakalanması için dua ediyorum. böyle sessizce kapanıp gidecek diye korkuyorum.

    edit 15: twitter'da dilan-engin polat odalarıyla ünlenen ali can yıldız isimli hesap da bu işin peşine düştü.

    edit 16: tarih 10.12.2023. tam 10 gündür bu sapık bulunamadı! bu psikopat ne zaman yakalanacak? siber suçlara güvenim tamdır. er geç o merdivenlerde ters kelepçeyle yürüyecek.

    edit 17: sözlüğün tekrar sürgüne uğramasının sebebi bu sapık çıktı. uygunsuz görsel paylaşımı yapılan bir platform diyerek sözlük yine kapatıldı. eğer vaktinde önlem alsaydınız ve bu işin peşine düşseydiniz bu iş bu kadar patlamayacaktı. sonraki sözlük adı için de eksisözlük1984 adını öneriyorum.

    edit 18: tarih 25.12.2023 hala daha bulunmadı. konu hakkında da en ufak bir gelişme ya da bilgi duymadım.

    edit 19: tarih 15.01.2024. 45 gündür yakalanmadı.

    edit 20: tarih 30.012024. 60 gündür yakalanmadı. burayı iyi oku namussuz #161099269 unutulmadın.

    edit 21: tarih 11.03.2024. bu cani tekrardan sözlükte hesap açıp yazmış. sözlük yönetimi, polis, bakanlık falan umarım irtibat halindedir ve bu işin peşindedir. #162288695 arkadaşlar dosyada gizlilik kararı olduğuna dair bir twitter postu gördüm. bu durumlarda bir açıklama falan yapılmıyormuş galiba. bunu bilmiyordum o yüzden ''ilgilenmiyor musunuz?'' tarzı şeyler yazdığım için minik bir özür borçluyum.

  • 2005 ağustosun son haftası.

    2 ay önce eşimle ailelerimizin redlerine rağmen hepsini karşımıza alıp 2 arkadaşımızı şahit yapıp evlenmişiz. yeni mezunuz ve işe başlayalı sadece 10 ay olmuş. yani eşim ve benim maaş toplamımız kuş, evlendikten sonra karşımıza çıkan kira, fatura, mutfak, beyaz eşya taksiti, koltuk taksiti vs. gibi giderler ise dev kadar. iş yeri küçükyalı'da kiralık evimiz çengelköy'de. şirketten erken maaş istemişim ancak muhasebe departmanından yeni mezun çömeze cevap yazmaya bile tenezzül edilmemiş. cebimde kalan para sadece iş yerinden gebze harem minibüsüyle hareme gidecek kadar. ayağımda tabanı artık yırtılmış ancak üstten bu yırtığı görünmeyen, yürüdükçe yoldaki tozları içine dolduran bir ayakkabı.

    harem'de indim. çengelköy'e yürüyorum. 15 dakikada bir eşim arıyor. her defasında sözler veriyoruz birbirimize hiç kimseye muhtaç olmadan ayakta kalacağız diye. yaklaşık 1,5 saat sonra ayakkabımın içi toz toprak dolu varıyorum evime. sarılıyoruz eşimle. yine sözler veriyoruz birbirimize.

    maaşa daha 1 hafta var. bir hafta boyunca evde tek yemek makarna. 1 haftalık süre içinde kozyatağı'nda çalışan üst komşumuzdan rica minnet beni de en azından kozyatağı'na bırakmasını istiyorum çünkü işe gidecek param yok. her gün sabah akşam aynı ayakkabılarla kozyatağı'ndan küçükyalı'ya yürümeye devam.

    çaresizlik...

    şu an 32 yaşındayım. ev, araba gibi istanbul'un temel ihtiyaçlarının hepsine sahip olduk. borcumuz harcımız da kalmadı. 2 tane dünya tatlısı çocuğumuz var. artık tüm yatırımımız onların üstüne. daha özgür bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. onları dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz.

    sözlerimizi tuttuk, mutluyuz. o ayakkabıları hala saklarım...

  • cep telefonu da entegre edilmediği için eksik kalmış buzdolabıdır.

    - abi dün aradım buzdolabından sana ulaşamadım
    - banyodaydım
    - abi klozet numaranıda aradım, o da sürekli meşguldü.

  • eve kız arkadaş getirilir.anneyle tanıştırılır.anne evden giderken bombayı patlatır;

    -kızım bak oğlumu üzme,ne isterse ver.
    +...?!

  • mimar arkadaşın ortaya koyduğu teorileri okuyup anlamak yerine direkt bok atma, aşağılama sürecinin başlatıldığı başlık. bu yazıdan sonra kimsenin "ulan mimar sinan dedik kof çıktı" diyeceğini, mimar sinan'ın o zamanın şartları ile 3 kıtada 400'den fazla yüzyıllara meydan okuyan eserler diken büyük bir dahi olmadığını iddia edecek birinin çıkacağını sanmıyorum. cafede batak çevirmek yerine bu mimar kardeşimiz oturmuş düşünmüş araştırmış kendince bir çalışma yapmış bunu da mesleki bilgileri ile pekiştirmeye çalışmış. bilgiye saygınız yoksa bari biraz emeğe saygınız olsun yahu.

    edit1: bu yazıyı tam olarak neresiyle okuduğunu tam cozemedigim ve mimar sinan'a hakaret ettiğimi dusunup hakaret mesajı atan dingillere de ayrıca teşekkürler.