hesabın var mı? giriş yap

  • eveet kıbrıs'la beraber, "komşularla sıfır sorun projesi" tamamen dibi boylamıştır, tebrikler. şimdi sıra, sınırımız olmayan ülkelerle sorun çıkartmakta.

    edit: dakika bir, gol bir... rusya ile siftahı yaptık.

  • 30 yıl önce çekilmiş filme klişe diyen adamdan daha mantıklı hareket etmiş halktır. arkadaşım klişe ilk yapılana denmiyor sonradan yapılanlara deniyor.

  • 1- para avcısı olduğunuzu anlamıştır.
    2- sizden bi cacık olmayacağını anlamıştır.
    3- hiç bir zaman mutlu olmayacak bir karaktere sahip olduğunuzu anlamıştır.
    4- her buluşmada 1 saat ağaç edeceğinizi anlamıştır.
    5- kısaca başına büyük dert alacağını anlamıştır.

    en iyisini yapmıştır.

  • okunan her entry, birer puzzle parçası aslında. parçalar birleştikçe, vakit geçtikçe söz konusu yazara dair bir profil beliriyor aklımızda. politik görüşünden tut da dinlediği müziğe kadar, aile mefhumuna ilişkin görüşlerinden tut da yaşamı nasıl özetlediğine değin birçok farklı bahiste neler düşündüğünü okuyor öğreniyoruz. fakat life is drunk heybesinde olanı anlatmak, kendisini yazmak yerine, düzmece hikayelerle şükela avına çıkıyor.

    kendisinin ve yakın çevresinin, evvel entry'lerde anlatılanlardan çok çok uzaklaştığını, bambaşka kişilere evrildiğini görüyorsunuz mesela zamanla. yazılanların külliyen uydurma olduğunu anlamanız öyle çok bir vaktinizi de almıyor. okurun, şüpheci ve mantık arar olması, meselenin baştan aşağıya tiyatro olduğunu kavraması için yeterli.

    life is drunk, sözlüğün şifresini çözmüş yemiş bitirmiş bir beşer. burada bir "hak teslimi" yapmamız da şart. hangi başlıkta, hangi yazının, hangi detaylarla yazıldığında debe'ye gireceğini çok çok iyi biliyor. gerçi bazen tek bir entry'de 25 olağanüstü gelişmeyi art arda dizerek mübalağa'nın dibine vursa da, yurdum insanı "eheheheheh çok güzel" deyip şükela'yı yapıştırıyor.

    olaya müteallik karakterler yaratması, konuşturması, mizah katması ve tüm bunları bir çırpıda okutturan akıcılıkta yazması, yazabilmesi, onun becerisi hiç kuşkusuz... ama artık sıktı. vallahi de sıktı billahi de sıktı. badim değil ama neredeyse badim gibi. asıl can sıkıcı şey de bu işte. her sabah debe'de life is drunk'ın fantastik kurgularını okumak canımı sıkıyor. kurtulamıyorum düzmece metinlerinden... yaptığı girizgahtan anlıyorum o olduğunu; scroll'luyorum aşağıya bir bakıyorum ki o, basıyorum eksiyi...

  • tam olarak benim anım değil aslında. gerçek bir anı da değil işin doğrusu. sadece bir kişi için doğru bu anı, o da umarım harika bir hayat geçiriyodur, geçirmiştir.

    90 lı yılların başı, örli doksans diye bilinir. atakule vardı ankara'da, bildin mi? keşke bilmeyeydin, neyse o zaman orası popüler allah sizi inandırsın ve kumpir diye inanılmaz bir yemek yapıyolar. yeni çıkmış sayılır. bi kumpirin içine çift sosis koyulabildiğini ve böylece king kumpir olduğunu öğrendiğimizde içimizi heyecan kaplayan yıllardı. vay be.

    neyse efenim, bastık gittik biz kumpiri yemeye. girdik dükkana, oldukça boştu. oturduk, king kumpirimizi sipariş ettik. kısa keseyim, geldi kumpirler afiyetle yedik. sonra, lakabı gödeleme olan (niye hatırlamıyorum) arkadaşımız sadece garip bir insan olduğu için kumpirin patatesini de komple yedi. niye yiyon dedik, güzel oluyo dedi. neyse bitirdi bu patatesi yemeyi ve tuvalete gitti. tam o sırada büyük ihtimalle mekanın sahibi olan lacoste tşörtlü, pantolon askısı takmış amca masamıza geldi. afiyet olsun dedi, beğendiniz mi dedi. ivit dedik, çokzeldi. o sırada amcanın gözü boş kumpir kartonuna takıldı ve sordu.

    -evladım bunun patatesi nerede?
    +abi onu yiyen arkadaş tuvalete gitti. çok fakir kendisi, annesi babası da yok. biz buraya getirdik onu kumpir yesin diye, yapma dedik ama dayanamadı hepsini yedi. kusura bakmayın amca :/

    diyiverdim. neden bilmiyorum öyle yaptığımı. bir dönemdi sanırım, ergenliğimin yanında bir de dış ergenlik falan geçiriyordum galiba. yeni tanıştığım insanlara abuk subuk yalanlar söylüyordum. hava atma falan amaçlı değil ha. nerede okuyosun diyolar, okumuyorum su satıyorum diyorum. baban ne iş yapar diyolar, muhasebeci demiyorum da beyaz eşya bayimiz vardı sattık ganyan bakıyoruz diyorum. bakkala teyzemler geldi çorum'dan diyodum lan durduk yere, töbe estafırılla. teyzem de yok, çorum'dan kimseyi de tanımam etmem.

    neyse, amca bunu duyunca dudak titretti birden. ağlıycak lan kalantor gibi adam. oturun gitmeyin, geliyorum ben dedi ve gitti. o sırada gödo geldi (gödeleme) hadi gidek falan diyo, biz de oyalıyoruz işte, kolalar bitsin az daha oturak falan diye. derken amca belirdi yanımızda elinde üç tane kumpir.

    -bunlar da genç müşterilere ikramımıııızzzz. hadi afiyet olsun. diyip kaçtı.

    gödo nooluyo la dercesine bakıyor, biz girşmişiz bile kumpire. neyse o da çok soru sormadı, yedi kumpirini. tabi yine kabuğuyla yedi allahın davarı. kalktık, kasaya gittik. hesap ödendi dedi çocuk. ısrar ettik, olmaz dedik. bari ilk yediğimiz 3 taneyi ödeyelim dedilk. olmaz dedi çocuk. biz uzatınca, patron sizden para alırsam beni buraya yatırıp sker. çıkın lan şimdi dışarı!! dedi.

    çıkmadan tuvalete gideyim dedim, koridorda amca durdurdu beni. haftaya yine gelin oğlum, arkadaşınızı da getirin. aferin üstünü başını yapmışsınız siz, tertemiz maşallah dedi.

    utancımdan daha fazla dinleyemedim amcayı, koşarak çıktım dükkandan. dolmuşa binip eve döndük, işeyemedğim için yolda çok sıkıştım. altıma ediyodum ama o ayrı hikaye. amcayı bi daha hiç görmedim, cesaret edip bi helallik alamadım.

  • "bu şirketimiz için harika bir oporçiiuuunitiiy" der ağzına kürekle vurulasıca. bazen de "sence de bu bir win-win durumu değil mi?" diye sorar. halbuki ikimizin de kelime haznesinde, bir yerlerde "maşrapa" sözcüğü mevcuttur. ikimiz de "kirve" nedir biliriz.

  • rolex taktığından sıkıntı olmayacağını düşündüğüm yürüme işlemi.

    ama arda bayrampaşa çocuğudur, anternmandan önce yasin suresini okur, instagram'da kur'an-ı kerim'li ve dualı fotoğraflar paylaşır.

    tanım: ortalama yurdum reisçisinin yaşam tarzına yakışır bir hareket.

  • "nasıl dükkan açarım" "ne satarım yeşillendirin pls" gibi saçma sapan sorulara cevap vermeyeceğimi baştan belirterek başlıkta en çok problem yaşanılan konulara değineceğim. yukarıdaki gibi sorunlara sahip olan arkadaşlar için internet derya deniz diyorum ve soru cevap formatında, bilgi kaynağı olmasını umarak bir şeyler yazıyorum.

    en öncelikli konu sanırım vergi konusu;
    etsy'de satış yaparsam vergi vermek zorunda mıyım? esnaf muafiyeti nedir?

    sonda diyeceğimi başta diyerek başlarsam; etsy'de satış yapıyorsanız ve ev ekonomisine katkı yapmak dışında bir amacınız yoksa yani yıllık asgari ücret karşılığını geçmeyen miktarda satış yapıyorsanız vergi vermenize gerek yok. fakat bu ha deyince vergi vermediğiniz anlamına gelmiyor. etsy'e herhangi bir belge sunmazsanız etsy sizden devletin istediği vergileri kesecektir. bu yaptığınız her satış başına etsy'nin kendi için yaptığı kesintileri haricinde "vat" "vergi" kesintisi yapacağı anlamına gelir.

    -buna nasıl engel olacaksınız?

    bağlı bulunduğunuz vergi dairesine giderek 9/6 vergi muafiyeti belgesine başvurmak istediğinizi belirteceksiniz. eğer koşulları sağlıyorsanız, herhangi bir işyerine sahip olmadan evde patik, sanat v.s üretiyorsanız bu belgeyi alabiliyorsunuz. böylece size gelen belgede bir "vat" "vergi" kimlik numarasına sahip oluyorsunuz. bu kimlik numarasının başına !tr! ibaresini koyarak etsy sisteminize girdiğinizde etsy size son bir ayda ödediğiniz vergileri geri ödüyor ve o andan sonraki satışlarınızdan vergi kesintisini yapmıyor. fakat misal; yıllık geliriniz asgari ücret toplamını aştı ama siz hala ufak işletmesiniz yani asgari ücreti çokta geçmiyorsunuz,

    ne yapacaksınız?

    aynı şekilde vergi dairesine gidip 9/10 esnaf muafiyet belgesine başvuracaksınız. bu belgenin diğerinden farkı nedir? bunun da belirli bir sınırı olmakla beraber artık kısmen de olsa vergi mükellefi olduğunuzu ifade eden belgedir. bu belgeyi alıp ziraat bankasına giderek ticari bir hesap açtırıyorsunuz ve satışlarınızdan gelen para bu hesaba her aktarıldığında ziraat bankası bu paradan %4 kesinti yaparak devlete aktarıyor.

    etsy reklamlarıyla birlikte instagram, pinterest gibi kanallar önemli midir?

    bu konu çok çetrefilli. kolay olandan başlarsak etsy'nin kendi içerisinde reklamlar şu şekilde işler (örnek); siz günlük bir dolarlık bir yatırımla etsy içinde reklam verirsiniz
    ve etsy'de müşteri sizin ürününüzle eşleşen bir arama yaptığında ilk sayfada çıkacağınız garantilenir. eğer müşteri sizin ürününüze, etsy ads olarak etiketlenmiş ürününüze tıklarsa bu bütçenizden kesinti yapılacağı anlamına gelir. günlük bir dolarlık bir yatırım 3 kere reklam tıklama hakkınız olduğu anlamına gelir. satış olup olmaması önemli değildir (40 cente yakın bir ücret tık başına). tık başına sizin bütçenizden para kesilir. bir dolar tamamlandığında reklam otomatik durdurulur.

    -etsy'nin bir diğer reklam seçeneği offsite-ads nedir?

    offsite-ads etsy'nin kurumsal olarak verdiği reklamlardır. etsy facebook google gibi platformlar için bir reklam bütçesi ayırır (ek bilgi olarak amerika ve avrupa'da tv reklamı da verir) ve buralarda ilgili kişilere sizin ürünlerinizi gösterebilir. eğer sizin müşteriniz bu reklamı tıklayarak sizden sipariş verirse etsy ürün başına %15 ek kesinti yapar. eğer dükkanınız on bin dolar üzeri satış yapmış bir dükkansa bu kesinti %12 ye iner. ek olarak; bu kesinti hiçbir şekilde 100 doları geçemez. pahalı ürünler satıyorsanız 100 dolardan fazlası için endişelenmeniz gerekmiyor. tekrar ek olarak; son bir yılda on bin dolardan az satış yaptıysanız ya da tabii ki yeni bir dükkana sahipseniz bu seçenek tercihinize bağlıdır. istediğiniz zaman kapatabilirsiniz. eğer aksi durumdaysanız kapatamazsınız ama yukarıda da belirtildiği gibi ödediğiniz oran düşer.

    -instagram, pinterest gibi platformlarınızın aktif olması işe yarar mı?
    çok açık olarak işe yarar fakat bunlara vakit ayırıp ayıramayacağınız önemlidir. emek - fayda ön plana çıkar. ben zaten bu ilişkiden kurtulmak için etsy'i tercih ediyorum yoksa gider shopier falan kullanırdım. instagram "kasacağıma" etsy'e reklam vermek daha avantajlı geliyor.

    -etsy'de satışarı dolarla mı yoksa tl ile mi yapıyoruz?

    buna en kısa cevap; dolara endeksli tl ile satış yapıyorsunuz olur. nasıl? siz ürününüzü dolarla fiyatlandırıyorsunuz fakat fiyatınızı tl olarak giriyorsunuz elinize geçen para yine tl oluyor. dolarla satış yapabilir misiniz? evet. hızla artan kurlar dükkanınızda ürün sayısı fazlaysa sürekli fiyat güncellemesi yapmanızı gerektirir. doğrudan dolar fiyat belirleyebilirsiniz. fakat bu durumda ek olarak %1.1 "kur çevirimi" kesintisini kabul etmeniz gerekir. ben şahsi olarak bunu kabul ediyorum. dolar arttığında ürün fiyatlarının tl değerinin düşmesinden ve sürekli fiyat güncellemekten bıktım. (dolara geçseniz de elinize tl geçecek, etsy satış anındaki kurdan paranızı tl'ye çevirecek!)

    - kargo?

    burada size türkiyede'ki kargo seçeneklerini, fiyat değerlendirmelerini sunacağım en son olarak denk gelebileceğiniz ptt kargo tartışmasını detaylandıracağım. sonuç olarak siz karar vereceksiniz.

    öncelikli olarak kendi kullandığım firmayı yazacağım ve bunun üzerinden işleyişi detaylandırarak çeşitli firmaların linklerini bırakacağım. (hayır indirim ya da teşvik almıyorum ama olsa da hayır demem.)

    (iyziship

    bütün firmalarda benzer sistem işler; ürünün gideceği adresi, paket boyutlarını, mal değerini içerik bilgisini sisteme girersiniz ve sistem size çeşitli firmaları sunar, fiyat tekliflerini sıralar. en başı tnt ve fedex çeker fiyat-hız performansı en iyi firmalar da bunlardır. siz bu firmalardan istediğinizi seçersiniz ödemeyi yaparsınız. ödemeyi yaptıktan sonra paketinizin tanınması için size bir kod verilir. bu kodu paketin üzerine yazarsınız ve anlaşmalı kargolar ile ücretsiz olarak paketinizin firmaya ulaşmasını sağlarsınız.

    paketiniz firmaya ulaştıktan sonra otomatik kantar, x-ray ve boyut ölçüm cihazına girer. burada sizin verdiğiniz bilgiler ile uyuşmazlık olursa (içerik, ölçü, ağırlık gibi) size bilgi verilir ve ek ödeme yapılması gerekirse ek ödeme yapmanız beklenir ya da kargosu sakıncalı ürün varsa aksiyon almanız beklenir. iyziship'te var, diğer firmalarda var mı bilmiyorum ama verdiğiniz ölçülerden daha ufak ölçülerde çıkarsa paketiniz para iadesi yapılır.

    eğer paket ölçüleriniz küçükse 1 hafta kadar süren kargo seçenekleri bulunur ve daha ucuza gider. genelde 1-2 desi aralığında paketleriniz amerika'ya fedex-tnt ile 400 lira (ağustos 2022) civarına ulaşır. 1 desi altı paketleriniz 120-130 liraya kadar düşebilir fakat gidiş süresi 1 haftaya kadar uzar bu hizmet genelde amerika için usps ile sağlanır. fedex ve tnt aksilik olmadığı sürece çıkışı yapıldıktan sonra 3-4 iş günü içerisinde amerika'ya adrese teslimatı gerçekleştirir.

    -desi nedir?
    desi sizin paketinizin hacimsel ağırlığıdır. 20x25x10 ölçülerindeki bir paketin desisi 1kg olur. yani siz bu paketin içerisine 100 gram da koysanız 1kg fiyatı biçilir. eğer bu paketin içerisine 2kg bir ürün koyarsanız bu sefer 2kg üzerinden fiyat biçilir.

    -ptt nedir?
    ptt'nin iki kargo seçeneği vardır. birisi turpex denen hızlı ama pahalı diğeri "küçük paket posta" olarak adlandırılan mektup gönderisinin paket biçimidir. aliexpress'ten yüzyılda gelen kargolarınız da benzer mantıkla çalışır.

    küçük paket posta toplamda iki kiloyu ve boyutlarının toplamı 90cm geçmeyen paketlerinizi gönderebileceğiniz bir seçenektir. fiyatı oldukça ucuzdur, yavaştır ve takip edilmesi sorunlu bir hizmettir. ptt size bir takip kodu verse de tüm aşamaları kontrol edemezsiniz. ülkeden çıktıktan sonra 1 ay güncelleme almayan paketlerim olmuştu. bu paketler ülkeden çıkıp ilgili ülkeye vardığında oranın posta hizmetinin sorumluluğuna girer. ptt devreden çıkar. ek olarak bu bilgiyi başka yerde bulamazsınız; avustralya, kanada, almanya, israil ülkelerine paket geldikten sonra kesinlikle takip kodunu güncellemez. paketiniz ulaştı mı ulaşmadı mı ancak müşteriden öğrenebilirsiniz.

    turpex?
    turpex ptt'nin hızlı alternatifidir. dhl firmasıyla çalışırlar. 3-4 gün içerisinde teslim yapılır fakat eskiden avantajlı olsa da artık değildir. hızlı artan enflasyon nedeniyle fiyatlandırması sdr ile belirlenir. bu nedenle diğer firmalarla kafa kafaya gider fiyatları. fiyat avantajı yoktur. sorun yaşamanız halinde iletişim zaten hak getire. tek avantajı ücretsiz kargo kutularıdır.

    -doğrudan firmadan hizmet almak;
    yani doğrudan bir ups, aras, fedex kargo şubesine giderek yurtdışı gönderi yapmak. boşa vakit kaybıdır. diğer firmalardaki 350 liralık kargoya beş bin lira fatura çıkarırlar.

    navlungo
    shipentegra

    gümrük nedir?
    gümrük sizin ürününüze girdiğiniz bilgilerle içeriğinin uyuşup uyuşmadığını, müşteri tarafından vergisinin ödenip ödenmediği gibi noktaları inceler. amerika için bin dolara kadar endişelenmeniz gerekmez. etsy zaten vergilendirmeleri yapar ve herhangi bir bilgilendirme yapmanız gerekmez. ürüne fatura koymanız da hiçbir ülke için zaruri değildir. ürünün seri üretim veya benzeri olmadığını varsayıyorum. avrupa haricinde diğer ülkelerde vergilendirme memurların inisiyatifine bağlıdır. bunlara bağlı olarak avrupa için ioss ingiltere için "vat" bilgilendirme numaraları vardır.

    ioss ve vat nedir?

    ioss avrupa ülkelerinin uyguladığı, benim tanımımla; ödenmiş vergi bilgilendirme sistemidir. etsy 200 euro kadar fiyata avrupa'ya satılan ürünlerden otomatik olarak vergi kesintisini müşteriye yapar ve sizi bu konuda bilgilendirir. etsy bu satış sonucunda sizin panelinizde sizi uyarır ve der ki; bu ürünün vergisi ödenmiştir müşteri gümrükte tekrar vergi ödemesin diye sana bir kod veriyorum, bu kodu kargo firmanla paylaş. firmalar size bu kodu girebileceğiniz bir alan sunar ve oraya girersiniz böylece ilgili ülkeye giren paketiniz gümrük ücretlerinden muaf tutulur. eğer etsy size böyle bir bilgilendirme yapmadıysa ürünün fiyatı vergilendirme diliminde değildir. gümrük memurunun inisiyatifine kalır.

    lucid nedir?
    almanya'nın çöp vergisidir. almanya'ya belirli firmalar üzerinden çöp verginizi ödersiniz ve gönderdiğiniz ürününüzün paketinin geri dönüşüm ücretini ödendiğini ve ülkeye girişinin uygun olduğunu kanıtlarsınız. yapmazsanız ürününüz ülkeye girmez ya da etsy aracılığıyla iki yüz bin euro'ya kadar ceza alabilirsiniz. önce lucid kayıt bu siteye girerek resmi olarak bu sisteme kişisel ya da firma olarak kaydolursunuz ve size verilen lucid numarasıyla herhangi bir geri dönüşüm firmasından yıllık gönderdiğiniz çöp ne kadarsa ona uygun bir para ödersiniz ve gönderdiğiniz paketlerinize bu firmanın stickerını yapıştırıp kargolarsınız. en uygun fiyatı 2-3 kg çöpe kadar 7-8 euro gibi bir fiyatla bu firma vermektedir.

    şimdilik bu kadar, vakit buldukça editleyeceğim. bol satışlar.

  • aylık maaşı 1 milyon tl olanları da vardır.

    yılda 5 maçta, turnuvaların yüzde 90'ına katılamayan milli takıma hocalık yapar.