hesabın var mı? giriş yap

  • baba bebeğini acile, para yuttuğu gerekçesi ile getirir.

    -kaç lira yuttu?
    +1 lira hocam
    -tamam şimdi filmlerini çektirelim bakarız.

    filmler çekilir doktor filmlere bakar.

    -burda 3 tane para gözüküyor hani 1 lira yutmuştu?
    +tamam işte hocam 2 tane 25 kuruş 1 tane 50 kuruş yuttu.
    -doğru, hata bende, soruyu yanlış sorduk, sen de haklısın...

  • universite de okudum, erasmus da yaptim, yurtdisinda da yasadim , gencligimde arkadas grubumda vardi ve su an 30 olmusken halen bu hayati yasamakla gurur duyuyorum. evlenip cocuk sahibi olanlar baska bir seyi tercih etmistir, ben baska seyi tercih etmisimdir. herkes kendi istek ve tercihlerini yasar gencler, siz kafanizi cok yormayin, bazi seyleri yasayamamanizin ezikligini milete laf atarak cikarmaya calismayin. disari cikarin biraz nefes alin gecer.

  • kapanana kadar daha bir çok kez aradım. yalan yok, artık mağlubiyetlerden daralınca 0 900 1907 'yi arayıp fenerbahçe - galatasaray maçı ayarladım. hesap belli, yanlış tuşlara basıp galatasaray'a bir galibiyet hediye edip kulübe olan borcumu ödeyeceğim.
    içim kan ağlayarak fenerbahçe stadında ev sahibi oluyorum. operatör atmosferi öyle bir övüyor ki içimdeki suçluluk duygusu tavan yapıyor. telefonu kapatmak istiyorum ama başaramıyorum. maç başlıyor engin uzun oynuyor, rudvan topu kontrol ediyor. karşısında bülent var. çalım atsın diyorsan bire, topu şenol'a versin diyorsan ikiye bas. rıdvan zaten dayanıklı değil, cesur kaptan bülent bire basarsam topu söker alır diyorum. nah alır, rıdvan çalımı basıp geçiyor bülent'i. pas versin diyorsan bire, şut çeksin diyorsan ikiye diyor. rıdvan'ın şutu yok, basıyorum ikiye top direkten dönüyor.
    kalbim duracak gibi oluyor.
    topu diye orta sahada fenerbahçe kazanıyor. tamam diyorum, bu senaryo hep aynı, son dakika ya hakan ya sürpriz golcü falko bir tane tıklar diyorum. hakan rıdvan'la paslaştı ve hemen oğuz'u gördü. oğuz ceza sahasına orta yapsın diyorsan bire, tekrar rıdvan'a versin diyorsan ikiye bas diyor. baba, demin rıdvan bülent'i geçmiş, üstüne şutu da direkten dönmüş. demek ki bugün gününde hiç bulaşmamayım diyorum ve ortaya basıyorum. birden yine bant değişiyor ve kulağım sağır oluyor. aykut topun gelişine nefis bir vuruş yapmış, top hayrettin'in yanından ağlara gitmiş. o sinirle telefonu kapatıyorum.
    bir daha da aramıyorum.

  • anneme internet şubesinin nasıl kullanılacağını gösteriyorum. şifre koymamız gerekti;

    ben: evet anne şifre istiyor şimdi alakasız bir kelime söyle.

    anne etrafına bakar çiçeklerini görür,

    anne: fesleğen olsun.

    ben: ğ var onda telefondan girerken filan sıkıntı olur başka bir kelime bul.

    anne: ne bileyim ben ya sen bul işte bir şey.

    ben: anne evdeki herkesin hesabını ben açtım, unutuyorsunuz sonra diye de aklımda tutuyorum, bir sürü gereksiz bilgi var aklımda, lütfen kendi şifreni kendin bul.

    anne: bulamadım işte yardım et biraz

    ben: ya böyle seninle ilgili gibi olsun, ilgi alanında olan bir şey hiç unutmayacağım bir kelime

    anne: off, yordum beni, dur dur tamam buldum damat olsun

    ben: olmaz anne saçmalama başka bir şey bul

    anne: damat istiyorum işte şifrem damat olsun

    ben: tamam anne lanet olsun rakam söyle bir tane de

    anne: 2 damat2 iki tane damat istiyorum ( burada kinaye yapmıyor 2 kız kardeşiz)

    ben: of tamam anne şimdi bir kelime daha lazım parola olacak bu da

    anne: kıs kıs güler, kolaymış canım o da torun olsun önce damat, sonra torun ölene kadar unutmam bunları damat2 torun4

    ben:.............

  • "sahte facebook kız profili açtım kendime, 44 numara toynak gibi ayağımın resmini koydum... 5 mal gelip beğenmiş resmi. şimdi anlıyo musunuz kızların neden bu kadar şımardığını?"

  • yine bi tekniker ağlayışı. yakında 10 yıllık hemşirenin 2 yıllık doktorun, 10 yıllık katibin 2 yıllık hakimin altında çalışması diye de başlık açılırsa şaşırmayacağımız durum. üniversite orda, sınavla alım yapıyorlar, mülakat yok. paşa gönlün çok huzursuz olduysa paşam, ver hakkını diplomanın. sen de mühendis ol.