hesabın var mı? giriş yap

  • özellikle film izlerken biz farkına varmasak da çok işimize yarayan bir kavramdır. belli bir noktada inançsızlığımızı askıya almaya razı olmazsak, yani hikayenin dayandığı bazı gerçek dışı / fantastik önermeleri doğru kabul etme konusunda hikayecinin bize sunduğu kontrata imzayı basmazsak, tüm film bize deli saçması, abuk sabuk gelecektir. o zaman film boyunca iki dakkada bir 'ama zaman yolculuğu diye bişey yoktur ki', 'ama adam ordan düşse ölürdü', vs diye soylenip dururuz, filmi senaristin/yonetmenin arzu ettigi niyetlerle degil, komedi niyetine izleriz*. seyredenleri inancsizliklarini askiya almaya bir filmin ilk dakikalari icinde ikna etmek zorundadir filmciler. bu yuzden film jenerikleri onemlidir, sizi hemen bir havaya sokarlar. filme gec girdiginizde o havaya girememeniz ve filmi cok begenenlere karsilik sizin 'ne lavuk filmdi be, oyle sey mi olur bidi bidi' diye konusmaniz cok muhtemeldir. profesyonel seyirci*** inancsizligi askiya alma konusunda cok antrenmanlidir, zaman zaman kahvaltıdan once bes adet inanilmaz seye birden inandıkları görülür (bkz: lewis carroll). prodüksiyon/hikaye cok basarili olmasa bile inancsizligi askiya almakta tereddüt etmeyiz. cocukken oyle miydi ya? henuz film izlemede profesyonellesmemisken, izledigimiz filmlere seyirci kalmayi beceremezken annemize sordugumuz 'niye su oldu, karakter niye gitti' sorularina annemizin verdigi film olmazdi yanıtı bunun göstergesidir.

  • haksız annedir.

    bizim milletin çocukları kadar şımarık çocuk görmedim. büyük ihtimal o restorana girebilseydi çocuğu terör estirecekti. masalar arasında koşacaktı çığlık ata ata, yemeği beğenmeyip avazı çıktığı kadar anıracaktı, ortalığı birbirine katacaktı.

    ben hiç görmedim sessiz sakin oturup, yemeğini yiyip kalkan çocuklu bir aile. illa ki bulundukları ortamı rahatsız ediyorlar.

    bir de tutturmuşlar çocuk bu diye. çocuk dediğin söz dinlemeli öyle deli dana gibi ortalıkta koşturmamalı.

  • meslegini belirttigi için mesleginden sogudugunu söyleyerek meslegini belirtenleri gösteren yarışma. ulen önce bir nickine bak zırtapoz.

  • köyümün festivalindeki çekilişten leğen kazanmıştık. çok duygusal anlardı. annem: "koş oğlum git al!" dediğinde herkesin arasından sıyrılıp kürsüdeki adamın yanına çıkmıştım.. herkes bana bakıyordu. hayalimdeki leğene kavuşmak üzereydim.. teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes benim o leğeni iki elimle tutup adeta bir ülkenin bayrağı gibi taşıyor oluşuma şahit oluyordu. mikrofonu elime aldığımda ağzımdan şu cümleler dökülmüştü: "ben.. biz bugün sadece bir leğen değil, çok daha fazlasını kazandık.. köyümüzü!" teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes beni alkışlıyordu.

  • doğu anadoluda bir il...ceza mahkemesinde bir davanın ilk duruşması. iki sanık hazır.kimlik tespiti yapılmakta...birinci sanığın künyesi tutanağa yazıldı.sıra ikinci sanıkta :
    -adın,soyadın ?
    - (cevap yok)
    -oğlum adın soyadın ne ?
    -(cevap yok üstelik zorlandığı belli,terlemekte)
    -oğlum türkçe bilmiyor musun ?
    -bilirem
    - o halde...adın ne ?
    - (yine cevap yok)
    bu arada sanık yanındakine döndü,hafif ama duyulabilecek bir sesle hızlı hızlı:
    - ula benim adım neydi ?
    yanındaki:
    -ula adın ........... idi dedi.

    insanımız böyledir işte...
    ya ilk defa mahkemeye çıkması nedeniyle heyecandan ismini unutmuştur,
    ya da ailesi bir ad koyar onunla çağrılır herkes öyle tanır ama nüfusta ismi başka yazılıdır.hatırlıyamaz o ismi..

  • komple edit:

    oh ne güzel be. vallahi çok güzel!
    sizin amacınız ne ben anlamadım, anlayan bana da anlatsın şu olayı.

    siz şimdi dilediğiniz zaman askere, polise, sivile saldırın ama ses çıkarılmamasını bekleyin. eeee paşam, başka arzunuz?
    askere saldıracağınız zaman nizamiye kapısını açıp askerlerin ellerinden silahları da alsınlar mı? polise saldıracağınız zaman polis tüm donanımını bir kenara bıraksın mı? dilerseniz sivilleri öldüreceğiniz yerleri önceden belirtin de devlet oraya halkı toplasın daha çok insan ölsün, ne dersiniz?

    siz bunca yaptığınız şey karşılıksız mı kalacak sandınız? bunların elbet bir karşılığı olacaktı. bunu dünyanın tüm devletleri bu zamana kadar 40 defa yapardı. geç kalan yerinde bir operasyondur.

    şimdi bir de utanmadan sokağa çıkıp eylem mi yapacaksınız? bu nasıl bir pişkinliktir, siz insan olduğunuza emin misiniz?

  • sessizce durun yanında,zaman geçirin ve bekleyin bakalım sizin hakkınızda ne düşünecek gözlemleyin.eğer senin sinsi olduğunu düşünüyorsa sinsidir.ezik olduğunu düşünürse eziktir.mütevazi olduğunu düşünüyorsa mütevazidir.iyi niyetli biri diye düşünürse iyidir zaten.

    sessizliğe,boşluğa,yumuşaklığa herkes şekil vermek ister.ve tabiki vereceği şekil kendisinden birşeyler içerir.

  • bu videoda görülen tek şey, seküler ve laik insanların ne kadar medeni olduğudur. şu tiplere sabır göstermek, yarın gelin konuşalım demek falan bunlar ciddi medeniyet göstergesi.

    bunun tam tersi olsa, mesela ben gidip camide ateizm tebliğinde bulunsam acaba böyle medeni bir karşılık görür müyüm? soru bu.

    debe edit: öncelikle; ülkenin şu içler acısı halinde, insanın çok rafine bir alan olan ekşi sözlük'te dahi olsa kendisi ile aynı düşüncelere sahip insanların varlığını görmesi kadar umut veren bir durum yok. o sebeple tüm güzel insanlara teşekkür ederim.

    sonra;
    (bkz: minik eymen'e yardim ediyoruz kampanyasi)