ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
*-sen beni temizlerken iğrenmiyor musun? (tuvalet temizliği sırasında)
anne - hayır
* - tabi iğrenmezsin, ben senin içinden çıktım ondan değil mi? sürpriz yumurta gibi. sen çikolatasın, ben oyuncağı.
vatan borcu namus borcudur
-
dünyanın en sikko deyişlerinden biridir.
ulan zaten dünyada insan hayatının en değersiz olduğu ülkelerden birinde dünyaya gelmişsin. bedava alman gereken (çünkü deli gibi vergi veriyorsun) sağlık, eğitim gibi hizmetlerin hepsi mantar. üstüne üstlük yurtdışı çıkış harcı, deprem vergisi ve parasını çıkardıktan sonra bedava olacağı söylenmesine rağmen paralı kalan köprü geçişlerine kadar devlet eliyle soygunun diğer adı olan daha birçok gereksiz şey ödüyorsun. ondan sonra hıyarın biri çıkıyor ve "vatan borcu, namus borcudur" diye bir laf ediyor. bunu söylerken de kendi çocuğunu askerden yırttırabilmek için amerika'da okutuyor.
arkadaşlar kimseye borcunuz falan yok. siz zaten vergilerinizle devlete yeteri kadar para kazandırıyorsunuz. dünyanın en pahalı benzinini ve en pahalı pasaportlarından birini kullanıyorsunuz. bir gün biri çıkar da "sen hala vatan borcunu ödemedin mi?" diye sorarsa, ona en okkalısından "hassssktir ulan" demek insani bir görevdir.
sokak kedileriyle medeniyet testi
-
benim bulduğum bir test yöntemi. herhangi bir yerleşim alanının medeni olup olmadığını öğrenmek istiyorsak, oradaki sokak kedilerine bakıyoruz.
eğer kediler sizden kaçmıyorsa oranın insanı medenidir.
ben de maalesef bu örgüte yardımcı oldum
-
suc itirafidir.
tahliye olduktan sonra çocuğunu öldüren şahıs
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
ben yaptım.
yazarken utanıyorum, o yüzden hemen yazıp yollamalıyım.
2 telefonum var, biri akıllı-diğeri gerizeka. şarja şarz diyen insanlardaki fütursuzluğa hep özenmişimdir. bu entry'de ben de şarz diyeceğim hep.
neyse, gerizekanın şarzı bitti, her zaman olduğu gibi 3'lü prize taktım.
o telefonu fazla kullanmadığım için eksikliğini hissetmediğimden şarzda bıraktım.
ertesi gün baktım telefon şarz olmamış, "allallaaa yine batarya cortladı zaar" dedim, açtım baktım batarya bildiğin şişmiş.
daha önce de olmuştu, gidip çakma bi batarya alıp idare etmiştim falan.
"neyse yeni batarya aliyim bari" dedim, ertesi gün gittim ucuz bi batarya aldım. (20 tl)
geldim telefona taktım, aynı 3lü prizde takılı bıraktım telefonu.
ertesi gün baktım, yine şarz olmamış. "haydaaa, şarz aleti de mi bozuldu nedir?" dedim, ertesi gün gittim ucuzundan bi şarz aleti aldım. (10 tl)
geldim, bu sefer yeni bataryalı ve yeni şarz aletli telefonu yine 3lü prizde bıraktım.
ertesi gün baktım, yine şarz olmamış amk!
"lan nooluyo amk, anlaşılan bunu miyadı dolmuş" dedim, ucuz cep telefonlarını araştırmaya başladım.
hani bööle anneanneye alınan, dedeye verilen türden, açmaya-konuşmaya-mesaj atmaya yarayacak cinsten bi şey arıyorum.
gittim nokia'nın enn uyduruk telefonunu aldım. (200 tl)
0,5'inci nesil...mesaj silmek için 5 menü dolanıyosun, renkli mesaj diye piksel piksel gül ya da kalp şablonları var, öyle bi telefon.
elime bi alıyorum, 3 gram gibime geliyor, hafif, minicik, sevimli bi şey.
yeni telefona, sim kartı yerleştirdim, eski telefonun -hâlihazırda 3'lü prize günlerdir takılı olan -yeni- şarz aletine (buna bi son vermeliyim, bi gün evi yakıcam biliyorum) taktım.
bi baktım, şarz etmiyo!?!?
"lan nooluyo buna?" demeye kalmadı, çatıda kalan rahibe helikopter gönderen tanrı, bana da en sonunda "gidin şu gerizekalıya biraz zeka kırıntısı bahşedin" dercesine akli meleklerimi ve melekelerimi bana geri gönderdi.
günlerdir, telefonu şarz etmek için takıp durduğum, uğruna telefonun bataryasını ve şarz aletini ve hatta telefonun kendisini değiştirdiğim 3'lü prizin kablosunu takip ettim, takip ettim, takip ettim...ve evet!
prize takılı değildi.
arap turistlerin kiraladığı arabanın son hali
-
trabzon ' da gerçekleşen hadise.
sıkıntı yok. oyna, devam.
siz araplara hizmet etmeye devam edin.
muhammad ali
-
bir ikon, bir şampiyon, bir efsane. bugün hayata gözlerini yummuş. kendisi daima hatırlanacaktır, bugün anısına ise yapılması gerekenler ise hakkında yazılan yazıları okuyup en ünlü dövüşlerini tekrar izlemek olabilir.
thrilla in manila
rumble in the jungle
whi sağolsun uyardı linkler mevta olmuş, düzenlendi.
30 temmuz 2015 akdeniz depremi
-
ne ara başlık açtınız lan ben hala su içiyorum korkudan
yüzüklerin efendisi'ndeki unutulmaz replikler
-
sam kardeşimizin '' yüzüğü sizin için taşıyamam bay frodo ama sizi taşıyabilirim'' sözünün de yer aldığı repliklerdir. fedakarlık başka türlü nasıl anlatılabilir ki? sırf bu cümle bile aslında asıl kahramanın sam olduğunu gösteriyor.
kadın yazılımcı
-
bakın açık söylüyorum.
doktoram bitti.
ikinci master bitmek üzere.
işime de tapıyorum.
ama hiçbiri beni "kod yazan kadın" olmak kadar havalı yapmıyor.
yeni başladım, keyifle devam ediyorum.
resmen "girl talk"tan sıyrılıp "man talk" olayına giriyorsunuz.
masaya onlarla birlikte oturuyorsunuz.
"man the maker"a kafa tutuyorsunuz.
"solu birleştirecek kodu buldum:
<div style="text-align:left;">"
gibi salak geyikler bile yapabiliyorsunuz.
buradan tüm hemcinslerime sesleniyorum:
yo kızlar bunu hak etmiyoruz!
yo kızlar bunu kabul etmeyelim.
yıllarca "teknolojiyi getiren erkek" miti ile uyutulduk. persil yeşil adam ve mr. muscle bile bu fikri ekti beyinlerimize.
inanın kolay!
inanın salak diziler izlemek, popüler edebiyat okumak yerine buna zaman ayırsanız dünyayı değiştiririz.
avm tipi aile kadını olmayın nolur!
tüketen değil, üreten biz olmalıyız.
hepimize güveniyorum.
edit: hepiniz çok tatlısınız! ayrı ayrı mesaj atacağım akşama.
(bkz: minik ilayda'ya yardım kampanyası)