hesabın var mı? giriş yap

  • beklendiği gibi biraz sönük geçen bir etkinliktir. ancak bu sene apple satış ve karlılık olarak daha da büyür bana sorarsanız.

    öncelikle airpods'ların yenilenmesi iyi olmuş bence. eğer noise cancelling olayını iyice abartabildilerse gösterdikleri gibi bu kulaklık çok tutar. bose, sennheiser, sony gibi markaların kulaklıkları fazlasıyla iyi ses kalitesi sunuyor ancak bunun noise cancelling özelliği tanıtıldığı gibiyse bu markaları tokatlar. ses kalitesi tahminen yine daha altlarında kalacaktır ancak modeline göre yukarıda belirttiğim markaların flagship kulaklıklarından 50 ila 100dolar daha ucuz olduğu için kabul edilebilir kesinlikle.

    apple watch tarafında ise çok mantıklı bir ürünle geldiler. sporla uğraşanlar için vazgeçilmez olma yolunda hızla ilerliyor apple watch. bu da tabii deli satışa sebep oluyor. şimdi çok daha ekstrem koşullarda kullanılabilecek bir modelle bu piyasayı tamamen kapattılar bence. istersen 20bin dolarlık bir diver watch al, su sıcaklığına kadar ölçen apple watch ultra ile yarışman mümkün değil. bu nedenle hobinin üzerinde spor ile uğraşan hemen herkes bu saate geçer. isviçreli saatler ise artık sadece lüks birer aksesuar oldular. ileride bu bağlamda tekrar dresswatch akımı başlar diye düşünüyorum üst segment isviçrelilerde.

    iphone'a gelince ise bu sene pro ile normal modelin arası iyice açılmış. pro kesinlikle alınır bu bağlamda. çentik yerine konan dynamic island bence kullanırken güzelken, film ve oyun'da çok kötü. ortada bir boşluktansa çentik daha güzel bana kalırsa. bu olayı bir türlü kotaramadı firmalar. abi orayı simsiyah bant gibi yap geç işte. sağında solunda bazı bilgilerin yer alıp altında normal ekran olma konsepti çok daha güzel. en azından bölük pörçük bir şey izlemiyorsun. aynını kamera çıkıntısında da yapıyorlar. ne var yani bir tık daha kalın olsun telefon gerekirse ama arkası dümdüz olsun. zaten kılıf takıp o boşluğu kapatıyoruz. onun yerine yap biraz daha kalın, koy bataryayı 5-10 saat daha gitsin. neyse konuya dönecek olursak kamera çok daha iyileşmiş ki 13pro'da da zaten harikaydı. şimdi %65 büyüyen sensörle iş çok daha güzel boyutlara geldi. sosyal medya için hala en iyi seçenek olmaya devam. film çekimi derken de bence sosyal medyadan (youtube, instagram vs.) bahsetmiş oldular. yoksa eşek kadar kameralar varken çük kadar sensörle sinema filmi çekilmeyecek elbette. bu da satışları çokça artıracak bir etken. pro ailesi şimdiye kadar en çok satan pro ailesi olur bence.

    bu seneki 14 ile normal iphone ailesi üvey evlat olmuş. gerçi apple 3-4 senede bir telefon değişikliği olduğunu biliyor ve buna göre ürün çıkartıyor. 3-4 sene önceye göre her türlü mantıklı bir telefon olduğu için çok da kasmamışlar. ancak fiyattan ötürü pro almayan biri gider 13 alır geçer. bu kadar küçük bir upgrade'e 200 dolar ekstradan vermez. geliştirme o kadar az ki ne yazacağımı bilemedim yenilik olarak zira neredeyse yok. verecek olan adam da gider pro'ya geçer.

    genel olarak fiyatların artmamış olması ise çok iyi. bu seneki onca krize ve enflasyona rağmen usd olarak fiyat artışına gidilmemiş olması çok olumlu. araba kazası algılama çok güzel, sos call ise apple'ın sinekten yağ çıkartmaya çalıştığı bir alan olacak belli ki. tutmaz diye düşünüyorum. ilk birkaç sene ücretsiz dendi satır arasında. sonrasında buna da bir üyelik çıkacak belli ki. çünkü bir call center da kurmuşlar bu iş için. sos call için ücretli üyelik almak ise rezillik. sorsan insan hayatı için iş yapıyorlar ama parasını verirsen. tam bir abd şirketi işte!

    bu sene yeni kılıf vs. gibi hiçbir şeyden bahsetmediler. genel olarak ne bekleniyorsa o oldu, bitti. bu şekilde devam ederlerse zaten artmış olan sıkıcılık devam edecek ve ilgi iyice azalacak. oysa apple'ın bu tanıtımları şirket geleneği olarak çok önemliydi 80lerden beri. tim efendi kendi sıkıcılığını buraya da getirmeyi başardı nihayet. ayrıca o her vurgu yaptığında yaylanan bacağını senin... umarım şu adam emekliye ayrılır da biraz daha güzel şeyler izleriz. jonny ive gitti, craig federighi'yi görmedik, bir süredir eddie cue abimiz yok yavşak gülüşüyle, phil abimizi ve göbeğini yine göremedik, oyun ekipleri gelip şov yapmadı. sönük oğlu sönük oldu yani. tim bir sal artık şu firmayı allasen, yeter.

    bu arada son bir söz de katlanır ekran isteyenlere edeyim. samsung'un en son katlanır ekranlı telefonunu berlin'de inceledim, bence tek kelimeyle rezalet. bir kere o kat yeri asla dümdüz olmuyor, elin bile takılıyor. ütü izli telefon ekranı mı olur? neresinden baksan saçma. o yüzden böyle bir ürün gelmemesine sevindim. apple çünkü çıkarırsa mecbur bırakır bizi ona geçmeye, o da kötü olurdu.

  • mantıklıdır. tek maskeyi en başından beri saçma buluyordum. maskeyi bi koluna takıyosun öbür kolda maske yok. tabi yayılır virüs.

  • vay be, birkaç sene öncesine kadar hürriyet takip ettiğim başlıca haber siteleri arasında geliyordu. şu an bakınca bu köklü gazetenin bile aciz bir hale geldiğini üzüntüyle görüp kapattım haberi.

    yazık.

  • günlerden duruşma,
    sen yoksun,
    ben,
    çoktandır beynime hapsettiğim yüreğimle,
    sessiz kalma hakkımı kullanıyorum.
    aşkın, adın, varlığın
    her fırsatta yüreğimi yeniden sorguluyor
    katip hala adını adımla yazıyor
    salon tıkbasa bomboş
    şahit vedat,
    okuldan kalma ezber yeteneği ile
    ifadesini güzel sunuyor.
    beni ilk oturumda haklı çıkartan adalet
    riya ile flört etmekte
    o yüzden o da yok mahkemede
    hakim “karar” diyor.....

    ve katip,
    adını adımla yazmıyor artık!

  • kotasiz, sinirsiz, tabusuz, cilgin bir internet hayati mumkun degil. adil kullanim da bizim cinfikirlilerin uydurdugu yeni bir kavram degil, cogu yer de "fair use" diye limit vardir, aynen almislar iste. zira kullanici sayisinin sabit kaldigi ulkelerde dahi, trafik hacmi altyapidan katbekat hizli artiyor. ve her iste oldugu gibi burada da bir cesit 80/20 kurali gecerli: kullanicilarin yuzde 20'si, trafigin yuzde 80'inden sorumlu.

    ama bu spesifik uygulama sacmalik, bunu tartismayi "korsanla mucadele" olarak cercevelemek iyice sacmalik.

    ikinci kismin kaniti cok basit: gecen sene sadece netflix trafigi, amerika'daki "fixed access" (cep telefonlari sayilmiyor) download trafiginin yuzde 30'unu olusturuyordu. youtube da ayriyeten yuzde 10, 40 yapar. cep telefonundan kimsenin korsan indirmeyecegini, onlarin trafik hacminin de cogunun video olacagini dusunursek...koca abd trafiginin neredeyse yarisi sadece iki siteden yapilan legal streamingden ibaret demek. uc bes zibidi degil, herkes yapiyor.

    bunun daha skype'i var, hulu'su var. isimle ilgili hersey cloud hizmetlerinde zaten, telefonumdaki numaralar bile google hesabimda sakli. kisaca genel kullanici profilinin birkac sene icinde bu kadar degistigi bir dunyadaki altyapi problemine, hala 10 sene oncesinin gerzek mentalitesiyle yaklasmak, cumlenin gidisatindan da anlasilacagi uzere tam bir gerzeklik.

    cozumun teknik tarafina fazla kafa patlatmadim, arastirmalari yapilmistir illa ki. ama ilk bakista su uc problem var:

    1) 8mbps'a 25gb kota olur mu lan? 5 saatlik full kullanimla aylik (720 saat) kotani dolduracaksin yani. 100mbps hiza 100gb kota iyice komik, sirketten ftp yapacaksin mesela, iki saatte kota bitiyor.

    2) daha dereceli bir hiz dususu lazim. 8'den 1'e direkt dusus ceza gibi.

    3) daha onemlisi, bunun bir ust limit degil, alt limit olmasi gerekliligi. yani "25'i astin, bundan sonra 1mbps ustune cikamazsin" demek yerine, "artik sana en fazla 1mbps garanti edebilirim ama yogun olmadigi zamanlar bu hiz artacaktir". geceleri kimse kullanmiyorken, emailine bakan adami rahatsiz etmeyeceksen, kotanin sinirin ne geregi var, internet kullandikca biten bir enerji kaynagi degil ki.

    o yuzden dedim "ceza vermek" seklinde yaklasiyor adamlar olaya, adil bir sekilde trafik yukunu altyapiya dagitmaya ugrasacaklarina. 30 senelik qos algoritmalari sunu becerebiliyorken, hala boyle kati kotalar, sinirlar, cezalar, stigmatize etmeler (hirsizsin sen) ne yahu?

  • anneannem. evde herseyi kontrol altinda tutmak isteyen, cocuklari ve torunlari icin fazla kaygilanan turk anneanne modeli.

    mesela cay koyacaksinizdir, biseyler ariosunuz, o sirada anne anne de sizi gorebilecegi bir acida namaz kiliyor, ocaga gidiyorsunuz hemen bir "aalllaaahhuuuekber", kibriti elinize aliosunuz "eshhheeeeduenlaaa".. bu sekilde siz kararsiz bir tavsan gibi ordan oraya oyalanip bisey yapamazken anneanne namazin o kismini bitiriyor, selam verip hemen geliyor ve "dur yavrum ben tupu yeni degistirttiydim agzi tam yerlesmis mi bakayim" diyor herseryi hallediyor cayi koyuyor, bir de kek kurabiye cikartiyor.. namaza devam ediyor. siz de kumandayi alip tvyi aciyorsunuz, ingiltere-arjantin macini izlemeye koyuluosunuz..