hesabın var mı? giriş yap

  • kavimler göçü

    mangeçur kağan seni davet etti. [paylaş] herkese açık etkinlik.

    zaman: m.s. 356
    yer: avrupa'ya doğru
    oluşturan: hunlar
    daha fazla bilgi: bütün kavimleri bekliyoruz. oturmaya mı geldik orta asyaya :)

    [katılacağım] [belki] [hayır]

  • sonucu açıklanan dava 2019 öncesi olaylara dair. tether ve bitfinex'in iddia edildiği gibi yalan beyanda bulunduğu belirlendi, linkler yukarıda ingilizce verilmiş okuyabilirsiniz. bu sebeple de 18.5 milyon dolar ödemeyi kabul etmişler.

    şurada reuters'tan bir gazetecinin de dediği gibi, 2017'de dolaşımdaki 442 milyon dolar değerindeki usdt'nin sadece 61 milyonunun karşılığı bankalarında varmış: https://twitter.com/…era/status/1364216252248559623

    şu an dolaşımdaki usdt miktarı 35 milyar dolar! ve bu şirketler** bu konuda hiçbir soruşturma ve denetlemeden geçmedi. bu büyüklükte şirketler için bunu yapmamak direk alarm verici. mesela siz paranızı merkezi bahamalarda olan hiçbir denetlemeden geçmemiş bir bankaya yatırır mısınız? tether ve bitfinex tam olarak bunu yapıyor, malvarlıklarının çoğu bu tür bir bankada ama sadece onlar görebiliyor.

    velhasıl bu dava sonucu ile new york eyaletinde bundan sonra iş yapamayacaklar. bu da tabii binance'ı sevindirdi. https://ag.ny.gov/…ading-platform-bitfinexs-illegal

    2020-2021 dönemini içeren ve usdt'nin milyar dolarlara ulaşması hakkındaki ikinci soruşturmanın detayları açıklanana kadar tether ve bitfinex tüm kripto dünyasının belası olmaya devam edecek; tıpkı 2017 sonu ve 2018 başında olduğu gibi.

    eğer tether ve bitfinex bu davadan alnının akıyla çıksaydı şu an bitcoin ve tüm altcoinler haftasonundaki en yüksek yerlerine geri gelirlerdi. oysa, anlık olarak bitcoin hala 48.500 usd seviyesinde.

    (bkz: pandoranın kutusu)

    not: lütfen ingilizce öğrenmeden tüm içeriği ingilizce olan bir konu hakkında atıp tutmayın, üzülürsünüz. tether ve bitfinex'in kurucu ortakları usdt'yi böyle savunmuyor. onların avukatları var her lafı seçip manşet yapıyorlar coindesk.com'da ;)

  • müziğini beğenmediği adamın hasta olmasına sevinecek ruh hastalarını ortaya çıkarmıştır.

    bir insanın içi ne kadar kötü olabilir?

  • - genelde ara sokaklarda yer tutarlar. sistem oturmuştur (altında bim olan apartman bile tanımlıdır) kira maliyeti minimumdur.

    - aralık 2015 itibariyle 4970 mağazası olan bir sistemden bahsediyoruz efendim.

    - raf ve dekorasyon maliyeti yok kadar azdır

    - cepheyi oluşturan tabela ve aluminyum elemanlar hep aynıdır özel imalat yok gibidir

    - çalışanlar, ürünleri rafa dizerler, kasaya bakarlar, temizlik yaparlar. herkes her işi yapar.

    - hep aynı ürünler satılır. çeşitlilik ve tabii farklı yatırım maliyeti yok gibidir.

    - ürünler tek bir merkezden dağıtılır, lojistik nispeten iyi çözülmüştür.

    - süt ürünleri ve bazı ürünler için kendi markasını yaratmıştır. sıfır reklam ve pazarlama maliyeti ile.

    - örnek: bioxcin isimli saçı dökülenler için şampuanı başka bir marka ile hatta aynı ambalajda satar. (biota firmasının aynı ütünü bioblas) ürün bireri aynıdır ama %40'a varacak şekilde ucuzdur.

    - uygun bir iş modeli sunar, çok zengin de fakir de faydalanır.

    - bazı ürünleri efsanedir (tahinli çörekleri vardı markası: yaşam. bırakmak için rehabilitasyona girdim. bağımlılık yaptı.)

    -cep telfonu kontürü dahi satar. uyguna satar çok kullanan var. hatta bu hafta 99 tl'ye renkli cep telefonu satıyordu (şu asker telefonu denenlerden bir hafta pili gider)

    - yeri gelir star wars orijinal ürün bile satar

    - sistem başarılı olunca hemen kopyaları çıkmıştır. ki normaldir.

    eh bunlar yetiyor işte.

  • açılmasının ardından pendik sakinleri için, ankara eylemlerine katılmak, taksim eylemlerine katılmaktan daha mantıklı hale gelecektir.

  • normal bir durum. genele gitmeye gerek yok, mahallende aç fakir çocuklar dolanırken sen internete telefona ayda 100+ lira döşeyip çocuklara 1 lira bile destek olmuyorsan senin de bir farkın yok. aç insan var diye bilim de yapmasınlar oldu amk.

  • bir suru kotu yanina ragmen abd'de yasamaktan tam da bu tip sacmaliklarin olmamasi yuzunden memnunum:

    -federal hukumetin resmi dili yok. her donem bunu teklif eder bazi muhafazakarlar, her sene de yenilirler. yani otobuse atlayip meclis binasina gitsem -ki kafama gore gidebilirim turkiye'dekinin aksine- , ispanyolca sarkilar esliginde tango yaparak kursuye ciksam, oradan da farsca bir metin okusam suc islemis olmam. yaptim oradan biliyorum.

    -50 eyalet icinde 27'sinin resmi dili var. bazisi cok dilli, bazisi salt ingilizce. ama onlarda dahi mahkemeler sizi o dili bilmiyorsunuz diye kapidisari etmezler, gerekirse vizigotca tercuman bulmak zorundadirlar (germen dili oldugundan alman'in tekini bulup getiriyorlar cogu zaman yuttururuz diye ama o kadar kusur kadi kizinda da bulunur, sonucta burasi bir isvec degil)

    -anayasada degistirilmesi teklif dahi edilemez seyler yok. ifade ozgurlugu adi altinda teklifini edersin, sonra ayarini yer oturursun.

    -eger bir kanun anayasaya aykiriysa dahi, askeriye basin bildirisi yapmaz. zira askerin isi ne anayasayi fiilen korumak/yorumlamaktir (bu is icin supreme court var) ne de anayasa hakkinda resmi aciklamalarda bulunmak (bu is icin asker disinda herkes var, baskandan tut sivil toplum orgutlerine, talk show'culardan senatorlere kadar herkes). onun yerine askerin isi ride of the valkyries esliginde baska ulkeleri bombalamaktir (..oylar gelsin artik)

    -kimse genelkurmay baskaninin * ismini cismini bilmez. kendisi bile bilmez. savaslari zaten robotlar yaptiklarindan komuta kademesinin onemi yok. ben de demin wikipedia'dan baktim, meger bir oncekisi benmisim. vatandas bile degilim halbuki. oyle esitlikci bir yer burasi. ama bir isvec degil.

    -bizim genelkurmay diyor ki "dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir". dil, din, irk, renk birligi olmayan amerika'nin icler acisi hali ortada: 220 senedir askeri darbe olmuyor, 150 senedir ic savas cikmiyor. adamlar sikintidan gidip baska ulkelerde ic savas ve darbe yapiyorlar (ti pi tissss..anti-amerikan populizminin fazlasindan zarar gelmez)

    -amerika'da kizlar teklif etmiyor, evet diyecegini varsayip direkt saldiriyorlar. asker birsey demiyor.

    simdi biz, sivil konularda, bir amerika olmadigimiz icin mi askeriyeye muhtaciz, askeriyeye muhtac olageldigimiz, muhtac birakildigimiz icin mi bir amerika olamiyoruz? daha muhimi amerikalilar biraz zayiflarlarsa bir isvec olabilirler mi en sonunda?

  • orta okulda okuyan bir ergenin aklından geçen binbir türlü sapkınlıktan ve gerzek düşünceden sadece bir tanesidir bu.
    algoritma basit:
    bir yolunu bulup kolunu ya da bacağını çatlatacak ya da kırdıracaksın.
    ertesi gün okula alçılı bir şekilde gideceksin..
    o güne kadar varlığından haberdar olmayan öğrencilerin ilgi odağı olacaksın..
    teneffüslerde başın dik, göğsün dışarda, mağrur biçimde yürüyecek; sanki yanından geçtiğin her öğrencinin seni inceden kestiğini fark etmiyormuşsun gibi doğal davranacaksın..
    öyle bir ifade vereceksin ki yüzüne; sanki içten ice acılar içinde kıvranıyormuşsun gibi, ama bu acıyı bir an bile dışarıya belli etmeyecek kadar mağrur olduğunu görecek herkes..
    kızlar etrafında pervane olacak..san bin türlü sorular soracaklar..
    "önemli bir şey değil", "büyütülecek bir şey yok" diyeceksin alçakgönüllülükle..gizemli konuşacaksın..olayın sebebini hemen açıklamayacaksın..
    kızlar sana yardımcı olmak için birbirleriyle yarışacak sonra..birisi koluna girecek, diğeri sana kantinden su getirecek..

    her şey güzel de peki bu kol, bu bacak nasıl kırılacak??

    kendi gölgesinden bile korkan bir ana kuzusuysanız elinize demir çubuk alıp onu bileğinize indirmeye cesaret edemeyeceğinizi garanti edebilirim..yani bu olay ancak doğal yollardan olmak zorunda..
    misal ne bileyim belki çözdüğünüz deneme kitaplarının altında kalıp bacağınızı çatlatabilirsiniz?!
    ya da satranç oynarken bacağınızı fil ezebilir?!

    hayatında aldığı en büyük risk klozet kapağını kaldırmayıp onu ıslatmadan işemek olan bir ergenin bacağı nasıl kırılır?

    kırılmadı zaten..
    kırık bir bacağı bir pazarlama stratejisine dönüştürmeyi başaramayan onlarca sünepeninki kırıldı, bir benimki kırılmadı..

    -geçmiş olsun taylan, neden gelmedin dün okula?
    -hocam trekking yaparken ayağımı burktum..
    kızlar hepbirden: vauuvvv..
    -ciandio sen neden yoktun oğlum?
    -hocam ishal olmuşum:((((((((((
    kızlar:ıyyyyyyyyy...