hesabın var mı? giriş yap

  • kızılay başkanı ilk önce ensar vakfından isteseydi.
    tanım: çok ciddi bir olay fakat açıklamayı şimdiki kızılay başkanı yapınca insan illa ki kötü niyetli düşünüyor.

    edit: bir tane malum partinin malum çocuğu gelmiş bu yazım yüzünden insanların kan vermekten vazgeçeceğini söylemiş ve bana hakaret etmiş. küçük beyniyle böyle bir sonuç çıkarmış. ananıza zorla sövdürmeyin.

  • kazanın gerçekleştiği ve bir yaralının olduğu vagonlardan birindeydim. kaza anını anlatmak gerekirse, metro hafiften titremeye başladı, çok anormal bir durum olarak görmedik ama bir süre sonra titreme şiddeti epey arttı ve saniyeler içerisinde şu manzara gerçekleşti: (+18)

    http://imgur.com/ecpwjpw.jpg

    bu manzaradan hemen sonra metrodaki acil çıkış düğmesine bastık ve sirenler çaldı. şansımıza metronun her iki tarafında duvar değil de sağ tarafında inşaatın olduğu ve inşaat işçilerin olduğu boş bi alan vardı. onlardan yardım istedik, kapı açıldı ve çıkmaya başladık. ambulans istedik ve 30 dakika boyunca ambulans gelmedi ve o adam yaralı bi şekilde yerde yatmaya devam etti. kazazedelerden biri metroda çalışan işçilere "burada sağlık görevlisi yok mu hiç? başınıza bi şey gelse çağırabileceğiniz herhangi bi kimse?" dedi ama işçilerin başını öne eğip susması durumun vehametini özetlemeye yetti. kaza alanından çıkmak için de bu yolu kullandık:

    http://imgur.com/itq7kqs.jpg

    http://imgur.com/sccpgju.jpg

    http://imgur.com/ykrjrmm.jpg

    http://imgur.com/pf71ktv.jpg

    söylenecek çok söz de yok aslında.

    dip not: burayı okuyan haber ajanslarının dikkatine, yukarıdaki fotoğrafları dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. yeter ki türkiye'de insan hayatının bu kadar ucuz olduğunu herkesin yüzüne tokat gibi çarpın.

  • yavaş yavaş ölürler... seyahat etmeyenler,
    yavaş yavaş ölürler...okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
    vicdanlarında hoşgörmeyi barındırmayanlar.
    yavaş yavaş ölürler...alışkanlıklara esir olanlar,
    her gün aynı yolları yürüyenler,
    ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
    elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
    veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
    yavaş yavaş ölürler...
    aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
    rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
    hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
    dışına çıkmamış olanlar.

    pablo neruda

  • dandik olsun olmasin, istisnasiz her markayi over gibi yapiyor, en ovmedigi videoda dahi tek kelime kotu laf etmiyor, cunku alimallah ya beles cihaz incelemesi gelmezse, ya lansmana cagirmazlarsa, ya arasi bozulur da arpa kesilirse.. yani boyle degilse de daha kotu, cunku en boktan cihazlari bile kotu tek kelime etmeyip sozde incelemesinin baska sebebi olamaz.

    tabii hakki ozelinde aslinda butun sozum ona teknoloji incelemesi yapanlara sitemim. ulan bir seye de kotu deyin, bir seye de "su seyi baya baya kotu, bes para etmez" deyin arkadas. yok. her incelenen sey illa ki bir yonleriyle mukemmel, 3 liralik bok versek "arkadaslar simdi bu bir bok ama fiyatina gore bence performansi kabul edilebilir bir bok" diyecekler.

    haa. ama is donup dolasip ibb baskaninin muhtarlara dagittigi telefona gelince cosmus hakki, normalde gocek'te lansmani olsa kosa kosa gidip, ballandira ballandira anltacagi telefonlara bok atiyor, parasini elestiriyor.

    hakkicim birak sen 1000 liralik tableti mableti.. yeri gelince araba incelemeleri de yapiyorsun, devletin essegin orekesine su kacirircasina yaptigi makam arabalarinin fiyatlariyla ilgili de yapsana koc bi video.

    cok meraklisin ya bu devletin kaynaklarinin yonetime. hadi bakayim, gorelim omurgani.

  • uydurma bir hikaye değilse gerçekten üzücü ve garip bir hadise. hukuki yollar aklıma geldi direkt, bilemedim ne kadar doğruluk payı var bu hikayenin...

    özet geçiyorum*: üniversitede aşk,babasının işleri kötüleştikten sonra evde beslenmeye başlanan bölüm birincisi bir tecavüzcü, 3.sınıfta çocuk haberi, evlilik-iş bulma, seneler geçer, adam video tehditlerini görür, silaha sarınılır, her şey film şeridi gibi geçer, adam bayılır sonra ayılır, kadın yok. üzüntü, üzüntü...

    edit: novemba, başka bir entry'si üzerinden (bkz: #48718567) kurgu olduğuna beni inandırdı.

    o yüzden hikayeye yorumum: (bkz: yaşından başından utan)(bkz: bre işsiz pezeveng)*

  • türkçeme bebişim ve okeyto laflarını katmış, gerçek olmasını dilediğim, hiç bitmesin dediğim kraker.
    burhan: şu anda bütün kozlar bende sa-cıt, adeta kozyatağındayım.

  • 11 haziran günü ankara'dan çanakkale'ye sefer yapan otobüs şoförü ve muavin tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı olay.
    yeğenim kamil koç'un kızılay üzerinde bulunan bilet satış noktasından çanakkale'ye gitmek üzere bilet almaya gidiyor. bilet satışı esnasında görevliye kedileriyle yolculuk yapmasının herhangi bir sorun teşkil edip etmeyeceğini soruyor. görevli taşıma kabında bulundukları sürece hiçbir sorun teşkil etmeyeceğini belirtiyor ve bilet satışını gerçekleştiriyor.
    yolculuk günü önlem almak üzere biri hamile olan kedilere veteriner kontrolünde sakinleştirici ilaç da verilerek seyahate başlanıyor.
    ilerleyen vakitlerde kedilerin otobüs içinde huzursuz olması ve zaman zaman miyavlaması nedeniyle yedek şoförün uyuyamadığını öne sürerek yeğenimi ve kedileri apar topar tüm ricalarina ve hatta yerini değiştirmeyi en arkaya geçmeyi teklif etmesine ve hiçbir yolculunun şikayetçi olmamasına rağmen muavin ve şoför gecenin 1'inde normalde durmadıkları bir mola noktasında otobüsten zorla indiriyorlar.
    bu hengame içinde hamile kedi düşük yapıyor ve 4 tane bebek ölüyor.
    çocuk gecenin köründe hiçbir vesaitin olmadığı bir noktada ortada kalakalıyor.
    ne bilet parası iade ediliyor ne de mağduriyetini giderecek herhangi bir şey yapılıyor.
    kamil koç parasını aldığı yolcuyu usulüne uygun bir şekilde taşıdığı kedileriyle beraber gece yarısı otobüsten zorla indiriyor, indirebiliyor.
    türkiye'deki insan hakları, hayvan hakları, hukuk, yasa, adalet ve şirketlerin kalitesini anlatacak kelimeler bir kez daha kifayetsiz kalıyor.
    böylesi bir seyahat şirketinin yaşattığı bu vahim ve yasal da olmayan bu rezaleti tüm sosyal medyada teşhir edip adli olarak da hakkımızı arayacağız.

    ekleme1 - kedinin düşük yapmasına takılanlar hatta eğlenen arkadaşlar için bilgilendirmedir: hayvan sarsılıp sallandığı için düşük yapmış olabilir, hengame içinde strese girdiği için, verilen sakinleştirici sebebiyle, sadece rastlantı nedeniyle hatta tüm şaklabanlığınızla sizin de aklınıza geldiği üzere ''üzüntüden'' düşük yapmış olabilir. bu durum olayın ana sorunu olduğu için değil, ayrıca yaşanan üzücü bir olay olduğu için yazılmıştı.

    ekleme2- super zekalı sozlukculer icin bilgilendirme: ''usulüne uygun'' sizin için ne anlama geliyor bilemedim tabi zira hayvanlar zaten ''bagaj bölümünde taşınmaktaydı''. zekanızın ayrı, okuma yetinizin ayrı gözünden öperim. ha bir de o alerjinizin tabi...

    ekleme3- kediler bagaj bölümündeyse çocuk neden yer değiştirmek istedi diyenler için geliyor: şoför arka koltukta uyumaya çalışıyor, kediler arka koltuğun alt kısmındaki bagaj bölümünde olduğundan sesi şoförün uyumasına mani olduğu için çocuk "abi sen gel benim yerime otur ben arka koltuğa geçerim" diye teklif ediyor.

    son durum: yazıdan birkaç gün sonra yeğenim kamil koç müşteri temsilcilerinden biri tarafından aranıp firma adına özürlerini iletmiş bulunmaktadır. ayrıca bilet ücretinin iadesinin yapılacağı ve olayın yaşandığı seferdeki tüm görevli ekibin yazılı ihtar aldığı bilgisini vermiştir. olaydan bir gün sonra müşteri hizmetlerine şikayetimizi yapmıştık ve haftalar sonra da olsa bir geri dönüş alabildik.
    bu başlık altına destekleyen ya da eleştiren entryleriyle dikkat çekmemize bir nebze de olsa yardımcı olan herkese teşekkür ederiz.
    amma ve lakin günün sonunda kamil koç ve hizmet şekliyle ilgili hissiyatımda şahsen zerre değişiklik olmamış durumda. arz ederim...

  • komutan ayak üstü askerlerle muhabbet ederken içlerinden birine soruyor:

    -safter oğlum ne zamandan beri beraber bunlar?

    -kimler komutanım?

    -kaşların.

  • gates - ne sıklıkta güncelleniyor bu sözlük?
    ssg - her saniye
    gates- wow! kaç kişi çalışıyor?
    ssg - 30.000'den fazla.
    gates - (öhh!) ne kadar ödüyorsun onlara?
    ssg - hiç.
    gates - ulan üçüncü dünya ülkelerinde sömürü nereye varmış be höh bee!

  • tam şu an bir market zincirindeki deodorant indirimi için başlık açılmış 7 tlden 4 tlye düşmüş fiyatları ve bu ölücüler koli koli alıp stok yapmaya başlamış. bir de aldıklarının fotolarını çekip koymuşlar evladım 20 tane deodorant alıp ne yapacaksın adam ömürlük deosunu almış çocuklarına miras bırakacak herhalde.

    öyle bir ölücüler işte.

  • "konuşursam beni sadece ingilizce bilenler anlayacak. ama sessiz bir filmi herkes anlayabilir. ve dünya amerikadan ibaret değil.."

    diyen büyük üstad,
    great dictator' ün unutulmaz oyuncusu,
    kalpleri filmleri ile defalarca yumuşatmayı başarmış aktör...

    dün tam 123. yaşını kutladı o.
    küçüklüğümden beri, onun filmleri ile büyüyen ben ise, bunu bugün hatırlayarak azıcık kızıp kendime, tekrar resimlerine baktım onun.

    özlenen insandır charlie chaplin..

    onun gibi bir oyuncu, yönetmen, yapımcı, artık adına her ne derseniz deyin,
    gelmeyecek zannımca bu yok olmaya yüz tutmuş, her karışı ile kötülük saçan dünyaya..
    dünya değil yalnız kötülük saçan her zerresinden etrafına, yanlış anlaşılmasın sakın, onu bu hale getiren -sonuna ve dibine dek- insanlardır ! her hakkı kendinde görüp, kaf dağından diğer alemleri izleyenlerdir onlar.

    işte chaplin de,
    filmlerinde insanların ne kadar küçük, ne kadar kum tanesi olduklarını göstermiştir bir yandan,
    koca bir dünya denizinde.

    büyüksün üstad!