ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
google'a emekli yazmak vs retired yazmak
-
google görsellere emekli yazdığınızda çıkan görseller ile retired (emeklinin ingilizcesi) yazdığınızda çıkan görsellerin karşılaştırması...
emekli
retired
retired yazıldığında çıkan görsellere bakınca insanın emekli olası gelirken, emekli yazıldığında çıkan sonuçlara bakınca maaş kuyruklarındaki mutsuz yaşlılar ve sürekli para görselleri ile mücadele içinde bir emeklilik gözde canlanmakta. çalışırken çile, emekliyken çile. toplumumuza küçük bir ayna.
lana del rey
-
cemal reşit rey'in kızıdır. ciddiyim bak!
isveç'i babam da yönetir
-
anayasa profesörü burhan kuzu'nun tespiti.
5 milyonluk köy gibi yerlermiş, herkes yönetirmiş.
ben söyliyim; isveç'i türkiye'deki siyasi zihniyet yönetseydi tüm iskandinavya ve kuzey avrupa'dan tecrit edilir, mimli gözlerle bakılır, sabah ayazında erkenden kalkan darbe yapar, halkın hükümete güveni yerlerde sürünür, ayrımcılık ve sömürü normalleşir ve sosyal devlet makarnayla somutlaşırdı.
şöyle bir kampanya var arkadaşlar: http://www.eksiduyuru.com/…/bilgisayar-laboratuvari
yaran olaylar
-
bir keresinde yorgun argın işten eve dönerken, gittiğimde yemeğim hazır olsun dedim ve 1 adet dürüm söyledim. kapıya asın notunu bıraktım.
kapıda asılı torbayı aldım ve eve girdim. bir açtım torbayı 4 tane dürüm var içinde. aradım dürümcüyü dedim durum böyleyken böyle. abi biz de dürümler nerede diyorduk ya dedi. ben de hiç birini ellemediğimi gelip alabileceklerini söyledim. yok abi biz hallettik ikramımız olsun, evde biri varsa verirsiniz sizinkini de gönderiyoruz şimdi dediler.
buraya kadar her şey normal. sıradan karşılaşılabilecek bir sipariş hatası. asıl olay buradan sonra başlıyor.
evde benden başka yaşayan olmadığı için 2 tanesini yedim 2 tanesini de komşuya verdim ve akabinde kapı çaldı 1 dürüm 1 kazandibi geldi bu sefer de. kazandibiyi jest olsun diye verdiler herhalde okey dedim aldım. onu da dolaba bir sonraki gün yerim diye koydum. 45 dk sonra tekrar kapı çaldı ve tekrar dürüm geldi. dedim ben aldım dürümümü? yok abi bu ikram dediler. derdimi anlatmaya çalıştım yok onu da verdiler. eve mütemadiyen dürüm geliyordu. adeta türkiye simulasyonu bug'a girmişti ve dürüm kodu no longer available hatası veriyordu. artık kapıdaki güvenlik görevlisi dürümcüler geldiğinde beni aramayıp direkt dürümcüleri içeri alıyordu. 30 dk sonra tekrar kapı çaldı. saat artık 23.30 civarına gelmişti uyudum uyuyacağım. bir dürüm daha geldi. dedim ki abicim siz bana yanlışlıkla 4 dürüm yolladınız ve sonrasında benim kendi dürümümü yolladınız. hesap kapandı hatta kabardı, yollamayın artık, al bunu da sen ye dedim. yok abi patron kızar dedi zorla elime tutuşturdu.
gece bitmeden aradım güvenliği, dedim dürümcü gelirse içeri almayın yasaklıyorum. kapıda sessizce işlerini bitirin *
bu da böyle bir anımdır.
persepolis
-
iran ile ailevi bagları olan biri olarak şah zamanı iranı annem ve dedemden dinleyerek büyüdüm. devrim olduktan sonra ise iranı oradan gelebilen yakınlarımızdan dinlemiştim. film marjane satrapi'nin gözünden anlatılıyor ki kendisi iran azerisidir ve şahlık pehlevilerden önce azerilerin elindeydi. tum anlatılanlar o zamanlarda orada bulunan dedem ve annemin dedikleriyle o kadar çok örtüşüyor ki ben bizim ailenin hikayesi anlatılıyor sandım... gözlerimi buğulandıran bir film...
ideal kadın boyu
-
kesinlikle kayı boyudur. kınık, peçenek, kıpçak... boy boy kadınla beraber oldum hiçbiri kayı'nın yerini tutmadı.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :
müşteri: -abi bu olmamış ki?
tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
müşteri: -e akrep yok?
tamirci : -akrep ne lan?
m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.
dedesi köylü olmayan insan
-
her iki dedem de köylü değildi. ikisi de memleketlerinden 4-5 yaş civarı aileleriyle çıkıp başkente gelmiş, her ikisi de memur olmayı seçmiş. hatta bir tanesi 1950 de ankaranin belediyecilik anlayışla yapılan ilk semtinden taksitle ev almış. yanlış duymadınız. 1950 de milletin boş arsaları telle çevirip benim dediği zamanlarda adam gitmiş taksitle ev almış. dedelerden memuruz yani biz. babam da anam da memurdu. hal böyleyken ben de dünyaca ünlü bir tasarımcı falan olamazdım heralde ola ola ben de memurum oldum :)
ha tabii bir de her iki dedenin de köylü olmaması demek ilkokulda yazin millet köyüne giderken senin gidecek bir köyün olmaması demek o yaşlarda üzülmek demek..
londra'ya göçtükten 48 saat sonra dönen yazılımcı
-
kesin mülakat için gidip işe alınmamıştır. başka açıklaması olamaz.
en karizmatik ad soyad kombinasyonları
-
(bkz: jean-jacques rousseau) *
trt'nin gezi eylemlerini dünyaya anlatması
-
yeni bir projeymiş.
dünyanın baştan sona tamamen yalan ilk belgeseli olarak tarihe geçmesi kesindir.
sabıka kaydı:
(bkz: trt'nin gezi parkı direnişindeki dezenformasyonu)
(bkz: trt nin yayınladığı gezi parkı eylemleri ses kaydı)
(bkz: leyla ile mecnun'un yayından kaldırılması) *
düşündükçe o kadar korkunç geliyor ki:
abdullah cömert: kafasını biber gazına vurup ölen genç.
ali ismail korkmaz: arkadaşları tarafından dövülüp öldürülmüş.
ethem sarısülük: arkadaşlarıyla kendisine kurşun işlemeyeceği konusunda iddiaya girmiş.
medeni yıldırım: aslında pkklıymış.
ahmet atakan: uçabileceğini sandığı için ölmüş.
mehmet ayvalıtaş: boyu uzun duvara çarpmış.
hasan ferit gedik: torbacıları dolandırmış.
berkin elvan: o da kimmiş.
recep tayyip erdoğan: melek.
türk polisi: dünyanın en anlayışlı kahramanları.
egemen bağış: aslında mesleği komedyenlikmiş.
fethullah gülen: bu yine ağlıyor değişen bir şey yok.
eylemciler: terörist.
türkiye: tam bir cennet.
vs.
bir belediyenin chp'li olduğunu anlamanın yolları
-
kentsel dönüşümde yıktığı evlerin parasını peşin verip (isteyene para, isteyene yeni ev,ev isteyip parası yetmeyene ev gerisini taksit) bütün evi ücretsiz (belediye fen işleri ile) yıktıktan sonra pencere,kapı,baca,demir gibi para eden şeyleri ev sahibine verip molozu 5 kuruş almadan kaldırıyor ise belediye chp'lidir.
100 binlik eve 47 bin fiyat çıkartıp üstüne 8 binde (hafriyatçı taşerona) ev yıkma ve moloz taşıma parası alıyor ise akp'lidir.
edit: tomalara su vermiyor ise de chp'lidir.