ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kocanız evde yoksa girmeyeyim diyen erkek komşu
-
adam gibi adam olan komşudur. keşke herkes aynı hassasiyeti ve ahlakı gösterebilecek potansiyelde olsa.
edit: kayıp/aranıyor editi silindi
serpme kahvaltıcıların batmak üzere olması
-
ülkenin geri kalanı bolluk, bereket ve varlık içinde rahat rahat yaşarken nasıl batmak üzere olduklarını anlamadığım iş kolu.
kız on yaşında o.....a başlamış
insan ırkı yok olursa dünyayı ele geçirecek canlı
-
insan ırkı yok olduğunda sadece insana has ilkel bir düşünce olan "dünyayı ele geçirmek" fikri de yok olacağından, olmayacak olan canlı. herkes mutlu mesut yaşar işte.
x-men'de quicksilver'ın hızını hesaplamak
-
x-men'de şu efsane sahneyi: https://www.youtube.com/watch?v=znzqb5z75zi herkes bilir, videonun başında bir arı kanatlarını slow motion olarak çırpar.
bir arı ortalama saniyede 230 defa kanat çırpar.
bu sahnede, arının kanatlarını çırpması 3 saniye sürüyor. bu şekilde lineer devam ederse, gerçek hayatta bizim için 2400 saniye geçmiş olur, yani 40 dakika.
bir patlamanın ortalama patlama hızı 7150 metre/saniyedir. filmdeki sahne 2 dakika 24 saniye sürüyor - yani 144 saniye.
filmdeki villa (x-mansion) eğer tam kare olduğu varsayılırsa, her bir zemin 4,672.584 metrekare, yani her kenar 37.737288 metre çıkar. bunun yarısı 18.86712 metre eder, yani merkeze olan uzaklık, yani jet'in patladığı yer.
yani 1/7150 saniye x 18.86 = 0.002 saniye.
yani patlama 20 microsaniye'de gerçekleşti demektir.
bu sahnede quicksilver villaya defalarca girip çıkıyor, fakat en hızlı olduğu an raven ve diğerlerini kurtardığı an.
villaya varması 4 saniye sürüyor,
4 / 144 = 1/36
20 microsaniyenin 1/36'sı = 555,5 nanosaniye.
555,5 nanosaniyede quicksilver 18.86 metre yol alıyor.
1 nanosaniyede 0.033 metre yol alıyor.
yani saatte 11,879,998.8 kilometre (saatte 12 milyon km'ye yakın !) yol alıyor!.
ışık hızı saatte 1.080.000.000 km yol alır, yani quicksilver yaklaşık olarak ışık hızının 90'da biri hızda hareket ediyor.
yani ışık hızının yaklaşık olarak %1.1'i hızla.
yani saatte 11.880.000 km hızla.
şuradaki sahnede ise balkondan çarşafları hazırlayarak fırlattığı insanları düşünürsek ( şu sahne: https://youtu.be/znzqb5z75zi?t=158);
normal şartlarda bu hızla o insanları türkiyeden fırlatan birisi, fırlattığı insanları hindistana yollamış olurdu. ama film icabı çarşaflara çarpıp duruyorlar tabii.
kısaca, quicksilver gerçekten "quick" diyebiliriz. yani baya hızlı *.
on bira yın mezunu
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
"bir askerin sıçtığı boku bütün arkadaşları temizler" mantığı esas alınarak, bölük komutanının tüm bölüğü akşam içtimasından sonra kantin bölgesinde toplaması, soyun emri vermesi ile birlikte tüm bölüğün takım taklavat ortada kalması, o an orada dinlenen ve olayı canlı canlı izleyen 100 kadar asker ne olduğunu anlamaya çalışırken, komutanın seçtiği cezanın, elindeki 1 metrelik sopa ile etek traşı kontrolünü maksimum izleyici sayısına ulaşarak yapmak istemesi olduğunun anlaşılması...
aynı komutanın, yan yana dizdiği askerlerinin tüm mal varlıklarını, sopası ile uzaktan sağlı sollu darbelerle kurcalaması ve kontrolü yapılan askerlerin genital bölgeleri ile alakalı “kes bunları” , “aferin asker güzel traş” , “keçi sakalı bırakma bir daha, havan kime yabancı” , “oğlum bu orman askeri bölgede mi ?” şeklinde eleştiri ve övgüler dizmesi...
komutan için herşey yolunda giderken, sıradaki askerin traşa konu organının heybetini görünce bir anda irkilmesi ve yıllardır bu anı bekliyormuş gibi bir avazda “aslanım benim maşallah, yunana girsin inşallah” , “oğlum siz aynı aileden 2 kişi aynı yere nasıl düştünüz ?" ve "madem düştünüz sen buna niye ayrı kamuflaj almıyorsun ?” diye hakkını teslim etmesinin ardından “sen giyin yiğidim sana her şey serbest” diyerek gruptan ayırması…
bu olaya tanık olduğum an yaşadığım travma sebebi ile zihnimde askerlik 5 gün kısalmıştı… hatta sadece askerlik değil, bir süre boyunca baktığım herşey gözüme eskisinden daha kısa gelmeye başlamıştı...
yaşa varol harbiye
aslında % 40 değil % 25 zam yapıyoruz
-
enflasyon oranının % 15 olduğunu öğrenmiş olduk böylece.
merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler
inşaat mühendisi meteoroloji genel müdürü
-
(bkz: bu havada beton dökülmez)
ilk adımı atan kız
-
otobüse beraber bindik. taksime doğru gidiyoruz. ayakta ortadaki direğe tutunuyorduk. çok koşmuştum peşinden belli ettim hislerimi ama açılamadım. en azından ayıkken. geldi elimi tuttu. tutuş o tutuş.
hiç konuşmadık yüzümüzde bir gülümseme ile galata kulesine kadar yürümüşüz. bir banka oturduk. nasıl bir mutluluk bendeki. etraftaki binaların pencerelerine bakıyorum. mayıs ayı böyle baharın da serin mi sıcak mı belli değil havası. dünya gözümde kocaman bir yumak gibi. ben çeviriyorum o dönüyor.
o an hayatımın en güzel anı idi. çok sonra, o banka yolumuzu düşürüp evlenmek istediğimi söyledim; ağladık. pano'ya gidip sarhoş olduk. seneler geçti hala sarhoşum.
hastaya sormadan muadil ilaç veren eczacı
-
bir de ben anlatayım.çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanıyım.
muadil ilaç olayı eczacı ve hastanın takdirine kalmış. ancak bazı konularda sözlüğe bir katkım olsun istiyorum.
ilacı yazarken dikkat ettiğim bazı şeyler var. sıklıkla şurup yazıyorum.
1. tadı: etken maddeler aynı olsada tadlar farklı oluyor. bir çocuğa tadı kötü bir ilacı içirmeye çalışmak çok zor. çocuk tadını sevmeli. mesela çok iyi bir ilaç olsada küçük bir çocuğa çok zorda kalmadıkça sefuroksim aksetil yazmam. içemiyorlar.
2. kıvamı: çok önemli bir sorun. klaritromisin çok sevilen bir ilaçtır. çocuklar genelde çok fayda görürler ama aynı etken madde de acayip kıvam farkı var. biri çok pütürlü ve çocuk içemiyor. elimden geldiğince dikkat ediyorum.
3. şişenin kapağı: kesinlikle bas çevir kapak olmalı. çocuk şişeyi alıp açamamalı. sonra bir gün bir gün bir çocuk, eve de gelmiş kimse yok oluyorlar. sonra biz midesini yıkıyoruz falan çok sıkıntı.
4. şişe rengi: bazı ilaçlar koyu renkli çünkü ilacın maddesi ışıktan etkileniyor. ilacın rengi ve kıvamı bozuluyor. ışık ilacın stabilizasyonunu etkiliyor. ilaç isimi yazmayacağım merak edenler mesaj atabilir.
5. ölçek ve boyutlar: örnek amoksisilin klavulanik asit ın bazı markalarda es 600 formu mevcut. klavunat oranı amoksisiline göre az. 400 mg'lık ta 57 mg klavunat var 1,5 ölçek alınca hop klavulanik asit oranı da artıyor. sonra antibiyotik ishali falan uğraş dur.
ya da aynı ilaçta 140 ml 100 ml ve 70 ml form var. ben hastam 10 gün ilacını kesmesin istiyorum. 70 lik kullanınca erken bitiyor. tedavi yarım kalıyor.
6.kaşık/ölçek: bazı ilaçlarda kilogram bazlı ölçek pipet var. aileler için kulanımı çok daha kolay olabilir. ayrıca 2,5 ml(kaşıklarda sıklıkla 1/2 ye denk gelir) çok göz kararı. enjektör yine daha kullanışlı.
muadile karşı değilim. eczacı arkadaşlar ve hasta yakınları (benimkiler küçük boy oldukları için ilaçlarını kendileri seçemiyor) sadece etken madde olarak bakmasınlar olaya. bazı muadiller bence orjinal molekülden daha başarılı.
klavunat yazmışım. kusura bakmayın uyarı için teşekkürler
nash dengesi
-
basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, hiç bir oyuncunun pozisyonunu değiştirmek için "incentive"i bulunmadığı denge noktasıdır.
mesela uzun uğraşlar sonucunda (a,a,a) konumuna geldiniz, eğer bütün oyuncular bulundukları yerden memnun iseler, oyun burada bir dengeye gelmiş demektir. bu dengeye nash dengesi denilmesinin sebebi ise bu denge şeysini nash isimli paranoyak bir iktisatçının bulmuş olmasıdır, yoksa nash'in hiçbir özel anlamı yoktur, tıpkı pareto optimumundaki paretonunda hiç biz özel anlamı olmaması gibi. bugünlük bu kadar.
rumeysa kadak'ın aşırı yorucu kişisel dump'ı
önder irevül
-
muhtemelen hakkında soruşturma açılıp fişlenecek olan albaydır. kıyıda köşede bir kaç tane gerçek vatansever türk askeri kaldı onlar da böyle deşifre oluyor. bir yanda fetöcü iken genel kurmay başkanı olup ordan da savunma bakanı olanlar, bir yanda böyle gerçek vatan evlatları. yarattığınız bu adaletsizlik sizi her iki dünyada da yakacak. sizleri yıllardır orada tutup buna neden olan kansız vatansızlarıı da bu ülke tarihi hiç affetmeyecek.