hesabın var mı? giriş yap

  • sıfırdan zengin olmanın yöntemini buldum arkadaşlar.
    banka müdürü arkadaşım var. şimdi bankaya gidiyorum. kendisine kuruş para vermeyeceğim. a4 kağıdına 100 milyon dolar teslim ettiğimi yazıp kaşeleyip imzalayacak.
    sonra bankaya gidip 100 milyon doları ödeyin diyeceğim. banka 100 milyon doları ödemeli. çünkü a4 kağıdına kaşe kahvehanede basılmadı. yurdum insanını fakirlikten kurtaracak olan bu yöntemi icat eden tarator hocaya sevgiler, saygılar.

  • mutluluğuna imrendiğim ve krallığının devamını dilediğim adamdır.
    bu başlığa da hemen damlayan, para için ruhunu satabilecek, başkasının mutluluğunu küçümsemeyi marifet sayan dallamaları kale almamasını dilerim.

  • sadece bana mı geldiğini merak ettiğim huzur. özellikle metrobüste oluyor. köprüyü geçip de asya kıtasına hoş geldiniz yazısını görünce yahut ido ile geçişte haydarpaşa garını görünce evime geldim hissi oluyor bende. bugün yanımdaki arkadaşımla metrobüste birbirimize itiraf ettik. lan bana bi huzur geldi dedi. meğerse ona da aynısı oluyormuş. ikimiz de 20'li yaşların başında istanbul'a gelmiş insanlarız ve avrupa yakasında oturuyoruz. sosyologlar ve psikologlar açıklasın, ateistlere de mesaj kutum açık.

  • pasifik okyanusu'nda kaydedilerek deniz canavarları ve tanımlanamayan olaylar hakkında spekülasyonlara yol açan gizemli bir su altı sesi: bloop!

    1997 yılında abd ulusal okyanus ve atmosfer idaresi (noaa), pasifik okyanusu'nun güneyinde son derece güçlü, yüksek ve ultra düşük frekanslı bir ses kaydetti. daha sonra bloop olarak tanımlanan bu ses, su altı sismik aktivitelerini izlemek için kullanılan hidrofon adlı su altı mikrofonları tarafından tespit edildi.

    okyanusun yaklaşık yüzde 95'i keşfedilmemiş olduğundan, sesin kaynağı başlangıçta büyük bir spekülasyon ve gizem konusuydu. bazı teoriler bloop'u muhtemelen bilinen herhangi bir türden çok daha devasa ve keşfedilmemiş bir deniz canlısının üretilebileceğini öne sürdü. okyanusun derinliklerinde yaşayan dev bir deniz canavarı fikri insanların hayal gücünü harekete geçirdi ve çeşitli teoriler ortaya atıldı.

    ancak bilim adamlarının daha sonraki araştırmaları son derece sıradan bir açıklamayı ortaya çıkardı. bloop, bir buz depreminin sesiydi! küresel ısınmayla birlikte her yıl giderek daha fazla buz depremi meydana gelmesi sebebiyle, buzdağlarının çatlaması ve kırılması sonucu oluşan seslerden meydana geldiği tespit edildi. sesin frekansı ve özellikleri, bir buz kütlesinin kırılmasıyla üretilen seslerle eşleşiyordu.

    bloop'un devasa bir deniz canavarı olmadığı ortaya çıkarılsa da, bu olay halkın gizemli ve açıklanamayan seslere karşı nasıl yaratıcı teorileri üretebileceğinin bir örneği olarak bilim kitaplarındaki yerini almıştır.

  • selpak yöntemi

    türü: bireysel
    zorluk derecesi: kolay
    risk faktörü: düşük
    kullanım alanı: hemen hemen her ders

    yazılıdan önceki ders hasta taklidi yapın. gerekirse vitamin hapı öksürük şurubu falan getirip öğretmenin gözü önünde için. kopyayı selpak mendilinizin içine tükenmez kalemle yazın. dolma kalem ya da benzeri likit mürekkepli kalemler kullanmayın, yazı dağılır. hazırladığınız mendilleri sınıflandırıp farklı ceplerinize yerleştirin. sınav sırasında burnunuzu silecek gibi yapıp çaktırmadan yazdıklarınızı okuyun. asla mendile çok uzun süre bakmayın. unutmayın ki kimse kendisinin bile olsa bir sümüğü yarım dakika izlemez. öğretmenin şüphelendiği durumlarda mendili gerçekten kullanın ve kopyayı imha edin. inanın öğretmen emin bile olsa mendilinizi incelemeyecektir. yazılı kağıdını verirken burnunuzda istanbulun fethi 1453 yazmasını istemiyorsanız asla mürekkepli kısmı yüzünüze deydirmeyin.

  • temel parmağını camla kesmiş.telaşla, yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine gitmiş. içeri girince, malum iki kapı çıkmış karşısına:
    birinde “hastalıklar”, diğerinde “yaralanmalar” yazıyormuş.
    durumuna uyan “yaralanmalar” kapısından içeri girmiş.
    önünde yine iki kapı belirmiş: birinde “kanamalı” diğerinde “kanamasız” yazıyor. “kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha: “hayati önemde olan” ve “hayati önemde olmayan”.
    hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulmuş.
    evde sormuşlar:
    -temel sana iyi baktılar mı?
    -hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!
    işte bir sorunla karşılaştığınızda trendyol'un çözüm stratejisi de aynı bu fıkradaki gibi... canlı yardımdan, trendyol asistandan elli yere bağlanıyorsunuz ama çözüm yok.

  • savaştan kaçma, köz getirme ve zodiac bot kiralama gibi alanlardaki üstünlüktür. başka da bir hayırları görülmemiştir..

  • o çocuk ben olabilirdim.
    sizi temin ederim..

    5 buçuk kilo doğan bir bebektim ben, annem 46 kiloymuş bana hamile kalınca, 9. ayda 72 kilo olmuş. ağırlığının yarısından fazla kilo almış yani. 5 buçuk kilo ve 60 santimetre.. yumuk yumuk tombili bumbik, 1 kilo yanaklı bir bebekmişim.

    ve beni yolda görenler ısırmadan muncurmadan bırakmıyorlarmış..
    işte birgün beni yolda bir prodüktör görüyor, bostancı pazarında.
    bu ne acaip bir çocuk, hemen getirin bana deneme çekimine alalım diyor anneme..
    gidiyoruz çekime, ön eleme yapılıyor. çeyrek finaller, yarı finaller ben hepsinden mutlu ayırılıyorum.
    mutlu ayrılıyorum dediğim, bir sürü cici bebe veriyolar, bol sütlü vitaminli.. besleyici bir şey aynı zamanda..
    daha ne besleneceksem artık?
    neyse..
    son ikiye kalıyorum artık, final oynamak istiyorum zaten..
    finaldeki rakibim geliyor, aman allahım o ne öyle?
    bu çocuk türk değil ki!!
    sarı saçlı maviş bir şey..
    annem sinirleniyor, herkes çok inanmış bana, kıbrıstaki türk temsilciliğinden bile telefonlar yağmış, azerbeycan uyumamış bütün gece..
    ama heyhat! bu çocuk, türk bile değil! bize benzemeyen 1000 kıymetli ya, ben anlıyormuş gibi ağlamaya başlıyorum. annem beni susturmaya çalışıyor. ancak sonucu biliyorum ben..

    o çocuğu seçiyorlar! hiçbirimize benzemeyen o çocuğu..

    ve yıllar sonra bu başlığı görüp iyice anlıyorum.
    1-0 mağlup başlıyoruz biz bu hayata, hem mağlup başlıyoruz hem de her bebe gibi ağlıyoruz. bunda bir gariplik yok.

    not: tüm milliyetçilik duygularımı kullandığım bu yazının tamamı gerçektir. cici bebe türk olsun!