hesabın var mı? giriş yap

  • market isleten turk amcamin alisverise gelen almani isaret edip, ciragina turistle ilgilensene demesi.

  • edit: olum entry girmeyin diyoruz, ısrarla entry giriyorsunuz. bu trollere destek veren sizsiniz amk. sazan gibi atlıyorsunuz başlığa.

    cübbeli ahmet müridi birinin açmış olduğu başlıktır. entry girmeye gerek yok. eksi verip engelleyin.

  • bizim 19.03.2017'den beri yaşadığımızdır.

    hayal değil arkadaşlar yaşanabiliyor böyle bir şey.

    evlenme meraklısı değildik ikimiz de. hatta köprüden önceki son çıkış yazısından biraz önce evlendik diyebilirim.
    ne evlenirken pahalı takı setleri,bilezikler,kol saatleri istedik birbirimizden ne de pahalı semtlerde kredisi 8672 tl olan ev derdine düştük.

    sadece sevdiğimiz için beraber bir hayat kurmak istedik kurduk.

    evlendik salon takımı 2 ay sonra geldi, 1 sene sandalyemiz olmadi,uzun süre antrede avize yerine duy takılı kaldı. umursamadık.
    çünkü sabahlara kadar mısır patlatıp film izledik,pubg oynadık,boş vakit buldukça kamp yapmaya gittik.
    bunları hala yapıyoruz. üzerine de yeni hobiler yeni zevkler ekliyoruz.

    diyeceğim şu ki gerçekten en yakın arkadaşınız olarak sevebileceğiniz biriyle evlenmelisiniz. o zaman cenneti yaşamak için başka bir dünya hayali kurmazsınız.
    sevgiler dostlarım.

  • 33 yaşındaki arkadaşım: yaşıtlarım online oyunlarda isim yapıyorken ben hala kahvede king oynuyorum ya.. adeta sanayi devrimine ayak uyduramayan osmanlı gibiyim.

  • chp bereketi ile geldi maşallah, eskiden baraj kururdu şimdi temmuz'da yağmur yağıyor, aynı bereket ülkenin başına gelsin.

    çok iyi oluyormuş böyle yazmak ya :d

  • asansör tam yere çarptığında zıplamak gibi saçma birşey söyleyeceğim, hiç bilimsel olmayacak.

  • sanırım kariyerimde yaptığım en iyi tercih henüz başlarında (17-20 yaş) az maaşla sadece tecrübe için bir sürü farklı firmada çalışmak oldu. "yeni başlayanlara az maaş verilsin" diye demiyorum: minnet etmeyeceğin para, başka firmaya sıçrama kararını kolaylaştırıyor.

    o sayede bir sürü farklı çalışma ortamı, şirket kültürü gördüm. ne yapmak istediğim, nasıl bir firmada çalışmak istediğim, emeğimin karşılığının ne olduğu gibi konularda zamanla daha iyi fikir edindim. iyi firmayı kötü firmadan ayırabilmeyi öğrendim. ilerde kendi şirketim olursa nasıl olmasını istediğime dair fikirler edindim.

    o firmalardan biri bana ev kirası, araba taksidi, yeme içme masraflarını karşılayacak bir para kazandırmış olsaydı bugün hala eskişehir'de aynı firmada çalışıyor olabilirdim. eminim hayatımdan memnun da olurdum. ancak sağolsunlar, verdikleri asgari ücret beni yeni maceralara itti.

    kariyerimin ilerleyen kısımlarında en uzun süre çalıştığım firmalar bana kendimi geçindirip üstüne biraz kendimi şımartabilecek para ile çok imkan veren ve en rahat çalışma ortamını sağlayan firmalar oldu. en sonuncusu da microsoft. eğer önüme kendi işimi yapma fırsatı çıkmamış olsaydı bugün muhtemelen hala microsoft'taydım ve muhtemelen yine hayatımdan memnundum.

    peki kariyerimin ilk yıllarında o kadar az parayla nasıl yaşadım? eskişehir'de anne/baba evi, ankara'da ofisteki bir yer şiltesi ile makarna günleri, istanbul'da ise ofis mutfağının kalebodur zeminine karton serip üstünde yatma ve boş kola şişelerinin depozitosuyla kokoreç alma* şeklinde. o günlerin hepsi microsoft'a alınmam sürecinde abd'ye giderken sunduğum iş tecrübesi belgelerinin parçası oldular.

    steve jobs'ın "stay hungry, stay foolish" ile vurguladığı da buydu sanırım. kendini hemen bir yere bağlama, gerekirse biraz aç kal, biraz budala kal, biraz keşfet.

  • hakan şükür'ü sahnelerden kesmek için çok ciddi bir çalışma yapılmış. yanı sanırsın ki bütün golleri ümit davala falan atmış. bu biraz sınır bozucu. o golleri sanki hakem hediye etmiş gibi. üstüne hiç bir şampiyonluk kutlamasında gözükmüyor. bu artık kör göze parmak gibi olmuş. ister istemez "hakan nerede?" diye izlemeye başlıyorsun. artık konu fatih terim den çıkıp hakan şükür e evriliyor bir yerden sonra. bir insanı böyle silmek belki tarihte en son hititlerin tarihten silinmesi ile yarışır hale gelmiş. vardı olm bu adam. o kupalarda en çok gölü o adam attı. vardı hepimiz biliyoruz. adam milletvekili de oldu teröristte bu bizi bağlamaz ama bizi salak yerine koymanız biraz sınır bozucu.

  • haberlere göre akp'li bakan mevlüt çavuşoğlu'nun ales'te sonuncu olan akrabası şeyda çavuşoğlu'dur. yüksek lisansı kazanmıştır ve mahkeme puan listesine erişimi engellemiş.

    "dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlu’nun akrabasının ales ve yabancı dil sınavlarında son sıralarda yer almasına rağmen yüksek lisansa kabul edildi. üniversite yönetimi önce internet sitesinde puanlara ve sonuçlara ilişkin duyurulan listeyi yayından kaldırdı. daha sonra üniversite rektörlüğünün talebi üzerine mahkeme puanların gösterildiği listeye erişim yasağı getirdi."

    link

    siyasal islamcılar, 'kul hakkı yeme'* konusunda çıtayı everestlere çıkardılar maşallah. bu rezilliklere rağmen hâlâ seçimlerde, "küstüm oy kullanmıyorum" diyenler varsa tekrar düşünür umarım. bu karanlığın zayıflaması, güç kaybetmesi lazım.

    ayrıca; (bkz: #85611165)

  • mayaların zaman dizgesi.
    maya yılı her biri yirmi günlük 18 aydan oluşur. ayrıca haab adı verilen beş ekstra gün daha vardır. 360 günlük periyoda tun adı verilir ve bu periyod takvimin temelini oluşturur. aynı zamanda bunun katlarından oluşan bir sistem vardır. 20 tun 7200 gün ya da bir katun 14.400 gün ya da bir baktun olarak adlandırılır bu seri bu şekilde 63 milyon yıldan oluşan 1 alatun'a kadar devam eder.

  • hakan şükür'ün anlattığı bir hikaye vardı: uğur tütüneker'in jübile maçından önce fatih terim kadroyu yaparken uğur'a "kaç dakika oynarsın?" diye sorup "valla bir 45 dakika oynarım hocam" cevabını alınca "oğlum 45 oynayacaktıysan bırakmasaydın?" demiş...

    son maçta 60 sayı atıp basketbol bırakılır mı lan allahsız!