hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: chainard sen misin?)

    tamam ulan anladık. türkiye'deki tecavüzlerin sebebi malum din, malum parti ve malum şahıs değil. heryerde oluyo.

    edit üzerine gelen edit: başlık sahibi yazara sormak istediğim şey;
    birincisi eleştiri yaptığı için eleştirdiğin insanlar tecavüz hakkında ne düşünse veya ne tepki gösterse sen bu başlığı açma ihtiyacı duymazdın? yazdıklarına göre tepkisiz kalması gerekiyor ki bu normalleştirmedir.
    ikincisi tecavüzlere tepki göstermeleri için sadece türkiye'de mi yaşanıyor olması gerekmekte?

    senin o beğenmediğin 'sanrı insanı' tecavüze tepki göstermek için ülke,coğrafya,ırk,dost ayırt etmez. yobazlar, örümcek kafalar ise anasını bacısını hocalara, geri kalanları da kendilerine helal gördükleri için tepkisiz kalırlar.

  • öyle ya da böyle, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama çocuklar duymasın dizisi gerek rating, gerekse uzun süreli olması bakımından türk televizyonculuk tarihinde önemli bir yere sahip. (bakınız burası önemli, burada dizinin kalitesini tartışmıyoruz.)

    peki zamanında tekrarları bile rating listelerinde üst sıralarda yer alan bu dizinin aslında bizlerin hatta anne babalarımızın bile çocukluğunda yer alan taşdevri (bkz: taşdevri) (bkz: flintstones) çizgi dizisinden epey esinlenildiğini iddia etsem…

    haluk = fred çakmaktaş

    meltem = wilma çakmaktaş

    selami = barney moloztaş

    gönül = betty moloztaş

    havuç = bambam

    duygu = çakıl çakmaktaş

    çizgi dizide de fred (haluk) kaba saba iken barney (selami) light erkek.

    fred (haluk) ve barney (selami) aynı iş yerinde çalışıyorlar.

    barney (selami) ve betty (gönül)'ün de çocukları olmuyor.

    wilma (meltem) tüm maçoluğuna rağmen fred'in tırstığı karısı.

    fred (haluk) ve barney (selami)'nin patronu bay slate (bkz: bay slate) de tıpkı fıs fıs ismail (bkz: fıs fıs ismail) gibi sürekli başlarının birlikte belaya girdiği ama bölüm sonunda sorunu tatlıya bağladıkları bir karakter.

    daha yazamadığım ve irdelenirse çıkacak pek çok benzerlik sebebiyle tekrar iddia ediyorum ki, çocuklar duymasın taşdevri'nden araklanmıştır.

  • hayatımıza giren her insanın sonsuza dek bizimle olacağı yanılgısı.
    istiyoruz ki bizimle aynı otobüse binen herkes bizimle birlikte son durağa kadar gelsin ama insanların gidecekleri yer başka, bize bir müddet eşlik edecekler ve inmeleri gereken yerde inecekler.
    insan ilişkilerinden öğrendiğim bu oldu; herkes kendi durağına gidiyor ..

  • saat 3.00'da saati ileri alıyoruz, saat oluyor 4.00. burası tamam, da problem şu: saat 3.00'da utah- brooklyn maçı var arkadaş. ancak bu işlemi gerçekleştirdiğimizde 3.00 diye bir saat olmamış oluyor. e saat 2.00'da alabilirsiniz falan da denmiyor. dolayısıyla zamanın boşluğunda bir şeyleri yitirmemiz söz konusu, biri bi'şey söylesin lütfen?

  • imparator i. justinianus'un emriyle inşa edilen müthiş yapı. (bkz: kubbeli bazilika)

    justinianus tahta çıkarken böylesine muhteşem bir yapıyı inşa ettirmeyi düşünüyor muydu yahut onu bu yapıyı inşa ettirmeye iten sebep neydi? bu konuyu biraz irdeleyeyim:

    6. asra girildiğinde bizans imparatorluğu'nda iktidar uzun süredir leo hanedanının elindeydi. tarihler 9 temmuz 518'i gösterdiğinde imparator i. anastasius'un veliahtsız ölümüyle tahta kimin çıkacağı sorunu doğmuştu. bu kriz esnasında köylülükten gelip, saray muhafız komutanlığına kadar yükselen justinus tahta oturmuştu. böylelikle imparatorlukta jüstinyen hanedanının devri başlamıştı.

    alt tabakadan gelen birinin iktidarı elinde tutması bazı kesimleri fazlasıyla rahatsız etmekteydi. en başta da eski hanedan üyelerini. bu hanedan üyelerinden bir tanesi prenses anicia iuliana'ydı. kendisi batı roma imparatoru olybrius'un kızıydı. anne tarafından dedesi de iii. valentinianus idi. kendisi hem batı roma'ya hükmetmiş valentinianus hanedanına hem de doğu roma'ya hükmetmiş theodosius hanedanına mensuptu. yani devrin en önde gelen soylularından biriydi. ihtiraslı bir kişiliğe sahipti. 512 senesinde anastasius'u devirip kocasını imparator yapmaya çalışmışsa da başarılı olamamıştı. papayla olan mektuplaşmaları, devrin bir eserinde imparatoriçe gibi tasvir edilmesi siyasi gücünün en önemli göstergelerindendir. görsel

    prenses, 524 yılında gücünü ve asaletini sergilemek maksadıyla theodosius forumu civarına büyük bir bazilika inşa ettirmeye karar verdi. üç yılın sonunda da o zamana kadarki en muhteşem, en gösterişli yapı ortaya çıktı. devrin ilk kubbeli bazilikasıydı bu ve süleyman mabedi'ni örnek alarak inşa edilmişti. aziz polyeuktos kilisesi prenses bu eşsiz yapıya yazıt* da kondurmuştu. yazıtta bazilikanın inşa sürecinden, bazilikanın banisi olan kendisinden ve kendisinin soyunun gücünden, şanından, şöhretinden bahsediliyordu. yazıtta yer alan bir bölüm şu anki konumuz açısından oldukça önemli. o bölüm: ''bir tek o, tanrı'ya bir ev hediye ederek şöhret olan süleyman'ın bilgeliğini aşmış ve zeminden yıldızlara, doğudan batıya her iki taraftaki gün ışığı ile parlayarak kendini genişleten tanrı evi ile zamanın sesi olmuştur.'' görüldüğü üzere bu bölümde prensesin bu görkemli yapıyı inşa ettirerek kral süleyman'ı geçtiği vurgulanmak istenmiştir.

    bazilikanın inşasına başlandığı dönemde justinus tahttaydı. inşaatın bittiği ve bazilikanın açıldığı 527 senesindeyse i. justinianus tahta geçmişti. yani imparatorluk yönetimi artık resmen jüstinyen hanedanındaydı. prenses bunu kabullenemiyordu. itibarını, soyluluğunu vurgulamak için de böylesine muhteşem bir yapıyı inşa ettirmeye başvurmuştu. böylelikle mevcut imparatorun ve ailesinin itibarını sarsacak, tüm dünyaya yönetimde olmayı hak eden asıl ailenin kendi ailesi olduğunu gösterecekti. kısacası bu bazilika ve yazıtı justinianus'a açık bir meydan okumaydı.

    justinianus'un bu gelişmelere ne denli öfkelendiğini tahmin etmemek mümkün değil. bir imparatorun dışında, özellikle de bir kadın, nasıl devrin en büyük bazilikasını inşa ettirebilirdi? prenses bazilikanın açılışından bir sene sonra hayatını kaybetti. fakat oğlu nika ayaklanması (532) esnasında suçlu bulunup sürgüne gönderildi. bu sürgün justinianus'un intikam için attığı ilk adımdı. prensesin ailesinin itibarını zedelemeyi başarmıştı. ayaklanma esnasında prensesin bazilikası da şehrin ikinci ayasofya kilisesi de fazlasıyla hasar görmüştü. bu gelişmeler justinianus'u ayasofya'nın inşası kararını almaya iten gelişmeler oldu. ayaklanma sona erdikten kısa bir süre sonra, imparatorluğun en önemli mimarlarını daha önce görülmemiş büyüklükte bir bazilika yapmaları için görevlendirdi.

    5 yıllık bir inşaatın sonunda ayasofya ortaya çıkmış oldu. açılışı büyük bir törenle yapıldı. bu açılış esnasında imparatorun; ''süleyman seni geçtim'' diye bağırdığı söylenir. fakat imparator burada sahiden süleyman'a mı seslendi, yoksa kendisine süleyman üzerinden meydan okuyan anicia iuliana'ya mı seslendi? kim bilir? :)

    son olarak;
    aziz polyeuktos kilisesi varlığını 13. asra kadar sürdürebildi. kalıntıları için: link
    ayasofya ise tüm ihtişamıyla yıllara meydan okumaya ediyor.

    kaynaklar:
    + dilek maktal canko - ''bizans prensesi anikia ıuliana'nın baniliği ve aziz polyeuktos kilisesi'' - mimarlık ve yaşam dergisi - cilt: 2, sayı: 1.
    + nevra necipoğlu - ''anikia ıuliana'' - dünden bugüne istanbul ansiklopedisi - kültür bakanlığı ve tarih vakfı yayını.
    + elif naz şengün - ''anicia iuliana'' - gorgon dergisi - sayı: 2.

  • çok kalabalık bir ailenin, ailesine bakmak için okuyamayan oğlu olduğunu söylemişti taha. kıt imkanlarıyla, mutfağında onu en mutlu eden şeyi yaptı, yemek pişirdi. “insanların bir bardak su bile içmem dediği o mutfakta ben çok mutluydum” diyordu. hiç rahat vermediniz; eleştirdiniz, dalga geçtiniz. bugün enkazdan cansız bedeninin çıktığı haberini gördüm. tabi ki birçok kaybımız var ve hepsi üzücü. ancak soruyorum; değer miydi? küçümsemeye, dalga geçmeye değer miydi? hayat bu kadar kısayken onun çabalarını hor görmeye değer miydi?

  • gerçek bir şeyler hissetmeyip karşı tarafı oyalayacağına yalnız kalmayı tercih eden kişidir.bana göre oldukça da cesurdur.zira yalnızlık cesaret işidir.

  • - daha yüksek ses kalitesi
    - çevrimdışı dinleme
    - istediğin şarkıyı çalma
    - istediğin kadar şarkı atlama
    - reklam duymama

    gibi özellikleri olan premium için "beleşle arasındaki farklar çok az ve umursanmayacak derecede" diyen de çıktı ya. sözün bittiği yerdeyiz.

    daha nasıl bir fark olmalı? oturup tavla mı atsın? çay mı demlesin? kuzeniyle mi tanıştırsın? insanda biraz insaf olur.