hesabın var mı? giriş yap

  • merkel'e olan saygımı arttırmış olay. siyasetçi dediğin duygularıyla hareket etmez. hayat adil değil. her acıtmasyon yapanı ülkeye alacak halleri yok.

  • cok afedersiniz ermeni denince ortalik ayaga kalkti ki bence sonuna kadar hakliydi tepkide halk. cok afedersiniz turkum deyip bir de hakaretin boyutunu artirip tedavi oluyorum denince bir minik haber basligi olarak kaliyor. bu topraklarda osmanli'dan beri turk'luk hic degerli bir sey olmadi. tam olacakti, oldurmadilar. ataturk'un ve binlerce eski turk yoneticilerinin kemikleri sizliyordur.

  • ''neden hayatında biri yok diye soranlara:
    hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya;
    on dakika, on beş dakika, yirmi dakika beklersiniz gelmez.
    bu arada başka alternatifler de geçer ama binmezsiniz.
    ne de olsa “beklemişsinizdir o kadar”, boşa gitsin istemezsiniz.
    sormayın artık bana!
    herhangi biriyle değil, beklediğime “değecek” olanla devam etmeliyim bu yola!..
    durakta yaşlanmak olsa da işin ucunda..'' *

    siz yine de beklemeyin.

  • turkiye'de kendilerinden ne once ne de sonra denenmemi$ bir $ov anlayi$i, bir taktik kurguyla program yapan ikili.. aslen cenk durmazel ve erdem uygan'dan murekkeptir.

    programlarinin ilerleyi$ plani plansizliktir ve pek hazirlik yapmadan geldikleri bellidir.. serbest du$u$, dogaclama, absurdizm konularinda ustad seviyesinde i$ yaparlar ve saglam bicimde soguk kanli adamlardir.

    ilk kez televizyon ekranlarina ciki$lari zannederim (hatta eminim) satel'de olmu$tur.. sali, per$embe ve cuma gunde iki$er saatten absurd mizansenler falan yaptilar ettiler. o siralar kent fm'de her gun 3 saat program yaptiklarini duydugumda deh$ete du$mu$tum..

    kaliteli bir hayal gucu, hizli bir hazircevaplilik formulleri olsa gerektir. bir keresinde canli yayina katilan sinirli bir izleyiciyle gecen;

    - bir saattir izliyorum sinirlerime hakim olamadim. bence programiniz cok bayagi, cok ucuz!
    - efendim biz programimizi herkes alabilsin diye ucuz yapiyoruz

    diyalogu olayi ortaya koymaktadir.

  • "çk....me an...ı bac....nı sk....m çk....me" diye esrarengiz bir mesaj vermektedir.

    seti uzmanları, bu mesajı henüz deşifre edememiştir.

  • kendisi en güçlü jedi olarak geçinse de aslında tüm jediları kafalayan tipitipin tekidir.

    efendim şimdi biliyorsunuz ki darth maul ilk ortaya çıktığında qui gon jinn abimiz* "bu bir sith lordu" derken çırağı obi wan kenobi ise "sith lordu mu? 1000 senedir görülmüyorlar, nereden çıkmış ola ki?" der. yoda'nın o zamanlar 850 küsür yaşında olduğu gerçeğini de ele alırsak yoda aslında order 66'e kadar bir sith lordu görmedi. (count dooku zaten kendi öğrencisi olduğu için kategori dışıdır.) order 66'te de karşılaştığı imparator palpatine kendisini tokatlayıp yollayınca 900 yıllık kariyerindeki ilk ve tek yenilgisini alarak "failed i have" der ve coruscant'tan topuklar. 25-30 sene kaldığı dagobah'ın bataklıklarında iyice tırlatır, kendisine eğitim için gelen çöl garibanı luke skywalker'la tabiri caizse taşşak geçer, sırtında taşıtır, 1 defa olsun kılıç kullandırmaz. ve en son luke "dedemin 15.dedesinin toprağısın, bir ayağın çukurda, eğit artık beni" derken hadi bana eyvallah der, ölür ve luke'u bir başına bırakır.

    şimdi tarafsız gözle bakarsak bu kendine jedi büyük ustası unvanını veren mahlukat aslında jedi düzeninin başarısız olmasının en büyük sebebidir. bizzat yetiştirdiği count dooku karanlık taraf'a geçer, cenazelerde yüz yüze gelip beraber helva yediği sith ustasını sezemez, mace windu denen onu bunu doğrayan manyağa ses etmez, kendisinden fazla midichlorian taşıdığı için ve bu yüzden "the chosen one" gözüyle bakıldığı için anakin skywalker'a "oğlum onu elleme, bunu kesme, bir karışma" tipi talimatlar verir durur (zaten qui gon abimiz anakin'i ilk getirdiğinde kendisinin kral olduğunu bu çocuğa işlemesinin artık geç olduğunu fark edip 9 yaşındaki çocuk için "eğitim için yaşlı, alamayız" gibi über saçma bir bahane uydurmuştur.). neticesinde kendi makamı, kendi mevkisi uğruna galaksi yanar gider. beğenmediği anakin ise kendisini tokatlayan imparator'u haklayarak boşa "the chosen one" olmadığını cümle aleme ispat eder.

    sana çok kinlendim küçük tarikatçı seni. el kadar bebelerin aklını işle, "yok jedi iyidir, sith tu kakadır" de, koskoca galakside 870 sene bir elin yağda öbür elin balda yaşa, bir sith çıkıp gelince "force karanlığa terk edildi.". oldu canım. makamın mevkin niye var senin, sith'in zulmüne karşı galaksiyi uyar diye, mücadeleni cesurca ver diye var. iki kılıç salla, sonra topukla, qui gon gibi efendi adamın öğrencisi üzerinden yeni öğrenci bul, onları zehirle. bir savaşın varsa efendi gibi kendin ver, yok anlaşmak istiyorsan da çık adam gibi hakkını ara, koskoca senato niye var? wookie'sinden insanına, droid'inden rancor'una kadar galaksiye adalet temin etmek için var. naboo'dan geonosis'ine kadar trilyonlarca canlı var, onları korumak için var. sen napıyorsun, düzeni koruyorum diye gezerken senatoyu boş bırakıyorsun. ukala ukala "onu jedi yaparım, bunu yapmam" diyorsun, kaç bin yıllık düzeni harcatıyorsun. yazıklar olsun sana yoda gibi, galaksi ne çektiyse senden çekti, ne zaman öldün gittin 3 güne savaş bitti. luke'un da aklını yıkadın ama gelecek genç dimağlara bir etkin olmayacak ve jedi düzeni hak ettiği yeri yeniden edinecek.

    edit: bunun ekşi şeyler'e girmesi çok acayip durum. cidden bak. ben bunu biraz geyik olsun diye, biraz da episode viii'nin siniriyle yazdım, o ara aklıma takılmıştı. milletin ne yazıları giriyor, bizim ne yazılarımız giriyor...

  • action-war tarzında bir şey izleyemeyeceğiz. bunu filmin adı bile açıkça ortaya koyuyor. tarihi olarak dunkirk olayı almanlar tarafından kuşatılmış ingiliz yurtdışı orduları ve bir miktar fransız askerinin içinde olduğu büyük bir tahliye ve kurtarma harekatıdır. tarihin dönüm noktalarından biridir. bu olayı derinlemesine bilenler elbette filmin içeriğini az çok tahmin ediyordur ama bu biraz da yönetmene bağlı bir şey. işin içinde c. nolan varsa her şey olabilir.

    --- tarihi bilgi içerir ---
    alman orduları 10 mayıs 1940'da fransa, hollanda, belçika ve lüksemburg'a saldırarak ikinci dünya savaşındaki batı cephesini açar. bu öylesine müthiş tasarlanmış bir savaş stratejisidir ki 25 haziran tarihinde (45 gün içerisinde) fransa resmen teslim olur ve batı avrupa'nın işgali tamamlanır.

    magino hattı ile korunan fransız topraklarına almanlar birinci dünya savaşında olduğu gibi yine belçika üzerinden girerek görülmemiş bir hızda ilerlemiş, planın bir parçası olarak ordu iki kısma ayrılarak bir grup fransa'nın manş kıyılarına, diğer bir grup belçika ve hollanda kıyılarına ilerleyerek fransız ve ingiliz yurtışı ordularını kuşatmıştır. bkz: harita

    kuşatılan ordu fransa'yı koruyacak esas kuvvetleri barındırdığı için bu fransız ve ingiliz yüksek komutanlıkları için büyük bir şok olmuştur. kuşatılan müttefik ordusu kuşatmayı yarmak için çaba gösterse de almanlar gediğin açılmasına izin vermez ve savaşın kaybedileceğini anlayan ingilizler kuşatılan ordulara hızlıca dunkirk limanına doğru geri çekilme emri vermiştir. almanlar da müttefik ordularını imha etmek için hemen takibe geçse de bu noktada çok ilginç bir şey olur.

    alman batı orduları komutanı rundstedt imha için ilerleyen alman birliklerine dur emri vermiş (batı orduları grubuna dur emrini genelkurmay ya da onların da üstünde hitler vermiş) ingilizler de tahliye için büyük bir fırsat yakalamıştır. rundstedt wehrmacht'ı durdurmasaydı ingiliz ve fransız savaş gücü tamamen yok edilecekti.

    dur emri neden geldi? bu hala tartışılan ve anlam verilemeyen bir konudur. rundstedt ve hitler müttefikleri dunkirk'te kıstırana kadar alman ordusunun fazlasıyla kayıp verdiğini, tankların dunkirk istikametine doğru ilerleyen arazi için tehlikeli olabileceğini, zaten kapana kısılmış ve deniz yolu dışında hareket etmesi imkansız olan müttefik kuvvetlerini luftwaffe aracılığı ile imha edebilirdi. ayrıca alman yüksek karargahı hiç durmadan savaşan alman birliklerinin dinlenmesi ve moral depolaması için dunkirk'e göndermemiş olabilir. luftwaffe komutanı olan reichmarschall goering, dunkirk'te sıkışmış olan müttefikleri ordunun yardımı olmadan, sadece luftwaffe aracılığı ile imha edeceğine söz verir. böyle bir sözün verilmesi yürek ister. ancak goering luftwaffe'ye güveniyordur.

    savaşla birlikte başbakan olan w. churchill her türlü deniz aracının kuşatılmış müttefik kuvvetlerini alması emrini verir. o sırada ingiltere'de bulunan savaş gemilerinden, balıkçı teknelerine kadar tüm araçlar bu iş için mükemmel bir hızda toplatılır ve kurtarma operasyonu gerçekleşir. tahliye yaklaşık bir hafta boyunca devam eder. bir günde 10 bin - 60 bin arası asker ingiltere tahliye ettirilir. bu sırada luftwaffe de ingiliz donanmasını bombalasa da çok az kayıp verdirir. yaklaşık 350 bin asker dunkirk'ten ingiltere'deki dover limanına tahliye edilir. ingilizler bütün ekipmanı dunkirk'te bırakır ve almanlar bunların tamamını ele geçirir.

    filme gelecek olursak, tahliye sırasında luftwaffe'nin bombaladığı royal navy gemileri dışında pek bir aksiyon izleyeceğimizi zannetmiyorum.

    ha olur da film dunkirk öncesini konu alır da 10 mayıs'ta cephenin başlangıcı ve tahliye sonuna kadar işlenirse büyük bir aksiyon görebiliriz.

    edit: gelen ilk fragman filmle ilgili ilk tahminlerimi doğru çıkarmış gibi. zira fragmanda bir tahliye botunda bulunan ingiliz askerlerinin luftwaffe uçakları karşısındaki korkusunu izliyoruz. muhtemelen bunun devamında ortaya çıkacak raf uçaklarıyla birlikte nolan'ın yeteneğini de hesaba katarak mükemmele yakın it dalaşları ve stuka uçaklarının ingiliz gemilerine karşı pikelerini bol miktarda seyreceğiz gibi geliyor. ama yine de daha çok asker psikolojisinin üzerinde durulacağını düşünmekte ısrarcıyım.
    --- tarihi bilgi içerir ---

  • cok sacma bi durum olur, sayin gokcek siz cumhurbaskani tarafindan gorevden alinan birisiniz, neden ankara buyuksehir belediye baskani mansur yavas sizinle canli yayina ciksin, sifatiniz ne olacak ki?