hesabın var mı? giriş yap

  • az önce konuşurken yeni neslin hiç bilmediğini farkettiğim olay.

    +sen üniversite sınav sonucunu nasıl öğrenmiştin?
    -gazeteden.
    +??!!
    -niye şaşırdın?
    +cidden nasıl öğrendin?
    -gazeteden diyorum ya...
    +manşet mi atmışlardı agrali miles şurayı kazandı diye...
    - ya ciddiyim... gerçi a tabii, siz görmediniz di mi o dönemleri? gazeteler ek çıkarırdı onun için.

    üzerinden yarım saat geçti, hala inandıramadım... dalga geçtiğimi düşünüyor. düşünüyorum da şimdi, üniversite, anadolu liseleri sınavı, hepsinde sabahın köründe gidip gazete bayiinin önünde sabahlamış insanlarla beraber ilk gelen gazetelere hücum etmek filan... şimdi gerçekten bana da pek inandırıcı gelmedi.

  • bu kadın bu markanın kurucusu ve de sahibi değil mi? göstermelik numaralarla kimi kandırıyor…

    ezanlar susmaz, bayraklar inmez paylaşımı, ardından tez zamanda bir umre … bekliyoruz yani!!!

  • televizyon mu kaldı?

    artık insanlar ekranlarını yanında taşıyor, ceplerinde, çantalarında. her türlü iletişim oradan akıyor. yayıncılar da buna geçiş yapıyor.

    tv'lerde herhalde sadece sabah programları ve kral tv, power tv gibi müzik kanalları kaldı.

    televizyon ekranları artık sadece bekleme odaları gibi mecburiyetten bakılan yerlerde kaldı. orada bile insanlar çıkarıyor, telefonuyla ilgileniyor.

    televizyon bir teknolojiydi, kaset gibi, walkman gibi, devri geçti. yine var olmaya devam eder de, işte pazarı çok daraldı.

    dev samsung firmasının 2017-2020 gelir tablosunda, tv satışları %5-6 arası bir pay alıyor. o da büyük ihtimal, led display ekran üretiyoruz, arkasına iki kart koyup tv olarak da satalım derdindendir, yoksa değecek iş değil.

    bu elektronik teknoloji trendleri çok ilginç, dalga dalga gelir ve giderler. bir teknoloji çıkar, diğerlerini silip süpürür, zirveye ulaşır, sonrasında doyum noktasında dalgalanırken yerine yeni bir teknoloji çıkar, önceki yok eder. dalganın yükselen trendini zamanında erken yakalamak mesele. yakalayınca da 5-10-15 yıl ömrün var, sonra adaptif olarak yeniliklere uymak zorundasın, yoksa batarsın

  • gora' yı oradan çıkarsak diyorum. her komedi filminin de cıvık olması gerekmez. iyidir kötüdür tartışılır ama gora, arabesk filminden sonra çekilmiş absürd komedi türünün ilk örneklerinden olması bakımından bile değerlidir.

  • duygusal fakirdir.

    bu tür konularda yorum yapmayı pek haz etmesem de; ironi yapmadığı aşikar olanlara bir çift sözüm var:

    güzel kardeşim, alışveriş merkezine evden ışınlanıp gitmiyoruz. 50 kiloluluk paltoyu elimde mi taşıyayım? kıçıma mı sokayım? sırtımda duruyor işte sana ne zararı var. amık!

  • is makinesi operatoruyum santiyede. yanima yaklasani 9 metre derine gomerim dedim. o gunden beri yaklasan yok... yemegimi cayimi termosta evden getiriyorum. ama tabiiki yusuf yusuf halindeyim.

  • afrikada bir iğnesiyle kaplanı deviren arılar vardır. bunların kovanlarına hiçbir canlı yaklaşmaya cesaret edemez. ancak bal porsuğu balı sever...

    yıllar sonra bir edit: "afrika'da kaplan yoktur. kaplanın anavatanı asya'dır. " bunu ısrarla yazan tüm yazar arkadaşlarımın emeğine sağlık.

    yıllar sonra ikinci edit: john hartigan'dan ; bal porsuğu balı sevmez. aslında ayılar da balı sevmez. onların meselesi, kovanların içindeki larvalardır. bedava proteindir onlar için, uzun süre idare eder.