hesabın var mı? giriş yap

  • kendisi su aciklamayi iletti:

    "merhaba, keşke herkes o kiloları ile dalga geçtikleri kadın kadar hayata tutku ile bağlı ve özgüveni olan kişiler olsa idi!keşke yorum yazanlar izleyici olmaktan ziyade izlenen olmayı hayatta ilke seçip koyun misali yaşamasalar ve tepkilerini verebilselerdi.klavye kralı değil hayatlarının kralı olabilselerdi!patetik düşünceli sapkın fikirli tüm insanların üzerinden yağlarım tonlarca geçsin yağlarımın altında kalsınlar!in şal lah...planking felsefesini bile anlamaktan özürlü beyinlere o hareketi yiyorsa bi tarafın gel sende yap demek istiyorum!ekşisözlük ekibine de ayrıca teşekkür ediyorum her ne kadar anlamasalarda o anki eylemimi anlayabilecek türkiye'de tek onlar olacağının güvencesi ile ben oradaydım!yazılan yorumlar ailemi üzdü!beni de üzdü ailemi üzdüğü için.yaptığım hiçbirşeyden dolayı ailem zarar görsün istemem ama bende buyum işte! konunun bir ekstrem spordan bir aktivasyondan bir performanstan ne farkı var! tek farkı orada yatan kadının 90-60-90 olmaması! o ölçülerde bir kadın yatsa orada eminim patetik sapkın düşünceli bir çok yazarımsı yaratık klavyesine dokunurken başka taraflarının güdüleri ile methiyeler yazardı!bu yorumumu umarım yazarsınız sayfanızda!hayatı anlamak yerine fiziksel meta olarak insanları görmekten öteye gidememiş beyinlere bir nebze soğuk su etkisi yaratır!ailemi çok üzdünüz dilerim o fil-balina-sapkın düşünce yazanların hepsine duam şu ki hayatınızdaki tüm kadınlar katmer katmer yağ olsun o yağlarda boğulun inşallah!"

  • artık kimse rte iyi de çevresi kötü demesin.

    adam yüzde yüz şuurlu ve sorumlu. tarihe not düşülsün.

    yarın öbür gün "aa haberim yoktu," diyemez. kimse olmasa bile temel bey 2,5 saat dil dökmüş "vaziyet bu gel vazgeç bu yoldan," diye.

  • insanın somatik reaksiyonlarını, davranışlarını ve duygularını etkileyen, aynı zamanda bunlardan etkilenen düşünce türü.

    bilişsel formülasyona göre, otomatik düşünce sistemi yukarıda saymış olduğum birbirini etkileyen dört değişkene sahiptir. yaşadığımız olaylar, düşünmemize sebebiyet vererek duygularımızı ve davranışlarımızı etkiler. bu etkinin sürekliliği ve kendini muhafaza etmesi sonucunda düşüncelerimiz otomatize olarak beynimize kazılır. bir günlük moral bozukluğu bile insan beyninde negatif otomatik düşünce oluşturabilir ve hatta uzun soluklu depresyona sürükleyebilir. depresyondan çıkmanın bu konudaki yolu ise, pozitif düşünceler ile davranışlarınızı ve duygularınızı manipüle etmeye çalışarak depresyonda kalmanıza sebebiyet veren otomatik düşünceyi değiştirmenizdir.

  • acı bir toplum gerçeği. bende silinmez izler bırkamış bu okul müdürü türü, pazartesi ve cuma günü yaptığı konuşmalarda düzeni sağlamak ve kendini dinletmek için ısrarla iklim koşullarına vurgu yapar. kış mı?

    - arkadaşım bak sıraya girin, düzgün durun artık!!!! kımıl kımıl kımıldanma be!!! (işte tam burada müdür böyle sanki bizi kıskandırır gibi konuşacak) ben dururum burada. benim yerim iyi... siz de soğukta öyle dikelirsiniz. benim yerim güzel, siz de soğukta bekleyin... benim için proplem (okul müdürlerinin "eğemenlik" sözcüğüyle birlikte yanlış söylemeye meyilli olduğu bir sözcük) yok. beklerim ben. siz de soğukta dikelin...

    ya da çok mu sıcak?

    - susun artık evladım be! susun! hizana bak! bak hizana! hizana bak! (başlıyoruz) bu sıcakta bekletirim sizi. gidemezseniz evinize. benim yerim güzel, rahatım ben. bana gölge... olan size olur. pişerseniz bu sıcakta. oğlum hizana gir artık be saygısız adam!

    bir gün x-men'e türk bir karakter dahil olursa bu olsun istiyorum. "magneto bak o sıcakta öyle kalırsın... ben iyiyim serin yerdeyim magneto. senin için kötü olur... öyle dikelirsin orda". bence bu müdür türünün asıl gücü soğuğa ya da sıcağa vurgu yaptığında o iklim koşulunu ekstradan hissetmeniz. "donduk lan yeter" söylentileri bu noktada zirveye çıkar zaten. rahatsız edici bir başka mesele de şu: müdürün kendi yeri de o kadar rahat değildir aslında. o da nihayetinde yüksekçe bir yerden, okulun girişlerinden birinin tepesinden hitap ediyor bize. sanki tahtta oturuyor. "benim yerim güzel, bana göre hava hoş". e sen de ayaktasın, sana da 38 derece. ne bu tavırlar müdür?

  • rus sinemaci lev koulechov'un filminde kullandigi deneysel calismaya verilen isim.

    once yakin cekimde bir adam suratini gosterir, sonra da tabaktaki bir corbayi. seyirci adamin aciktigini dusunur. biraz sonra adamin suratinin oldugu kareyi tekrar gosterir; fakat ardindan mezar tasi cikar. bu sefer de seyirci adamin uzuldugunu dusunur. boylece en kazma oyunculugun bile montaj sayesinde seyirciye yutturulabilecegini kanitlar. oyunculara bu kadar para verilmemelidir. kurgucular da insandir.

  • hangi telefon konuşmasına 10 milyon dolardan bahsediliyordu da kırpıp yerleştirdiler diye merak edilesi açıklamadır.

  • "araplar beni bilirler, ben de arapları" sözleri ile tanınan ve müslüman filistin halkı için "ezilmesi gereken bir böcek" gibi küstah ifadeler kullanan ariel şaron'un eseri.
    filistinlilerin evlerini bombalamak, mülteci kamplarının üzerinden buldozerle geçmek, yüzlerce filistinli genci hiçbir gerekçe göstermeden tutuklamak ve sonra işkenceye uğratmak gibi psikopatça ve insanlık ölçüsünde değerlendirmeye alınmayacak pislikler yapılmıştır.
    ariel şaron'un gazze bölgesinin güvenliğinden sorumlu olduğu dönemde ise yüzlerce kişi suikaste uğramış, binlercesi tutuklanıp sınır dışı edilmiş, yalnız gazze'de 2 bin ev yıkılmış ve 16 bin kişi ikinci defa sürgüne gönderilmiştir. sabra ve şatilla katliamları dışında 1982'de israil'in lübnan'ı işgali esnasında birkaç hafta içinde 14 bin insan hayatını kaybetmiş (bunların 13 bini silahsız sivillerdir), yaklaşık yarım milyon insan ise evsiz kalmıştır.
    (bkz: allah belanı versin ariel saron)

    edit:kötülense de; evet, allah belanı versin ariel saron

  • büyük romantizmdir casillas'ınki. televizyon sahteliğine çalımdır hem de bir kaleciden. kızın yaşadığı dumur ve casillas'ın öpmeden önceki tereddüt hali çok samimidir. evlenir bunlar.