ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk kızını yabancı kızdan ayıran özellikler
-
sevgilisinin kendisi ile barışmak için yanına elinde bir bardak asit ile gelmesi. canı sıkılınca asidi etraftaki çocukların üzerine dökmesi.
(bkz: develi restoran'da çocuklara kezzap atılması)
siz hala goy goy yapın kezban aşağı, kezban yukarı diye. bu kızlar kezban oluyorsa bir sebebi var.
bir başka yerde de başlık açılmış sokakta taciz edilince bayılan kız diye. yorumlar arasında "demek şimdiye kadar taciz edilmemişmiş, alışık değilmiş" gibi yorumlar var.
(bkz: tacize uğradıktan sonra bayılan kütahyalı kız)
evet türk kızı, suratına asit atılmasına, sokak ortasında oranın buranın ellenmesine alış. yoksa ekşi sözlük yazarları seni kezban yapar. hakkında başlıklar açar, seni küçümser.
ne ayıp!
skyler white
-
duygu yoğunluğunu ölçen terazi gibi bir şey olsa ve yedi numara + ülker probis + sıdıka + kalecik karası + gazoz + siyah ac/dc yazılı beyaz tişört sevgimin toplamı, bu kadına karşı hissettiğim nefretin karşısında diz çöküp tövbe diler. işte böyle bir lanet, böyle bir aşüftesin sen skyler.
letgo ölücüleri
-
350 tlden satışa koyduğum, 17 fonksiyonlu, belki 40tan fazla parçası olan yarı profesyonel ve sıfır mutfak robotuna
"kuran kursumuzun mutfağına hediye edebilir misiniz?" diyen sakallı ve sarıklı tiptir.
sanırım kuran kursu mutfaklarında smoothie falan yapıyorlar
kilo vermek
-
4 ayın sonunda 39 kilo vermemi, dolabımda bir bahar temizliği ile kutladım bugün.
dolabımın yaklaşık %70i çöpe gitti bugün. kalanların yarısı da atmaya kıyamadıklarım, birine veririm dediklerim ve bol da olsa daha giyiliri olan şeyler. üstüme normal olan kıyafetim çok az. iç çamaşırından ayakkabıya kadar her şey çöpe gitti. (ayaklarım da ufaldı biraz, şişi indi zaar) şu an sadece iki çift ayakkabım var. biri spor ayakkabım, diğeri de kışlık botlarım. ayağıma giymeye çorap yok. hepsini attım. kıçıma giymeye don kalmadı sadfghfdfs hepsi çöpte. kabanlar, kazaklar, ceketler, elbiseler, pantolonlar, pijamalar... hepsi gitti.
kelimenin tam anlamıyla, üstüme giyecek hiçbir şeyim yok. iyice kıvama gelene kadar alışveriş yapmamaya karar vermiştim üstelik. ama artık dondur çoraptır alıcaz mecbur. buna rağmen, aşırı mutluyum. işte kilo vermek böyle bişey.
niye kıyafetlerini çöpe attın diye darlayanlar için edit: size ne arkadaş, size ne? ister çöpe atarım ister saklarım istersem yakarım istersem makasla kırpık kırpık yaparım yaa, babamın oğlu musunuz arkadaş "niye çöpe attın birine versene" diye hesap soracak kadar? ki zaten kalan kıyafetlerin bir kısmını "birine vermelik" olarak ayırdığımı belirtmişim. ki o birine vermelikler, hiç giyilmemiş olanlar. millet sırf fakir diye benim giye giye sündürdüğüm kıyafetleri kabul etmek zorunda mı? donumdan çorabıma her haltımı attığımdan bahsediyorum, eleman mesaj yazıyor niye birine vermedin diye. eski donumu mu vereyim lan bu kadar mı sapıksınız? manyak mısınız arkadaş? çok meraklıysan git sen dolabındaki eskilerini ver bi fakire. emin ol yer bezi yapıyorlar.
birine hayır yapılacaksa, gidilip yeni alınır verilir. "al ben bunları giydim giydim paraladım, şimdi de sen giy" diye giyilmiş kıyafet verilmez insanlara. ayıp denen bişey var yaa...
erkeklerin sevgili olmak istediği kızda aradıkları
-
sanılan,
-güzellik
-naz niyaz eda işve sahibi olmak
gerçekte olan,
kafasına göre bir insan. eninde sonunda herkes kafasına göre bir insan arar. kimisi bunu geç fark eder o kadar.
not: mesaj atmayın. erkek değilim. kadın da değilim. masa lambasıyım.
dizilerde aynı isimli kimse bulunmaması
-
türk dizi ya da filmlerinde bütün karakterlerin ismi farklı.
normalde bir sokakta 3 mehmet 2 mustafa 2 hasan ne bileyim 4 mustafa 5 ayşe bulunurken dizilerde her karakter farklı isimde.
do not disturb
-
cem yilmaz'in insanoglundan her gecen gun biraz daha nefret etmesinin disa vurumu olan film.
adam nasil nefret ettiyse cevresindeki cahilinden de, okumusundan da, sosyetesinden de, koylusunden de...
yardirmis.
inanilmaz bir hikaye anlatimi var bayiliyorum ya.
--- spoiler ---
kendini merkeze koy, kendini merkeze koy...kimim ben ? belki gotun tekiyim, niye merkeze koyuyorum?
--- spoiler ---
ahahah tek cumlede butun yasam koclari ve sosyal medya psikologlarinin icinden gecmis abimiz.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"mahallede uyuşturucuya hayır yürüyüşü yapıyorlar, en önde yürüyen torbacı amk."
viskiyi bir dikişte bitiren adam
ermeni kızları vs türk kızları
-
yahu bu kadar çok başlığı niye açıyorsunuz. genel bir başlık açın, şöyle olsun: türk kızları vs diğer bütün halklardan kızlar. bu başlık altında da biz türk kızları ne kadar çirkin rahat rahat yazın. maksat başlık kirliliği olmasın. biz zaten biliyoruz çirkinliğimizi.
gerizekalılar.
baba kız diyalogları
-
-3yasindaki kizim
+ben
-baba nereye gidiyosuuun?
+ise gidiyorum kizim
-nedeeeen?
+para kazanmam lazim kizim, paramiz olmazsa sana cikolata alamam ki.
-(kosup kumbarasiyla donerek) ben sana para veriyim bununla al, ise gitme?
+.....
khan academy
-
an itibariyle 33900 civarında favori entry'si olan çaylak.
edit: leyla olmuş kendisi. entrylerimiz öksüz kaldı.
6 ay çalışıp 6 ay dünyayı gezmek
-
doganin insana sundugu yasam seceneklerinden biri.
6 ay dogal tarim ile gecen surenin ardindan gelen kis mevsimi ile beraber gezginlige devam ettigim yasam seklim.
kasim ayinin baslarinda yagmur sezonun gelmesi ile beraber tarlama binlerce agac tohumunu tohum toplari yaparak sactim. bahar aylarinda tarlama dondugumde yemeyi ve satmayi dusundugum bezelye ve bakla tohumlarini da direkt tarlama attim. boylece nisan, mayis aylarinda tarlama dondugumde doganin yardimi ile hem yiyecegim hazir olacak hem de meyve sezonu baslayana kadar satabilecegim urun elde etmis olacagim. dogal tarimin en temel ilkesi olan hicbir sey yapma tarimi ile ne su ne gubre ne de herhangi bir kimyasal vs vermeme gerek yok. hatta benim orda olmama dahi gerek yok.
ınsanin tek yapmasi gereken topraga sacabildigi kadar tohum sacip gerisini dogaya birakmak. ardindan mutlu, huzurlu ve keyifli bir hayatin tadini cikarmaktir.
geride biraktigimiz sezonu iyi bir gelirle kapattigimi dusunuyorum.
( bu konu hakkindaki yazilara ve haberlere burdan ulasabilirsiniz.
https://seyler.eksisozluk.com/…azarindan-tavsiyeler
(bkz: butun kariyeri bir kenara birakip koye yerlesmek)
(bkz: ayda 140 dolar ile dunyayi gezmek))
bu kis mevsimisini avrupanin cesitli koylerinde ve komunitelerinde gecirecegim. ınsanlara dogal tarimi ogretmem ve beraber calismamiz karsiliginda yatacak yer ve yemek ihtiyacimi karsilayacaklar. keza karavanim ile seyahet ediyor olacagim icin yatacak yer ve ulasim buyuk bir sorun teskil etmeyecek.
gunden gune zorlasan hayat sartlari, sistem dayatmasi ve sabah 8 aksam 5 calismayi gerektirecek bir hayattan cok daha farkli ve icinde yuzlerce hatta binlerce hayatla kesisme imkani sunan bu yasam sekli beraberinde getirdigi manevi tatmin ve doganin mucizeleri karsisinda sadece arkaniza yaslanip kendinizi akip giden dogaya birakacaginiz bir gerceklik.
bir cok insana gore hala utopya olarak degerlendirilen ve gerceklesmesine ihtimal dahi verilmeyen bu hayat cennette yasamak icin olmeyi beklemenize gerek olmadigini gosteriyor aslinda.
kafanizi kaldirip soyle bir etrafiniza bakacak olursaniz goreceginiz sey. aci ceken, hayat boyunca mucadele etmesi gerektigini dusunen ve ordan oraya savrulan mutsuz insanlarla dolu. kisiligi dahi ait oldugu meslek gruplari ile sekillenen bir insan olmaya calismaktansa insanin ait oldugu yerde, dogada insanin kendini tanimasi icin yeterince zamani ve dogru kosullari fazlasiyla mevcut.
hayat bir ruyadir. sadece uyuyanlar onu gercek sanir.