hesabın var mı? giriş yap

  • sadece bakarak zeka seviyemi 20 puan yükseltmiş fotoğraftır. yalnız resmi kapatınca tekrar düşüyor.

    muhteşem fotoğraf.

  • hangi taga girersen gir tagla alakasız saçma sapan şeyler çıkıyor.
    bot mudur nedir anlamadım ama yazı çöplüğüne dönüşmüş durumda
    elon musk istifa

  • ilgili video yu izledim.

    ellerine sağlık polizei.

    gönder gelsinler daha fazlasını , ırmağın akışını hissetsinler.

  • muhtemelen üniversite çağında birinin önermesi.

    ben de o yaşlarda "son zamanlarda kafka çok popüler" diyordum, bundan 10-15 sene önce filan.

  • benim.
    yıllarca kolejde çalıştım.öğrencilerle arkadaş gibi de oldum hep,çoğuyla hala görüşürüm zaten yaşlarımız çok yakın.bir yerlerde buluştuğumuzda öğrenci -öğretmen olduğumuz anlaşılmaz. yani sizin bahsettiğiniz o 'evde bekleyen,dershanede üç kuruş maaşla sürünen, idealist,arkadaş tipte' vs öğretmen de benim aynı zamanda. ayrıca belirtmek isterim ki alan sınavım sayesinde atanabildim. çünkü ben diğer alanlarda pek bir şey bilmiyorum.
    şimdi geldiğim okulda ise can güvenliği olmayan bir kadın öğretmenim. gözlerini korkutmak için ufak çapta fiziksel müdahalede bulunuyorum arada ,fazlasını yapmam, yapamam da zaten tehditler havalarda uçuşuyor ,evime tek başıma yürüyemiyorum,kadın olmanın utanılacak bir şey olduğu bir yerdeyim. ki büyük bir şehrin büyük bir ilçesindeyim. ama bu "büyük"lükler insanların kafalarındaki örümcek ağlarının yanında maalesef hiç kalıyor.
    korku içindeyim,ayaklarım geri geri gidiyor. sınıfta" bana bugün napıcaklar acaba ?" düşüncesiyle dakikaları saatmiş gibi yaşıyorum.bu sadece bir kısmı tabii.
    biliyorum sizin için hayaller "ölü ozanlar derneği, her çocuk özeldir,koro"filmleri tadında.hayatlar için (bkz: ben)

    bir yıldan fazla süre sonra edit: bütün yıl boyunca emek verdim o öğrencilerime. dövdüm de sövdüm de ... ama sevgilerini kazanmayı başardım en sonunda. artık beni benimsemişler, sahiplenmişlerdi.sonra koruyup kollamaya başladılar. doğumgünümde 1'er lira toplayıp pasta alıp bana sürpriz yaptılar. hediyeler aldılar,utanıp veremeyip başka arkadaşlarıyla yolladılar. sene sonu geldiğinda artık evladım olmuşlardı çoktan.şimdi başka bir ile ggeldim,çocuklarımı özler oldum. nereden nereye işte. verdiğim tüm emekleri hatta daha fazlasını hak etmişler bilememişim.

  • kıbrıs - erenköy

    bu küçük gibi görünen şirin kıbrıs kasabasında 5 köyden oluşmakta idi ve çok sayıda nüfus yaşamıyordu. 6 ağustos 1964 tarihinde yunan albay grivas komutasında rum ve yunan birlikleri buraya bir operasyon başlattılar. zaten kanlı noelden sonra durumun hiç de tekin olmadığının farkındaydı herkes. operasyon öncesinde öğrencilerde kendi aralarında ufak ufak gruplaşmalarda görülüyordu.

    yunanlıların kasabaya girmeye çalıştığının haberi alınınca kadın erkek yüzlerce üniversite öğrencisi örgütlenip deniz yoluyla kıbrıs'a geçtiler. düşman birliği zırhlı ve topçu birlikleriyle geliyordu ve türklerde pompalı tüfekler ve birkaç havan topu bulunmaktaydı hepsi de kaçak yollarla güç bela bulup toprağa gömdükleri silahlardı.

    8 ağustos tarihinde oldukça çetin bir direnişle karşılaştı yunanlılar ve türkiye uyarı uçuşu yaptı bölgede göz dağı vermek için buna rağmen yunanlılar yüklenmeye devam ettiler ve tmt'ye destek veren kendilerinden çok daha az öğrenciler sayesinde püskürtüldü yunanlılar. şanlı bir direniş göstermişlerdi sayıca ve teknikçe düşük imkanlardaki kahramanlar.

    diğer yandan o gün 8 ağustos 1964 tarihinde erenköy üzerinde uyarı uçuşu yapan bir uçağımız düşürülmüştü ve bir pilotumuz son anda paraşütle atlayabilmişti. rum tarafına iniş yapabilmişti ve rumlar tarafından yakalanmıştı. ısrarlı taleplerimize rağmen ancak dört gün sonra teslim edildi türk tarafına işkence edilerek öldürülmüş bir şekilde. ilk kıbrıs şehidimizdi cengiz topel kıbrıs için, erenköy için hayatını kaybeden. o küçük gibi görünen ufak kara parçası vatan için o kadar kıymetlidir işte.

    erenköy ve erenköy direnişi ada da ulusal bilincin uyanmasında manevi bir katkı sağlamanın yanında rum saldırılarına karşı direnmenin kıbrıs tarihinin bugün olduğu gibi şekillenmesinde belirleyici olmuştur. diğer taraftan üniversite öğrencileri sayesinde kıbrıs gençiliğinin kıbrıs türk devletinin ve türk milli bilincinin kurucu işlev üstlenmesine vesile olmuştur. ayrıca türkiye cumhuriyeti devletinin de garantörlükten kaynaklanan haklarını ilk defa uyarı uçuşu ile olsa da göstermesi ve ilk şehidini vermesi bakımından kıbrıs milli mücadelesindeki önemi bir kat daha arttırmaktadır.

    rauf denktaş: "erenköy direnişi kıbrıs türk halkının milli mücadelesindeki yeri çanakkale savaşının türk halkının milli mücadelesindeki yeri ile denktir. erenköy milli bir ruhun şahlanışıdır. erenköy, mücadeleden önce silahsız halkın bu eksikliğini kendi kararlılığı ve cesareti ile tamamlamasıdır. erenköy türkiye’ye olan güvendir. erenköy kadınların anadolu’da olduğu gibi erkeklerin yanından ayrılmamasıdır"

    güncelleme: youtube

  • kimileri bu güzel ve faydalı aktivite için "depresyon belirtisi" der. evet olabilir de nitekim. bana göre depresyondan çıkmak için en güzel terapilerden biri. (bir de temizlik yapmak var)
    mütemadiyen kış aylarında girmiş olduğum depresyondan bu sene de örgü örerek çıkmayı planladım ve işe koyuldum.

    malzemeleri tedarik ettim. 4mm şişler ve 1 adet renkli yumak, (devamı tüm bulabildiğim artık yünlerle gelecek)
    sonra ne öreceğime karar verdim. içimden battaniye örmek geldi. ama kocaman bir battaniye gözümde büyüdüğü için küçük kareler halinde örerek sonradan birleştirmeye karar verdim. hem küçük parçaları bitirdiğimde "oh bu da bitti" diyerek mutlu olacaktım hem de her bir karede ayrı bir öyküm olacaktı. misal şimdiye kadar 4 dilim ördüm.

    1.karede; bir işe başlamakta ne kadar zorlandığımı anlattım. (sürekli ters - haraşo örgü)
    2.karede; yeni başlangıçlarda motivasyonumun çabuk düşüp, çabuk yükseldiğini ve bunun böyle bir müddet devam ettiğini anlattım. (1 ters 1 düz - lastik örgü)
    3.karede; işler iyi gitmeye başladığında çıkan ufak tefek sorunların görmezden gelinebileceğini, bunların hayatın tuzu biberi olacağını anlattım. (3 düz 1 ters - yalancı selanik örgü)
    4.karede; bazen bir şeyler güzel başlar gibi olur, sonra bir engel çıkar, sonra iyi olan şeylerde kötü gitmeye başlar ama sonra illaki kötü şeyler de iyiye gidecektir.(1.sıra, sıra sonuna kadar, 1 ilmek düz 1 ilmek ters sonra 2. ve sonraki sıralarda düz ilmekleri ters, ters ilmekler düz - pirinç örgü)

    işte böyle sevgili gönül dostları. hesaplarıma göre ideal battaniyeme ulaşmak için yaklaşık 500 kare örmüş olmam lazım. ilerleyen karelerde savaşların kötülüğü, sigaranın zararlarını ve diğer sosyal yaralara da yer vermeyi düşünüyorum. son karede de bayrağa seslenicem.

  • altı yaşında şımarık bir velet... muayenesini yaptım. ilaçlarını yazarken bi türlü durmuyor. türlü şımarıklıklar yapıyor.

    ben: hişş, uslu dur.
    anne: doktor amca iğne yazar bak, uslu dur oğlum.

    azıcık durur gibi oldu, yine bozdu.

    ben: iğne yazıcam haa...
    velet: şaka yaptığını biliyom ki...
    ben: afferim bee... yemedin haa... süpersin...
    velet: yemem ki...

    ilaçları yazdım. annesine nasıl kullanılacağını anlattım ve ifadesiz bir suratla:

    ben: iğneyi de karşı odaya geçiyosunuz, hemşire hanıma yaptırıyosunuz.
    anne: (şaşkınlıkla) iğne mi yazdınız doktor bey???
    ben: evet, iki saattir ne diyorum?
    velet: (dolu gözlerle) neee??? iğne miii???
    ben: (elimi velede doğru yumruk yaparak) yaaa, nası yediiiiin!!!
    anne: ben bile yedim doktor bey!
    ben: nihohahhaaa...