hesabın var mı? giriş yap

  • sürücünün yerinde olmak istemezdim.

    düşünsenize... arkadan motosiklet topluluğu geliyor ve tamamı 130-160 km/h süratle seyrediyor.

    size selektör yaptılar aynanızı kontrol ettiniz, şerit boş, tam şeridinizi değiştirirken çevredeki makas atıp sinyallerini yakan motosikletlilere baktınız çünkü biri gelip size çarpabilir. fakat o da ne! biri sağ şeritte varolmuş dörtlüleri yakmış sizi sağdan geçmeye çalışıyor oysa ki az önce orada değildi.

    bir kazaya sebep oldunuz çünkü ne hız sınırı tanıdılar, ne kural, ne de adap. hiçbir sağlıklı insan başka bir canlının gereksiz yere ölümüne sebep olmak istemez. hayatınız boyunca bu anı unutamayacaksınız.

    bazı yüksek hacimli spor motosiklet kullanıcıları maalesef karayollarını pist gibi kullanmaya çalışıyor. aşırı sürat ve ani hareketlerden hiç çekinmiyor ve çok acı sonuçlar doğurabileceğinin farkında değilmiş gibi davranıyorlar.

  • ruşen çakır'la olan polemiğinde, zıvanadan çıkmış yönetmen.

    ruşen beyin tüm yayınlarını izliyorum, flu tv'de ise oöst ve boş modern sohbetleri izliyorum.

    bugün ruşen bey'in dile getirdiği eleştiriler zaten günlerdir söylenen şeylerdi, içeriğinizde bariz bir hata var bunu kaldırın. üslup olarak da sert bir yayın değildi, biz olsak yanlış bilgi bulunan bu videomuzun yayılmasına izin vermezdik gibi yaklaşımı var.
    (flu tv videonun altına not düşmüş, burada söylenen çözüm (tuzlu gargara) geçerli değildir diye.)

    ilker canikligil'in buna savunması sansür ve otoriterlik üzerine. sansür ve otorite konusunda laf söylenecek en son kişi sanırım ruşen çakır'dır. adamın yaptığı iki yayından birisi sansür ve erdoğan'ın otoriterliği üzerine.

    ama iş bir anda ilker canıklıgil'in "ne oldum" delirmesine dönüşmüş. ne ruşen çakır'ın adam olmadığı kalmış, ne yaptığı yayınların az izlenmesi.

    her şeye tamamım da, senin zaten yaptığın iş, az izlenmenden belli oluyor gibi zavallıca bir yaklaşım ve savunma nedir arkadaş ya? elinde oytun'un başka videoları da varmış da onları da koysa milyon izlenirmiş de.

    ilker bey size tavsiyem, yalın alpay'la modern insan yönelimleri, tüketim toplumu, vasat insan ve ortalamayı aramak gibi konularda bir kaç program yapın. ama kurguları bırakın başkası yapsın siz son çıkan ürünü, öğrenmek ve anlamak isteyen bir insan olarak izleyin. belki o zaman "aa sen 30 bin izleniyorsun, seni ezik youtuber" gibi sığ yorumlar yapmaktan sıyrılırsınız.

    hozoma not: şu arkadaşınız iyice sefahate düşkün katoliğe dönüşmüş, biraz kendisine çekidüzen verseniz de bogomil ahlakına geri dönse.

  • bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;

    kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
    gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
    sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.

  • twitter'ı daha etkili nasıl kullanabiliriz?

    mart 2022 verisine göre, 1,3 milyar hesabın olduğu ve günde ortalama 500 milyon tweet atılan bir ortamda, aranılan bilgiye ulaşmak gerçekten zahmetli ve yorucu olsa gerek.

    bu yüzden twitter'daki arama kutusunda bize spesifik olarak bir bölge, tarih, dil veya kullanıcı açısından arama yapabileceğimiz bazı formatlara ihtiyacımız var.

    başlamadan önce şu bilgileri de vermem gerekiyor.

    "araba" ve araba olarak iki ayrı şekilde arama yapabiliriz. tırnaklı şekilde arama yaparsak, karşımıza içinde araba geçen tweet'ler çıkar, tırnaksız şekilde arama yaparsak hesap isminde, kullanıcı adında alakalı ya da alakasız içinde araba geçen her şeyi gösterir. bu yüzden çoğu aramayı tırnaklı bir şekilde "araba" yapmanız daha verimli olacak.

    1) bölge bazlı arama yapabilme

    örneğin bir bölgede doğal afet oldu ve gelişmeleri takip etmek için o bölgeden atılan tweet'leri görmek istiyorsunuz. bunun için arama kısmına geocode ifadesini ekleyip o bölgenin enlemini, boylamını ve yarıçapını yazıp aratabilir ve atılan tweet'leri görebilirsiniz.

    *burada önemli olan atılan tweet'lerin bölgedeki yarıçapını iyi ayarlamak. mesela sel felaketi için 50km yeterliyken, deprem için yarıçapını minimum 150km olarak ayarlamalısınız ki karşınıza daha iyi sonuçlar çıksın.

    örneğin muğla ilini ele alalım;

    enlem: 37.24865
    boylam: 28.44357

    şablon: "deprem" geocode 37.24865,28.44357,150km

    yukarıdaki şablonu aratırsanız, muğla merkezinin ~150km yarıçapında, içinde deprem geçen tüm tweet'ler karşınıza çıkar.

    püf noktası: arama ekranında "en son" yazan yere tıklarsanız anlık olarak atılan tüm tweet'ler birer birer ekranınıza düşer.

    *bir bölgenin, ilçenin veya köyün, enlem ve boylamını google earth üzerinden veya enlem ve boylamı gösteren herhangi bir harita uygulamasından/sitesinden öğrenebilirsiniz. eğer sonuç çıkmıyorsa muhtemelen yanlış enlem ve boylam girmişsiniz demektir.

    2) tarih bazlı arama yapabilme

    diyelim ki araştırmanız için spesifik bir tarihe ihtiyacınız var. örneğin 30 haziran 2021 - 1 temmuz 2021 arasında atılmış tweetleri görmeniz gerekiyor.

    bunun için arama yapacağınız kelimenin yanına bir boşluk bırakıp;

    until:yyyy-ay-gün (boşluk) since:yyyy-ay-gün formatını kullanmanız gerekiyor.

    until: bitiş tarihi
    since: başlangıç tarihi

    ancak bunu şablona uygun şekilde yazmanız gerekiyor. örnek olarak;

    şablon: "istanbul" until:2021-07-01 since:2021-06-30

    bu şekilde yazıp aratırsanız, 30 haziran - 1 temmuz 2021 tarihleri arasında, içinde istanbul geçen tüm tweet'ler karşınıza çıkar.

    *eğer şablonda gösterdiğim istanbul'daki tırnakları kaldırırsanız, bu sefer kullanıcı adında ve hesap isminde istanbul kelimesi geçen kişileri de gösterir.

    3) dil bazlı arama yapabilme

    diyelim ki sadece ingilizce yazılan ama içerisinde istanbul geçen tweetlere ihtiyacınız var.

    bunun için arama kutusuna "istanbul" (tırnaklı şekilde) yazıp boşluk bırakıp, yanına "lang:en" yazarsanız (tırnaksız olarak), içerisinde istanbul geçen tüm ingilizce tweetleri görebilirsiniz.

    şablon: "istanbul" lang:en

    aşağıda farklı dil için arama yapabileceğiniz formatları bırakıyorum.

    lang:en - ingilizce
    lang:tr - türkçe
    lang:ru - rusça
    lang:de - almanca
    lang:fr - fransızca
    lang:es - ispanyolca
    lang:pl - lehçe

    4) kullanıcı bazlı arama yapma

    diyelim ki bir hesabın tweet'lerine bakmanız gerekiyor ancak bu hesabın tek tek inceleyemeyeceğiniz kadar fazla tweet'i olsun. (örneğin 5bin tweet) tek tek aşağıya inip geçmişte attığı tweet'lere bakmak yerine tarih bazlı aramayı kullanarak bu durumu kolaylaştırabilirsiniz.

    bu durumda arama kısmına from:kullaniciadi + boşluk + tarih formatını yazarak arama yaptığınızda, o kullanıcının belirlediğiniz tarihler arasında paylaştığı tüm tweet'ler ve aldığı tüm yanıtlar karşınıza çıkar. böylece zamandan ve emekten tasarruf etmiş olursunuz.

    şablon: from:natgeo until:2022-02-11 since:2022-01-11

    bu şablona göre kullanıcının 11 ocak - 11 şubat 2022 tarihleri arasında attığı tüm tweet'ler ve aldığı tüm yanıtlar gözükür.

    eğer kullanıcının aldığı yanıtları görmek istemiyor ve sadece kullanıcının attığı tweet'leri görmek istiyorsanız sonuna filter:replies ibaresi ekleyin.

    şablon: from:natgeo until:2022-02-11 since:2022-01-11 filter:replies

    *kullanıcı bazlı arama yaparken, hesabı gizli olanların tweet'lerini göremezsiniz. ancak herkese açık olan hesapların, aradığınız kullanıcıya verdiği yanıtları görebilirsiniz.

  • ilk arabam bir renoydu. *
    1 sene bende kaldı, arkadaştan almıştım, servise göstermiştim, bir şeyi yok denmişti filan....1 senede 17 kez oto sanayi sitesine uğradım.bu sayede esnafla tanıştım, dost edindim. şarj dinamosunun dağıtması, klimanın çalışmaması, teybin bozuk oması ,radyonun çalışmaması, kaloriferin ısıtmaması, yakıt tahliye pompasının patlak olması, karterin delik olması, yağ eksiltmesi (3 ayda 1 litre kadar) gibi ufak tefek sorunlar işte.....keyifli şeyler yani, bozuldukça uzmanlaşıyorsun, ufkun açılıyor, hayatta duymadığın şeyleri öğreniyorsun. en keyiflisi elbette şarj dinamosu. bozulunca ne olur dersen şöyle oluyor, önce farlar söndü gece karayolunda, sonra araç öksürmeye başladı, sonra motor sustu, sonra zar zor çalışan teyp, sonra aracın iç aydınlatması. sonra tak diye durdu.
    sağ ön tekerde 2 , sol önde 1 bijonun kesik olmasından bahsetmiyorum. aracın bir de arada bir yanan hararet lambası vardı. o ne güzel bir kırmızıdır.
    ama öğrendiğim en önemli şey ki bu bana büyük ders oldu, aracın hacizli çıkması. yani yakın arkadaştan alıyorsun tescili noteri filan boşveriyorsun. ta ki 3 ay sonra ya ne olur olmaz devrini alayım diye emniyete gittiğinde araç hacizli deyiveriyor ya polisler. donup kalıyorsun.

    eskiden ikinci el sahiden ucuzdu da bu gün ikinci el sıfırdan pahalıyken sıfır almak mallıktır diyen adam malın önde gidenidir. adam az önce toyota facebbok sayfasına yazmış ''auris almak için x bayinize gittim. bendeki 2013 auris 1.33 e 44 000 lira verdiniz, bundan sonra benim için bittiniz, toyotanın ikinci el piyasası hani iyiydi ''
    mantık bu, elemanın sıfırı 49000 lira liste fiyatlı, pazarlıkla rahat rahat 47 ye bırakılan 2 yaşındaki aracına toyota 44 lira vermiş takasta, dananın zoruna gitmiş. sanıyor ki 47- 48 filan eder benim arabam. çünkü koltuğuna benim çok değerli kıçım şeref verdi. boru mu ?
    böyle salak bir piyasada 2.el araç maraç alınmaz. gider daica alırım sıfır alırım.

  • iyi yapmıştır. bu chp'ye yakışmıyordu. kemal bey f tipi arkadaşlarıyla bol bol açılım yapmaya devam etsin, partideki düzgün insanlar bir bir gidiyor.

    bugün gerçekleşen olay.

    edit; istifa açıklaması.

    "ülkemizin içinde bulunduğu savaş tehlikesini de içeren koşullar nedeniyle çocuklarımızın geleceği açısından olağanüstü önem kazanan 2015 genel seçimleri öncesi partide demokrasinin işletilmesi, seçim yenilgileri ve özellikle de cumhurbaşkanlığını ilk turda iktidara teslim eden hatalardan dersler çıkartılıp, ciddiyetle yol haritası çizilmesi için yaptığım çağrıyı görmezden gelerek, kurultayı bir koltuk kapma yarışına çeviren;

    kurucusunun büyük fedakarlıklarla inşa ettiği devletin yıkılıp, diktiği ağaçların sökülüp, yerine, adına “ak” denilen ucube sarayda somutlaşan otoriter bir devletin kurulması girişimini ve cumhuriyetin köşkünün, hanedan sarayına dönüştürülmesini sessizce izleyen;
    türkiye’nin iç ve dış tehditlerle karşı karşıya olduğu, iş ve terör cinayetleri ile sarsıldığı bu çok kritik dönemde sorumsuz çağrılar, tutarsız tezkere söylemleri, belirsiz politikalar ile halkımızın duyarlılıklarından kopuk muhalefet anlayışında ısrar edeceği anlaşılan chp yönetiminin olası vahim tercihlerini değiştiremeyeceğimi anladığımdan, iktidar umudu da hedefi de bulunmayan yanlış ve zayıf politikaların parçası olmamak için büyük umutlarla geldiğim chp’ den istifa ediyorum.''

  • dünyanın en özel, en eşsiz tatil beldesiymiş, ahh diğer her yer çok kötüymş gibi kaktırıla kaktırıla, türk esnafı açgözlülüğünün birinci mekanı olmuş yazlık yer. ayağımın parmağını göndermem.

    "bir daha bodrum'a gelir miyiz bilmiyoruz"

    londra'dan 10 günlük tatil için bodrum'a gelen üniversitede öğretim üyesi 56 yaşındaki andrew macton, eşi, 53 yaşındaki maggy macton ve 3 çocuğu liman kenarına oturup döner ekmek yediklerini belirtirken şunları anlattı:

    "iki gün önce yalıkavak'ta bir restoranda sadece birer balık yedik ve birer bira içtik 1850 tl hesap geldi. bir kafeteryaya oturup 5 kişi dondurma yedik 200 tl ödedik. eşim de öğretmen. burada yediğimiz yemeklerin fiyatı londra'nın en lüks semtlerine göre çok çok pahalı. karşılığını almadığımız bir hizmete yüksek ücret ödemek çok zorumuza gitti. 6 yıldır bodrum'a tatile geliyoruz, bu yıl fiyatlar gerçekten kabul edilemez hale gelmiş. bu nedenle otel dışına çıktığımızda küçük bir sandviç veya döner ekmek ile karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. bir daha bodrum'a gelir miyiz bilmiyoruz ama bodrum'da harcadığımız paranın yarısı ile dünyanın en güzel yerlerinde rahatlıkla tatil yapabiliriz. bir bodrum aşığı aile olarak bunları yaşamaktan çok üzüntülüyüz."

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…tl_ye_maden_suyu.html

  • edit: ne güzel cevaplar alıyorum. "ev sahibi rapor paylaşmıyorsa tutmayı nevi" gibi müthiş çözümler. gerçekten bu zekayla insanlar bu yaşa nasıl geliyor anlamak mümkün değil.

    arkadaşım ortada sınırlı sayıda ev ve kuyruk halinde kiracılar bekliyorken hangi ev sahibi sizinle rapor paylaşır veya bununla uğraşır? bana 1 tane örnek gösterin. veya da hangi ev sahibi "evin bedeli kadar tazminat ödenir" gibi bir maddeyi sözleşmeye koyabilir. siz hayatınızda sokağa çıkıp gerçek dünyayla karşılaştınız mı?

    devlet bu raporları kiracının da almasına izin vermediği, alınan raporların açık bir şekilde yayınlanmasını sağlamadığı müddetçe kiracılar tabut kiralayıp kiralamadığını bilmeyecek. çünkü hatayda da gördüğümüz üzere 2021 yılında yapılan ultra lüks rezidanslar bile yerlebir olabiliyor.

    -----

    türkiye cumhuriyeti'nin en büyük skandalıdır.

    oturduğunuz binanın raporu var mı, varsa ne zaman alınmış, ne sonuç çıkmış. bir kiracı olarak sorgulayamıyorsunuz.

    yetti mi?
    yetmedi.

    alt katınızda market var, indiniz baktınız, dairelerinizdeki kolonların devamı, markette yok. marketin kolonları kestiğinden şüpheleniyorsunuz. öyle ki; "yav bunun denetimi kaç paraysa ben vereyim parasını" diyorsunuz. ama o da ne; tapu sizin değilse veya tapu sahibi tarafından vekaletiniz yoksa bu denetim için birini gönderme hakkınız bile yok.

    oturduğunuz binada ölecek misiniz, kalacak mısınız hiçbir sorgulama hakkınız yok.

    bu nasıl bir saçmalıktır? kiracılar hayvan mı? kiracıların suçu günahı ne? ne idüğü belirsiz dairelerde yaşamak zorunda mıyız? alt katımızdaki marketi şikayet etme hakkımız bile bulunmuyor tapumuz yok diye.

    bu nasıl bir skandal. bu nasıl bir ülke?